
...
14. BÖLÜM MAVİ ENERJİ
Kural 14: Hiç bir şey göründüğü gibi değildir...
24 Eylül Salı 2047
Okul bahçesi
(Berkin anlatımıyla)
Bugün okulumuzda koşu turnuvaları vardı. Hedef Türkiye turnavalarına katılmak. Bahçede Borayla beraber başlangıç çizgisinin dubalarını koyuyorduk.
"Berk oğlum gel" Beden eğitimi hocası tabletine bakarak beni çağırdı "Geliyorum hocam" Hocanın yanına gittim. "Buyrun hocam"
"Oğlum Merveyle beraber sınıfın yoklamasını alın olur mu"
"Tabi hocam" Hoca yoklama defterini, kalemi uzattı hocadan alıp Merve'nin yanına gittim.
Yanına vardığımda Sera ve Eylülle merdivenlere çıkmış oturuyorlardı. "Merve hoca yoklama almamızı istedi"
"Tamam geldim kızlar ben geliyorum" Defteri açtım Merve arkamdan geldi "Tamam bakalım" Deftere baktık
"Tamam Ceren, Narin Ege, Asel başka başka" Merve bir yandan okuyor diğer yandan bahçedeki öğrencilere bakıyordu. "Berk sen burdasın Sera, Bora amm Eylül Ben burdayım" Tüm listeye baktık herkes bahçedeydi.
"Tamam herkes burda Merve" Merve düşündü düşündü "Bir eksik var"
"Ne"
"Melisa Melisa Karabulut o yok Allah Allah bu kız nerde geç kaldı saat kaç Berk" Saatime baktım
"Tam 11:00"
"Şimdlik var yazalım gelmesse sonra düzeltiriz"
"Merve olmaz hocaya nediycez"
"Kızın daha ikinci günü Berk daha yeni şimdiden yok yazamayız gelir birazdan var yaz"
"Offf saat 11 kaçıncı dersteyiz"
"Tamam hoca bir şey derse tüm sorumluluğu üstüme alırım"
"Tamam var yazdım oldu mu" Merve deftere baktı
"Oldu sağol başkan yardımcısı" Gözlerimi devirdim "Aff rica"
Hocanın yanına gittim hocaya defteri teslim ettim.
Koşucak olan kişiler sıra oldu katılmayacaklar bankalara merdivenlere oturdu. Hocaya baktığımda hocanın yanında Melisayı gördüm geç kalmış nefes nefese hocaya kağıt uzatıyordu. Merve oturduğu yerden
_Bak ben sana demedim mi_ der gibi gözlerini açıyordu. Önüme döndüm.
...
Hoca hemimizin kimle yarışçağını söyledi
"Ayaz-Melisa"
Melisada mı katılıyor listede onun adını görmemiştim ne ara gidip ismini yazdırdı.
Herkes yarıştı
Bora Cerenle yarıştı ilk turda kaybetti bilerek yaptı yarışmamak için bu nasıl bir çocuk ya.
İlk rakibim Narindi koşaraken bitiş çizgisine bakarken Gözüm Melisa'ya gitti yanında Ayaz vardı Melisa Ayazla konuşmak istemiyordu Ayaz ise Melisa'yı kışkırtarak gaza getiryordu orası kesin yarışı kazanan Ayaz olucaktı neden mi çünkü Ayaz 9 aydır bu yarışmaya hazırlanıyordu.
Melisa'yı bilemem Melisa da 9 ay çalışsaydı ona da aynı şeyi söylerdim ama Ayaz gerçekten emek harcamıştı sırf ben istiyorum diye girmişti. Ayaz Melisayı baya kızdırmışa benziyordu çok sinirliydi ve çok komiklerdi. Küçük güldürmemi durduramadım.
Dikkattimi dağıtmadım tabikide. Yarışı ben kazandım.
Sıra Ayaz ve Melisadaydı
Ayazın kulağına fısıldadım
"Kanka kıza yazık çok üzerine gitme olur" Ayaz gülmeye başladı "Merak etme kardeşim çok zorlamam" Böyle diyordu ama daha fazla hızlı koşucaktı. Bora, Ayazı çıldırtmak için arkadan "Hadi Melisa görelim seni" Ayaz arkasını dönüp Boraya ters bir bakış attı. Bora sadece sırıttı. Melisa o kadar odaklanmıştıki kimseyi duymuyordu bile.
Hoca başla diyince çok hızlı çıktılar. Melisa, Ayazı geçti _Nasıl ya_ Ayaz Melisa'yı geçti oda onu oda onu filan derken kazanan yuh yok artık kazanan sen ciddi misin. Kazanan Melisa olmuştu. Ayaz gibi birini mi geçti ay. Tüm sınıfın kızlarının yüzü solmuştu. Herkes Ayazı tutuyordu. Sadece 3 kişi hariç m; Eylül, Merve ve Seraydı. Melisa boynundaki not defterine bir şeyler yazıp nefes almaya çalışan Ayaza kağıdı uzattı.
"Laz kızı Tebrikler valla"
El tokalaşma filan derken benim şaşırdığım nokta şuydu Melisa nasıl kazandı daha önemlisi Ayaz yenilgiyi nasıl bu kadar kolay kabul etti hayretler içerisindeyim
Eylülle yarıştım kazandım her zaman ki gibi. Eylül Melisanın kulağına bir şeyler fısıldadı.
Melisa nın yüzünde korkunç bir gülümseme belirdi. Eylüle _Ben hallederim_ der gibi bakıyordu. Bu kızda bir şeyler vardı ama birinci ben olucaktım. Melisa, Cerenle olan yarışmada birinci oldu.
Sıra ben ve Melisadaydı.Yerimizi aldık. İkimizde hızlı çıktık. Sanki rüzgar Melisaya yardım ediyor gibiydi tüm rüzgar onun arkasındaydı. İzin vermiycem ben kazanıcam. Melisa duvarı ellerken dengesini kaybetti ama 2 saniye sonra düzeldi ve bana yetişti ama yarışmayı ben kazandım.
Birinciydim Türkiye turnuvalarına katılabilcektim.
Melisa derin nefes aldıktan sonra elini uzattı.
Fark ettim ki boynunda not defteri yoktu. Koştuğumuz alana gittim koşarken minik not defteri yere düşmüştü onu aldım Melisanın yanına koştum ve not defterini verdim.
Defteri aldıktan sonra kâğıda yazdı ve bana uzattı
Teşekkürler güzel yarışmaydı
Güzel bir yarışma mı dedi pek inanasım gelmedi. Elimi göğüsme koyarak selam verdim ben kimseyle toklaşmazdım ben böyle yapınca biraz şaşırdı sonra tebessüm ederek gitti, bende bizimkilerin yanına gittim.
Bora çok mutluydu çünkü Ayazla iddiaya girmişti ve Bora kazanmıştı. Ayaz kazansaydı. Bora onu beş gün boyunca yemek ısmarlıyacaktı. Ama Bora kazandığı için 5 gün boyunca Ayazın motoru Borada olucaktı. Sapan sapan işler.
...
26 Eylül 2047 Perşembe
Akşam yemeği
"Salih Kızları da mı gelicek"
"Ee herhalde Sevda"
"Ayy sonunda görücez kız cenazede bile yoktu insan hiç kardeşinin cenazesine gelmez mi"
"Kız hastaymış Sevda nasıl gelsin."
"Ama yani olmaz ki ne var sanki ne olmuş acaba bahane mi ediyorlar"
"Kız gelmek istemiş ama hasta olduğu için hastaneden çıkarmamışlar 2 hafta hastanede yatmış ne yapsınlar. Nahaneymiş insanların arkasından konuşmayı ne zaman kesicen"
"Aman banane ne yapıyorlarsa yapsınlar"
Annem ve babam aralarında sesizce konuşurlarken bende telefonumla uğraşıyordum.
Biz restoranta masada oturmuş bekliyorduk. Çetin bey babamın çok yakın arkadaşıydı oğluylada çok yakın arkadaştık. O benim can dostumdu. En yakın arkadaşımdı,kardeşimdi.
Ama hiç kız kardeşiyle tanışmamıştık. Bir kere hastanede görmüştüm sanırım.
Ama hastanede ağladığım için her yeri bulanık görmüştüm kardeşinide bulanık görmüştüm sarı saçlı beyaz tenli bir kızdı sanırım.
Kardeşi öldüğü için hastane koridorunda feryetlarla ağlıyor çığlık atıyordu.
Öğrendiğim kadarıylada koridorda çok bağırdığı için ses telleri gitmiş sonra bayılmış ve iki hafta hastanede kalmıştı ama bir türlü hiç bir araya gelip tanışmamıştık.
Restoranın giriş kapısından Çetin Amcayı ve Eşi Feride hanımı gördüm. Feride hanımın Arkasında ise kızı gördüm.
"Melisa" içimden mırıldandım. Sandalyede doğruldum
Kızı Melisamıymış. Nasıl Melisa Karabulut ama sarı saçlı kız kimdi o zaman Melisa Karabulut Çetin Karabulut Melisada onun kardeşi ama hastanede gördüğüm o kız ve Melisa'ya hiç benzemiyordu. Melisada benim gibi deri ceketmi giymiş uff.
Herkes birbiriyle tokalaştı selamlaştı. Çetin amca Melisa nın kulağına fısıldadı.
Melisa elini uzattı bense elimi göğüsüme koyarak selamladım. Koşu yarışındayken de böyle selam vermiştim beni anlayıp gülümseyerek oda aynısını yaptı. Elini göğsüne koydu başını hafif eydi. Çetin amca bize gerip baksada Melisa bunu çok önemsemedi.
...
Annem ve Feride Hanım birbiriyle konuşurken hepimiz dinliyor bir yandan da yemek yiyorduk. Annem Melisanın okulu sordu. Melisa cevap veremedi. Feride hanım ve Annemin konuştukları Melisa nın kazası ile ilgiliydi. Melisa bunları duydukça. Yüzü solmaya başladı. Çetin amca Feride hanımı susturdu.
"Melisa benim gittiğim Başarı kolejine gidiyor"
Melisa yemek yerken boğuldu
"Melisa kızım iyi misin"
Kafasını salladı su içti
"Melisa iyimisin" bana baktı baktı kafasını salladı
"İyi Nerde kalmıştım heh aynı sınıftayız" Yemeğimden bir parçayı ağzıma attım.
"Ay ne güzel o zaman siz tanışıyor sunuz"
"Evet annecim"
Feride hanım "Melisa Fen lisesine gidiyordu koleje nakilini aldırdık" Melisa annesine gergin gergin baktı.
Sonra hızlı bir şekilde yemeğine devam etti. Masanın titrediğini fark ettim masanın altında bir şey mi vardı. Masanın altına baktığımda gördüğüm şey Melisa ayaklarını gergin gergin salıyordu sitresli olmalıydı neyi vardı neden sitres yapıyor bir eliyle yemek yiyor diğer elinide yumruk yapmış sıkıyordu.
Yemeğime devam ettim. Babam "Akademik bir durum mu" Melisa kafasını salladı "Anladım" Yemek yemeğe devam ettik. Başım...
...
Polisler geldi İfadelerimizi aldılar benim anlamadığım şu Air burdamıydı bize mesajları atan kişi X miydi bizi nasıl buldu Air burdaysa nerde.
...
24 Eylül 2047 Salı
Saat 18:00
Eve geldim gelir gelmez direk yatağıma gittim çok uykum vardı. Koşu yarışından dolayı çok yorulmuştum. Annem dışarıdaydı babamsa işteydi. Meral abla bana biraz poça ve limonata getirdi onları atıştırdım. Duşa girdim çıktım
Yarışmayı kazandığım için mutluydum ama sanki beni tutan bir şeyler vardı.
Allah Allah neyim vardı benim.
Üstümü giydim odamın perdesini kapatıp ışığı açtım. _Bu nee_ odamın ışığı neden bukadar açıldı hiç bir yer ışıktan gözükmüyordu en sonunda yerde buldum kendimi. Bir anda uykum geldi gözlerim kapandı ama etraf siyah değil beyazdı.
...
Önümde bir portal belirdi. Bir bana gelmemi söyledi
_Lan yoksa öldüm mü_
İçeri girdim girdiğimde her yer yemyeşildi bir ormanın içindeydim. Çiçekler ağaçlar etrafım bir ormanla kaplıydı ormanı severim ama çama alerjim vardı toprak kokusuna dayanamıyordum tövbe estağfurullah ama beni toprak kokusu boğuyordu.
Önümde bir duvar vardı. Tahta kapısı açıldı. İçeri girdim. Küçük tahtadan bir kulübe ve ağaçın dalında yapılmış pembe mavi çiçeklerle süslenmiş bir salıncak vardı. Ahşap kulübeye girdiğimde kulübe kulübe değildi saraydı resmen. Büyük bir oda ve odanın bir kenarında bir kapı daha vardı.
Önümde bir yarı insan yarı robot vardı rengi yeşil gibi birşeydi.
"Merhaba Muhafız" Sağıma sola baktım benden mi bahsediyor
"Sen sen evet senden bahsediyorum"
"Ama ben muhafız değilim ki hem burası neresi neden burdayım" Sesim nedem titriyordu
"Şe-"
"Ne oldu bana başım çatlıyor
sen kimsin robot musun insan mı
"Be-"
"Dışarıda bir sürü çam ağacı gördüm benim çama alerjim var bulunduğum yerde çam olursa kaşınmaktan duaramam ama şimdi hiç bir şeyim yok nasıl neden"
"Şey"
"Neden ya cevap versenee"
"Ya bi susmadın sus oğlum sus cevap vercem izin vermiyon bu ne ya dırdır aaa Allah Allah"
"Sen bir insan sın"
"Hayır ben insan değilim be-"
"Robot mu"
"Ha-yır"
"O zaman nesin"
"Ben bu adanın muhafızıyım"
"Ada mı biz adadamıyız"
"Evet dışarıda görmedin mi"
"Hayır"
"O zaman dikkatli bakmamışsın. Neyse ben Solay burasıda Sedria adası yani orman adası. Ve sende yeryüzü muhafızı sanrayksın. Burası senin beyninin içinde. Seçilen kişi sensin sen orman adasındansın"
"Nasıl burası benim beynimim içinde mi burası gerçek değil mi bu bir rüyamı"
"Heberci rüya veya seninle iletişimimizi rüya ile sağlıyabiliyoruz güvenlik amacıyla"
"Bana her şey baştan anlatırmısın kafam çok karıştı"
"Tabikide" 2038 yılında Kevser adlı bir kişi sahilde gezereken bir kiristal buldu bulduğu kıristal bir Su kıristalliydi adı hafıza kıristali yada hafıza taşıda denilebilir. Kevser bir gezginciydi bu taşlardan başka varmı diye dünyayı gezdi tam bir yıl sonra Amerika yağmur ormanlarında Toprak taşı yani görünmezlik kıristalini buldu."
"Peki başka taşlar varmı."
"Evet Halil adlı bir kişi diğer iki taşı buldu Halil nin bir şirketi vardı Halil iş gezisi için Meksika ya gitti ve tesadüfen bir yanardağının yamacında Duyu taşı yani Ateş kıristalini buldu."
"Duyu taşı ne"
"Duyu her duyunun 10 katı daha yani mesala bir insan gözüyle görür duyu taşını kulanna kişi ise 10 katı daha fazla görür 10 kat daha iyi duyar 10 kat daha iyi tat alır."
"Hmm anladım"
...
Solay bana herşeyi anlattı iki muhafızı sonra onlara ne olduğunu anlattı. Sonra bana bir kitap ve bileklik verdi güçlerimi nasıl kulanabilcegimi öğretti.
"Peki beni neden seçtiler"
"Okulunuzun kütüphanesinde gezerken iki tane kitabı yerde görmüştün hatırlıyon mu"
"Kütüphane mi...Aaaaa evet hatırlıyorum birinin üstünde hava diğerinde topra- Önce toprak yazan kitabı aldığım için mi toprak muhafızı oldum"
"Evet"
"Değiştirebilyormuyuz benim alerjim var toprak kokusunda boğuluyorum"
"Oğlum burası mağazamı değiştirebilirmiyiz diyon"
"İlk defa bir robot bana kızıyor"
"Ayy neyse Çıldıtmayın robotu sonra kızdı diyorsunuz Ayy gel diğer adalarla toplantı yapıcaz he buarda değiştiremezsiniz çünkü hava muhafızı var Gel"
"Afff yani burası teknolojikmi bildiğin doğal taşlarla bir güç keşfedilmiş onları bileklik haline getirmişler ve onu takan kişiler süper kahraman oluyor"
"Evet" Odanın bir kenarında bir boy aynası vardı kendime baktığımda değişmiştim. Ela gözlerim yeşil olmuş kumral saçlarım siyah kahverengi arasındaydı. Kıyafetim üstümde yeşil bir gömlek ve altımda toprak renginde bir pantolon yüzüm başka insana dönüşmüştü ten rengim buğdaydan esmere dönmüştü.
Kapıdan koridora çıktık koridorda sağımda iki solumda iki ve tam karşımızda 1 kapı vardı. Her yer kahverengi siyah ve yeşildi. O Kapıdan da geçtiğimizde bizi beyaz bir oda karşıladı ve odanın tam ortasında haberleşme aracı vardı "Düğmeye basıldığında her adanın bekçisini görebiliyoruz ama tam net bir şekilde değil."
TOPLANTININ BAŞLAMASINA 5 SANİYE
"Hadi gel başlıyor" Cihazın önüne gittim
TOPLANTI BAŞLADI
"Merhaba ben Lunrays adasından Lina"
"Merhaba ben Belindarls adasından Biko"
"Merhaba ben Metforts adasından Moria"
"Merhaba ben Sedria adasından Solay"
Ada bekçisileri kendini tanıttı Adı Biko olan Bekçi konuşma yaptı.
...
TOPLANTI SONA ERDİ
"Kara güç nedir"
"Onu bizde bilemiyoruz ateş ve su muhafızın düşmanı... Hafızamızda herşey silindiği için kim olduğunu bilmiyoruz ateş muhafızı kara gücün sırrını bulmuştu son görevde ama..."
"Ama ama ne"
"Onlara ne olduğunu bilmiyoruz her şey silindi ve herşey başa döndü."
"Anladım siz bizden onu yenmemizi istiyorsunuz"
"Evet ama çok dikkatli olmalısınız kara büyünün teknolojisi çok ileri bir teknoloji sizi kendi emirleri altına alabilir farkında bile olamazsın dikkat et tamam
mı?"
"Tamam dikkat ederim"
"Kendine iyi bak"
"Hemen mi gidiyorum buraya tekrar nasıl dönerim"
"Biz seni çağırırız"
"Peki...hoşçakal"
"Güle güle"
Gözlerimi açtığımda odamda yerdeydim. Başım çatlıyordu
"Bu nasıl bir rüyaydı ah"
Bileğime baktım rüya değildi gerçekti elimde yeşil siyah renkli metal bileklik bandı vardı. _Nasıl oldu bu_
İnanmak istemedim gözlerim avuşturdum olmadı aynıydı Odamdan çıkıp karşıdaki banyo kapısını açtım ve elimi yüzümü yıkadım. Bileğime baktım bunlar gerçek miydi.
Odama gittim kapıyı kitledim.
Yatağıma geri yattım ki oraya tekrar gidebileyim. Olmadı uyudum ama normal uykuya daldım. Ve bir patlama sesiyle uyandım odamın balkonundan dışarı baktım balkon arka tarafta kalıyordu hiç bir yer gözükmüyordu. Mutfağın balkonuna gittiğimde gördüğüm manzara İstanbul yanıyordu güneş batmıştı. Akşam ezanı okunuyordu. Namaz kılmadım banyoya koştum abdest alıp namaz kılıp evden gizlice çıktım. Belki yardımcı olurum diye. Bahçemizin gizli bir bölümü vardı oraya indim. Bilekliğime baktım Solay'ın bana öğretiklerini yaptım. İki başarısız. Karşımdaki rafta bı kitap vardı kahverengi bir kitap üstünde yeryüzü yazıyordu içini açtım orda ne yapıcağım yazıyordu. 3. Denemde yeşil gözlü siyah saçlı esmer biraz daha uzun bir kişiye dönüştüm. Bahçeye çıktım ve toprağa dokundum yapay bir sarmaşık çıktı bu bir dokunulabir helogram dı sarmşık titredi. "Peki bakalım şu dev robot ne istiyormuş" Topraktan yapay bir sarmaşık çıkardım ve onunu yönlendirdim robotun bulundu yere vardığımda havada bir binaya çarpıcak olan sarı saçlı bir kız gördüm.
Sarmaşıkları ona yönlendirdim sarmaşık kızın belini tuttu ve yavaş yavaş aşağı indirdi. Kız bana teşekkür etti ve havaya uçtu
"Uçmak mı harika keşke hava kitabını önce alsaydım harika ya" kocaman bir sarmaşığı. Üstüne çıktım ben robotun etrafında dönmeye başladım onu nasıl yenebilirdik. Havada uçan kız bir gökteleni işaret etti arkasına gittim planı kurduktan sonra elime bir analiz ciahazı aldım görünmez oldum ki robot beni görmesin.
Analizi bitirdikten sonra hava prensesi bilerek öyle diyorum ki nasıl bir karaktere sahip benden küçük olmalı. Hava prensesi robotu denize doğru çekti.Bende robotun arkasında bulunan bir giriş yeri vardı oraya girdim. Araştırdım çok karanlıktı kablolar elektrik akımı haklıydım bu robot su geçirmez di içinden mahvetmeliydik. Bir kırmızı turuncu renklerde kablo vardı onu kestim. Sonra bir elim kaşındı. "Bu ne" Mavi bir renkli enerji akışı elimden tüm vücuduma geçti. Son hatırladığım şey bir sahil kenarı."Midem neden bulanıyor ne oldu bana" Denize baktığımda robot çoktan devrilmişti ve saat geç olmuştu. "Ne oldu bana böyle"
Garip bir şey olmuştu "Başım ağrıyor of Allahım ay yanıma hiç bir şey almadım." Ev ve bulunduğum sahilin arasında 6 mahalle vardı
_Eve kadar nasıl yüriycem ben_
Yoldan bir takisi çevirdim.
"Abi kolay gelsin"
"Sağol oğlum" taksinin ön koltuğuna oturdum.
"Abi şurdan çıkalım ben sana tarif edicem."
"Tamam evladım"
Evin önüne geldik
"Abi sen beni 5 dakika beklesen ben evden parayı alıp geleyim"
Abi bizim eve baktı
"İyi burda bekliyorum yanlız bir daha yapmam böyle şeyler haberin olsun"
"Allah razı olsun ben hemen getiriyorum"
Evden giremezdim babam gelmiştir belkide beni arıyordur inşallah kızmaz amin.
Mutfak ilk katta olduğu için balkondan içeri girip pencereyi tık tıkladım. "Fadime teyze Fadime teyze" fısıldayarak konuştuğum için çok sesim duyulmuyordu pencereyi tık tıkladım. "Meral abla duyun beni"
Beni gördüler Fadime teyze beni gördüğünde korktu tül perdeden çok gözükmüyordu.
"Ahh Bismillahirrahmanirrahim kız bu kim hırsızmı tavamı ver"
"Ayy"
"Meral benim açın"
"Tavamı ver Meral"
"Teyze sakin ol Berk bu"
"Berk mi Berk"
"Benim benim açın"
Meral abla balkon kapısını açtı. Hemen içeri girdim
"Allah rızası için babamlara bir şey söylemeyin hiç bir şey de yapmadım taksici bekliyor parayı vermem lazım odamdan para alcam babamlar beni görecek Fadime teyze senden 350 alsam odama çıktığımda versem" Tek nefeste söylemiştim
"Sakin ol oğlum tamam Meral cüzdanımı ver"
"Al teyze"
"Al sana 400"
"Sen bir tanesin Fadime Sultan" Yanağından öpüp balkondan yine dışarı atladım. Ön bahçeye gidip taksiciye parasını verdim
"Al abicim abi hakkını helal et para almayı unutmuşum o yüzden seni de baklettim akşam akşam kusura bakma"
"Helal olsun oğlum ne demek al buda para üstü"
Para üstü 60 lirayıdi 10 lirasını geri verdim "Abi beklettim ya bunu da 10 lirayı al valla"
"Olsun oğlum"
"Al al Allah razı olsun hayırlı akşamlar"
Evin arka balkonuna koştum 10 lirayı da abiye bıraktım inşallah ayıp olmamıştır. Mutfak balkonuna gittim.
Fadime Sultan beni sorguya çekti nerdesin nerelerdeydin baban daha gelmedi ama annen merak etti ne ara çıktın
Daha fazla geç kalsaydı Polise haber vericektik filan.
Yalan söylemeden kıvırarak sorulara cevap verdim.
Sonra salona geçtim
"Oğlum sen nerdesin"
"Sahil kenarına gittim anne yürüyüşe"
"Sen ve deniz sevdanı ne yapıcaz oğlum"
Bilmiyorum der gibi ellerimi açtım
"Niye haber vermedin"
"Çünkü rahatsız etmek istemdim sende dışarıdaydın zaten"
"Niye telefonu almadın"
"Alma ihtiyacı duymadım"
"Oğlum sen bana yalan söylemiyorsun dimi"
"Hayır anne neden sana yalan söyliyeyim hem ben Salih Aktoprakın oğluyum sence benim gibi biri yalan söyler mi. Bak bakayım yüzme"
Yüzümü gösterdim
"Ahh ben senin yüzünü yerim"
Ciddileşip "Annee"
"Ay tamam tamam ama bak bir şey varsa bana söylüyorsun tamam mı beni biliyorsun"
"Tamammm oldu ben yatsı namazını kılmaya gidiyorum bay bay" Merdivenlere yöneldim "Dikkat et düşücen"
"Ay anne anlam verme"
"Ben anneyim git kıl"
Az daha merdivenden düşüyordum Namazımı kıldım sonra telefonumu elime aldım bora 34 kere aramış 286 mesaj atmış Ayaz ve emrede 2 şer defa arayıp 23 mesaj atmışlardı.
"Bora mesajalrda bana sövüyordu
Emre mesajlarda bana bağırıyordu
Ayaz ise küfrediyordu
"Allahım ben nereye düştüm şeytan diyor engelle engellemi diyor Şeytanın da kafası karışmış Küferdiyor adam sen seversin emin misin engelleyim mi" Kendi kendime konuştuktan sonra ayağı kalktım. _Size sonra döncem şuan işim gücüm var._ Saat 22:57 geçiyordu babam nerde kalmıştı.
Çalışma masama oturdum. Ne olmuştu en son robotun içindeydim sonra sonra bir anda sahilde kendi halimdeydim. Ne oldu bana yaa. Önümde kahverengi kitap belirdi.
"Bismillah bu ne"
Kitap resmen ışınlandı Kitabı korka korka açtım.
Boş bir kağıdın üzeri de yazı belirdi. Ve bileklik bir ışık yaymaya başladı kitapta
Size bir yardımcı! Bilekliğinizin tam ortasına basarsanız Asistan Rominanız çıkar.
Bilekliğimin ortasına bastım bilekliğimden küçük tatlı bir robot çıktı.
"Merhaba ben Sila senin yardımcı asistanınım"
"Sen ne tatlı bir şeysin"
"İhihi teşekkür ederim ben sana görevlerde yardım edecek olan akıl hocan normal hayatta da yardımcı danışmanınım senin içinden geçirdiğin herşeyi duyabilirim çünkü bileklik senin kolunda.
Kafan biraz karışık robotun içindeyken nasıl sahilde olduğunu düşünüyorsun. Haklısın olan biten herşeyi gördüm bileklikten ben her şeyi görebilirim. Yani senin hatırlayamadın şeyleri ben gördüm sana yardımcı olayım.
Şimdi sen elektrik kablosunu keserken Mavi bir akıma yakalandın ne olduğunu bilmiyorum. Araştırdım büyük ihtimal sen yani Berk ve Yeryüzü muhafızı arasındaki kişilikler de sıkışıp kaldın ve bu yüzden muhafızken geçridiğin anıları hatırlayamıyorsun bu senin kendi hayatinda da yol açar bazı aniların silinebilir çünkü berk iken başka bir muhafiza dinusuyorsun ve kişilikler farklı buna dikkat etmen lazım." Başım ağrıyordu
"Yan etkileri var mı varsa nedir"
"Yan etkileri var bunlar baş ağrısı karın ağrısı kol ve bacak arıları ileri zamanlarda kronik rahatsızlıklara yol açabilir."
"Sen nediyorsun yok tamam ben şimdiden istifa ediyorum"
"Ama yani hemen de olmaz ki değişebiliyor bağışıklık sisteminin iyide hiç bir şey olmaz. Merak etme."
"Ah rahatladım çok şükür Elhamdülillah iyim kuvetlidir"
"Harika. Yanlız ben bir şey fark ettim"
"Neyi?"
"Sen robotun içindeyken Senin üzerine mavi enerji akımı geldiğinde sanki bedenin ve ruhun sana benzemiyordu sanki başka bir vardı."
"Dedim ya o robotun içine girdikten sonra hiç bir şey hatırlamadığmı"
"Öyle değil sanki senin yerine başkası var gibiydi"
"Yani diyorsun ki ruhuna bir girdi"
"Gibi çünkü sen bu bilekliği taktiktan sonra ruhun bedenin iç ve dıs sesin konuşma tarzın neyi sevil sevmedigni vücudunun her köşesini her hücresini görebilirim herşeyi kaydedebilirm. Yani kısacası ruhen bedenen herşeyini biliyorum."
"Bu imkansız"
"İleri teknoloji"
"Daha ne kadar ileri olabilirki yıl olmuş 2047 daha ne kadar ileri olabilir"
"İşte onu biz bilemeyiz"
"Bi zahmette bilmeyin yani"
"Ihıhıhı aham neyse Orda DNA larında bir değişiklik olduğunu fark ettim sadece o değil ruhun bir ara gitti vücudunda bir titreme oldu kalp atışın durdu devam etti değişti ve beyin IQ oranıda değişti bilgi haznen vücudundaki tüm hücreler değişti."
Sila nın söyledikleri gerçek miydi
"Sence içime biri girmiş olabilir mi"
"İstersen o mavi akımdan sonra ne olmuş görelim ben her şeyi kaydedebiliyor um"
"Bakalım"
...
Her şeyi izledim
"Ne ben kızı kucağımamı almışım iğrenç ben böyle bir şey yapmam"
"Şu an içinden Melisa diye bir kızı kütüphanede tabureden düşerken tuttuğun anı geçiriyorsun."
"Ne hayır"
"İnkar etme"
"Ama o kız gerçekten düşüyordu ben niye birsini durduk yere kucağıma alayım bak bu kız sapasağlam duruyor düştüğü yok"
"Tamam yorum yapman bittiyse devam ediyoruz"
"Afff evet sen devam et"
Sila gözlerini projöktör moduna almış duvara gördüklerini yansıtıyordu.
"Bu kadar en son işte sahil kıyısında kendine dönmüşsün"
"Bu kesinlikle ben değilim ben böyle davranmam ki iğrenç bir herif bu Boradan da beter. Yok kesinlikle ben böyle değilim. İsimler zaten saçma Air ne Hale Clax rahat bilmem ne. Ben öyle bir insan değilim. Peki hala o bana giren şey hala buradamıdır."
Silanın göz ekranında yükleniyor yazısı çıktı.
MUHAFIZ SİSTEM GÜVENLİK TARAMASI BAŞLATILDI
TARAMA TAMAMLANDI SONUÇ 100 % 100 TEMİZ
"O zaman hiçbir şey yok dimi"
"Hayır yok Şimdi artık uyumalısın yarın okul var"
"Peki iyi geceler Sila"
"İyi geceler Berk"
Sila bilekliğimin içine girdi. Yatağıma yattım. Tavana baktım. _Allahım sen bana yardım et beni kötü insanlardan kötülüklerden kötü işlerden koru. Amin.
Ertesi günlerdeki göreve giderken benim içime giren kişi benim kimliğimi bilmesin diye evimize yakın olan bir parkta veya okulda dönüştüm kimse beni görmemişti.
Dönüştükten İki dakika sonra bir beni ele geçiriyordu görev sonrası Sila bana her şeyi izletiyordu. Not kağıtları,kum saati, karakol sonra X denen kişisi.
Hep araştırma yapıyordum. Benim bedenime geçen kişi X olabilirmiydi Sila Sahte Claxsin yanında harika
rol yapıyordu her şeyi bana izletiyordu. Her şeyi öğrenmiştim. Airin yanındaki ben değildim oydu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.07k Okunma |
184 Oy |
0 Takip |
25 Bölümlü Kitap |