Yatakta oturmuş gelinliğin ağır dokusunu hissediyordum. İçeri geçmiştik ve başka bişey demeden Arel odadan çıkmıştı simdiyse yatakta gelinlikle oturuyordum.Sanki bu gelinlik beni boğuyordu. Ellerimle düğmeleri çözmeye çalıştım, ama ellerim titriyordu. Her düğmeye dokunduğumda içim biraz daha sıkışıyor, nefes almak zorlaşıyordu.
"Bu bir oyun," dedim kendi kendime. "Sadece bir oyun... Ama daha fazla yapamayacağım. Dayanamıyorum."
Bu bir oyun değil diye düşündü iç sesim
Tam o anda kapı açıldı. Arel odaya girdi. Sert adımlarla yanıma yaklaştı. Beni böyle görmesini istemiyordum çaresiz, sessiz, savunmasız... Ama bu sefer farklıydı. Ona baktım. Gözyaşlarımı silmeden, korkumu gizlemeden
Ayağa kalktım, gözlerimi onun gözlerine dikerek:bu saçmalığı bitiriyorum! Bu gelinliği istemiyorum, seni istemiyorum, bu oyunu istemiyorum! Artık yeter!"
Onun yüzü bir anda gerildi. Kaşlarını çattı, dudaklarını sıktı. Öfkesi yüzünden taşacak gibiydi.
"Bu bir oyun değil, gerçek! Ve gerçeklerden kaçamazsın. Seni korumaya çalışıyorum!"
Sesi odada yankılandı. "Seni korumaya çalışıyorum..." Bu sözler beni daha da çıldırttı. Gülmeye başladım. Ama bu kahkaha, bir çığlık gibiydi. Gözyaşlarım süzülürken gülümsüyordum.
"Koruyor musun? Zorla beni bu evliliğe sürükleyerek mi koruyorsun? Ben bir insanım Arel, bir kukla değilim! Hayatımı çaldın! Ben... ben senin için yaşamıyorum!"2
Bir süre sessizlik oldu. Arel bana bakıyordu, gözlerindeki öfkenin yerini donuk bir ifade almıştı. Ama hiçbir şey demedi. Ardından hızla odadan çıktı.
Bir süre sonra kapı tekrar açıldı. Elinde bir tabak vardı. Tabağı önüme koydu, içinde bir dilim kek vardı. Kekin çikolata kokusu odayı doldurdu. O koku... o koku ciğerlerime dolarken midem bulanıyordu.2
Ona baktım. Gözlerimde sadece korku ve çaresizlik vardı. Kekin kokusu beni çocukluğuma götürdü. Annem mutfakta kek yapıyordu Küçüktüm.. Ama o gün... o koku çığlıklara, annemin kanına karışmıştı. Babamın öfkesi... Annemin yere düşen bedeni... O günü unutamıyordum.
Başımı salladım. "Hayır," dedim fısıldayarak. "Hayır, yapamam."Arel tabağı önüme itti.
"Yemek zorundasın," dedi sert bir sesle.Ellerim titredi. Gözlerim tabaktaki kekteydi, ama zihnim başka bir yerdeydi. Annemin sesini duyuyordum, babamın öfkesini hissediyordum. Kekin kokusu ciğerlerime doluyordu. Nefes alamıyordum.
Arel"Ye dedim!"diye bağırdı irkilsemde hareket etmedim
Bağırışı beni kendime getirdi. Ama yapamadım. "Yapamam..." diye fısıldadım. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. "Lütfen, yapma..."
Arel bana bir süre baktı. Sonra sessizce tabağı masaya koyup odadan çıktı. Onun arkasından hiçbir şey söyleyemedim. Sanki odada sadece geçmişimin hayaleti kalmıştı.
Kapı kapanır kapanmaz banyoya koştum. Aynanın karşısına geçtim. Kendime baktım. Yüzümde bir yabancı vardı. Bu yüz, benim değildi. Yorgun, kırık ve yabancı...
"Bu yükle daha fazla yaşayamayacağım," diye fısıldadım.
Aynayı kenarındaki küçük betona attım ve parçalardan birini elime aldım. Soğuktu. Keskin. Her şey birkaç saniye içinde bitebilirdi. Elimi kaldırdım. Metalin soğuğu tenime değdi. Bu sondu. Gözlerimi kapadım.
Arel, metal parçasını elimden aldı. Gözlerim ona döndü. İlk defa gözlerinde öfke yoktu. Ama her şey için çokgeçti. Dudaklarım titredi, kendimi ne kadar öldürmeye çalıştıran o kadar yaşıyordum
Zaten insan ölmek istediği zaman yaşadığını hissederdi
"Sen ne yaptığını sanıyorsun" diye bagirdiginda cam parcasini yere bana uzak olan kenara attı
Ses çıkarmadım sadece öylece bekledim ağlamadım göz yaşların kurumustu
Arel arkama geçiginde dugmelerime yöneldi ellerimi ellerinin üzerine koydum ve itmeye çalıştım ama hiçbir işe yaramamisti aksine daha sert tutmuştu
Düğmeleri açtiktan sonra ellerini bıraktı ve adım seslerinden anladığım kadarıyla dışarı çıktı "duş al ve uyu" diye bağırdı ve kapı sesi geldi
Kendimi yere cam parcalarina bıraktım öldürme izin vermiyordu ama cam parcalarinin içinde bitakiyordu beni
Üzerimdeki gelinliği üzerimden cikardim ve düşün suyunu açtım ılık su küvete dolarken içine girdim ve kafanı arkaya attım
Ne yapacaktım okul koridorunda. Buraya gelmiştik ve bunun geri dönüşü yoktu ne hale dusmustum ben
Saçlarımı taradiktan ve vücudumu yikadiktan osnra duştan çıktım bornozu vicuduma sardım ve ipini baglaidm sonradan odaya tekrar geçtim
Oda boştu yatak boştu kapıya gittim kilitledim ve üzerimdekileri umursamadan yatağa geçtim battaniye ve yorganı üzerime orttukten sonra artık uyuyabilirdim
Gözlerim kapandığında yarın birdaha acmamayi diledim....
Offf yorucu olduuu tamam ben gidiyorem eğer yorum gelmezse okyrlarim bölüm yok.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
13.28k Okunma |
4.34k Oy |
0 Takip |
60 Bölümlü Kitap |