13. Bölüm

UZUN UYKU

Sılanur Çınar
sadeceyaziyorumist

 

@ybozkurt37 adlı kişiye ithaf edilmiştir.

 

GÜNEŞİN ÇOCUKLARI

 

 

 

07.12.2024

 

 

 

3. BÖLÜM

 

 

 

​​​​​​UZUN UYKU

💤

 

 

Gehenna timi zorda olsa kendini toplamış ve komutanlarının yanına dönmüşlerdi. Yine onu bekliyordu hepsi. Tek farkla bu defa bir ameliyathane kapısında değil yoğun bakım kapısındaydılar.

 

Mehmet ve Eray zorda olsa Caner'i hastaneden göndermiş, uzun zamandır hasret olduğu annesi ile vakit geçirmesi içinde geri dönmesine izin vermemişlerdi.

 

Her gelen doktora bir umut bakıyorlardı ama değişen hiçbir şey olmuyordu. Birçok kurşun yarası almış ve fazlasıyla kan kaybetmişti Güneş.

 

Durumu kötüye gitmiyordu ama iyiye de girmiyordu. Bedeni olmasada ruhu arafta kalmış gibiydi. Doktorlar bilinci için ne açık diye biliyorlardı, nede tamamen kapalı. Hatta son gelen profesör doktor kendi içinde bir mukayeseye girdiği için biljncinin uyanmayı reddettiğini söylüyordu. Doktorlar artık eskisi kadar tehlikeli görmedikleri için bugün yoğun bakımdan çıkarıp normal odaya alacaklardı.

 

Mehmet hiç zaman kaybetmeden kendini refakatçi olarak yazdırmış, yoğun bakımın önünde kardeşim dediği kadının çıkmasını bekliyordu.

 

Sonunda kapı açıldığında tıpkı ameliyattan çıktığı gün olduğu gibi bir sedyede herşeyden habersiz yatan komutanlarını gördüler Gehenna timi. Oysa böyle hiçbir şey yapmadan yatmak ona yakışmıyordu. Bunlar onluk hareketler değildi. Esmesi, gürlemesi gerekiyordu.

 

Sabah namazıyla timin yatakhanesini basmalı, dolapları döve döve "İÇTİMAYA ASKER!" diye bağırmalıydı. Ona mahzun olmak yakışmıyordu. Ona sessizlik, ona keder, ona hüzün yakışmıyordu.

 

Ona kimse ölümü yakıştıramıyordu.

 

Ama kader kimseyi dinlemiyordu.

 

Timde sedyedeki komutanlarıyla berbaer odaya kadar geldiler. Hemşireler odaya tek kişiyi almakta ısrar ettiklerinden Mehmet odaya girmiş ve hemşirelere yardım etmişti. Makinelere bağlıydı Güneş. Artık bu metal cihazlar onun nefesi, onun oksijeniydi...

 

Ama bunu da atlatabilirlerdi. Onlar birçok şeyi görmezden gelmiş, bir çok zorluğu aşmıştı. Elbet bununda üstesinden gelirlerdi.

 

Hemşirelerin çıkmasıyla odaya dolan tim sessiz ve ruhsuz bir şekilde odaya dağılıp yatakta ki kadını izlemeye başladılar. Bu kadın hepsinin dönüm noktası olmuştu. Ama şimdi herşeyi arkasında bırakıp gidecek gibiydi. Üstelik buna hiçbiri hazır değildi. Onlardan kimse hazır olmalarını beklememeliydi...

 

Onlar Gehenna'ydı.

 

Bir ölüp bin dirilen,

 

Bir yitip bin götürenlerdi onlar.

 

Biri yitirse hepsi biterdi. Hepsi giderdi...

 

 

 

 

 

 

 

📝📝📝📝

 

BİR AY SONRA...

 

Mehmet elindeki kağıda son kez bakıp karşısındaki kapıyı hiç tereddüt etmeden çaldı. Şüphe yoktu. Gerekeni yapıyordu. İçeriden yükselen Cengiz albayın gür sesini duyduğunda oyalanmayıp hızlıca içeri girdi. Gördükleriyle şaşırsada hemen selam durup tekmil verdi.

 

"Teğmen Mehmet Maden, Siirt. Emret komutanım!"

 

Cengiz albay selamına başıyla karşılık verirken "Rahat asker!"deyip masasının önündeki deri koltuğu gösterdi. Zira odası bugün bir hayli kalabalıktı. Cengiz albayın gözü Mehmet'in elindeki kağıdı bulduğunda "Sende bir şey vereceksin herhalde evlat?"dedi sorarcasına.

 

Aslında bu bir soru değildi. Geliş sebebini biliyordu. Oda tıpkı odadaki Gehenna timi gibi aynı sebepten gelmişti. Mehmet kısa bir an etrafındaki tim arkadaşlarına baksada fazla oyalanmadan elindeki kağıdı albaya uzatıp konuya giriş yaptı.

 

"Birikmiş yıllık izinlerimi kullanmak istiyorum komutanım. Şahsınıza arz ederim!"

 

Cengiz albayın gözleri alayla odadaki tüm evlatların üzerinde gezindi. Haytalardan biri eksik diye geçirdi içinden. Gerçi oda şimdi gelirdi ya neyse. Tavrını hiç bozmadan "Maruzatın nedir asker?"diye sordu.

 

Mehmet karşısındaki adama değil doğrudan arkasında duran Türk bayrağına dikmişti gözlerini. "Hastam var komutanım! Onunla ilgilenmem gerekiyor!" Cengiz albay dediklerine bıyık altından gülerken "Senden başka bakacak yok mudur hastana asker?!"diye sordu.

 

Mehmet'in gözleri tekrar arkadaşlarının üzerinde gezindi. Büyük ihtimalle herkes aynı şey için buradaydı. "Onlarında hastası var komutanım! Benim bakmam gereken benim hastam, mesuliyeti bendedir!"

 

Cengiz hiç ikiletmeden kafasını ağır ağır aşağı yukarı salladı. "İyi asker! Maruzatın değerlendirildi ve reddedildi!"

 

"Komutan-"

 

"Hepiniz bir hafta izinlisiniz. Görev yok. Toparlanıp kendinize gelin! Hepiniz aynı anda komutanınızın yanında olamazsınız. Gerekirse izne teker teker ayrılırsınız. Beni deli kızla papaz etmeyin sakın ha! Şimdi çıkabilirsiniz, telefonlarınız açık olsun."

 

Herkes ayaklanıp aynı anda selam durdukların da odada "EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!" nidaları yükseldi. Cengiz komutan bu tim için bir rütbeliden çok daha fazlasıydı.

 

Tim çıkmak için ayaklandığında çalan kapıyla Cengiz albay sıkıntılı bir nefes verdi. "Sırayla geliyorlar ey güzel Rabbim!" Onun söylenmesi diğerlerini güldürürken Cengiz'de bu haline bıyık altından gülüyordu. Bıkkın bir şekilde kapıya bakıp"Gel!" diye bağırdı.

 

Tıpkı beklenen gibi ekibin en küçüğü Ozan Cem kapıda gözüktüğünde önce içerideki arkadaşlarına sonraysa ona bakan komutanına baktı. " Astsubay Ozan Cem Kamışlı, Hakkari emret komutanım!"

 

"Rahat asker!" Ozan elini indirirken hazır ola geçip gür sesiyle konuştu. "Bir maruzatım olacaktı komutanım!"

 

"Olmasın asker! Bir hafta izinlisiniz. Bana kendimi tekrarlattırmayın. Sizi bir hafta boyunca bu kapıda görmek istemiyorum. Haydi işinize."

 

Ozan Cem ne olduğunu anlamasada Eray ve Mehmet'in bakışlarını gördüğünde üstelemeyip tekrar selam vererek çıktı odadan. Tim koridorun ortasında dikilmiş öylece dururken Caner söze girip "Hangara gidelim mi komutanım?" diye sormuştu. Eray başını aşağı yukarı salladı.

 

"Gidelim. Ozan, hepimize birer çay alda gel."

 

"Emredersiniz komutanım ama bir maruzatım olacaktı."

 

"Söyle Ozan."

 

"Ben izin almak-"

 

"İzinlisin zaten Ozan bir hafta. Çayları al, Hangara gel."

 

"Emredersiniz komutanım!"

 

Tim oradan ayrılıp kendileri için ayrılan Hangara geçtiklerinde hepsi kendileri için ayrılan koltuklara çöktü. Herkes birbirine bakıyor ama kimse konuşmuyordu. Aslında bugün hepsinin niyeti aynıydı. Ama olmamıştı. Mehmet daha fazla dayanamayıp" İzin için mi albayın yanındaydınız?"diye sordu. Öylelerdi. Bundan adı gibi emindi.

 

"Öyle komutanım. İzin için gitmiştik."

 

"Hepiniz mi Bertuğ?"diyen Mehmet'in kaşları çatıktı. Bertuğ komutanını başıyla onayladı. "Sizde dahil bütün tim komutanım"

 

"Niye Bertuğ?"

 

Bertuğ susarken bu defa konuşan Eray olmuştu. "Hepimiz aynı şey için oradaydık abi. Ablamın yanında olmalıyız burada değil."

 

"Güneş'in refakatçiliğini ben üstleneceğim. Hastanedeki formu doldurdum çoktan. Hep birlikte buradan ayrılmamız iyi olmaz. Çok göze batarız."

 

"Hepimiz hastanede olacağız abi. Ablam orada. Burada da yeterince batıyoruz zaten göze. Şimdi olmamız gereken yer ablamın yanı."

 

Mehmet hiçbirinin vazgeçmeyeceğini anladığında üstelemeyip başıyla onayladı. Güneş bunu istemezdi. Ama şu an o burada değildi ve bu adamları ondan başka kimse kararından döndüremezdi. Ozan Hangara girip çayları dağıttığında herkes hızlıca kamuflajları çıkarıp topluca her gün yaptıkları gibi hastaneye koştular.

 

Bu bir ay Güneş'siz geçen bütün günleri böyleydi...

 

Ve Güneş uyanana kadar böyle olmaya devam edecekti...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Buraya kadar okuyan gözlerine kurban okurlarım. Şu altta yıldız mı ay mı ne öyle bir şey vardı sanki. Benim gözlerim tam göremedi şimdi. Benim yerime bir basıverin Allah aşkına 😉 ☺️ 😉

Bastınsa devam 👍🏻

Şimdideeeeeeeee

Soru cevap yapalım canımız sıkılmasın. Sohbette olabilir bilemedim şimdi

En sevdiğiniz yer neresi demeyeceğim çünkü bu bölümde bu tarz bir soru için cevap beklemiyorum.

Artık kahramanın kendi ağzından okumak istediğinizin farkındayım. Bunu bende istiyorummmmmmmm ama bölümleri yetiştirmem lazım 🤕

Ama bir fikriniz, ne bilem bir isim olur, bir şarkı olur, efenime söyleyeyim başka birşey olur, yazmaktan çekinmeyin lütfen.

Fikirleriniz benim için her daim önemli ☺️

Bana sormak istediğiniz birşey varsa buraya alalım sizi.

Birde canlar, aklımda bulunsada pek yatmayan birşey var şimdi. Ne alaka demeyin, soruyorum.

BMW X3

BMW İ5

JEEP WRANGLER 4×4

MERCEDES BENZ G

MERCEDES BENZ BROBUS

PORSCHE 911

SİZCE HANGİSİ???

Varsa sizde bir seçenek alırım yaniii🙃

Hadi iyi haberlerinizi bekliyorum. Şu çanı çaldırın biraz canım 😉🙃

 

Bölüm : 30.12.2024 19:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...