22. Bölüm

21.BÖLÜM BANA SÖYLEMELİYDİN

Rynialight
rynialight

...

 

21.BÖLÜM BANA SÖYLEMELİYDİN

 

Kural 21: İhanet bir kılıç gibi vurur ama öldürmez aksine süründürür

 

...

 

İhanet hiç beklemediğiniz insanlardan gelir. Sizden hep bir şeyler saklarlar. Yapılacak tek bir şey var... Hayatınızdan onları çıkarmak. Yoksa yıpranmış bir kağıttan farksıssınızdır

 

(Şeyma nın Anlatımıyla)

 

Üstümü değiştirip dışarı çıktım. Koridorda bir kalabalık vardı. Bir çocuğa yaklaşıp sordum

"Burda neler oluyor neden herkes burda"

 

"Melisa ve Ada kavga ediyorlar olayı tam anlamadık galiba Mertten bahsediyorlar"

 

Mert ismini duyunca içim titremişti

"Mert mi o o ne alaka" Kekelemeye başlamıştım

"Bilmiyorum ama galiba Melisa Ada yı gerçekten öldürecek Berk Melisa yı zor tutuyor"

"Nee"

Öne doğru gittim kalabalıktan izin isteyip "Pardon bir saniye afedersiniz geçebilirmiyim"

En öne geçtiğimde gördüm manzara karşısında şoklar içerisindeydim

 

Melisa yerde oturyordu. Kıpkırmızıydı ağlıyordu

Adaya baktığımda duvara yaslanmış saçlarını tutuyor oda ağlıyordu

"Sen Merti öldürdün bende seni öldürcem Adaaa!!"

 

_Neeee Mert mi Ada Merti mi öldürdü_

Ayaklarım beni ayakta tutmadı yere oturdum. Yere bakarak gözümden yaşlar akıyordu

Beyinim çıldırıyor hem nefsim hem ruhum çığlık atıyordu. İmtihan dünyası. Berk beni gördüğünde korkarak bana baktı

 

"Hemde bu merdivende öldürdün"

Merdivene baktım o merdiven o gün Ada nın ve Mertin konuştuğu merdivendi Mert'in o gün son günüydü.

 

_Sende onu öldürmek istermisin_

 

Adaya baktığımda nefsime hakim olamadım. Hızlıca ayağı kalktım ve Adanın boğazına yapıştım. Ada neye uğradığını şaşırmıştı

"Sen ne yaptın Merte Bunu nasıl yaparsın!!" Sesim tüm koridorda yankılanıyordu ama umrumda bile değildi

Adanın boğazını kolumla sıktığım için sesi kısık sesle geliyordu "Ben ben bu seni ilgilendirmez"

"Keşke o gün seni kurtarmasydım hayatımı mahveddin keşke o çocukların elinde ölseydin Ada.

Şimdi o çocuk gibi Mert gibi senide ben bu merdivenden aşağı ittiriyim mi he söyle söylesene cevap ver!!"

"Kuzeninde bu işin içindeydi oda olaya şahit oldu ve sustu"

"Nee yalan söylüyorsun"

"İstersen ona sor"

Berke döndüm. Berk kollarında Melisayı tutarken bir yandan da kafasını sağ sola sallıyordu

Melisa olayı anlamamıştı

"Berk"

"Şeyma ben"

"Sen ne Berk!!"

Melisa göz yaşlarını sildi ikiside ayağı kalktı Berk yanıma geldi

"Şeyma ben"

"Sen olayın olduğu yerdemiydin o çocuk bu merdivenden düşerken o çocuk son nefesl-" İlerideki duvara baktığımda sanki Mert'i görmüştüm 2 saniyeliğine. Suratı üzgündü ve kayboldu.

Sesim kısılmıştı cümlemin devamını getirememiştim

Sonra derin nefes alıp yüksek sesle "Berk bana doğruyu söyle"

"Evet ordaydım"

 

Dünyam bir kez daha başıma yıkılmıştı İhanet ne kadar acı bir şeymiş

"Ama be-"

Berkin yakasından tutup Koridorun sonunda olan edebiyat zümresine götürdüm. Kapıyı kapatıp kitledim, anahtarı cebime attım

Kırmızı koltuğa oturdum

"Bana neden anlatmadın hee neden bir şey söylemedin aylarca ağladığımı gördün nasıl hasta olduğumu gördün ve sen hiç bir şey demedin neden sustun!!"

 

Elimi başıma koydum ağlamaya başladım tekrardan

 

"Ya bana söyliyebirdin ben senin kardeşinim neden bana söylemedin" Hıçkırıklarımın arasından zor konuşuyordum

 

"Çünkü üzülmeni istemedim"

"BÖYLE ÜZÜLMEDİM Mİ"

Sesim tüm odada yankılanmıştı" Boğazım yırtılacak şekilde çıkmıştı.

"Mert söylemememi istemişti"

"Nee"

"Mert hastanedeyken oda da bana dedi ki 'Hiç bir şey yapmayın Ada kendini zamanla rezil edicek Buseye hiçbir şey söyleme yoksa Adayı yaşatmaz ve o çok üzülür Buse bu duruma çok üzülür' demişti"

 

Göz yaşlarım sel olmuştu onun sesi kulağımda çınlamıştı

"Hayır hayır hayır hayır olmaz hayır Allah'ım sen bana yardım et"

Mert bana diğer isimle Buse diye seslendirdi bir tek Buse derdi Busecik derdi bir keresinde yanlışlıkla ağzından Busem kelimesi çıkmıştı ikimizde haram ilişkiden kaçınıyorduk. Mertle çok konuşmak istemiyordum oda öyle. Sınırları aşmıyacak şekilde konuşuyorduk ona kuranı kerim ben öğretmiştim onu namaza ben başlatmıştım o hayattan soğmuştu namaz kılmaya başladıktan sonra tekrardan doğmuştu yeniden hayat bulmuştu ve herşeye rağmen huzurluydu

 

"Sen Mertin kaldığı yoğun bakımamı girdin bir tek ailesine izin vardı oda Melisa girmişti sanırım...Peki Melisa o biliyor mu bu olayları Ada onu merdivenden aşağı iterken senin orda olduğunu ? O kıza nediycen kız daha yeni konuşmaya başladı. Bide ikiziymiş heh tahmin etmiştim aynısı. O hastane koridorlarında ağlıyan Melisa değil onun sarışın hali ve kuzeni Melisti dimi"

 

"Evet bende yeni öğrendim Koridorda ağlayıp tansiyonu düşen Melismiş"

"Kuzeni bile öyleyse Melisayı düşünemiyorum bile ahhh Berk sana güvenim sıfırlandı şuanda herkesten nefret ediyorum senden daha çokkk o Adayı ben kendi elimle öldürcem önce polise haber verelimde nerde benim telefonum uff kütüphanede kaldı telefonu ver Berk" Ayağı kalktım Berk telefonu vermesi için elimi uazattım

"Ne yapcan"

"Telefonunu verr beni ikilettirme!!"

"Vermiyorum ne yapcan kızı polise mi vercen kız daha 17 yaşında"

"Mertte öldüğünde 17 yaşındaydı kim öldürdü düşünelim aaa ne tesadüf Ada

 

Ada öldürdü bunun yaşı yok Berk Bana Adayı savunma"

"Savunmuyorum zaten"

"O zaman o telefonu bana ver ve kes sesini!!"

"Delilin olmadan kimseyi suçlayamassın" "Şahit var daha ne olsun ver o telefonu"

"Vermiycem"

"Verr!!!"

En sonunda Berkin cebinden telefonu aldım

Şifreyi girdim değiştirmişti

"Şifren ne"

"Söylemiycem"

"Gerek yok zaten acil aramalardan arıycam"

"Nee ver telefonumu"

Berk telefonunu almaya çalıştı. Odanın balkonuna çıkıp kapıyı üzerine kitledim ki konuşmamı bölmesin. O içerde cama vurarken ben balkonda polisi aramaya başladım

 

"Alo merhabalar ben bir ihbarda bulunucaktım... Hıhı evet Şeyma Aktoprak"

 

...

 

"Al telefonunu"

"İçin rahatladı mı bari"

"Evet şuanda çok rahatım Lan sen benle dalgamı geçiyorsun! Bak Berk süt kardeşim olmasaydın seni kendi ellerimle şuracıkta öldürurdüm Ada kadar sende suçlusun!!!"

"Mert dedi söyleme diy-"

"Sus Berk Ada kadar sende suçlusun"

 

...

 

(Melisa nın anlatımıyla)

 

_Oha süt kardeşlermiymiş_

Edebiyat zümresinin önünde onları dinliyordum. Şeymayı merak ettiğim için onların peşlerinden gitmeye karar verdiğimde Ada çoktan kaçmıştı. Bende kendimi daha fazla yormamak için Berklerin arkasından gittim. Ruhları bile duymamıştı.

 

Adanın yüzünü bile görmek istemiyordum zaten yüzsüz köpek kaçarak gitti. Şeyma ise Adayı polise ihbar etmişti. Tüm konuşmalarını duymuştum. Bu iyi bir şey değildi ama bilmem gerekiyordu

 

"Sus Berk Ada kadar sende suçlusun" Ben onları kapı deliğinden bakıyordum. Şeyma Berke bağırıyordu. Kapıya doğru geldi koridorun sonuna doğru saklandım.

 

Kapı açıldı Şeyma sert adımlarla gitti. Buse Mert'in bahsettiği pamuk gibi olan kız.

Bu okuldaki tüm öğrencilerin bilgilerini biliyordum Şeyma hariç Buse diye biri kayıtlarda vardı ama Şeyma yoktu ve onun hakkında çok az şey biliyordum. Mert'in Busesi Şeymaymış. Şeyma Aktoprak hayır Buse Aktoprak. Berkin hem kuzeni hem süt kareşiydi.

 

Edebiyat zümresinden Berk çıktı. Koridordaki öğrenci dolapların arkasından çıkıp ona kısık sesle seslendim.

"Berk Berk"

Sesin nerden geldiğini anlamaya çalışıyordu. Arkasını döndüğünde beni gördü

"Melisa ne yapıyorsun burda"

Buraya doğru geldi

"Dolapların arkasına sıkıştım yardım et"

"Allahım yarabbim ya sen oraya nasıl sıkıştınkı neyşin var burda neden burdasın"

"Şey birazcık ama birazcık kulak misafiri olmuş olabilirim"

"Hepsini duydun dimi"

"Hıhı" Suçlu küçük çocuklar gibi kafamı biraz eydim. İşaret parmaklarımı birbirine geçrdim

 

"Beni çıkar burdan sıkıştım...Ya gülmesene"

O ise sırıtmaya devam etti.

Sonra beni kucaklayıp dolapların arkasından aldı ve yere indirdi. "Bu dolaplarda çok tozluymuş" Ben üstümü tozlardan silkelerken Berk ciddileşti. Ona döndüm.

Başını öne eğdi "Bunu sizden saklamamalıydım ama Mert böyle istedi yoksa ilk polisi arıyıcak olan kişi ben olurdum"

 

"Seni anlıyorum yaşamadım ama sen sadece Mert'in son isteğini yapmışsın sana hak veriyorum. Evet sana birazda olsa sinirliyim ve bunu bana söyliyebilirdin beni bulup bana haber verebilirdin. Ama çok acı bir şey sevdiğin bir insan kardeşin gibi gördüğün biri gözünün önünde yı- sana hak veriyorum" diyip sustum. Cümlemin bir kısmını getirememiştim. Yutkundum

 

"Gerçekten mi" Gözleri küçük çocuk gibi parlıyordu. Ama o ela gözlerinin arkasında kocaman bir boşluk vardı. Bunu görebiliyordum. Claxsin dediği gibi Gözler yalan söylemez...

 

"Gerçekten ama Şeyma bunu biraz zor atlatıcak gibi. Belkide bu Ada işini sessizce halletmeliydik ben Şeymayı çok tanımıyorum Mert ve Şeymanın arasında geçen şeyleride pek bilmiyorum Bilseydim sessiz bir şekilde hallederdim. Ben çok özür dilerim Berk. Benim yüzümden Şeymayla kavga ettiniz"

"Hayır hayır senle alakası yok asıl özür dilemesi gereken benim Şeyma zaten illaki öğrenicekti"

"Ama bu kadar erken değildi"

"Yani ama önemli değil of üzerimden bir yük kalktı." Berk etrafa baktı sonra kısık sesle

 

"Şimdi plan nedir ne yapıcaz"

"Önce Adayı suçlu çıkaracak deliller bulmalıyız onu mahkeme salonlarında süründürcez sonra yaşattıklarını yaşıycak sonra gebericek"

"Sende Şeyma gibi düşünüyorsun"

"Aynen öyle ve emin ol ters kısmımı görmek istemssin daha şiddetli olur ona göre"

"Tamam şampiyon ellemiyorum sadece birinizden biri ölmesinde lazım değil"

"Şey emm kusura bakmayın ama istemeden kulak misafiri oldum"

"Açelya...gel gel ne oldu"

Açelya yanımıza geldi "Şey bende bir şey var yani görüntü Mert'in nasıl öldüğü merdivenden nasıl düştüğü" Cümlesini çok zor kurmuştu

Berkle aynı anda "Nasıl" "Nasıl" Açelya öyle diyince üstüme kaynar sular dökülmüştü sanki

 

"Telefonumun gizli galerisinde Bulmam lazım bakayım bi" Berkle birbirmize baktık hala anlamamıştık

 

Açelya telefonunu cebinden çıkardı ve videoyu aramaya başladı ararken de bir yandan da konuşuyordu "Kendimi videoya çekiyordum sonra bağırış sesleri duydum videoyu onlara doğru çektim heh buldum bakın"

 

Açelya telefonu bize verdi, videoyu başlattım Mert'in son anları

Ada ve Mert merdivenin ağzında kavga ediyorlardı

_________________________________

"Sen beni aldattın Ada hemde hemde o"

________________________________Hakaret etmemek için kendini zor tutuyordu

 

_________________________________

"Söyle söylesene Mert"

"Sen o pislikle oldun beni aylarca ayakta uyuttun ben senden ayrıldıktan sonra normal bir sadece bir arkadaş buldum diye bana etmediğin kalmadı beni kıskanıyorsun beni ve Buseyi rahat bırak o benim arkadaşım ve arkadaşlarımı ben seçerim"

 

"Ya sadece bir gecelik bir şeydi Mert salak gibi içtim sonra sarhoş oldum o günden beri onunla görüşmedim bile aylar geçti üzerinden artık nolur barışalım nolurr"

 

"Sus artık!!"

 

"O kız sana iyi davranıyor mu bari o çok kıymet verdiğin arkdaşın"

 

"Evet evet senden daha iyi valla billa senden iyi en azından o paranın derdinde değil yada masum insanlara durduk yerde zarar verip canlarını yakmıyor aksine derdimi dinliyor bana destek oluyor insanlara iyilik yapıyor onun sayesinde dünyaya gelme amacımı buldum İslamiyetle huzuru buldum senin gibi şeytanlık yapmıyor yada ruhumu daraltmıyor. Yemin ederim büyük olsam o kızın benim nasibim olmasını isterdim."

_________________________________

 

Berkle videoyu izlediğimizde elini ağzına götürdü Mert'in demek isteğini ben anlamamıştım ama Berk anlamıştı

 

_________________________________

"Nasip mi o one"

"Nasibim olmasını isterdim yani ilerde eşim olmasını hayat arkadaşım olmasını isterdim"

_________________________________

 

Ellerim ağzıma gitti Bu kadar ciddiydiler

 

_________________________________

"Sen sen ne dediğinin farkında mısın benim yerime o kızı mı seçiyorsun sen onu mu seviyorsun"

"Evet onu seçiyorum ve onu seviyorum seninle olmaktansa ölmeyi tercih ederim daha iyi Bende öldüğümde rabbimin yanına giderim"

"Öl ozaman" "Ne"

________________________________

 

Ada Merti ittirdi Mert kendini korumak için kendini savundu ve Adayı koridora doğru ittirdi Berk kadraja girdi. Üsteki merdivenden hızlıca aşağı yanlarına inmişti. Merdivenin son iki basamağında kalmış demirlere sım sıkı tutuyordu

 

_________________________________

"Ada Mert durun artık bak bir şey olcak Adaaa Mertt"

_________________________________

 

Berk onları tam durduracaktaki Ada Merti merdivenlerden aşağı doğru itti yuvarlanrak aşağı düştü. Kafasını vurdu kanı tüm merdivene yayılmıştı içim yandı . Telefonu Berke uzattım yere çömeldim dizlerimi tuttum zırıl zırıl ağlamaya başladım. Berk telefonu Açelya ya verdi. Tramvası tetikledi Berk istemeye istemeye bana sarıldı teselli için "Ağlama bunlarda geçicek"

"Ahahahğa" Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım

En son hıçkırarak ağladığımda ve bağırdığımda koridorda değilde Mert'in hastane odasında sesimi kaybetmiştim. Bunu Berke söylemiştim o yüzden "Melisa tamam tamam sakin ol tamam bak daha yeni ameliyat oldun tamam konuşma sakin geçicek bak tamam mı hepsini halledicez" Burnunu çekti. Çok zor duruyordu oda

Ağlaya ağlaya sesimin çıktığı kadar

"Açelya Ay Açelya telefonu telefonu ver bak- bakcam ben bırak Berk bakıcıam ve- ver"

Berk beni tutarak "Melisa sakin"

Ayağı kalktım telefonu almaya çalıştım

"Da sakin falan olamam Berk ver telefonu bakcam" Zor nefes alıyordum

Açelya Berke baktı veriyim mi vermeyim mi der gibi Berk kafasını hafif sağ sola salladı

"Ya versene telefonu ver"

Açelyanın elinden telefonu hızlıca aldım yere çömeldim ve video tekrar açtım kaldığım yerden devam ettim

 

________________________________

"Mertt Adaaaaa sen sen ne

yaptın Mert"

________________________________

 

Ada titriyordu

________________________________

"Ben ben ben bilmiyorum"

________________________________

 

Berk hızlıca aşağı Mert'in yanina gitti

 

________________________________

"Nefes alıyor Mert burdayım buradayım kardeşim Ne bakıyon Ada ambulansı araa çabuk"

________________________________

 

Ve videoya bitti Açelya ya döndüm beni anlamıştı ki

"Video bu kadar sonrası hastaneydi zaten o yüzden kappattım"

Ayağı kalkmaya çalıştım Berk kolumdan tutarak kalkmama yardım etti. Doğrulduktan sonra Açelyaya telefonunu uzattım aldı.

"Açelya bu videoyu bana at ve kimseyede bahsetme. Şimdi eve git gerekirse herkesden uzak dur telefonunu kimseye verme O gizli galeriyi başka bilen varmı"

 

"Yok bir tek siz biliyorsunuz"

 

"Her telefonda bu özellik var mı"

 

"Hayır sadece türnek markasında var"

 

"İyi babama hatırlatayım da sonraki telefonumu bundan alsın"

Başım dönüyordu ne konuştuğumu bilmiyordum

Berk kolumu iyice sıkı tuttu

"İyi misin"

"Berk beni lavaboya götürürmüsün"

"Tamam tamam Açelya sen eve git bizden haber bekle"

"Tamam"

Berk beni lavaboya götürdü

 

Kapıyı açtım "Sen burda bekle kızlar tuvaletine girme"

"Ya saçmalama Melisa ayakta duramıyorsun"

Başım dönmeye devam ediyordu kapının koluna tutundum

"Hop yavaş bak Melisa iyi değilsin sor bakayım içerde biri varmıymış öyle gireyim"

"Tamam tamam sen burda bekle"

 

Kızlar tuvaletin kapısını açtım

 

Yorgun bir sesle "Lavaboda kimse varmı"

Ses yoktu emin olmak için tuvalet kapılarını açtım yüriyebildiğim kadar hepsine baktım. Kimse yoktu

 

"Geleyim mi" Berk kapının ardından kafasını uzattmış gözleri kapalıydı "Napıyon sen"

"Bekliyorum...hee gözlerimi mi soruyon şey açayım mı"

"Evet aç"

"Dedim kapalı bir kız eşarp yapıyordur nolur ne olmaz oha sizin tuvalet daha büyükmüş"

Berk içeri girdi bende elimi yüzümü yıkamaya başladım

Ellerim titremeye başladı

Berk durumumu anlamaya çalışıyordu

 

"Melisa iyi misin"

"Ber- Berk ben harake-"

"Niye titriyoron sen dur bekle"

Berk eline bir avuç su aldı çeşmeden önce saçımı sonra yüzümü sonra ellerimi yıkadı

Sanki haraket etmeyi unutmuştum

"Vitamin eksikliği filan varmı sende" Birbirimize baktık

"Yo yooo iyim sıkıntım yok"

"O zaman videodan kaynaklı. Kız insan bir kolunu sıyırır kızım niye titriyoron sen üşüdün mü" Berk üstündeki kot ceketi çıkarıp sırtıma koydu sonra diğer elimi yıkamaya başladı o sırada okuldan bir kaç kız öğrenci lavaboya girdi

 

"Oovvv"

"Biz yanlış bir zamanda geldik galiba"

"Erkeklerin kızlar tuvaletine girmesi yasak sevgilin bile olsa"

"Aşağıdaki bodrum katında bir oda var oraya kimse uğramıyor orda istediğinizi yapabilirsiniz ama burda yapmayın lütfen"

"Asudeeee"

"Asudeeee"

"Asudeeee"

"Neee fikir sundum"

 

Berkle birbirimize baktık sonra dönüp kızlara olayı anlatmaya çalıştık

 

"Kızlar siz yanlış anladınız ben rahatsız olduğum için arkadaşım yardım ediyordu ee rahatsızlığımı kimse bilmiyor arkadaşım aile dostum olduğu için biliyor"

 

"Sevgili değiliz yani yanlış anlamayın"

 

"Rahatsızlığımı kimse bilmiyor sizde söylemeseniz sevinirim"

 

"Ne rahatsızlığı bu"

 

Berk dahil herkes bana döndü Berk kısık sesle "Harbiden ne rahatsızlığı bu Çok şükür bir şeyin yok"

 

Ortada mal gibi kalmıştım

 

Berk sadece benim duyacağım şekilde "Sende bilmiyon dimi yalan mı söyledin"

"Ne yapayım"

 

Sonra kızlara döndüm

"Şey ben daha yeni ameliyat oldum ilacımı içicektim ama elime döküldü ve ilaç bir anda kuru tene değince baya yara oluyor ee arkadaşta sağolsun elimdeki ilcı çıkarmaya çalışıyordu ki zaten bitmişti sonra siz geldiniz hadi Berk bitti elim temizlemdi hadi gidelim benim evde yapıcak işlerim var yürü"

Berki önüme doğru aldım ve kızların arasından geçtik.

 

"Müsaadenizle biz geçelim iyi günler kolay gelsin 10. sınıfa iyi hazırlanın yoksa bizim gibi ilerde ortada kalmayın görüşürüz" _Güzel yalan_

_Şuan hiç sırası değil_

 

Koridorda ilerlemeye devam ettik. Okulda pek kimse yoktu

 

"Abi tuvalette 9. Sınıflara yakalanmak ne ya bide Allahım dedikodu çıkarmasınlar. Ya elimdeki ilaç nedir ya bu nasıl yalan. Yalan söylemeyide beceremiyorsun Maaliisa"

 

İsmimi gıcıklığına böyle söylüyordu. Herkes gıcıklığına böyle diyordu Mertte dahil. Anlamayanlar için düzgünce söyliyim. Mert Karabulut beni ikiz erkek kardeşim. Ve 17 yaşında Ada Korkmaz tarafından okulda öldürüldü. Yanlışlıklaymış öyle diyor kendileri. Okula gelme sebebim başından beridir Adaydı.

 

"Sus Berk sus yürü hala 9. Sınıf diyor daha önemli işlerimiz var"

 

"Sen titremiyon galiba"

"Korkumdan hiç bir şey yapamıyorum ki. Evde ben sonra yine titrerim. Of çok yorgunum önce kantine gidelim Merveler ve Boralar bizi bekliyorlarmış. Sera mesaj atmış sonra polise kanıt vercez kimseye bir şey çaktırma"

 

"Tamam"

"Hadi gidelim"

Berkle koşarak kantine gittik. Koşmak iyi gelmişti. Çok kalabalık değildi bi 6 masa filan doluydu

Berk 

"Ahh Yunus abi yine Ayaza kızıyor"

Berke döndüm "Yunus abi kim"

"Eylül'ün abisi"

"Niye Ayaza kızıyor"

Berk durdu bende durdum "O zaman anlatayım öyle gidelim yanlarına. Bizi görmesinler gel"

 

Kantinin kapısından dışarı çıktık koridorda ayakta konuşmaya başladı

"Eylül ve Ayaz sevgiliydi Benim salak olan Ayaz arkadaşım Eylülü çok üzdü. Bu benim beyni olmayan arkadaşım hap almış ve içmiş abiside öğrendi ee haklı olarak Ayazı gördüğü yerde boğmaya çalışıyor. Diyo işte benim kız kardeşim böyle pisliklerin yanında olamaz diye orda küfür ediyor ama ben küfür kullanmadığım için pislik dedim en kibarı" Kıkırdadık

 

"Vay anasını keşke bizimde böyle abimiz olsa bana bak olayı sonra düzgün bir şekilde anlat bana ay Allahım başka derdimiz yokmuş gibi sende az değilsin he dedikodu var sende"

Berkin bana bir ters bakışı vardı sonra "Dedikoduyu sevmem. Normal bilgi verdim sırf merak ettiğin için beni diğer dedikoducu erkeklere benzetme" Kantine doğru yürüdü "Tabe efendim" Arkasından gözlerimi devirdim.

 

Kantine girdik Sera bizi gördü yanındaki boş sandalyeyi gösterdi oturmam için Yunus abi hala Ayaza bağırıyordu Eylül ise abisi susmuyor diye sinirleniyordu

 

Berkte Boraların olduğu bizim yan masaya oturdu. Ayaz sabır çekiyordu. Emre,Bora ise susmuş oturuyorlardı. Sera ve Mervede Yunus abi bizim masada olduğu için sus pus olmuşlardı.

Sera sesini biraz daha incelterek ve biraz daha kısık sesle ve kibar bir şekilde

"Yunus abi acaba fazla mı gittin bak sana hak veriyoruz sen bir abisin ve kardeşin İçin bunları yapıyorsun ama okuldayız lütfen. Bak Eylül bile gözünden tek göz yaşı akmayan kız sinirden sular seller gibi göz yaşı aktı. Kızda göz yaşı pınarları kalmadı"

Yunus abi Seraya baktı sonra kardeşine baktı ve Seraya hak verdi. Gerçekten ilk defa Eylülü böyle görüyordum

 

...

 

Herkes evlere dağılmıştı ben Melis ve Berk hariç.

Babamı arayıp Melisle dışarıda bir kafede oturacağımı söyledim. Sağolsun izin verdi. Biz Melisle kafede masada otururken kafenin yanında olan mescidde Berkte akşam namazını kılıyordu. Bende öğrenmek istiyorum herkes insana huzur verdiğini söylüyorlar. Melisle kafenin ön kısmı balkonda oturuyorduk. İçeceklerimizi alıp içtik

 

"Ya Melisa sen bu Berke nasıl güveniyon hemen. Ben hiç güvenmiyorum sence yardım edicek mi"

 

"Edicek etmek zorunda Mert'in en yakın arkadaşı ikisi kardeş gibiydiler. Mert hep Berkten söz ederdi. Ölen bir arkadaşın için yaparsın en azından onun kardeşine yardım edersin"

"Yani sana"

"Ee herhaldeeğ" Öksürdüm

"Melisa iyi misin bak kuzen çok konuştuğunda boğazına ağrıyor çok zorlama kendini tamam mı"

"Hıhı" Sandalyede doğruldum

 

Berk kafeye girdi "Kızlar ben içeceğimi almaya gidiyorum bir şey istiyormusunuz" Melis

"Yok sağol teşekkür ederiz Berk"

"He tamam" Berk bana baktı

"Melisa sen iyimisin gözlerin dolmuş birazda kızarmış sanki"

"Şey biraz önce baya bir şiddetli öksürdüm ondandır sen al gel bekliyoruz seni"

"Tamam"

 

Berk yanımıza geldi oturdu plan yaptık isteğimiz Adanın bir an önce cezalandırılmasıydı.

 

Onu öldürmiycektim öldürürsem pat diye ölür ama hayatı zindan etseydim daha çok acı çekicekti. Bu yüzden onun acısını hayatayken ödiyecekti.

 

...

 

Şeyma nın anlatımıyla

(Şeyma nın evi)

 

Evde odamda kıriz geçiriyordum. Berk Bugün Melisa ile Kafede buluşup plan yapılacaklarını söylemişlerdi ama bu işi kendim halledicektim. Annem benim sinir krizi geçirdiğimi duymasın diye olabildiğince ağzımı kappattım. Yatağımın yanına yere çömeldim Dolabının boy aynasından kendimi gördüm. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Saçlarım beyaz oldu olacaktı. Benim güzel sarı saçlarım

 

_Allahım ben şimdi ne yapıcam bana yol göster yanlış mı yapıyorum_

 

...

 

Ertesi gün (Okul)

(Yazarın anlatımıyla)

 

Öğle arasında okul bahçesine

polisler gelmişti. Öğrenciler ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Komser öğrencilerden birine müdürün odasını sordu.

Sonra polisler müdürün odasına girdiler

 

"Efendim merhaba ben komser Murat çakmak biz İstanbul Beykoz merkez karakoldan geliyoruz. Öğrencilerinizden

Ada Korkmaz hakkında iki ihbar aldık onu karakola götürmemiz gerek"

 

O gün koridor nöbetçisi olan Leyla Müdür ofisinin kapının önünde polislerin neden geldiğini duymuştu. Elindeki dosyaları nöbetçi masasın üstüne koydu ve koridordan hızlı bir şekilde Adayı bulmaya başladı. Her yerde onu arıyordu millete sora sora Adayı bulmaya başladı.

"Adayı gördün mü"

"Hayır"

"Adayı gördün mü"

"Hayır görmedim"

"Bora Bora abi Ada Ablayı gördün mü"

 

Leyla 9. Sınıf öğrencisiydi

 

"Hayır görmedim Leyla"

"Sağol

"Ahmet Ada Ada Ablayı gördün"

"Dur soluklan Gördüm"

"Nerde nerde gördün"

"En son şuradaki koridora giderken gördüm"

Leyla Ahmet'in gösterdiği koridora baktı Leyla kısık sesle

 

"Depo ya... Tamam tamam sağol"

Leyla koşarak koridora doğru koştu Leyla içinden _Umarım düşündüğüm şeyi yapmıyorsundur Ada abla_

Adalar ve Leyla koridorun dönüş yerinde karşılaştılar.

Leyla hızlı koştuğu için bir anda Adaya hafif çarptı sonra yere düştü. Leyla'nın gözleri direkt Ada'nın parmaklarına kaydı.

 

Ada parmaklarındaki kanları bir peçeteyle siliyordu.

Leylanın düşündüğü şey oldu Ada birine depoda birine kanlı bir şiddet uygulamıştı.

Ada yere düşen Leylaya baktı

"Gene oldu Leyla"

Leyla yerden kalktı ve Adaya yaklaştı

Fısıltılı bir sesle

"Okula polisler gelmiş seni karakola götüreceklermiş"

Ada duyduğu şeye inanamadı.

Gözleri fal taşı gibi açılmıştı

 

"Ne" Ada iki üç saniye dona kaldı

"Sen nereden duydun kim dedi Benim burada olduğumu söyledin mi"

Ada soruları ardarda sormuştu Leyla "Müdür odasının önündeydim polisler seni aradığını ve karakola götürmek istediğini söylediler Ben de kimseye söylemeden senin yanına geldim"

Deniz olayı anlamamıştı ve ne olduğunu sordu.

 

"Ada neler oluyor"

"Okula polisler gelmiş beni götürmeye"

"Nee"

"Ne"

 

Deniz endişeli ve kısık sesle

"Ama neden"

"Neden olabilir sence Deniz biri beni ihbar etmiş"

Leyla düzeltti. "Bir değil iki ihbar" Ada'nın beyninde şimşekler çakmıştı

Ada derin bir nefes vererek

"Beni kimler ihbar edebilir"

Kızların hepsi birbirine baktı sonra hepsinin gözleri kocaman açıldı ve aynı anda "Melisa ve Şeyma"

 

"Aynen öyle Neyse konuşalım bakalım ne olacak" Ada yürümeye başladı kızlarda onun peşinden gittiler. Koridorda herkes onlara bakıyorlardı özellikle Adaya. Herkes anlamıştı. Polisler tüm okulda Ada'yı arıyorlardı

Selin "Ada biraz yavaş yürü"

Ada o kadar hızlı adımlarla yürüyordu ki kızlar nefes nefese kalmıştı

 

Deniz "İyide neden ihbar edebilirler ki ellerinde kanıt olmadan hiçbir şey yapamazlar"

Selin "Demek ki ellerinde kanıt var Denizz!"

Deniz sıkıntılı bir nefes verdi

Müdür odasının önüne vardılar. Ada polisleri gördü ve Ada kendine çeki düzen verdi. Sesini düzeltip biraz daha kibar olarak "Merhaba memur bey. Ben Ada Korkmaz beni aramışsınız"

 

Memur Adaya baktı

"Kimliğinizi görebilir miyim"

Ada cebinden cüzdanını çıkardı kimliğini polise verdi

Polis tabletinden bilgilere baktı

"Ada Korkmaz hakkınızda 2 ihbar var Lütfen bizimle karakola gelin"

 

Ada hiçbir şey yapmadan sakince bileklerini birleştirdi. Kelepçeler bağlandıktan sonra karakola götürüldü. Okuldaki herkes onu görüyor şaşkın bir şekilde olanları izliyorlardı. Ada ise sadece önüne bakıyordu. Olan bitenleri izleyen Melisa,Berk veAçelya yaptıklarından mutlulardı.

 

Melisa elini Açelya'ya uzattı. Birbirlerine beşlik çaktılar ve yaptıklarından gayet memnunlardı. Berk de olanları izliyordu. Melisa Berke baktı birbirine göz kırptılar. Başarmışlardı.

 

Şeyma ise koridorun diğer tarafından olan bitenleri izliyordu üzerinden büyük bir yük kalkmıştı.

 

...

 

Melisa'nın anlatımıyla

 

Sabah erkenden karakola gitmiştim kanıtlarla beraber. Açelya'nın elindeki videolar sayesinde olmuştu ve videoları gösterdiğimde dava açtım. Polisler suçlu yani Adayı karakola götürecekler ve ifade alıcaklardı. Bakalım önümüzde başka ne vardı.

 

_Yaptıklarımdan pişman değilim aklım hala yapamadıklarımda_

_Sende bir alemsin_

 

Bölüm : 26.11.2024 22:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...