23. Bölüm

23. Bölüm: Aynalı göl

Nurdagül Çimen
sadece__nurdagul

Atlas, Hafıza Düğümü’nden ayrıldığında ruhunda bir sükûnet vardı. Fısıltı Ormanı’nda öğrendiği her kelime, düğümlerde çözdüğü her hatıra artık bir yük değil, yüreğinin parçalarıydı.

Ama harita sessiz değildi.

Yeni rota, neredeyse bir davet gibi parlıyordu:

 

Aynalı Göl.

 

Ve altına eklenmiş bir uyarı vardı:

 

“Kendine bakmaya hazır olmayanlar, bu gölde yalnız suretini değil, yalanlarını da görür.”

 

 

 

Atlas, kararlıydı. Kendinden kaçmamak için yürüdü.

Adımlar onu bir sabah vakti, sisle örtülü bir vadiye götürdü.

Ve orada, hayalden yapılmış gibi duran bir göl belirdi.

 

 

 

Gölün Sessizliği

 

Aynalı Göl, adını boşuna almamıştı.

Yüzeyi öylesine durgundu ki gökyüzü, bulutlar ve Atlas’ın kendi silueti, bıçak gibi keskin yansıyordu.

Bir taş bile atsan, yalanı ortaya çıkaracak gibi…

 

Atlas kıyıya diz çöktü.

Yüzünü göle eğdi.

Kendi gözlerinin içine baktı.

 

Ve o an, göl hareket etti.

 

Yüzey dalgalanmadı.

Ama yansıması değişti.

Kendi görüntüsü yerine, farklı versiyonlarını gördü.

 

 

 

İlk Yansıma – Kaçan Atlas

 

Yansımada, Atlas koşuyordu.

Ama hiçbir şey peşinde değil.

Sadece kaçıyordu.

Sırtındaki çantayı her adımda daha da sıktı, gözleri hep yere bakıyordu.

 

“Ben her zaman yalnız kalmayı seçmedim,” dedi bu yansıma.

“Sadece incinmekten korktuğum için herkesi önce ben terk ettim.”

 

 

 

Atlas bu yüzle göz göze geldi.

İlk kez kendine yargılamadan baktı.

Ve ilk kez, bu itiraftan utanmadı.

 

 

 

İkinci Yansıma – Gülen Maskesi

 

Başka bir yansıma belirdi.

Atlas bir kalabalığın ortasındaydı.

Kahkahalar atıyor, herkese dokunuyor, herkesin derdini dinliyor… ama gözleri boş.

 

“Ben insanların içini onarmaya çalışırken, kendi boşluğumu gizledim,” dedi bu yansıma.

“İyi görünmek, unutulmamamı sağlardı… sanmıştım.”

 

 

 

Atlas dudaklarını ısırdı.

Ne kadar çok “iyi” görünmeye çalıştığını düşündü.

Gerçekte kimse onun içini sormamıştı.

Çünkü o hiç göstermemişti.

 

 

 

Üçüncü Yansıma – Küçük Atlas

 

Sonunda gölde beliren görüntü, küçücük bir çocuktu.

Eli kırık bir oyuncağı tutuyordu.

Üstü başı çamurlu, dizinde yara vardı.

Ama gözleri…

 

Gözleri hâlâ bugünkü Atlas’tı.

 

“Beni neden unuttun?” dedi küçük Atlas.

“Ben hep buradaydım. Karanlıkta seni bekledim.”

 

 

 

Atlas, ellerini uzattı ama yansımaya dokunamadı.

Sadece fısıldadı:

 

“Artık unutmuyorum.

Seni geri aldım.

Sen benim özümde kalan tek doğruydun.”

 

 

 

 

 

Gölde Açılan Kapı

 

Bu sözlerle gölün yüzeyi birden yarıldı.

Ortaya, suyun içinden çıkan bir kapı çıktı.

Taştan yapılmıştı ve üzerinde şu yazı vardı:

 

“Gerçek kendini kabul edenin yolu açılır.”

 

 

 

Atlas ayağa kalktı, göle bir adım attı.

Suya batmadı.

Adımlarının altı, yansımalarla taş gibi sertti.

Kapıya ulaştığında haritası kendi kendine yeniden çizildi.

 

Yeni rota:

“Sırdağ.”

 

 

Aynalı Göl, yalnızca bir mekân değildi.

Kendini gizlemeyen, yüzleşmekten korkmayan herkesin sınavıydı.

 

Atlas artık yalnız geçmişini değil, bugününü de anlamaya başlıyordu.

Ve yol, onu daha da derine çağırıyordu.

Çünkü gerçek unutuluş, bazen hatırlamakla değil, kendinle yüzleşmekle başlıyordu.

 

Bölüm : 02.08.2025 10:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...