
Abisi bildiÄŸi adam daÄŸ gibi yanında kollarını sarmıştı ona . Hıçkıra hıçkıra aÄŸladı hiç susmak istemecesine. Babasının yokluÄŸunu hissettirmemek için çabalayan adam ÅŸimdide güneÅŸ gözlü sevdiÄŸi için akan yaÅŸları nasırlı elleriyle siliyordu.
Nasırlı ellerin sahibinin aÄŸzından çıkan haykırışla yerinde titredi adeta Åžebnem.
"Esmaa!".
"Şimdi yaktım seni it, sen nasıl benim bacıma sarılırsan".
Diye Şebnem 'i bırakarak koşmaya başladı Mesut. Şebnemse giden kuzeninin ardından dona kalmıştı
Taki Esma'nın çığlığını duyana kadar.
Mesut bir senedir görmediÄŸi bacısına sarılmış birini gördüÄŸünde deliye döndü adeta. Kanı damarlarında durmayacak kadar deli akıyordu. Öyleki onun tabiriyle kanı ters akıyor olabilirdi.
"Kim bu it herif Esma !".
diyip arkası dönük olan Mehmet 'e yüzünü çevirir çevirmez kafasını geçirdi Mesut.
Oysa ki direk kafa atmak yerine yüzüne bakmayı tercih etseydi ;
peÅŸinde *hadi ben haÅŸta ÅŸen doktor oy noluy noluy". diyen çocukluk arkadaşını görürdü. Camide az oynamamışlardı birlikte.
Mehmet ne olduÄŸunu dahi anlamadan yüzüne inen kafayla acıyla buruÅŸturdu yüzünü.
"AÄŸbi ne yapirsen !".
dediÄŸinde Mesut bir yumruk daha geçirmiÅŸti Mehmet 'in güzel yüzüne.
Öyleki burnu kanıyordu ve sol kaşı patlamıştı.
"Kimsen dedim lan sana!".
SuskunluÄŸunu bozan Mehmet yüzüne inecek olan son yumruÄŸu tutarak konuÅŸtu .
"YavaÅŸ gel doktor hasta etme beni kendine " .
dedi Mehmet yüzünde yer edinen tebessümle.
TuttuÄŸu eli yavaÅŸça bıraktı. Åžuan yediÄŸi dayak hiç umrunda deÄŸildi. ÇocukluÄŸunun abisi kendinden üç yaÅŸ büyük adam geri gelmiÅŸti .
"HoÅŸgeldin Doktor ".
dedi Mehmet bastıra bastıra. Küçükken ona doktor derdi hep . Oynadığı oyunlarda sebepti ama eksik yanını hep bu adam tamamlardı.
"Ne doktorundan bahsediyorsun lan sen!
Nereden tanıyorsun beni"
dedi Mesut sesindeki bariz şaşırmayla.
Zira bu köyden uzun zamandır ayrıydı. Öyleki on bir yaşında okulu için köyden gitmek zorunda kalmıştı. Pek köye adım attığıda söylenemezdi.
Ama unuttuÄŸu bir ÅŸey vardı ki köy yerinde herkes bir ÅŸekilde birbirini tanırdı.
"Sözlümün abisini diyeyim o zaman doktor yerine ".
dedi Mehmet hala tanınmamış olmak zorunda gidiyordu.
"Ne sözlüsü lan ,ne diyor bu dangalak Esma konuÅŸsana !".
diye sesini yükseltti Mesut. Neler oluyordu Allah aÅŸkına onun küçük kız kardeÅŸi söylenmiÅŸmiydi hemde daha küçükken okulu varken. Ve neden onun yeni haberi oluyordu.
Esma olduÄŸu yerde sindi . Oldu olası yüksek sesten hep korkardı. Mesut bunu bilsede ÅŸuan umursayacak durumda deÄŸildi .
"Bağırma ona , o sesinin tonuna dikkat et . Benim canımı sıkma doktor!".
dedi Mehmet elleri çoktan yumruk halini almıştı. Gece gözlüsünü kendine çekip, göÄŸsüne yaslamak istiyordu.
*Şşş ben burdayım korkma sadece senin için atan bu kalbin sesini duy *
demek istiyordu ama ÅŸuan bu mümkün deÄŸildi. KorktuÄŸundan deÄŸil, bu adamın daha fazla bağırıp Esma 'yı kötü etkilemesinden çekinmesi yüzündendi.
Doya doya sarılıp burdayım dememesi.
Derince baktı korkma der gibi Esma'nın gözlerine Mehmet.
Esma tuttuğu nefesi bırakıp ciğerlerini ağırtacak kadar derince soludu.
SevdiÄŸinin gözleri ona güven veriyordu. Daha da dik durabilir korkmaya bilirdi.
Mesut deliye dönüyordu adeta. Helede onu hiç takmıyor gibi davranan ikiliye.
"Ne oluyor dedim burda ! Ve ne sözlüÄŸünde bahsediyor bu adam".
diye bir kez daha soludu Mesut.
Biraz daha anlamazsa şimdi ortalığı ateşe verecekti sinirden .
Esma bakışlarını abisine çevirdi.
KoÅŸup doyasıya sarılmak* çok özledim aÄŸbi *.
dememek için kendini çok zor tutuyordu. Tıpkı göz yaÅŸlarını tuttuÄŸu gibi.
"Mehmet o .. o .. benim sözlüm. Bizim yakında sözümüz olacak. Babamın rızası var sadece büyük isteme olacak aÄŸbi . ".
"Ne evlenmesi kızım kafayımı yediniz siz. ".
diyip bir adım attı Mesut Esma'nın önüne doÄŸru. Büyük kemikli elleri Esma'nın dolgun yanaklarını kavradı.
"Sen daha küçüksün küçüÄŸüm. Okulun var ne sözü. Hem ".
diyip başı dik göÄŸsünü kabartmış bir halde onlara bakan adama döndü.
"Bu herif kim tanımam etmem etmeyiz. Hem çirkin bu bir sana bak birde buna.
Boyu bile kısacık. ".
Åžebnem ilk defa günler sonra kıkırdadı.
Çirkin dediÄŸi adam köyün yakışıklı erkeklerinden üçüncüsüydü. Boyu 1.75 kalıpli bir adamdı.
"Abi göz var nizam var hem Mehmet gibisi bulunmaz. Bu konularda ulu orta yerde konuÅŸulmaz. ".
"Doğru ulu orta yerde sarılılır ama . Lan siz daha helal bile değilsiniz birbirinize".
"Helali haramı bende bilirim doktor.
Sınırımı bildiÄŸim gibi. Ben onu kendi gözümden bile sakınırım. DeÄŸil bir baÅŸkası kendim bile gece gözlüme ne bir tek laf eder nede baÅŸkasına ettiririm. Bu kendi canım kendi canı olsa bile. Dediklerine dikkat et!.
Bütün köy bilir bizim sözlü olduÄŸumuzu . Tabi sen unutmuÅŸsundur beni de unuttuÄŸun gibi. Köy yerinde çabuk dağılır haber. Sözlüme sarılmaktada bir kusur bulmam. Babam yakında imam nikahını kıyar. "
dedi Mehmet soluk soluÄŸa. Zira bu adamın aÄŸzının ortasına bi yumruk çakmamak için zor tutuyordu kendini.
"Nah kıyarsın nikah . Size kırmız yok !".
"Sen öyle san ".
"Yürüyün Esma Åžebnem ".
dedi Mesut hareket etmeyen Esma'nın elini tutarken. Adete sürüklüyor gibi götürüyordu ardından.
"Görürüz doktor elmi yaman beymi .
Teliyle duvağıyla gelecek ,taÅŸtan duvarları gülüÅŸüyle ısıtacak bacası tütmeyen ocağı sesiyle tüttürecek . Önce bizi yuva yapacak sonra o taÅŸtan duvarları cennete çevirecek gece gözlüm. Ve sende sadece izleyip tebessüm edeceksin. Sana deÄŸil ama gece gözlüme yeminin olsun .
Bu yeminede yerde ve gökte, burda ve ÅŸurda kim varsa ÅŸahit olsun .Sende ol doktor!".
dedi Mehmet kendinden emin tok sesiyle. Mehmetti o ,pas tutmuÅŸ gönlüne bahar getiren gece gözlüsünü hiç bırakır vazgeçemiydi . Ölümde olsa vazgeçmezdi.
"Åžimdi bileÄŸini tuttuÄŸun elini gevÅŸek yoksa ben gevÅŸetmiyim aÄŸbi!".
dedi Mehmet baskılayarak.
Esma akmaya hazır göz yaÅŸlarını geriye doÄŸru itmiÅŸ. Kocaman bir tebessümle canının taa içine bakmıştı.
O mu bu adama yuva olacaktı.
Yıkık dökük harabe olan kendine çoktan yuva olmuÅŸ. YaÄŸmurdan selden tufandan korumuÅŸtu bile . Karşısında ki dimdik kendinden emin taviz bile vermeyen adam. Çoktan ona her ÅŸey olmuÅŸtu iyiki de olmuÅŸtu.
Mesut içten içe gurur duyarak yavaÅŸça elini çekti güzeller güzeli kardeÅŸinin bileÄŸinden.
Bu adam hastı helede böyle güzel sever korursa dahada girerdi gözüne. İlk artı puanı almıştı.
"Yürüyün bakalım eve bacaklarınızı kıracam ikinizinde . Biriniz aÄŸlar biriniz itin birine sarılır. "
"AÄŸbi"
"BaÅŸlatma aÄŸbine Esma yürü .Yoksa ben bu adama dalacam ve bu adam bir artı puan daha alacak benden. İt herif bi tane varsaydı bende bi güzel dövüp senide ona vermeseydim benim dizimin dibinde kalsaydın ne olacaktı sanki. ".
"Hem o kadar telefonda konuÅŸtuk neden benim hiçbir boktan haberim yok he eve gidince soracam ben size ".
Dedi Mesut burnundan soluya soluya
Yan yana yürüyen iki genç kız birbirine bakıp tebessümde bulundular. Demekki Mesut aÄŸabeyleri sevmiÅŸti Mehmet 'i.
Ama eve gidince ne olacaktı ikiside korkuyla alt dudaklarını ısırdılar.
Åžebnem içten içe çok sevindi. Kendi öz be öz kardeÅŸi gibi sevdiÄŸi kuzeni. Çok güzel bir adam tarafından muazzam bir ÅŸekilde seviliyordu . Daha ne isterdi ki. İsterdi tabi o da Maraz Alisini isterdi. Deli gibi özlemiÅŸti sıcacık tenini teninden buram buram gelen yaÄŸmurla harmanlanmış toprak kokusu toprak kokusuna karışmış ahenkle dans eden çam kokusunu . DüÅŸündükçe canı acıyor içine çektiÄŸi koku yetmiyordu.
Dolan gözlerini elleriyle yelleyip hızlı hızlı yol aldılar eve doÄŸru. Buzağılar biraz daha kalabilirdi burada. Nede olsa ruhada onu terk etmiÅŸti Maraz Alisi gitmiÅŸ gideli.
Mehmet giden yarinin ardından yerleri döve döve kendi evine doÄŸru yol aldı.
Nasıl olsa bu son ardından bakması olacaktı.
"Andım olsun elini tutarak yanında yürüyecam bundan sonra. O elini bırakıp ardından gelen ÅŸerefsiz oÄŸ- babamı karıştırmiyim ÅŸimdi . Åžerefsiz olim gurban olduÄŸum ".
dedi Mehmet kendi kendine yolları döverek ilerlerken.
Yolu yarılayan Esmalar bahçelerinin önüne gelmiÅŸlerdi. Sevilay hanım oturmuÅŸ yaprak sarması sarıyordu .
"Geldiz mi ana gurban . AÅŸimdi abizde olaydi yerdi bu dolmadan çoh sever o ".
dedi içini yakıp kavuran evlat özleminden. Gözünden düÅŸen yaşı omzuna sildi. Kas katı kesildi duyduÄŸu sesle.
"Bir tencere yetmez ana sen onu üç yap".
dedi Mesut dolmaya hazır gözleriyle. Yalan yok en çok annesinin hasreti yaktı yüreÄŸini. Atanır atanmaz köyüne gelmek istemesi hep bu yüzdendi.
Ne daha fazla uzak kalmak nede köylerine ayda 1 kere gelen doktoru aratmak istemedi. Temelli kalacaktı artık burda. Özlem hasret yoktu artık anasının sıcak kolları vardı.
Sevilay hanım "Oy yavrum oy anan gurban sene".
diyerek koÅŸarak sığındı oÄŸlunun göÄŸsüne. Doya doya çekti kokusunu içine. Yüzünün her yerini öptü. Ne çok özlemiÅŸti sesini telefon denem meretten duymak çok zor idi.
Mesut annesine doyo doya sarılmış kokusunu ciÄŸerlerine çekmiÅŸti. Ana gibi yar olmazdı bunu gurbette çok iyi anlamıştı.
"Hele ÅŸuna bah önceden gollarımi dolardım ÅŸimdi göÄŸsünde gayboldum gız".
dedi Sevilay hanım hem hoÅŸuna gitti bu durum hem üzüldü. OÄŸlu büyümüÅŸ yiÄŸit bir oÄŸul olmuÅŸtu. Ama o bunların çoÄŸunu 11 yılda göremez olmuÅŸtu. Yilda 1 kere gelen oÄŸlu her geldiÄŸinde serpilmiÅŸ dahada deÄŸiÅŸmiÅŸti.
"Büyüdük artık anam 29 'a merdiven dayadık".
"Su sen ben daha seni altıni bezlerken yüzüme iÅŸediÄŸin gibi hatirlirem".
"Ana ne diyirsen yav kapıda gözün sevim ".
dedi Mehmet sesine karışan hafif utanmayla.
Esmayla Åžebnem katıla katıla güldü bu duruma. Bi an o halde onları hayal etmek çok komikti ayriyeten utanç verici .
"Gülün gülün siz içeri geçincede ben gülecem ".
dedi Mesut.
Kızları bir korku almıştı hemde ne korku etekleri tutuşmuştu.
"Haydi içeri bi çay koyun da içelim güzel ellerinizden".
Kafalarını sallayıp koÅŸar adım eve içeriye doÄŸru girdiler.
OturduÄŸu çardaÄŸa doÄŸru ilerledi Mesutla Sevilay hanım.
"E oÄŸlum hani üstün başın nerde sahin ahÅŸama dönecem deme!".
"Bakma öyle içli içli anam . Dönmeyecem burda devam edecem doktorluÄŸa . Bizim köyün daha çok ihtiyacı var diyip anlaÅŸtık geldik.
Arabayla getirecek arkadaÅŸlar ben yolda indim kızları görünce ".
dedi Mesut detaylara girmeden.
"Amann çok ÅŸükür oÄŸull anan senen gurban ".
diyip tekrar sarmaladi oÄŸlunu. Mesutsa annesini öpmelere doyamadı.
Gelen çaylarla çardakta sohbete koyuldular.
"Ana babam nerde hiç görmedim tarlada mi? ".
dedi Mesut annesi kadar olmasada babasını severdi.
"Yoh motor bozulmuÅŸ tamirdi Bilal 'e götürdi ahÅŸama anca gelir ".
Başını salladı Mesut.
"E anlatın bakayım ne bu söz meselesi ".
Yüzü kızardı Esma'nın elleri titredi . Abisi çok kıskançtı nasıl anlatacak ne diyecek bilemedi.
Tam Sevilay hanım konuşacaktı ki
"Esma anlatsın ana ondan duymak isterim. ".
dedi .
Esma kavga olduÄŸu günden baÅŸladı anlatmaya. Nasıl etkilendiÄŸini onu nasıl koruduÄŸunu gözlerine nasıl yıldızları dizdiÄŸine kadar. AÄŸladığının farkında deÄŸildi ama ilk defa böyle ÅŸeyler hissediyor korkuyordu hemde.
Ya abisi ona kızar bağırır bir yarada o açarsa diye paramparça olmuÅŸtu içi.
Vermezmiydi onu Mehmet 'e verirdi dimi. Kaçardı vermezse evet kaçardı. Kaçırmıydı iÅŸte bu konuda emin deÄŸildi. Teliyle duvağıyla çıkmak istiyordu baba evinden.
Ağlamasıyla Mesut 'un yerinden fırlaması bir oldu .
Vuracakmıydı nasıl seversin sarılırsın namusumuza leke mi süreceksin mi diyecekti diÄŸer abiler gibi. Babası gibi saçını mı yolacaktı sırt kendi yaşıtı bir çocuÄŸa tebessüm etti diye.
Korkuyla olduÄŸu yerde sindi kaldı öylece.
Mesut iki adımla ulaÅŸtı karşısında oturan kardeÅŸinin yanına. İçi öfke doluydu.
Tam önünde durup
Elini havaya kaldırır kaldırmaz Åžebnemle Sevilay hanımın önüne geçmesiyle kolundan tuttuÄŸu gibi Esmayı önüne çekti.
O sırada Esma'nın
"AÄŸabey yapma !".
diyiÅŸini duydu.
Kaskatı kesildi toparlandı hemen göÄŸsüne çekti Esmayı.
Hıçkırıklara boÄŸuldu Esma
"HiÅŸÅŸ sakın ol benim elim kolum yanlızca seni sarmalamak için kalkar.
Ben hiç canımın yoncasının canını yakarmıyım . Öyle mi belledin beni ha abim ".
dedi Mesut başının üzerinden öptüÄŸü bacısına.
Åžebnemle Sevilay hanımsa derin bir nefes çekti içine. Rahatlatmıştı canım .
"Hem o it herif için aÄŸlama o neymiÅŸ öyle gözüm tutmadı hiç. Gözünden yaÅŸ
düÅŸtüÄŸünü görmeyecem. Sesini bile yükseltse sana haberim olacak Esma. "
dedi tok sesiyle. Başını salladı Esma usul usul.
"Ana sen hele bi sarmaya bak unuttu bunlar".
dedi Mesut konuşacaklarını Sevilay hanım duysun istemiyordu.
"VuÅŸ aman oÄŸul götürdi hemi bunlar dolmayı gidimde bahim kesin yandı dolmalar ".
dedi Sevilay hanım.
Ardında gülüÅŸen üç kardeÅŸ bırakarak.
"Yanlız abim bir daha sarılmasın o it sana kemiklerini kırmıyim onun. Nikah olmadan mesafenizi koruyun. Daha parmağında yüzük bile yok tamam mı?".
"Tamam aÄŸabey ".
dedi Esma dilene gelenleri söyleyemedi.
"O zaman verecen abi sorun etmeyecek. Hem bu kadar kızıp dövecek ne vardı çocuÄŸu".
"Sen dur Şebnem hanım var sendede bi haller hele bi Esma 'yı halledelim akşam senlede konuşcaz".
Biliyordu Şebnem konuşmadan durmazdı Mesut abisi.
Omzunu aman der gibi silkti.
"Verecen mi onu de hele ".
"Sürünsün it bizden kız almak kolay mı . Doktor doktor diyip duruyordu zaten. Hem ben bu adamı niye hatırlamıyorum. Köye o kadar geldim".
Aklına dank eden sözlerle çoktan kolları arasından çıkmış karşısında ona bakan Esmaya döndü.
"Ne zamandır bu it herif var hayatında Esma . ".
Sesinde bariz bir öfke vardı. EÄŸer bacısını o kadar yıl kandırdıysa yerdi o Mehmet 'i.
" a -abi ".
dedi Esma ama lafları tamamlayamadı.
"Daha yeni zaten Mehmet döneli 3 ay oldu . Okul için ÅŸehirdeydi. Yeni gördükler birbirlerini 1 ay olmamıştır ".
dedi Åžebnem gerçekleri söylediÄŸini sanarak. Oysa Mehmet tamda 3 aydır Esma diye ölüyordu ama ne zaman karşısına çıksa birisi engel oluyor. Yada annesi yanında oluyordu.
Esmayı ilk kez aÄŸladığını görünce anlamıştı sevdiÄŸini. Onu aÄŸlaması gülmesinden daha etkilemiÅŸ Esmadan daha çok canını yakmıştı aÄŸlaması.
Kaderde bu ya birleştirmişti yollarını.
"İyi o zaman ".
dedi Mesut bu durum hoşuna gitmişti. Kız kardeşini oyalamamış niyetini belli etmişti o it Mehmet.
Diye diye hayıflandı.
"GörüÅŸmek yok gidip gelip istesinler görür gününü o it herif. Paspas yapacam onu buraya ".
"Günah ya . ".
dedi Esma mırıldanarak .
"Seni istiyorsa çekecek azcık Esma bir ÅŸey olmaz.
Hadi girinde biriz tatar böreÄŸi biriz içli kete yapın cezaz bu".
Normalde olsa 'of kim yapacak ÅŸimdi bitmez ki o '.
derlerdi ama hem yeni gelmiÅŸti abileri hem ceza böyleyken yırtmak iyidi.
"Hemen abimm".
dedi iki genç kız ellerine aldıkları çayları son kez yudumlayıp giderken.
O sırada evin yolunu sonunda bulmuÅŸ olan Mehmet bir hışımla girdi eve içeriye.
Vuh amann !Mehmet ne oldi oÄŸlum. O yüzün hali ne Mehmet gene kimnen boÄŸuÅŸtun ".
Diyip elindeki taze fasulyeleri bir kenara bıraktı Hatun hanım. Alışmıştı artık ama ana yüreÄŸi hop hop etmeden duramazdı.
"Ayy abi annem sene diyir kimle boÄŸuÅŸtun".
Diyip sesindeki dalgayla birlikte attığı kahkahayla koÅŸar adım odasına kaçtı Dilara biliyordu ki Mehmet peÅŸinden gelecekti hep öyle olmuÅŸtu.
Bu defa farklıydı oysa Mehmet peşinden gelmemişti. Şimdi onunla uğraşacak zaman değildi.
Ellerini başının arasına alarak oturdu Mehmet. Mor çiçek desenli çekyatın üzerine.
Boğuk sesiyle konuştu bir şeyleri yerine oturtmak lazımdı artık.
"Anaa akşama hazırlanın bir kez daha gideceyih Esma'yı istemeye. ".
"Tamam oÄŸul zaten gideceyih da ne oldi sene hele o sufatan bah".
"Boşver sen sufatimi hazırlığın yap".
Diyip oturduÄŸu çekyattan kalkıp kendi odasına doÄŸru yol aldı.
"Ola oÄŸlum gel o yüzün gözün temizliyah merhem sürim ".
Yüzüne yayılan tebessümle sızlayan dudak kenarına elini bastırdı Mehmet.
"Şerefsiz nasıl da dudağımi patlatmış.
Ama sen dur benim gece gözlüm orayi hemen eyleÅŸtirir".
Dedi Mehmet annesinin duyamayacağı bir ses tonunda . Ardından keyifli bir ıslık çalmayı baÅŸladı. Hemde nasıl iyileÅŸtirirdi Esma o yarayı.
Islık sesini duyan Hatun hanımsa kalktığı yerine oturdu tekrar.
"Vallah bu oÄŸlan kafayı yedi en eysi hoca buna bi ohuyup üflesin. Anam gız üç harflilere mi bulaÅŸti acep. "
"O kadar otur iÅŸe ayahta iÅŸeme dedim sene hemi oÄŸlum ".
diye hayıflandı yok yok kesin okumalıydı Mecit hoca oğluna.
diyip elindeki taze fasulyeleri kırmaya başladı.
Mehmetse planlarını kurmaya başlamıştı bile. Başına geleceklerden habersiz.
****
Komutanım bir an önce yola çıkmak zorundayız. Hasan daha fazla dayanamaz yarası mikrop kapmak üzere. DiÄŸer iki asker içinde durum geçerli.
"Telsizle irtibat kuruldu asker burada olurlar ".
"Gomutan seni gendi ellerimle öldirecam gomutan".
Elinde olan keleÅŸ silahın kabzasıyla çenesine ÅŸiddetle vurdu Maraz Ali
"Kes sesini kesmiyim soluğunu . Bağlayın su domuzun ağzını".
dedi Maraz Ali
"Haydi tim toplan karşıya geçmemiZ lazım ".
Dedi Tibet.
"Bağlayın şu iti ayaklarından eşeğin arkasına.".
"Gidene kadar ölür Yankı bu defa men edilmekten bile kurtulamazsın".
"Gebermez o it kafasından kan gelmediÄŸi sürece sakın durdurmayın.
Kan gelirsede yüzü eÅŸeÄŸin götüne gelecek ÅŸekilde oturtun tam aÄŸzına gelecek unutmayın. Anlaşıldı mi Asker!"..
"Anlaşıldı komutanım!".
Gündüz geceye karışırken Maraz Ali ve timi yola konulmuÅŸtu. Yamaç daÄŸlara helikopter yanaÅŸamıyor düzlük alan için yürüyordular. Hasan 'in durumu iyice kötüleÅŸmiÅŸti bu duruma deli olurdu Maraz Ali Bir kez daha geç kalmış olmak bir ÅŸehit daha vermek istemiyordu.
"Burası iyi Yankı dinlenelim biraz askerler de yoruldu acıktı".
"Ne dinlenmesi Tibet kafayımı yedin !".
"Siktirme bana sesini Yankı!.
Görmüyormusun yoruldular adım atacak halleri yok . Çatışma çıksa ne olur ha ne olur".
"Sen görmüyormusun lan onların birbirlerinden baÅŸka kimseleri yok!.
Hüseyin Hasan'ın başından bir an olsun ayrılmadı. SevdiÄŸi kollarında ölen adam bir kere bile onun için ÄŸlamazken kardeÅŸi için hıçkırarak aÄŸlıyor lan adam bizim yanımızda.
Nasıl duralım yoruldular dersin . Oda bir evlat ardında bekleyeni aÄŸlayacak olanı yok diye ölüme mi terk edelim !.
Hüseyin 'in halini bak koordinat bulacak diye deliye dönüyor. Ellerinde kardeÅŸinin kanı var lan !. Ben bu adamı bir kez daha toparlayamam anladın mı ÅŸimdi yürü istersen otur.
Ama ben timimden bir kuÅŸ tüyü bile bırakmam bu daÄŸlara yeterince ÅŸehit verdim ".
Dedi Maraz Ali adımları ayaklarının altındaki taÅŸları parçalayarak yürürken.
Tibetse bin bir ÅŸekle girmiÅŸti. Maraz Ali gibi ruhsuz adamın bu hallerine dönmesine hep çok ÅŸaşırıyordu . Hem duygusuz bir o kadar da soÄŸuk düz bir adamken. Bu merhametli adaletli adama canını timi için verecek adama nasıl dönüyordu bilmiyordu.
Onun timiylr arasında mutlaka bir mesafe olurdu. Ama bu adama çok farklıydı. Hem nefret ediyor hem seviyordu bu adamı.
"Komutanım koordinasyon tamam gönderdim burada durabiliriz".
dedi Hüseyin sesine yansıyan sevinçle.
"Tamam aslanım rahat asker!".
dedi Maraz Ali sertliÄŸini koruyan sesiyle.
"BaÅŸa geç Tibet Hasan 'a bakmam lazım ".
dediÄŸi anda silah sesleri duyuldu .
Bir grup terörist üzerlerine doÄŸru geliyordu iÅŸte bu olmamalıydı.
EÄŸer Hasan yaralı olmasa ÅŸimdiye çoktan buradan gitmiÅŸ olurdular.
O yamaca her türlü helikopter gelir gerekirse iple çıkarlardı. Ama Hasan'ın yaralı olması bunu hepten imkansız kılmıştı.
Yerlerini alan askerler üzerlerine gelen kurÅŸunları umursayacak durumda deÄŸildiler. Zira Hasan hiç iyi deÄŸildi.
"Komutanım Hasan!" .
"Dayan lan Hasan sık diÅŸini daha düÄŸününü görecem . Bi posta azar yiyecen benden ".
dedi Maraz Ali sert sesiyle.
Vurulan it sürüsü azalmış çatışma devam etmekteydi. Ortaya bomba gibi düÅŸen helikopter Hızır gibi yetiÅŸmiÅŸti imdatlarına.
"Beni ve Hasan'ı koruyun. Helikopter 'e doÄŸru ilerliyoruz çabuk olun. Tek bir hata istemiyorum. !
Tibet emir komuta sende!".
diyip Hasan 'a adım atar atmaz .
Kucakladıği gibi 1.75 adamı sanki 90 kilo taşımıyor gibi kucağına aldı.
"K-o-mu-t-a-n-ım ".
dedi Hasan son demlerini yaşıyor gibi.
"Sus lan kendine gel sakın ÅŸehit olayım deme Hasan önce ben oÄŸlum önce ben ".
dedi Maraz Ali. Tüm tim helikoptere yaklaÅŸmış binmek için Hasan 'ı bekliyor çatışmaya devam ediyordular.
Hasan'ı helikoptere bindirmeye çalışırken keskin niÅŸancının pes pese sıktığı iki kurÅŸunla yaralandı Maraz Ali.
"Komutanım !".
diye bir haykırış koptu Cudi dağında.
Canı hiç yanmamış gibj devam etti Maraz Ali .YediÄŸi ilk kursun deÄŸildi sonda deÄŸildi. KurÅŸundan çok can yakan ÅŸeyler vardı. Seni bekleyen birine henüz kavuÅŸamışken ayrılmak gibi.
Sevdiğinin yazması sol omzunun kalp hizasından yukarıya , denk gelen kurşunla kendi kanıyla allanırken .
Yine aynı omzunu ikinci bir kurÅŸun sıyırarak geçmiÅŸti. EÄŸer Fatih son anda fark etmeseydi. Åžuan tam kalbinden isabet kurÅŸunu yemiÅŸti. Hemde daha yolun başına gitmiÅŸken. Åžuan olacak iÅŸmiydi aklından hic çıkmayan dilberine verdiÄŸi sözlerin dönüp durması. GülüÅŸünün gözünün önüne gelmesi.
Bi an sendeledi kolları Maraz Ali'nin ama durmadı helikoptere bindirdi Hasan 'ı. Aldığı yara ona göre çok büyük deÄŸildi. Öldürmezdi bu yara onu.
"Araç bin !. ".
dedi gür sesiyle.
DadaÅŸ timi ve Kartal timi birbirlerini koruya koruya bindi helikoptere.
Kalan bir avuç terörist hala ateÅŸ etmeye devam ediyordu. EÄŸer Hasan yaralı olmasaydı ÅŸimdi leÅŸleri yerdeydi.
Helikopter Şırnak hastane doÄŸru yol aldı. Yanındaki ilaçtan Hasan'a son kez dozunu arttırıp vurdu helikopterdeki Sinan.
"Omzununa bakmam gerek iki kurşun olmalı farklı yerler mi .".
"Beni bırak bir şeyim yok benim onunla ilgilen ".
dedi acıdan hafif buruÅŸan yüzü kaÅŸlarıyla Hasan'ı iÅŸaret etti.
****
Lütfü'nün eve gelmediÄŸini öÄŸrenen Mehmet deliye dönmüÅŸtü adeta.
"Her defasında bir bok çıkir ne demeye getmiÅŸ bu ÅŸehire ".
dedi Mehmet yanında oturan Ahmet 'e bakarak.
"Ne bilim ben oÄŸlum babam evde yoh gelmesinler boÅŸuna demiÅŸ Mesut abi ".
"Birde o var uğraştıracak gibi ".
"UÄŸraÅŸtırsın sonunda bana emanet etsinde gece gözlümü bana yeter ".
"Sen baya yandın kül oldun oÄŸlum ha".
"Ben yandım küle döndüm o bakışlarda sonra yeniden var oldum yeniden doÄŸdum o bakışlarda Ahmet. Bu sevda ne güzel bir ÅŸeymiÅŸ böyle.
Sen dedin hemi Gülce bacıma diyecek Esmaya .".
"Dedim oÄŸlum açacak cami merdiven koyarih artik".
"Bak kimseye görünmek yoh ha".
"La tamam oÄŸlum sen Gülce'yi görende ben bele mi edirem".
"OÄŸlum onun abisi yoh adam Maraz Ali gibi nerdeyse".
"Maraz Ali demiÅŸken bir hafta oldu gideli ses seda yoh adamdan ".
"Gelir o buralara durmaz daha oralarda ".
"Ahan saat geldi gah hadi bahçeye girah".
"La oÄŸlum ödimi kopartır Mehmet dedim ne olir. Tumanına sıçan girmiÅŸ gibi ne tutuÅŸtun zıplirsen".
"La bi gah amburadan ÅŸimdi bi tene çahacam görecahsan".
"La he he sus da yüri".
dedi Ahmet yana yana giden arkadaşının ardından.
Cama merdiven dayayıp iki kere tıkladı yavaÅŸça Mehmet.
Cam açılmış sevdiÄŸi yıldızlar dizili gözlerini geceye sermiÅŸti.
"Sendeki ÅŸu güzelliÄŸi gece bile kıskanır be Esmam . Ay bile seni görünce sırtını döner sendeki güzellik onu bile başını döndürür".
Yanakları al al oldu Esma 'nin neydi başını bu denli döndüren . Karşısında ona dünyanın en güzel varlığıymış gibi hissettiren adam mı tatlı dilimiydi. Yoksa yerinden çıkıp Mehmet 'in avuçlarında hayat bulmak isteyen kalbimi.
Hangisiydi bilmiyordu ama can verecekse bu adamın gözlerine dizinin dibinde vermek istiyordu .
"Mehmet 'im ".
"Mehmet gurban olsun sene ".
Ellerini yüzüne kapattı Esma utanmıştı.
Yüzüne kapadığı ellerini Mehmet usulca çekip parmak uçlarına birer öpücük kondurdu. Koklamak ,koklayarak öpmek sevdaya dahilmiydi.
"Kapatma o gül yüzünü mahrum etme beni o gece gözlerden. ".
"Acıyor mu "
dedi Mehmet in patlayan kaşında parmaklarını oksar gibi gezdirerek. Ardından yavaÅŸça usul usul ilerleyerek indiÄŸi dudak kenarına dokundu.
"Sen dokundunya artık acımıyor ".
"Öpsen geçer gibi ama öpsene bir kere hayat bulsamya dudaklarında. ".
"Ne ".
"Öpsen de geçse mi diyorum ".
"Yanaktan mı".
"Oda olur sen yeter ki öp".
"Kapat o zaman gözlerini ".
dedi Esma kalbi aÄŸzında atarken. Nefeslerini sık alıyor aldığı nefesler yetmiyordu. Nasıl öpecekti ÅŸimdi.
Tam öpmeye hazırlanıyordu ki omzuna ve ardından dudaklarına kapanan el en gel oldu buna. Mesut abisi gelmiÅŸti.
Bu Gülce neredeydi Allah aÅŸkına.
Hadi Åžebnem içindeki sıkıntı bitmek bilmediÄŸi için namaz kılıyordu ama bu Gülce neredeydi de abisi gelmiÅŸti.
Esmayı kenara çekip Mehmet 'in tam önünde durdu Mesut.
"Ben öpecem ÅŸimdi seni ".
der demez Mehmet 'i çıktığı merdivenle birlikle 2. Kattan aÅŸağıya atmıştı Mesut.
İkinci kat olmasına raÄŸmen fazla yüksek deÄŸildi ama yinede hasar alacağı belliydi.
"Ağabey ne yaptın ".
Mesut yüzüne yerleÅŸen gülümsemeyle camı kapattı.
"Hadi güzelim birer çay içelim ".
diyip Esma'yı koltuğunun altına aldı.
"Ağabey ya birşey olduysa. Hem niye attın ".
"Bir ÅŸey olmaz ona merak etme . EÄŸer gelmezsen inen bir postada döverim. ".
"Bu Gülce abla nerde ya".
dedi öfkeyle.
"Âsağıda birine Ahmet 'imde kara gözlüm de gözlüm diyordu en son ".
"AlacaÄŸin olsun Gülce abla sana hafiyelik yaptıranın!".
"Abinin ardından iÅŸ çevirirsen böyle olur. Sabah ki sözlerii unuttun mu ".
UnutmuÅŸtu tabi Mehmet 'i görünce akıl mı kalmıştı onda.
"Y- yok unutmadım. ".
"Ne oldu o ses de neydi ".
dedi Åžebnem ayaklanarak .
Sevilay hanımda henüz yatsıyı kılıyordu.
"Ne olacak dama kedi çıkmaya çalışıyordu. ".
Namazı biten Sevilay hanım. .
"Bu pisiklerde son zamanlarda gudurdi anam sürekli bizim eve uÄŸrir. Pisikler bile deÄŸiÅŸti bi babaz olacak deyyus ayni ".
*****
Helikopter Şırnak devlet hastanesine gelmiÅŸ. Hasan direk ameliyata alınmıştı. Çok kan kaybettiÄŸi için kan takviye edilmiÅŸ. 3 saatlik ameliyat sonrasında çıkmıştı. Yarası enfeksiyon kapmış durumunu daha kötü hale getirmiÅŸti.
Maraz Aliye tedavi uygulamış 1 saat zorla uyumak zorunda kalmıştılar.
ÖÄŸlen sıcağı odaya vururken karargaha dönen askerler yatış yapmış. Maraz Ali olan bitenin hesabını kesiyordu.
"Yaralısin adamı saÄŸ getir dediÄŸim halde yüzü gözü parçalanmış yaralı halde pislik içinde önüme getiriyorsun!.
".
dedi orgeneral Ferit.
"Adamı pamuklara mı sarsaydım o adam bir terörist terörist".
"Burda emir komuta benim ben ne dersem o olur Yankı ".
"O daÄŸdada ben ne dersem o olur . Ben orda bir askerimi daha topraÄŸa verecektim nerdeyse. Bunu nasıl açıklardım. O orusbu çocuÄŸa zarar vermeyin kucağınızda taşıyın mı deseydim ".
"Çıkk dışarı!".
dedi Ferit orgeneral
Bu adama daha fazla dayanamıyordu . Katlanılmaz bir hal alıyordu. Biraz sonra aynı azarı üstlerinden kendide yiyeceÄŸini biliyordu.
İçeriden öfkeyle çıkan Maraz Ali
Fatih 'in
"Hasan uyanmış komutanım normal odaya almışlar. .
demesiyle son sürat karargahtan çıkmışlardı. Hastahaneye varmak üzere.
"GeçmiÅŸ olsun aslanım ".
diyip yanına yaklaştı Hasan'ın Maraz Ali.
Herkes biliyordu ki fırtına önceki sessizliÄŸiydi bu durum Maraz Ali'nin.
"Komutanım ben "herifler"
"Kes sesini."
diye gürledi Maraz Ali bir kez daha
O gün ve devamında yaÅŸanan olaylar onun tahammül kotasını doldurmuÅŸtu.
DiÅŸlerinin arasından tıslayarak konuÅŸtu siniri hiç bitecek gibi deÄŸildi.
"Ben sana asker dur!
dediysem duracaksın!. Ben sana orda kal dediysem kalacaksın. !.
Ben burda eşsek başımıyım lan !".
"Estağfurullah komutanım ".
dedi Hasan içine kaçmış bir sesle".
"Siktirme bana komutanını Hasan !
Orda sana bir şey olsaydı, seninle beraber diğer askerlere birşey olsaydı.
Söz verdiÄŸim insanlara* canım pahasınada olsa korurum* dediÄŸim insanlara ne yüzle bakardım ha!.
Ben bu daÄŸlarda nice ÅŸehit gazi gördüm kendi ellerimle. "
Parmaklarını sertçe geçirdi saçlarının arasından . Tek tek gözünün önünde geçen olaylar nefesini kesiyordu.
Dizlerinin bağı çözülmüÅŸtü
"Komutanım yaranız".
" Kes sesini Hasan!.
diye sertçe soludu Maraz Ali
Bir kez daha ÅŸehit vermeye sevdiklerini kaybetmeye dayanamazdı. Åžuan dikiÅŸleri kanayan göÄŸüs yarası umurunda deÄŸildi. Tıpkı ilk kez vurulmuÅŸ olmadığı gibi.
"Ben bu daÄŸlardan en sevdiklerimin parçalarını topladım lan!.
Ben sırf masum bir insanın canı yanmasın evine saÄŸ salim gitsin diye canımın bir parçasını -".
Elini sertçe duvara geçirdi. Duvarı kırmızıya boyayan elleri .Parçalanmış kanlar sızım sızım sızıyordu.
İçindekiler dile dökemeyeceÄŸi kadar ağır bir o kadar da yakıcı idi.
Daha kendisi bile kabul edemiyor inanmak istemiyordu ki bir başkasına nasıl anlatsın.
Hasan ayaklanmış Maraz Ali'nin yanına gelmişti.
"Abi özür dilerim ".
Dedi gözünden bir damla yaÅŸ akarken.
Özrü sadece sözünü dinlemeyip yaralandığı için deÄŸil. Unutmak için çabalayıpda unutamadıklarını gün yüzüne çıkarttığı içindi. Birde onu kurtarmak için yaralanmış olmasıydı.
O anki hisle yaptığı bir ÅŸeydi . Aldıkları eÄŸitimde duygular bir tarafta olmalı mantıken hareket etmelilerdi. Ama o anki o kızın çırpınışları ,o it dölünün zorla bedenine sahip olmak için sürükleyerek götürmesi ,bir an için aldığı eÄŸitimi unutturmaya yetmiÅŸti.
Oysa Hasan 'ın bilmediÄŸi bir ÅŸey daha vardı ki bu görüntü Maraz Ali için de dayanılmaz bir görüntü idi.
Geriye dönüp Hasan 'ın yüzüne hiç bakmadan .
"Bir daha ki operasyonda yoksun Hasan! " .
Dedi sertliÄŸini yitirmemiÅŸ ses tonuyla.
AÄŸzını açıp *yapmayın komutanım *
demek istedi ama diyemedi. Biliyordu demeye hakki yoktu . Helede bu durumda iyice kötüye giderdi konuÅŸmak. Susması en iyisiydi .
Oysa bir daha ki görevde olmayacak tek kiÅŸi kendisi deÄŸildi..
Maraz Ali çıkışa doÄŸru yürüdü kapıyı açıp çıkacakken bedeni bir un çuvalı gibi yeri boyladı.
BeklediÄŸiniz kitabımı sevdiÄŸiniz beni zor durumda bırakmayıp üzmediginiz için teÅŸekkür ederim. Yine 100 yorumla tamamlarsak sevinirim. Pamuk parmaklar klavyeye.
Gelecek bölüm Maraz Ali dönüyor.
Neler olacak acaba ?.
Mesut karakterini nasıl buldunuz. ?
Mehmet 'in camdan düÅŸmesi peki.
En can alıcı sahne hangisiydi sizce
En sevmediÄŸiniz yer.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 5.1k Okunma |
475 Oy |
0 Takip |
18 Bölümlü Kitap |