
Atlas, Rüya Kapısı’ndan geçip Unutulanlar Atlası’nın ilk cümlesini yazdığında, etrafında yavaşça şekillenmeye başlayan dünya, artık sadece bir hatıralar manzarası değil; kendi inşa ettiği bir gerçeklikti.
Altın çizgiler, yazdığı cümlenin ardından haritanın merkezinden dışarı doğru yayılmış, yollar, geçitler, unutulmuş diyarlara giden hatıra izleri açığa çıkmıştı. Her çizgi, bir anıya; her kavşak, bir seçim anına işaret ediyordu.
Ama bu çizgilerden biri diğerlerinden daha parlaktı.
Kuzeydoğuya uzanan spiral yol: Hatıra Kulesi.
Gölge, onun yanında sessizce belirdi.
“Orası, zamanın üst üste katlandığı tek yer. Hafıza orada sadece geçmiş değildir; gelecek de oradadır.”
Atlas başını salladı.
“Oraya gitmeliyim.”
Yolculuk Başlıyor
Hatıra Kulesi’ne giden yol, kayalıklarla çevrili, sessiz bir platodan geçiyordu. Bu platoda hiç kuş uçmuyor, rüzgâr esmiyordu. Her taş sanki bin yıllık bir anıyı içinde barındırıyor, üzerine basıldığında içinden yankılar çıkıyordu.
Atlas bir taşa bastığında, bir kadının sesi yükseldi:
“Atlas’a iyi bak, Ardin. O sadece bir çocuk değil. Zamanın taşıyıcısı.”
Atlas duraksadı. Ardin’in adını duyunca boğazında bir düğüm oluştu. Onu en son Kayanın Kalbi'nde bırakmıştı. Ona ne olduğunu bilmiyordu.
Gölgeye döndü. “O hâlâ yaşıyor mu?”
Gölge cevap vermedi. Ama suskunluğu, cevaplardan daha ağırdı.
Atlas iç çekti. Yoluna devam etti.
Kuleye Varış
Hatıra Kulesi, yeryüzüne kazınmış devasa bir spiral gibiydi. Yüzeyindeki semboller gözle değil, kalple okunuyordu. Her kat bir hafızaydı. Zirvesine çıkmak isteyen kişi, her katta kendi geçmişiyle yüzleşmek zorundaydı.
Atlas içeri adım attığında, ilk katın duvarları parladı. Duvarda bir görüntü belirdi.
Küçük bir kız çocuğu... Atlas. Henüz beş yaşında.
Ellerinde bir oyuncak var. Ama oyuncak kırık. Dizleri kanamış. Ağlıyor.
Yanında kimse yok.
“Beni neden kimse duymuyor?” diye fısıldıyor görüntüdeki küçük Atlas.
Gerçek Atlas, yumruklarını sıktı.
“Çünkü seni yalnız bıraktılar. Ama artık yalnız değilsin.”
Duvar söndü. İlk kat tamamlanmıştı.
İkinci Kat – Ardin
Bu sefer duvar, Kayanın Kalbi’ni gösterdi. Ardin, bir taşın üzerinde oturuyordu. Elinde bir kolye. İçinde küçük bir resim var: Atlas’ın bebekliği.
“O bana emanet edildi... Ama ben, onun gözlerinin içindeki acıyı silemedim,” diyordu.
Atlas sessizce izledi.
“Sen bana öğretmen değil, aynaydın Ardin. Korkularımı gösterdin. Ve içinden geçmemi sağladın.”
Bir damla gözyaşı süzüldü.
İkinci kat da geçildi.
Üçüncü Kat – Yalena ve Babası
Duvar bir kez daha ışıldadı.
Bu sefer Yalena vardı orada. Ellerinde Unutulanlar Atlası’nın ilk çizimi. Masanın karşısında ise Atlas’ın babası. Tartışıyorlardı.
“Bu harita bir çocuğun zihnine yüklenemez!”
“Ama başka çaremiz yok. Onu saklayacak hiçbir yer kalmadı!”
Atlas izlerken soluğu kesildi. “Ben… bir sır olarak mı doğdum?”
Gölge konuştu:
“Hayır. Sen bir umut olarak doğdun. Ama umutların da taşıyabileceği yük vardır.”
Atlas duvara yaklaştı. Elini uzattı. “Ben artık sır değilim. Kendimim. Kendi yolumu seçiyorum.”
Duvar söndü.
Zirveye Tırmanış
Her kat, başka bir çatışma. Başka bir acı. Başka bir parça. Atlas, zihninde dağılmış kendi haritasını yeniden birleştiriyordu. Son kata ulaştığında, gökyüzüne açılan cam bir çatı vardı. Ve orada… bir sandalye.
Sandalyede kendisi oturuyordu. Ama daha yaşlı. Daha yorgun. Ama yüzünde tanıdık bir kararlılık.
Atlas yaklaştı. Yaşlı Atlas, gözlerini kaldırdı.
“Beni sonunda buldun.”
“Sen... benim gelecek hâlim misin?”
“Hayır. Ben, olabileceğin her şeyin özeti. Eğer yazmaya devam edersen, eğer hatırlamayı sürdürürsen… ben olacaksın.”
Atlas sordu:
“Ya unutursam?”
“O zaman başka biri olursun. Ama yine de kıymetli. Çünkü unutanlar da yaşamaya devam eder. Ama hatırlayanlar... yön verir.”
Atlas, elini cebine attı. Anahtar hâlâ oradaydı. Son bir ışıkla parladı. Ve gökyüzüne doğru uzanan bir yol açıldı.
Gözlerinin önünde, dev bir sayfa açıldı. Ve o sayfanın üstünde, büyük harflerle şu yazıyordu
Atlas, içinden gelen o tanıdık sesi tekrar duydu:
“Yazmaya hazır mısın?”
Atlas, başını dik tuttu.
“Hazırım. Geçmişimle. Gölgemle. Kayıplarımla. Ve tüm hatıralarımla.”
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 177 Okunma |
62 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |