19. Bölüm
Serkan Ozturk / Lina ( Kitap Oluyor.) / B15. Baskın

B15. Baskın

Serkan Ozturk
s_ozturk37

Lina'nın içinde ciddi bir sıkıntı peyda olmuştu. Çünkü babasından uzun zamandır haber alamıyordu. Sevim işlerinin yoğun olduğunu söyleyerek Lina'yı bir şekilde geçiştirmeye çalışıyordu. Ama bu durum sonsuza kadar süremezdi. Elbet Lina gerçekleri öğrenecekti. Lina artık eski Lina'da değildi. Hemen hemen her şeye alınganlık yapan hatta sesini yükseltip tepki koyan baskın bir karakter olmaya başlamıştı. Bunun en somut örneği ise Narin ile arasında yaşanan tartışmaydı. Ufak bir tartışma olmasına rağmen Lina aşırı bir tepki göstermişti ve yaşanacak olan her hadiseye tepki göstermeye meyilliydi. Bugün Narin'e yapan aynı şeyi Sevim'e de yapabilirdi. Lina bu durumu Narin'e anlatma kararı alır. Babasına uzun zamandır ulaşamadığını, ondan yana endişeli olduğunu söyler. Zaten böyle bir durumu Narin'den başkasına da anlatamazdı. Narin'e anlatmasındaki en büyük amacı ise bir şey bilip bilmediğini sınamaktı aslında. Fakat kendi gibi Narin'de bir şey bilmiyordu. Son yaşanan hadiseden sonra Narin böyle bir şeyi bilse bile kendisine söylerdi. Çünkü Lina kendisinden bir şey saklanmasından hiç haz etmezdi. Bu durumu iyi bilirdi. Aynı şey kendisine yapılsa aynı tepkiyi kendisi de verirdi. Çünkü Lina ve Narin'in düşünce yapısı aynıydı. Gökyüzü gibi gürler, kasırga gibi eser, etraflarında fırtına çıkarırlardı. Bu da bir nevi fırtına öncesi sessizlikti ve fırtınanın kopmasına sayılı dakikalar kalmıştı.

 

 

 

Lina annesinin sıkıntılı hal ve hareketlerinden şüphelenmesi üzerine bir şeyler olduğunu anlamıştı. Ondan bir şeyler sakladığına emindi. Merak içerisinde babasına bir şey olduğunu düşünerek ne olduğunu sordu. Sevim bu soruya cevap vermekte zorlanınca Lina daha da üsteledi. Bunun üzerine Sevim duyduğu şeylerin hepsini anlatınca Lina odasına doğru koşarak uzaklaştı. Sevim kendisini ikaz etse de bu uyarısını dikkate almadı. Sonrasında yanına gitse de sert bir tavırla karşılaştı. Lina yalnız kalmak istediğini haykırarak herkesin yanından gitmesini istedi. Artık Lina gönlünde kırgınlık ve yalnızlık hissi vardı. Çevresinde onun iyiliği için uğraşan bir sürü insan vardı fakat o yalnızdı. Koca bir kalabalığın içerisinde yalnız bir kız çocuğu. Dertleşmek istiyordu ama insanlar onu anlamıyordu. Lina'nın tek istediği şey sevgiydi. Onu ise sadece tek bir kişi verebiliyordu. Ama o kişi şuan yoktu. Narin yanına geldi. Hıçkırıklar içinde ağlayan Lina'nın omzuna doğru temas etmesiyle bir anda irkilmesi bir oldu. Karşısında Narin'i görünce bir anda duraksadı. Mümtaz hakkında konuşurlar. Lina ağlamaklı bakışlarıyla: '' Kendimi şimdi daha yalnız hissediyorum. Yalnız ve çaresiz.'' diyerek Narin'e kocaman sarılır. Bir yandan ağlaması devam etmekteydi.

 

Sevim teselli etmek için yanına gelse de onu pek dinlemeye niyeti yoktur. Sevim üstelemeye çalıştıkça daha da hırçınlaşıyordu. Narin kendisinin hatırı için dinlemesini ister. Bu fikre ilk olarak yanaşmasa da sonrasında kabul eder. Sevim kendisini izah etmeye çalışır. Sevim ikna etmeye çalışır bir üslupla: '' Biliyorum. Çok kızgın ve üzgünsün. İnan bana bende bilmiyordum. Öğrendiğimde bunu sana nasıl söyleyeceğimi hep düşündüm Lina. Ama sana bu durumu sana izah edecek bir yol bulamadım. Keşke bu şekilde öğrenmeseydin. Senden çok özür diliyorum Lina.'' diyerek lafa girdi. Lina biraz daha sakinlemiş gibi görünüyordu. Ama ona hala kırgın olduğu yüzünden belli oluyordu. '' Ayrıca bilmeni isterim ki ben bu durumu ilk defa yaşamıyorum. Mümtaz'ın meslek hayatı boyunca ben bu korkuyu sayısız kere yaşadım ve her seferinde geri dönmeyi başardı. Bu seferde dönecek inan bana. Bu sefer senin için dönecek. Senin ona olan bağlılığın, sevgin hayatta tutacak.'' Sevim'in bu sözü Lina'nın uzaklara dalıp gitmesine sebebiyet vermişti. Ağzından o yürek burkan: '' Ama annemde işe yaramadı.'' sözünün çıkması herkesin duygulanmasına sebebiyet verdi. Narin'in kocaman sarılmasıyla teselli bulmaya çalışıyordu. Artık ikisinin de gözünden yaşlar süzülüyordu. Lina bir anda Sevim'e doğru dönerek: '' Trabzon'a gidelim ne olur. Burada elim kolun bağlı beklemek istemiyorum. Lütfen!'' diyerek yüzünde yalvarır gibi bir ifade takındı. Sevim okulunu bahane etse de bunun bir sonuç vermeyeceğine ikna olarak Osman'ı aradı.

 

Karşı taraftan Osman'ın sesini duyduğunda sakin bir üslupla: '' Rica etsem Lina ile konuşabilir misin?'' diye lafa girdi. Osman bir şeylerin olduğunu anlamış gibi bir an ne diyeceğini bilemedi. '' Lina her şeyi öğrendi.'' diyerek bakışlarıyla Lina'yı süzdü ve telefonu hoparlöre aldığı esnada: '' Ben Lina'ya ne söyleyeceğim peki'' diye bir ses duyulmasıyla Lina yüksek bir ses tonuyla: '' Gerçeği... Sadece gerçeği Osman amca. Babama ne oldu?'' diye çıkışmasıyla telefonda derin bir sessizlik oluştu. Ama bu sessizlik kısa sürmüştü. '' Şuan tam olarak ne olduğuna bizde hakim değiliz. Sadece bildiğimiz Mümtaz bir harita buldu. Bu harita bilgileri üzerinden bazı şirketlerin incelemesini yaptığı esnada tuzağa düştüğü kanısı hakim.'' Narin bir anda lafa dalarak: '' Bu şirketler DLC ile bağlantısı olan şirketler öyle değil mi Osman amca?'' diye yönelttiği soruya Osman sadece '' Evet.'' diyerek onayladı. Fakat Narin sorgulayıcı bir üslupla: '' Mümtaz amca büyük bir tuzağa düşürülmüş. Maksatları Lina'nın yerini öğrenmek muhtemelen. Bu da DLC ile Necdet Karadağ arasında ciddi bir çatışma olduğunun en büyük tespiti. O yüzden Lina sen burada kalmalısın. Burada daha güvendesin. En azından şimdilik. '' diye cümlesine devam etti. Osman onaylamaktan başka bir şey yapmadı.

 

 

 

. . . .

 

Başlarına geleceklerinden habersiz çalışmalarına devam ediyordu karakoldaki memurlar. Kimisi iş konusunda tartışıyordu son tartışmaları olduğunu bilmeden; kimisi ellerindeki kahve ve donutları atıştırırken gülüşüp, şakalaşıyorlardı son mutlu anları olduğunu bilmeden. Evli olanlar akşam için eşleriyle plan yapıyorlardı akşama çıkamayacağını bilmeden. Saat 14.00'ı gösterdiğinde onlar için zaman durmuştu. Azrail hepsinin kapısını çalmıştı. Bir yolculuk başlamıştı onlar için. Sonsuzluğa... Çok uzaklara. Ölüm anı gelip çattığında insan kılığına bürünüp gelirmiş Azrail. Onların ki ise Necdet Karadağ'ın ta kendisiydi. Uluslararası çapta aranan biri bizzat kendisi kendisi gelmişti. Peki niçin? Daha doğrusu kim için? Bütün bu olayların nedeni Yiğithan'dı. O ise halinden gayet emindi. Çünkü Necdet Karadağ'ın kendisini kurtaracağını iyi biliyordu. Necdet Karadağ ile yüz yüze geldiğinde alaycı ve bir o kadar da sinir bozucu gülümsemesi ondandı. Karakolda bütün bu olaylar yaşanırken Selim ve Osman'ın henüz hiçbir şeyden haberleri yoktu. Telefon acı bir şekilde çaldığında Mümtaz'a dair net bir iz bulunmuştu. Bir tarafta bunun mutluluğu yaşanırken diğer taraftan gelen haber moralleri yerle yeksan etmişti

Bölüm : 28.02.2025 19:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...