2. Bölüm

1. Bölüm YENİ OKUL

Rynialight
rynialight

 

1.BÖLÜM YENİ OKUL

 

Kural 1: Bir şeyler için yeni başlangıçlar yapmak gerekir

 

23 Eylül 2047 Pazartesi

 

Merhaba ben Melisa Karabulut Bugün yeni bir okula başlıyorum ve biraz heyecanlıyım. Olacaklar için. 11. Sınıfa gidiyorum ve evet 1.dönem 2 hafta önce başladı.Herkes derslerde. Ben fen lisesine gidiyordum ama derslerimin durumu çok düştü ve nakil istedim. Çevremdeki herkes gideceğim okul için "güzel" diyorlar ama insanlarla pek anlaşamaycağım kesin. Çünkü ben konuşamıyorum...

 

...

  

Evet yeni okuluma hoş geldim. Çok mutluyum anlatamam size varya uff.

Dalga geçiyorum tabikide. Artık eskisi kadar sevmiyorum okulları. Tıramva.

 

Arabadan inip şoförümüz olan Ahmet abiye el salladım ve okulun büyük demir kapısından okulun bahçesine girdim.

 

Bahçe çok güzel yeşillikler çimenlikler,sahalarla ve çiçekleriyle büyüleyen bir okul bahçesi. Tabi hiç bir okul fen lisesinin yerini tutamaz.

 

Okula girdim. Kolidor merdivenlerden yukarı çıkacaktım ancak kolidorda ki insanların benim hakkımda konuşmaya başladıklarını duydum.

-Bu kız kim?

-Yeni mi geldi acaba?

-Tanıdık birine benziyor

 

_Bari ben gittikten sonra konuşun. Duyabiliyorum yani._ Sinirle sadece önüme baktım.

3. kata çıktım.

Müdürün odasına giderken kolidordaki çocuklardan biri

 

- Duydunuzmu okula yeni gelen kızı baksanıza

 

Parmağıyla beni işaret ettiğini gördüm ve umursamadım ama bu kadar hızlı duyulucağını bilmiyorudum. Yanındaki

arkadaşı ise

 

"Bak abi bu kızda dayanamaz gider benden söylemesi" dedi. Anında sinirle öldürecek gibi bir bakış attım.

Çocuk korkmuşa benziyordu muhtemelen alt sınıflardandı ki hemen korkuyla önüne döndü. Yada büyük olduğu halde öldürecek gibi bakan gözlerimden korktu.

 

Arada bunu yapıyordum hoşuma gidiyordu. Önüme döndüm. Kolidorda müdürün ofisini aramakla uğraşıyordum. Biraz önceki çocuğun söyledikleri aklıma geldi. Hayır yani ne oluyorduki bu okulda bende dayanamazmışım da gidermişim de.

 

Tabi dışardan nayıf bir kız olarak gözüktüğüm için normal olabilir ama içimdekileri bir tek ben bilirim Yaşadıklarımı bilseler böyle rahat konuşamazlar. Müdürün odasını buldum ve kapıyı çaldım "Gel" sesini duyduktan sonra kapıyı açıp içeri girdim. Müdür beni görünce

 

"Hoşgeldin kızım geç otur" Eliyle sandalyeleri gösterdi ve geçip oturdum.

 

Müdür ve babam daha önce tanışıyorlardı. Müdür benim durumumu biliyordu o yüzden çok soru sormadığını anladım. Müdür

 

"Nasılsın kızım heyecan varmı" Tabi bende kafa salladım. Müdür "Olur öyle ilk gün heyecan sonra alışırsın.

Dersin başlamasına 7 dakika var senin sınıfını göstereyim" dedi ve müdürün odasından çıkıp yeni sınıfıma gittik.

 

Kolidordaki herkes bana bakıyordu ve bu benim hiç hoşuma gitmiyordu.

Sınıfın önüne geldiğimiz zaman sınıfımın 11/A olduğunu gördüm.

 

Sınıfa yaklaştıkça sınıftan gelen gürültü sesleri artıyordu. Sınıfa girdiğimizde müdür "Çocuklar" durdu susmalarını bekledi Hoca sınıf tahtarasıma vurarak "Çocuklar...çocuklar! kime diyorum!" Müdür bağrınca herkes sessiz oldu.

Biraz önce herkes konuşuyor bağırıp çağırıyordu şimdi 4 yaşında kıraşe yeni başlamış çocuklar gibi sessiz,sakin pür dikkat müdürü dinliyorlardı. Bende sınıf kapısının girişinde onları izliyordum. _Doğru yerdeyim_ yüzümde ister istemessice bir gülümseme oldu _İlk adım tamam_

 

"Çocuklar lütfen sabah sabah ne bu enerji ya ne yiyor içiyorsunuz siz." Müdür kendine çeki düzen verdi.

 

"Neyse bugün aramıza yeni arkadaşımız katıldı. Lütfen nazik,kibar ve düzgün olun Saygılı olun!" Müdür kelimeleri bastıra bastıra söylüyordu. "Evet Merve kızım bunların içinden en düzgünü sensin sana güveniyorum" Sarı saçlı renkli bir kız ayağa kalktı

 

"Tabikide hocam. Arkadaşımıza yardımcı oluruz merak etmeyin" Zil çaldı ve arkamdan biri "Hocam geçebilirmiyim" dedi. Arkamı dönüp baktım Beni hocamı sandı. Halbuki okul çantamda sırtımdaydı. Öğrenciyede benziyordum. Çoçuk "Ay kusura bakmayın ben sizi hoca sandım. İzninizle geçeyim ben" Geçmesine müsade ettim ve evet hala ayaktaydım . Sınıfta 16 sıra vardı ve üç tanesi boştu. Fakat üç sıradan bir tanesinde okul çantası vardı.

Sonra arkamdan biri daha seslendi.

 

"Pardon geçebilirmiyim" diyen kibar bir ses. Arkama baktım kim diye bakmaz olaydım. O ela gözler

Dışardan nasıl rezil bir şekilde göründüğümü az çok tahmin edebiliyorum. _Sanırım bu_

Çocuk artık geçebilir miyim der gibi baktı suratıma. Geçmesine izin verdim. Çocuk duvar kenarındaki arka sıraya oturdu. Ben yine şok neden şok olduğmu sorarsanız yüzü çok tanıdık geliyordu sesi falan sanki tanıdığım biri. Bu...

 

Müdür "Güzel" Müdürün konuşmasından sonra düşüncelerimi bir kenara fırlattım. Müdür bana döndü "Kızım şurada boş sıra var oraya oturabilirsin" Zaten bir masa boştu. İsmi Merve olan kızın ön sırasına oturdum. Müdür "Kızım bir şey olursa benim nerede olduğumu biliyorsun ben yoksam hocan sana yardımcı olur tamam mı" Kafamı yukarı aşağı salladım.

 

Müdür son olaylardan sonra bizim aileye özelikle benim üzerime titriyordu. Babamı bile bu okula gelmek için zar zor ikna etmiştim. Kim ister ki güzelim İstanbul Fen lisesinden ayrılıp normal sıradan bir koleje gelmeyi hele tramvalı bir okula. Buraya gelicem diye hedeflerimi kaybettim ama buna değerdi. Değcekti deymek zorundaydı. Onun için bu okula geldim.

 

"Hocanız birazdan gelir düzgün durun tamam hadi iyi dersler" Ve müdür gitti. Müdürün gitmesiyle herkesin yüzü bana döndü. Herkes bana bakıyordu. Dediğim gibi bundan hiç hoşlanmıyordum. Arkamdaki Merve

"Merhaba ben Merve bu sınıfın başkanıyım bir sıkıntın olursa bana söyleyebilirsin" Kız kibar birine benziyordu ve kafa salladım. Bir kağıt alıp kağıda

 

Teşekkür ederim

 

Yazdım ve sırasını önüne koydum. Mervenin kafası karışmışa benziyordu tam Merve "Neden konuş-" diyecekiken sınıfın kapısı açıldı ve

"Günaydın çocuklar" diyerek sevinçli bir şekilde sınıfa giren öğretmeni gördüğümde rahatlamıştım. Çünkü Mervenin sorduğu soruyu cevaplamak istemiyordum

Hoca "Nasılsınız çocuklar"dedi

Öğrenciler "İyiyiz" aynı koro şekilde söylemeleri bir ilginçti.

 

Sınıftan biri "Hocamm yeni bir arkadaş var"

Ya bi bismillah ya hoca daha yeni gelmiş

 

(hojamm yeni bir arkadaşş var liblablüb) Söylemese kafasına sıkıcaklar. Şey bu aralar mafya dizilerine sarmış durumdayımda

Hoca bana şaşırarak

"Öyle mi merhaba hoşgeldin canım ben bu sınıfının hem rehber öğretmeni hemde fizik öğretmeniyim. İsmim Özlem

ve merak etme fizik derslerimiz gayet güzel ve eğlenceli geçiyor. Sen kendini tanıtır mısın"

 

Ne yapcağmı bile bilmiyorum hem utandım hemde rezil oldum ve bir şey diyemedim. İçime kapandım yeni doğmuş ördek yavrusu gibi. Fizik hocanın yüzü düştü "Utangacız galiba" Bende evet der gibi kafamı salladım hoca "Tamam o halde kendini rahat hissettiğin zaman bize kendini tanıtırsın...Evet çocuklar hafta sonu tatili nasıldı" Herkes hocam çok kısa mükooo hocam filan derken hoca "Tamam kötü geçmiş anladım" Sınıf kahkalara boğuldu Hoca "Şşşshhh şimdi ders vakti zaten yarısı gitti. Evet en son nerde kalmıştık açın tabletleri"

 

Hoca dersi anlatmaya başladı. Gayet güzel anlatıyordu. Hocanın burası önemli dediği yerleri not aldım. Bildiğim konulardı zaten. Ama yinede not aldım. 1.Ders bitiş zili çaldı.

Hoca "Diğer ders devam edeceğiz çıkabilirsiniz" Herkes dışarı çıktı. Bazı kızlar sınıftaydı hocada öğretmenler odasına gitti bende bir kağıda adımı soy adımı yazdım

Kâğıtta

 

Adım Melisa

Soy adım KARABULUT

17 yaşındayım

İstanbul Fen lisesinden nakil oldum.

Yakın zamanda bir kaza geçirdim ve sesimi kaybettim. Bu yüzden cevap veremedim. Özür dilerim

 

Kağıdı öğretmen masasının üstüne bıraktım. Biraz garip yazmış olabilirim evet ama yinede kağıdı masaya koydum. Çok şükür kimse görmedi. Görselerdi o kağıtta ne yazıyor neden yazdın diyeceklerdi. Sırama geçtim ve çizim defterimi alıp çizim yapmaya başladım. Sıkıldığım zaman kara kalem çizerdim.

Kızlardan bir arkamdaymış ve fark etmemiştim. Kız bir anda kulağımın dibinde "Vayy ne güzel çiziyorsun" dediği anda yerimden sıçradım

Kız geri çekilerek "Pardon seni korkutmak gibi bir niyetim yoktu özür dilerim. Ben sera" Kız gülümseyerek elini uzattı.

Kâğıda sadece Melisa diye yazdım ve arka sıraya kızların önüne koydum

Ne diyecekeleri umrumda bile değildi. Konuşamıyorum diye artık dalgamı geçerlerdi yoksa beni anlarmıydılar. bilmiyorum. Siyah saçlı kız "Neden kâğıda yazıyorsun. Bu arada ben Eylül" Kızın sesi biraz hayattan bıkmış gibiydi

Ben konuşamıyorum

Yazdım kağıda Yani ne diyebilirim ki artık nasıl anlatabilirim. Sera şaşırmış "Neden yemin mi ettin ,sesin mi kötü neden?" Kız öyle bir söyleyince bende ona şaşkın baktım. Merve ise Seranın kolunu dürttü "Kızım saçmalama kız neden yemin etsin. Demek ki kızın bir rahatsızlığı var" diye fısıldadı.

Eylül ise "Kızlar bi bırakın kız cevap versin kesmeyin kızın sözünü" Eylül öyle diyince üçüde bana baktı. Abi sanki insan yer gibi bakıyorlardı. Kağıt alıp kâğıda

 

Geçen sene bir kaza sonucu sesimi kaybettim bu yüzden konuşamıyorum

 

Yazdım.

Kızlar kağıdı okudu ne kazası diye sormadılar ama bana üzüldükleri yüzlerinden belliydi. Acınası bir durumdaydım. Sera "Kıyamam sana çok kötü bir şey merak etme sesin biz oluruz sana yardım ederiz" Eylül araya girdi

"Kızı daha fazla üzmesene"diye fısıldadı.

Merve "Yanlız kızlar kız sağır değil yani sizi duyabiliyor" Mervenin bu cümlesine güldüm. Hepsi bana bakıp gülümsedi. Normalde insanlarla pek iletişim kurmazdım. Sesim varken bile. Ama sesimi kaybettikten sonra hiç kimseyle iletişim kuramadım. Pek arkadaş çevremde yoktu yani biraz asosyal bir insanım. Sera ise konuyu deyiştirip

 

"Ben sabah kahvaltı yapmadım kantine inelim mi hem Melisaya okulu gezdiririz" Başımla Serayı onayladım mutlu olurum yani kocaman okul bilmiyorum hiç bir yeri. Aslında kaybolmaktan korkuyorum çünkü yön duyum berbattı. Eylül ve Merve de onayladıktan sonra boynuma astığım küçük not defteri, kalemi ve cüzdanımı aldım. Dördümüz kantine aşağı kata indik. Kantin bayağı kalabalıktı sabah sabah ilk tenefüste şaka gibi bu ne kalabalık.

 

Sera kendinen tost aldı. Mervede boyoz aldı. Eylül ise kendine Çikolata aldı bense kaşarlı gevrek tost ve muzlu süt aldım. Ne kadar harika bir ikili değil mi ama ben seviyorum yani. Boş bir masa bulup oturduk kızlar sırayla bana kendilerini tanıtı

 

Önce Sera başladı "Ben Sera 17 yaşındayım soy adım Öztürk burcum yay asrolojiyi ve burçları çok severim"

Sıra Mervedeydi "Ben Merve Bilen 17 yaşındayım Burcu mu söyleyeyim mi"

Sera kafa salladı "Söyle"

Merve "Burcum kova burçlara pek aram yoktur bu kadar Eylül sende sıra "Eylül bıkmış yorgun bir sesle "Ben Eylül soy adım Harman 18 yaşındayım bir sene geç başladım o yüzden Burcum Akrep burçlara inanırım bu kadar her zaman rack rol Melisa"

Sıra bendeydi sanki ilk defa sahneye çıkan bir çocuk gibi bir heyecan bastı. Kağıt alıp

 

İsmim Melisa soy ismim KARABULUT 17 yaşındayım koç burcuyum astrolojiye inanırım ama pek ilgilenmem clasic müzik severim. İstanbul Fen lisesinden nakil oldum bu kadar

 

Yazdım kağıdı kızlara gösterdim okurken üçününde gözleri şaşkınlıkla kağıda bakıp aynı anda

"Nee!! KARABULUT MU ?"

Diye yüksek sesle konuşunca kantindeki herkes bize 'Bunlar ne diye bağrıyor' der gibi baktılar. Sera hemen el attı ayağa kalkarak "Afedersiniz,kusura bakmayın afiyet olsun" diyip sandalyesine geri oturdu.

Üçü de bana baktı ve Merve fısıldayarak "Soy adın Karabulut mu?" diye sordu bende kafa salladım.

Eylül "Merve biraz benziyorlar sanki. Tanıyormudur acaba

Merve Merve" Merve hala yüzümü incelerken dona kalmıştı.

"Heh ha hayır kızım alakaları yo-"

 

Sera hemen Merve'nin sözünü kesti "Kızlar yediyseniz kalkalım artık he hadi" Göz kaş hareketi yaparak. Konuyu anlamayarak onlarla beraber kalktım ki zaten zil çalmıştı. Okul o kadar büyüktiki kızlar ben okulu gezebileyim diye beni okulun diğer tarafından sınıfa çıkarttılar sağolsunlar. Ama okul harbiden büyüktü. Direk kaybolurdum merdiven çıkıp Sera burası lavabo burası öğretmenler odası diyerek bana her yeri gösteriyordu. Merve ve Eylül de arkamızdan geliyorlardı Sera "Burasıda kütüphane" Dediği yere baktım gözlerim parladı. Kütüphane çok büyük. Bir spor salonu kadar büyüklüğündeydi.

 

Galiba çünkü ders başlıyacak diye kütüphaneye girmemiştik. Cam kapıdan içeriye bakmaya çalıştım ama kütüphane bomboştu. Sera aklımdakileri okumuştu sanki. Hemen cevap verdi.

 

"Kütüphaneye giren çok az insan var. Kimse kitap okumuyor Okuyanlarda tabletten, telefondan falan okuyor. Bide bazıları bu kütüphane hakkında

olağandışı bir şey olduğunu düşünüyor" Sera son kelimelerini fısıldayarak söyledi.

 

"Ama bence saçma inanma yani" Seraya şaşkın şaşkın baktım. _Olağandışı mı Gerçekten saçma. Bu sadece benim okuduğum fantastik kitaplarda olur._

Ama bu kütüphanenin yolunu öğrendim. Diğer teneffüs buraya geleceğim kesindi.

 

...

 

İlk bölümü nasıl buldunuz. Umarım beğenmişsinizdir.

O zaman sizi söyle yorumlara alalım:)

 

 

 

Bölüm : 05.11.2024 15:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...