18. Bölüm

17.BÖLÜM YENİ SINIF

Rynialight
rynialight

 

...

 

17. BÖLÜM YENİ SINIF

 

Kural 17: Bazen yeni bir ışık doğar

 

...

 

_O ses neydi kim var orda... Deniz_

 

Yanıma baktığımda Deniz yanımda değildi

 

_Nerde bu kız_

 

Kolumdaki saate baktığımda saat tam 03:00 Uyku mahrumlu gözlerimi ovaladım ses çıkarmak için "Hıı" Ses yoktu

Çadırın fermuarını açıkçatım ki çadırın yapay zekası konuşmaya başladı

 

Saat 03:03 Bu saatte dışarı çıkmanıza izin yok çadır kullanıcıları Melisa Karabulut ve Deniz Zel Hava sıcaklığı 19°C

Çıkmak için önce şifreyi giriniz.

 

_Başlatma şifrene küfretircek yaa_

Çadırın şifre tuşlarını söküp kırdım umrumda değil. Ama yanlışıkla kolumu çizmiştim üstümdeki kısa beyaz tişortüm kan olmuştu üstüme siyah sivitsihirtümü giydim. Hayır Deniz umrumda değil ama hoca ya bana kızarsa. Yoksa bu kardeşinin çadırındamı.

 

Çadırın kırık fermuarı açtım.

Karşımda olan şeye inanamadım. Berk çadırın önünde oturarak uyuyordu.

Arkası dönüktü üstünde siyah kapşonlu sweatshirt giymiş kendine sarılmış uyuyordu.

Biraz nefes alış verişleri farklıydı

Neden burdaydı. _Ah Deniz_

 

Yanına geçtim kolunu dürttüm. Yazık soğuk havada

Biraz daha dürttüm. Gözlerini araladı. Önce ne olduğunu anlamaya çalıştı sonra bana baktı sonra gözleri ovalayarak

"Şeyy ben uyandırmak istemdim. Kusura bakma sen geç uyu"

:Sen ne yapıyorsun burda:

Yaptığım işaretlere baktı.

Ne söylediğimi anlamaya çalıştı

"Şey emmm ben şey oldu Deniz

kardeşiyle uyumak istedi korkuyormuş hoca hayır dedi çok ısrar etti hocayı çıldırttı en sonda Emrenin çadırında kaldı ben Emreyle kalıyordum öhöğm"

 

Berk Öksürmeye başladı sırtına biraz vurdum. Bu ona garip gelmişti. Elimi çektim sanırım pek hoşlanmıyordu. Sonra devam etti.

 

"Bizim çadır iki kişilik olduğu için ve Deniz bizim çadıra geçtiği için çadırda bana yer kalmadı. Hoca senin çadıra geçmemi istedi ama ben red ettim. Eğer çadıra girmessem hoca bana ceza vereceğini söyledi bende giriyormuş gibi yaptım sonra geri çıktım. Uykunu böldüğüm için kusura bakma sen git yat"

 

Kafamı sağ sola salladım

 

"Ne demek hayır. Saat kaç haberin varmı." Tam bir abi gibi Kardeşine kızan abiler gibiydi "Çabuk uyu yoksa hoca ikimizede ceza verir hem uykusuz ne yapıcan. Hava soğuk sen geç içeri bak çadırda soğ-"

 

Yanına oturup bağdaş kurdum gönlüm el vermedi bu soğukta tek başına bırakmak vicdanım dayanamaz of ben neden bu kadar vicdanlı bir insanım ya

 

_Çokkk çok vicdanlı_

 

_Sus karıştırma_

 

"Melisa" Yüzüne baktım "Hıı" Sert ela gözleri bana kızıyordu

"Çadıra gir" Kafamı sağ sola salladım "Ya kızım niye inat ediyon hasta olucan"

:Evet hasta olucam senin gibi Bak burnuna kıpkırmızı gözlerin soğuktan akıyor ayrıca öksürüyorsun ve burnunu çekip çekip duruyorsun. Sence hoca hangimize daha çok kızar ben uyumuyorum diye mi yoksa onu dinlemeyip dışarıda uyup hasta olucak olan sana mı. Hangisi:

 

İşaret dili ikimizin de işini kolaylaştırıyordu

Berk elini başına koydu yavaşça eğdi 'Ben ne Yapcam' der gibi önüne baktı

"Melisa sen çok inatçı bir kızmışsın he"

Ellerimi yanaklarıma koyarak parmaklarımı oynattıp ve küçük kız çocukları gibi gözümü aç kapa yaptım bir kaç defa

 

:Eh inatçı olduğum doğrudur tabi sende haklısın:

"Neyse bak ciddiyim benimde inatçılığım tutarsa yanarsın gir çadıra hadi"

Ayağı kalktım üstümdeki kıyafetlerimi ellerimle çırptım.

Kimse uyanmıyacak şekilde.

Berke elimi uzattım kalksın diye elime aval aval baktı

"Ne yapayım"

"Affff hıı" :Kalk diyorum:

"Ben böyle iyim sağol" Dedi ve sonra hapşurdu Allahtan kimse uyanmadı "Aff"

:Aynen çok iyisin. Kalk hadi çabuk:

"Ya ben gerçekten iy-"

Kolundan tutup kaldırmaya çalıştım. Sanki kolundan tutarken rahatsız oluyordu

"Melisa napıyorsun gerçekten beni kaldırabilceğinimi düşünüyorsun"

Kolunu bıraktım. Tepesinde dikildim. Kollarımı göğsümde bağladım ve bir ayağımı ritimli bir şekilde yere vurup durdum

"Öyle dikilecen mi"

"Hıhı"

 

"Sabaha kadar öyle dayanamassın"

 

:Sende sabaha kadar burda uyamssın. Kardeşim sen canına mı susadın manyakmısım:

 

Ellerime iyice baktı doğru okuduğundan emin oldu

"Tam olarak benden ne istiyorsun"

:Çadıra gir dinlen. Yoksa hasta olucan sonra senin yüzünden bende yanıcam"

"Ama" :Aması filan yok bu kadar. Kalk konu tartışmaya kapalı:

 

Elimi uzattım kalksın diye elimi görmezden gelip kendisi ayağı kalktı. Sonra bana döndü

"Sence doğru mu ikimizin aynı çadırda kalması"

 

:Yani dışarıda hasta olmak istiyorsan sen bilirsin ama

ikimizde yanarız haberin olsun:

 

"Bak Melisa ben bir kızla aynı çadırda kalmam nedenini

söyleyim insanların alanına saygı duyarım. Bu kadar

açıklama yeterli mi?"

 

"Diğer iğrenç erkekler gibi hiçbir kızın kişisel alanına

bile girmem. Zorunda olduğum zaman bir kızla iletişime

geçerim. Mesela sınıf başkan yardımcısı olduğum için

Merveyle muhattap olduğmuz zaman konuşuyoruz

yada dersin ortasında anlamadığım bir yer varsa sana sorduğum gibi. Kızlarla gereksiz muhabbet bile yapmam. Bilmiyorum sen daha önce bir erkekle aynı çadırda kaldın mı ama ben almıyım"

 

"Şimdi iyi geceler ben burda kalıyorum"

 

Kapşonunu çekti ve toprağa uzandı. Her halinden belliydi üşüdüğü. Çadırdan Denizin başta olan battaniyesini üstüne örttüm yastığıda eline verdim kafasına koyup yattı

 

"Allah rahatlık versin"

 

"Hıı" diyebildim sadece arkası dönüktü. Çadıra girdim uyudum. Berkin söyledikleri hala aklımdaydı ama bu yinede güzel bir şeydi. Kızlara saygısı var zaten mantıklı değil iki yabancının bir erkeğin bir kızla aynı çadırda yatması.

 

...

 

06:05 (Berkin anlatımıyla)

 

"Muhafız... Bana yardım et"

"Bekle nereye gidiyorsun" Karanlık bir boşlukta bağırıyordum. Bir anda sıçrayarak uyandım. Nefes nefeseydim. Etrafa baktığımda kapmta olduğumuzu hatırladım. Hava biraz esiyordu ama hiç üşümüyordum. Ve daha güneş doğmamıştı

namazımı kıldım tam uyucaktım ki Özlem hocanın

çadırından alarmı çalmaya başladı. Daha önce sınıfta

bu alarm sesini yanlışlıkla çalmıştı. Kimsede telefon yok

kesinlikle Özlem hoca.

 

Beni dışarıda görmemeliydi aklıma gelecek tek fikir Melisanın çadırda saklanmaktı çanta, yastık ve yorganı alıp çadırın fermuarını açtım. Melisa mışıl mışıl uyuyordu. Onu uyandırmamak için çok sessiz olmaya çalıştım ve çadırın fermuarını kappattım. Melisanın yanına oturdum,arkasını dönmüş uyuyordu bende arkama dönüp uyuyormuş gibi yaptım.

 

Hoca yavaş yavaş herkesi uyandırmaya başladığını duyuyordum fermuar kapalı olduğu için çadırın dışını göremiyordum. Doğruldum normal oturdum ayaklarımı uzattım kolumun dirseğini yastığın üstüne koydum çadırın tepesine baktım

 

Kısık bir sesle "Çadırın rengi güzelmiş" Normalde turuncu sevmem ama ne alakaysa çadırın rengi hoşuma gitmişti. Nefes alma sesi duydum. Melisaya baktığımda gözleri fal taşı gibi açıktı. Ödümü kopartmıştı. Yerimde sıçradım. Çok korkunç bakıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Tam çığlığı bascakken elimle ağzını kapattım. Salak bu kız.

 

"Sakin ol sakın ses çıkarma"

 

_Kız zaten konuşamıyor geri zekalı!!_

 

Melisa kafasını aşağı yukarı salladı. Elimi çektim. İşaret dilini kullandı.

 

:Sen burda ne yapıyon:

 

Kısık bir sesle "Hoca herkesi uyandırmaya başladığını gördüm eğer hoca benim dışarıda olduğumu görseydi ikimizde kızardı bu yüzden burda uyuyormuş gibi gözüküyorum. Sus çaktırma"

 

"Heee" Elini Okey yaptı yattığı yerden doğruldu battaniyesini çekti

 

"Böyle üşümedin mi yanlış anlama hava soğuk ya ondan sordum" Üstünde bordo kısa bir tişört ve altımda uzun giri bir eşofman vardı

 

:Evet Hava soğuk bir tek siyah sivitsihirt vardı onada su döküldü o yüzden giyemiyorum:

"Sivitsihirt üstüne su döküldü"

Kafasını yukarı aşağı salladı

"Hıhı"

 

...

 

(Melisa nın anlatımıyla)

 

"Hıhı" parmaklarımı kütletmeye başladım

:Berk ne yapıyorsun:

Üstündeki siyah sivitsihirt çıkarıp bana uzattı. Beyaz kısa kollu tişörtle kaldı

 

"Al" Elindeki sivitsihirt uzatmaya devam etti

 

"Ne oldu koluna!!"

Kolumdaki yarayı gördü

:Hiçbir şey:

 

"Melisa sen şaka mısın kolun kıpkırmızı kurumuş kan ne oldu" Ellerimi zar zor hareket ettirerek

 

:Dün kolumu çadırın demirine vurdum sonra kanadı bir bezle sildim galiba ben uyurken tekrar kanamış sonra yara kurumuş öyle:

 

Sivitsihirt düzeltti sonra yavaşça üstüme giydirdi

 

"Koluna dikkat et... Yavaşça giy Oldu" Teşekkür amaçlı tebessüm ettim "Kolunu aç şu yarayı temizleyelim şu yanındaki su şişesini ver çantamda temiz bez vardı onunla saralım peçeteyle temizliyelim pamuk yok maalesef" Kafamı yukarı aşağı salladım. Kolumu dikkatlice açtı temizledi sonra sağolsun güzelce sardı. Gülümseyerek "Bitti rica ederim" Dudakları bir tarafa kıvrıldı

 

Fark ettim ki Berkin küçük hafif gamzeleri vardı. :Sağol:

 

"Kolunu suya sokmamaya çalış ve çok oynatma" Kafamı yukarı aşağı salladım :Sen ne yapıcan tişörtle Hoca izin vermez siyah sivitsihirtin yok: "Bir şey olmaz Boradan ceket alırım merak etme sen" :Peki:

 

"Çocuklar Melisa kalkın kızım"

 

Özlem hoca herkesi uyandırmış sıra bizim çadıra gelmişti. Çadırın dışından bizi uyandırmaya çalışıyordu

 

"Berk uyandınız mı fermuarı açı- kim kırdı bunun kilidini Berk!!"

 

Berkle birbirimize baktık Fısıldayarak

 

"Sen yapmıştın dimi"

 

Elimi dudağıma götürerek susmasını işaret ettim. Fermuarı açtım Özlem hoca tam karşımızdaydı. Gülümseyerek el salladım. Küçük çocuk gibi.

 

Özlem hoca bizim çadırın önünde çömeldi bize baktı. Kollarnı göğüsünde bağladı "Günaydın arkadaşlar fermuarın kilidini kırmışsınız daha doğrusu çadırın şifre tuşlarını ve yapay zekasını kırmışsınız." Berk tuşları kırdığım alete baktı. O şok yaşarken ben kırdığımı belli etmemeye çalışıyordum

 

"Arkadaşlar siz ne yaşadınız"

 

Berk nutku tutuldu sonra cümle kurmaya çalıştı.

 

"H-hkcam siz neyi ima etmeye çalışıyorsunuz hem hem o yanlışlıkla kırıldı biz bir şey yapmadık dimi Melisa" Berk yara olmayan diğer kolumu dürtmeye başladı

 

Dişlerini sıkarak "Değil mi Melisa" Kafamı yukarı aşağı salladım. Kağıt kalemi aldım tam yazcaktım sağ kolumdaki yara yazmama engel oldu. Biraz inledim hoca ne olduğunu anlamaya çalıştı.

 

Berk olayı anlayınca

 

"Neyse artık kalkalım hadi"

 

Berk yerinden kalktı. Özlem hoca kenera çekildi. Berk elini yüzünü yıkamaya gitti.

 

Özlem hoca eğilip bana döndü "Bu akşam kesinlikle Denizle kalıcaksın"

 

Tamam hocam

 

Hocaya kağıdı önüne koyup Battaneyi kenara katlayıp koydum. Özlem hoca uzaklaşmıştı. Sonra hıphızlıca çadırdan çıkıp elimi yüzümü yıkamaya lavaboya gittim.

 

"Günaydın Melisa"

Seraları duymamazlıktan geldim. Koşarak kapmın biraz aşağısına lavabolara gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Aynadaki yansımama baktım.

Yüzü solmuş 20 yaş daha fazla çökmüş kendime baktım acınılacak haldeydim. Bileğimdeki siyah tokamı alıp saçımı tepeden at kuyruğu yaptım. "Vay vay vay prenses nasılız" Lavabodan çıkıcaktım ama Ada ve arkadaşları önümü kesti.

"Düşerken canın çok acıdı dimi" _Neee_ Gözlerimi şaşkınlıktan kocaman açmıtım 'Sen' der gibi

_Melisa onlar yapmış intikam alalım_

İçimdeki sesi susturdum.

 

"Ay canın çok mu yandı ah"

"Prensin seni yerden kaldırırken çok heycanlandın mı bari kuzum"

"Ayy Deniz alemsin kız" Selin devam etti "Kızlar Melisa anlamadı"

Ada yaklaştı "Ay canım neyi anlamadın prensin ya yok mu Berk aranızda geçen şeyleri bilmiyoz mu sanıyon"

 

"Ada saçma saçma konuşma"

Lavabo kapısında duran Merve ve kızlara baktım.

"Ayy canım sanane istediğimi söylerim hem Melisa bana bir şey demiyor dimi Melisa"

Ada yanıma yaklaşarak "Dimi Melisa" Sinir

 

Yüzüne tükürdüm

Beni yormayacak bir şey. Onlar şaşkınlıkla bana bakarken ben aralarından hiç bir şey olmamış gibi lavabodan dışarı çıktım. Ada hala şoktaydı buna adım kadar emindim. O yüzünü silerken bir yandan bana küfrediyordu en son lavaboda bağırarak "Senin ben ananı ağlatıcam bi kapmtan çıkalım Selinn!!" "Dur tamam yıkıylım ay"

"İğrenç yaratkl"

 

Ben kamp alanına doğru giderken Merve, Eylül ve Sera arkamdan geliyorlardı

"Ayy Melisa mükemmeldin hem zararsız hemde Adayı kudurtucak bir şey MÜK" Ellerimi cebime koymuş dümdüz dik yola bakıyordum

"Dur bi Sera Melisa sen iyisin dimi sana bir şey yaptılarmı"

Mervenin sorusuna Kafamı sağ sola sallayarak hayır dedim "Off tamam hadi kahvaltı yapalım"

 

"Gece uyuyabildin mi"

Durup Sera ya döndüm "Hıı"

Merve Seraya döndü

"Niye şimdi sordun bunu Kanka" Sera gülmeye başladı sonra sırıtarak "Haberiniz yokmu Berk ve Melisa aynı çadırda kaldılar"

Eylül ve Merve bana bakarak

"Ne"

"Ne"

Merve nefes alıp

"Bir dakika ben doğru mu duydum Sen Berkle beraber mi kaldın" Kafamı sağ sola salladım elimi hayır işareti yaptım Sera gözlerini açtı

"Kanka sabah aynı çadırdan çıktınız gördüm dedikodu zaten yayıldı" Elimi kağıt kalem işareti yaptım

"Kalem kağıt yok yemekhaneden alırız hadi gidelim orda bize herşeyi anlatırsın sende sus Sera kızın istemiyceği bir şey konuşma"

Yemekhaneye gittik. Kağıt kalem alıp onlara anlattım. Kahvaltı yaptık sabah sporu,

7 saat ders, öğle yemeği zaten guruplar halinde parkur yarışıması 11/A birinci yani biz, serbest,ödev,orman yürüyüşü

 

11/B den üç öğrencinin toprağa toza alerjisi çıktı fenalaştılar bizim sınıftan birininde toprağa toza alerjisi çıktı ve Berkin alerjisi yine tuttu. Hocalar bunun üzerine eve dönme kararı aldı bu ormanda son gecemiz.

 

Tüm 11 ler olarak ateşin etrafına toplandık

Diğer sınıftan Eda "Madem kapmta son gecemiz bari şarkı filan söyliyelim Berk benim gitarımı getir"

"Şimdi mi"

"Yok sonra. Ya getir işte evet arkadaşlar Berk gitar çalcak bizde söyliycez"

"Biz bebekmiyiz hep beraber şarkı söylüyoruz"

"Kes Ömer"

Berk ağacın arkasından duran gitar çantasıni getirdi. Açtı ve

"Vayy Eda gitar yakıyor"

"Yeni aldım ama parmağımda yara olduğu için çalışmıyorum o yüzden sen çal"

"Peki ne çalayım ne istersiniz"

Sera heycanla "Yaa şey Berk vardıya bana zorla ezberletmeye çalıştığın bir şarkı vardı"

"Siyah gölgeler"

"Hayır"

"Derin mercanlar"

"Hayır"

"Görünmez ışıklar"

"Hayırrr"

"Yıldızlar kanyonu"

"Evet evet dimi evet o"

"Ezberledin mi 7 yıl oldu ama"

"Evvettt"

"Sera beni bu aralar çok şaşırtıyorsun devam et bacı" Sera küçük kız çocuğu gibi güldükten sonra heyecanla sordu.

"Tamam hadi bilen varmı"

 

Sera etrafına baktı ses çıkmadı

"Yok mu"

"Abi o şarkı 10 yıl önce çıkmadı mı ya"

"Evet ne var bunda güzel bir şarkı bilen yokmu"

 

Şarkının başını mırıldandım

Sera bana heycanla döndü

"Sen biliyon mu Melisa?"

Kafamı yukarı aşağı salladım Annemle bunu çok söylerdik

İki sınıf da bana bakıyordu.

Utanç verici hiç mırıldan mamalıydım.

Dizilerimi kendime doğru çekip yüzümu ayaklarımın üstüne koydum ve kapşonumu çektim

Berk gülerek "Hahha utanma utanma biz bizeyiz burda"

Berke döndüm "Hadi mırıldan biraz bunlar ses görsün"

İşaret dili ile

:Ama ben sadece mırıldanıyorum siz söyleyin ben dinlerim:

 

Berk "Melisa hadi!!"

"Melisa biraz önce ne yaptı ne dedi ve nasıl anladın İşaret dilimi o"

Asele döndük Berk yanıtladı

"Evet"

"Bizde öğrenelim. Peki ne dedi"

"Siz söyleyin ben dinlerim dedi ama olmaz hep beraber başlıyoruz 3-2-1

Yıldızlardamısın seni bulamadım. Yıllar geçti aradan hala ordamısın"

 

Tüm 11 ler şarkıya eşlik etti bende mırıldandım kendi kendime iki şarkıdan sonra Açelya sağ omuzumda Sera sol omzumda uykuya dalmıştı. Artık ne kadar yoruldularsa. Ada ise tüm gün bana tiksintiyle bakmıştı. Tınıma bile takmadım.

 

Herkes kendi çadırlarına geçti tabiki bu sefer Deniz benimle aynı çadırda yattı iyi oldu Berk soğukta üşüyordu ben Denizle kalmayı sevmesem de yani yapcak bir şey yoktu.

 

Ama eve dönerken malesef ama maalesef ki bir servis vardı ve kimse gruplarıyla oturmadı ve koskoca serviste sadece iki kişilik boş yer vardı tüm 11 ler servise yerleşirken malesef ki ben Berkle aynı yan yana koltuklarda oturduk. Sağ tarafta ilk koltukta ben cam kenarında Berkte sol yanımdaki koltukta oturdu. Ve 12 saatlik yolu beraber geçirdik. Can sıkıntısından 4 filim bitirirken Berkte 2 kitap bitirmişti. Sonra Berk izlediklerimi merak etti. Onunla beraber 16 bölümlük kdrama dizisi bitirdik. Sonra yanımda olan bir kitabı beraber okuyup bitirdik. Daha sonra ben müzik listemi açıp bir kulaklık ona diğer kulaklığı kendime takıp 189 şarkı listesini bitirdik ve gözlerimi açtığımda Berk omzumda uykuya dalmıştı. _Bide kızlarla gereksiz sohbet etmem diyordu hıh_ Pencereden dışarıya baktığımda hava kararmıştı ve daha eve vardı. Başımı omzumda yatan Berkin başına yasladım ve gözlerimi kapatıp uyudum.

 

...

 

(Bir hafta sonra; 9 Ekim)

 

"Kızlar kızlar duydunuz mu"

"Ne oldu Asel neydi duyduk mu"

"Kızlar sınıflar ayrılcakmış bölümlere göre"

"Ay hele şükür zahmet olacak okul açılalı bir ay oldu iyi"

"Bir şey söyliycem Merve Melisa bölüm seçmişmidir geçen sene kendi okulunda"

"Ee herhalde kızım dur uyandıralım şunu"

Asel "Arkadaşlar Melisa neden her tenefüs sırasında uyup kalıyor yani Eylül bile bu kadar değil"

"Beni karıştırmayın"

"Dur ben uyandırırım"

"Sera kızı korkutmadan uayındır"

"Hee tamam Merve... Melisa kız uyansana Meloşum Melo kızz Melisa kız iki dakikada nasıl uykuya dalıyor Melo"

"Hııığ" "Hadi uyan"

 

Kızların gürültüsüyle uyandım

Kafamı sıradan kaldırıp gözlerimi avuşturdum. Esnedikten sonra uykulu halimle Seraya döndüm

"Hıh" "Sen geçen sene 10. Sınıftayken bölüm seçmişmiydin" Bunun için mi beni uyandırdı "Pardon kesin şu anda bana kızıyor sundur bunun için mi uyandırdı diye"

Çok mu belli etmiştim

 

Sayısal seçmiştim

 

"Sen sayısal mı seçmiştin uf ben dil seçmiştim beraber aynı sınıfta olamıycaz" Sera dudaklarını büzdü

Omzuna hafif vurdum. Merve bir nefes verip

"Abartma Sera sanki farklı ülkelerde olacaksınız kız senin yanıdaki sınıfta olucak"

Bir kağıda yazı yazıp Merve ye uzattım

 

Kaç bölüm olucak bizim okulda

 

Merve kağıdı alıp okudu

"Üç sınıf olucak Dil,Sayısal, Eşit ağırlık"

Elimi beğen işareti yaptım

Asel araya girdi "Sınıf listeleri panoya asılmıştı hadi bakalım"

"Bunu şimdi mi söylüyorsun hadi gidip bakalım"

 

Merve ayaklandığında hepmiz yerimizden kalktık. Koridora panonun önüne gittik. Herkes panonun önünde toplanmış herkes kendi ismini bulmaya çalışıyordu. İzin isteyip panodan sayısal sınıf listesinden kendi ismimi bulmaya başladım 8. Sıradaydım sınıfta 12 kişilikmiş tanıdık isimler Eylül

Bora Açelya. Başka tanıdık isim yok. Kalabalıktan kurtulmaya çalıştım. Geri geri çıkıcaktım ama bir türlü kurtulamadım bir el kolumu tuttu kalabalıktan dışarı çekti. Koridor çok kalabalıktı beni çeken elin sahibine baktım.

CAN

 

"Melisa iyimisin ay çok kalabalık burası gel bahçeye çıkalım" Tekrar kolumdan tutup beni bahçeye götürdü bir konuşmama izin verseydi

_Bu çocuk neden beni bahçeye götürüyor_ Bahçeye çıktık, merdivenlerden aşağı inip bir banka oturduk elini kolumdan çekti sağolsun. Kolumu ovaladım

"Acıttım mı özür dilerim koluna masaj yapayım mı güzel masaj yaparım yani insanlar öyle söylüyor"

Kafamı sağ sola salladım nasıl saçmalayabilirm diye düşünüyor herhalde

 

"Peki eee hangi bölümdesin"

Telefonumu çıkarıp yazdım

 

Sayısal

 

Telefonu uzattım okudu

"Aaa bende aynı sınıftayız o zaman sekizinci sırada olan sendin listede gördüm bende senden sonra geliyorum 9. Sıra yanyanız" Küçük çocuk gibi sırttı çocukları sevmem ama bunu bir çocuk yapsaydı gülerdim. Ama karşımdaki 18 yaşında bir ergen olduğu için gülmeyi geç sinir ediciydi. Hala çocuk gibi

 

"Ay neyse herkes sırasını değiştiriyor şuanda, Hadi bizde yeni sınıfımıza gidelim" Kalktık. Sınıfa gittim en hızlı şekilde. Sınıfım 11/A sayısal sınıfıydı aynı sınıftayım iyi bari

 

...

 

Kendi sırama geçtim Can eski sınıfından çantasını alıp yanıma oturmak istediğini söyledi. Bende bir şey demedim ne olcak ki sanki.

Bora sınıfa girdi iki ellerini havaya açtı

"Selam gençlik nasılsınız ay benim güzel sınıfım yine canım sınıfım seni başka sınıflara değişmem"

Bora bana döndü gözleri fal taşı gibi açıldı. Bizim sıraya doğru geldi "Melisa kanka napıyon" Tam benim önümde durdu kalemliğimden bir uçlu kalem aldı kalemle oynamaya başladı kalemin arkasına bastı

"Kalemin ucu sivriymiş yeni üretilen kalemlerden dimi arkası küçük keskin bir bıçağa dönüşüyor bir insanı bile öldürebilir"

 

Bora kalemin bıçak kısmını açtı ve Cana yaklaştı "Öyle dimi Cem" Bora konuşurken kendi tükürükleri Canın yüzüne doğru geldi. Can yüzündeki tükürükleri sildi sonra dişlerini sıkarak "Evet ama benim adım Can"

"Neyse ne... Melisa canım sen buradaki yerinden memnun musun bak arkalarda yer var benim yanımada gelebilirsin Eylül'ün yanında boş buradaki şahsiyetler sana rahatsız etmesinler diye diyorum canım"

 

Bora burdaki şahsiyetler derken bir yandan Cana bakıyor bir yandanda

Bölüm : 05.11.2024 19:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...