19. Bölüm

GeçmiÅŸ. ArkadaÅŸlar bu bölümde Åžebnem 'in annesini babasını ve neden öldüklerini okuyacaÄ

Rzgarhali
rzgarhali

Yeni güne alışık olduÄŸu seslerle gözünü açtı Aysun.

Bugün yine gitmelere doyamadı o köye gidecekti. Doyamadığı köy müydü bilinmez ama her ayın 15 ini denk gelmese bile çarÅŸamba gününü iple çekerdi. Bugün yine günlerden çarÅŸamba ayında 15 idi.

 

Deli gibi atan kalbi soluk soluÄŸa kalan nefesi sadece bir köy hevesi olmadığını belli ediyordu.

 

Gözleri... o bal sarısı gözleri ...sanki hep aradığı biliyor gibi, sanki ondan önce herkese âmâ bir ona gökyüzü gibiydi.

 

Işıl ışıl parlardı gözleri aradığını bulduÄŸunda. Çimen gözlü sevdiÄŸi YiÄŸit 'ini . Bir onu görürdü gözleri bir onu duyardı kulakları.

 

O köyü sevdirene onun herkese ama olan gözlerini açtıranda oydu .

 

Gelen seslerle daldığı hülyalardan çıktı iyice. Bugün yine çarÅŸambaydı ve köye gidecekti. Ondandı bu tantana.

 

"Olmaz Melih bey olmaz gidemez benim gızım o köye . Başına biÅŸey gelir bak biri çıkar aklıni çalar ben neyderem".

 

Burukça tebessüm yayıldı Melih beyin hafif kırışmış yüzüne.

Oda istemezdi ne zorluklarla dünyaya getirdikleri ,el bebek gül bebek büyüttükleri nadide çiçeÄŸi birine sevdalansın ,yanından ayrılsın. Ama elbet bir gün olacaktı kuÅŸ yuvasından uçacaktı.

 

Yersiz değildi karısının evhamı ama zamanıda değildi. Kaderdi bu ya her şekilde işlerdi.

 

Bilmedikleri bir ÅŸey vardı ki oda Aysun için çoktan kader aÄŸlarını örmeye baÅŸlamıştı. Dört bir yandan kuÅŸatmış çember içine almaya baÅŸlamıştı.

 

Ne kadar engel olsalarda biricik kızları o sonu hep yaşayacaktı.

 

"Etme hanım sevir kızımız köyi hem kuzenleri var onlarla vakit geçirir.

GüneÅŸ yüzü görsün burda hasta olur diye dışarı bile salmirsen gızi".

 

"Ama bilirsen onu ne zorluklarla verdi yaradan bize. Ne zorluklarla büyüttük onu ".

 

Biliyordu Melih bey bilmesine ama kızınada kıyamıyordu. 12 yıllık evliliklerinde gezmedikleri doktor kullanmadıklari koca karı ilacı kalmamıştı ama henüz bir çocukları olmamıştı. 14 yıllık evliliklerinde dünyaya gelmiÅŸti ay gibi beyaz güneÅŸ saçlı kızları.

 

Çektikleri acılara duydukları o kötü kelamlara inat 14 yıl sonra gelmiÅŸti kızları ona. VermiÅŸti yaradan onlara cennet köÅŸkünden bir adet gül.

 

Ne doÄŸup büyüdükleri köylerini terk etmeleri ,nede kuma al diye direten iki aileleri de umurlarında deÄŸildi. .

Onların duaları kabul olmuÅŸ kucakları narin küçük bedenle evleri onun neÅŸe saçan sesiyle dolmuÅŸtu. Onlara bu yeterde artardı.

 

"Biliyorum bırak gitsin hem her çarÅŸamba aynı ÅŸeyi yapirsen gül yüzlüm. Oda hep gidir. ".

 

dedi Melih bey.

 

"Yüzünü asınca yoh diyemirem ki .".

 

dedi Nejla hanım içli içli.

 

Ne çok isterdi gitmeyeceksin diyebilmeyi.

 

İşte Aysun'un duymak istediği cevap buydu.

 

Üzerini çoktan giyinmiÅŸ odasının kapısını ÅŸakıdayan sesiyle açtı.

 

"Hayırlı sabahlar canım ailem".

 

dedi yüzündeki eÅŸsiz gülüÅŸle.

 

"Hayırlı sabahlar anasi gurban nereye bele gene hazırlanmışsan".

 

"Nereye olacak anam köye ".

 

"Hadi babam geçin sofraya öldüm acımdan ".

 

Güle oynaya kahvaltı yaptılar hepsi gülüyordu ama Nejla hanım içini yakan acıyı bertaraf ediyordu. Gözlerindeki ışıltıyla.

 

Nasıl kıyardı o böyle mutluyken. Kıyamazdı içi el vermezdi tek bir kelamına can verirdide kıyamazdı.

 

At arabasıyla gelen amcasıyla birlikle çınarlı köyüne doÄŸru yol almaya baÅŸladılar. Araba toprak taÅŸlı yolda savrula savrula ilerliyor. Atın nal sesleri ahenkle çalan ensturman gibiydi. Çıkan o seslere rüzgarda eÅŸlik edince müzik ÅŸölenine dönüyordu etraf.

 

Sonunda toprak yollar ,toprak yollara eÅŸlik eden sıra sıra aÄŸaçlar . AÄŸaçlara yuva yapmış kuÅŸlar ,çayırlarda otlayan keçiler koyunlar, inekler buzağılar.

 

Buz gibi akan sular geçilmiÅŸ sıra sıra evler görülmeye baÅŸlamıştı.

 

Sonunda at arabası varması gereken yere hep aynı saatte varmıştı.

 

At arabasından her zamanki gibi eksik etmediÄŸi güler yüzüyle indi Aysun .Herkes onu güller açan gülen yüzü tatlı diliyle bilirdi bu köyde .

 

Çokta sevilir severdi.

Bu köyü çok seviyordu. Her yer yemyeÅŸildi havası ÅŸehir hayatından baÅŸka insanı çok güzeldi. Daha samimi daha merhametli idi.

 

Henüz ona cehennemi yaÅŸatacak insanlarla karşılaÅŸmamıştı.

 

İstemsizce çekiliyordu bu köye sanki bu köy hem onun var oluÅŸu hem yok oluÅŸu gibiydi.

 

Onu çeken sevdası deÄŸildi sadece üzerine bir kara gibi çöken kor olası kaderi idi.

 

Adı gibiydi Aysun .

 

Ay gibi beyaz teni güneÅŸ gibi bal rengi hareleri karamel saçları vardı . Rüzgar yeli deÄŸse dört bir yana savrulurdu saçları.

 

İnsanın içini ısıtan gülüÅŸü içini yakan bakışları vardı.

 

Sevdası vardı onun çimen gözlü , kara kaÅŸlı ,uzun boylu yağız bir delikanlı . Ona bambaÅŸka hülyalara bambaÅŸka diyarlara götüren YiÄŸit'i vardı.

 

Annesi izin vermesede o bu köye gelecek YiÄŸit'ini alacak idi.

 

Åžehir kızıydı Aysun. Aynı zamanda yıllar sonra olan tek çocuktu.

Gözünün önünden ayırmak istemezdi Nejla hanım . Haksızda sayılmazdı .

 

Ama kızı evde durmak bilmezdi.

 

Helede her ay köye amcasının yanına gitmesini hiç mi hiç istemezdi.

 

O köy bela açacaktı kızının başına hele birde sevdaya düÅŸerse hepten beter olurdu kızı.

 

Köy iÅŸi bilmez ev iÅŸi bilmezdi kızı.

 

Köy ekmeÄŸi bile yiyemezdi ki onun narin kızı. El bebek gül bebek büyümüÅŸtü .

 

Lakin Nejla hanımın bilmediÄŸi bir ÅŸey vardı. Kızı çoktan sevdalanmış idi.

 

 

Bölüm : 06.12.2024 12:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi PaylaÅŸ
Loading...