7. Bölüm

7. Bölüm

Sahra
sahrakendirci

3 YIL SONRA

Önümde bulunan kadın merdivenlerden çıkarak sahneye yöneldiğinde bulanan midemi bastırmaya çalıştım. Sigara ve alkol salonun içine sinmiş ter kokusuyla da birleşmiş iyice iğrençleşmişti. Kadın sahnede dans etmeye başlamış iğrenç bakışların eşliğinde kalçalarını kıvırırken parmaklarımı sıkarak onu izleyenlerin yüzlerinde gezdirdim gözümü. Adamlar o kadar pislik ve kötü bakıyorlardı ki karşılarında tesettürlü bir kadın bile olsa utanırdı o bakışlardan. İçleri kararmış zevki bu yerlerde arayan mahlukatlardı sadece. Zavallılar.

“Sen çıkacaksın sahneye hazırlan” boğazını yarmak ve bir daha konuşmamasını sağlamak istedim. Tırnaklarımı boynuna saplamak ve o lanet çenesini kesmesini söylemek yaşadığı ve yaşattığı her saniyenin hıncını almak istedim. Karşımda parçalara ayrılsa zevkle izleyecek kadar nefret ettim bu piçten. Ellerim karıncalandı ve bir hınçla üzerine yürüdüğüm arkamı dönüp boynunu kırdığım an beni hızla bir başka sis bulutuna fırlattı.

GEÇMİŞ

“Bırak dedim sana orospu çocuğu asla anladın mı ölürüm yine de fahişe olmam anladın mı bedenimi satamazsın öldür beni adi köpek” kollarıma sarılan adamların ellerinden kurtulmaya çalıştım. Olmazdı bu olmazdı işte ölürdüm ve bir daha kendime gelemezdim. Ölürken bu adamı da götürürdüm yanımda umrumda olmazdı ama gücüm yetmiyordu.

“Kesin sesini şunun” yanağıma yediğim şiddetli tokat bir anlığına gözlerimin kararmasına sebep oldu. Ağzıma gelen metalik kan tadı önümde duran adamın yüzüne tükürmemi sağlarken ikinci darbeyi karnımdan aldığımda hala tam olarak kapanmamış dikişlerimin acısıyla çığlık attım. Ölmeyi bile başaramayan aciz bir mahluktum . Allahım lütfen ya yanına al ya da kurtar beni.

“Sen daha çok dayak yersin böyle” önceki yediğim dayaklara atıfta bulunmuş iğrenç iğrenç gülerken başımı kaldırmadan saçlarımın arasından baktım yüzüne. Şeytan nasıl biri diye sorsalar karşımda duran insanlıktan nasibini almamış adamı tarif ederdim. O kadar kötü biriydi ki sadece bana yaptıkları değil şu 3 ay içinde yanımda bulunan diğer kızlara yaptıkları da vardı. Bu adam sadistti resmen. Acı çektirmekten zevk alan bir mahlukattı. İnsan demeye bin şahit lazımdı.

“Bakma bana öyle bir şey yapabilecek gibi. Aciz bir fareden başka bir şey değilsin sen” fare sözü ile tüm bedenim buz kesti. Belli etmemeye çalıştım aklımdan geçen görüntüleri. Dehşet misali gözlerim boşluğa kilitlenmişti. “Hatırladın mı Tamay oda arkadaşlarını özledin mi “ halimden zevk alan sesi ile üzerime eğildi. Bulanan midem öğürmemi sağladı. “Unuttun mu ben senin Tanrınım burada ben varım sadece kim kurtaracak seni ellerimden . Baban mı gelecek seni almaya, mezarına çiçek diken o adam mı gelecek” mezarıma çiçek mi getirmişti. Kendine gel Tamay ne olur yapma bunu. Şuan bu düşüncelere dalmanın bize faydası yok. Sen onlar için ölüsün artık senin öldüğüne inandılar ve kimse sana yardım edemez. Sen kendini kurtarmak zorundasın.

“Asla yapmıcam dediğini duydun mu gerekirse farelerle kalırım gerekirse her saniye dayak yerim ama yine de yapmam anladın mı beni elinden geleni ardına koyma” adamlara verdiği işaretle kolumdaki eller çekildiğinde sallanan bedenim takatsizce yere çarptı. Dizlerimin üzerinde kalmış öylece önümde bulunan adamın ayakkabısına bakarken çarem olmadığını anlamaya başladım sadece.

“Öyle bir yapacaksın ki . Götürün şunu karanlık odaya kapatın üç gün aklı başına gelip yalvarana kadar da çıkarmayın” yan tarafımda bulunan çoktan gözümü kestirmiş olduğum çakıyı ne ara elime aldım ne ara kalbime sapladım bilmiyordum. Tek bildiğim çok uğraşmıştım ben. Yaşamak için bir kadın olarak bir adamın elinden ölmemek için çok savaş vermiştim ama olmuyordu benden geriye kalan her şeyimi almışlardı zaten bu şekilde zaten yaşayamazdım. Çok yorulmuştum. Yorgunluktan acıyordu artık canım. Ölüm bana sakin bir uyku gibi geliyordu artık. Ben bitmiştim resmen. Tam üç aydır acaba bugün ne kadar acı çekeceğim diye uyanmaktan delirmeye başlamıştım. Ve bitmişti… Bu savaşı da bir kadın kaybetmişti…

GÜNÜMÜZ

Gözümün önüne gelen anlar bir bıçağın göğsümü yarmasını sağlarken acıdan buz kesen parmaklarımı sıktım hızla. “Akıllı ol ve hatırladıklarını unutma minik fare” kulağımın dibinden fısıldayan adamla dolan gözlerimi sahnede hala oynayan kadına diktim. Ben hiçbir yaşadığımı unutamıyordum . Üç yıl ruhumu kazımış ve yerine sadece yaşamak için mücadele eden yaşamak için elinden en azından masumluğu alınmasın diye çabalayan bir kadın bırakmıştı. Ne acıydı ama.“Şimdi çık o sahneye ve şarkını söyle , tıpkı anlaştığımız gibi.”

Evet o gün ölmeyi başaramamıştım ama başka bir şey kazanmıştım . Bir anlaşma fırsatı. Madem pavyonda çalıştırarak üzerimden para kazanacaktı o da sadece şarkı söylememle olurdu. Onunla bir anlaşmaya oturabilmiştim. Ölmemi umursamasa da arkasında her kim varsa onun umrundaydı ve benim ölmem planlarını yıkardı. Tamam o zaman bende yaşardım.

“Çekil arkamdan midemi bulandırıyorsun”

“Lan sen varya dayak manyağı oldun alıştın sen işkencelerime yeni yöntemler bulmam lazım benim sana “ söylediklerini duymazdan gelerek boşalan sahneye doğru ilerledim tiksinerek. Biri bana şarkı söylemek bile istemeyeceksin deseydi eğer ona saatlerce gülebilirdim . Hatta o kadar çok gülerdim ki gülmekten karnıma kramplar bile girebilirdi . Ama hayat öyle bir yerdi ki asla asla dememek lazımdı. Ve asla kimseye güvenmemek .

“Hoş geldiniz “ kendinden nefret eder miydi insan . Ben ediyordum ben kendime düşman oluyordum böyle zamanlarda. Uzağa çekiliyordu tüm benliğim ve rol yapıyordum.

 

Karanlık bir gece yol görünmüyor

Yürüyorum dikenlerin üstünde

Kara çalı bana aman vermiyor

Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyam

üstünde yaralıyam, üstünde yaralıyam.

Evin tahta kapısından hızla kendimi içeri attım. Aynanın karşısına geçmeden elime aldığım ilk ıslak mendille yüzümü sertçe silerek abartılı makyajı temizlemeye çalıştım. Üzerimdeki koku sayamadığım kez öğürmemi sağladı. Titreyen ellerimi tezgaha yaslayıp sakinleşmeye çalıştım. Sakin ol güvenli yerdeyiz. Sakin ol canavarlar sana dokunamaz.

Titremem azalmayıp daha da arttığında yere attığım çantaya uzandım ve ilaçlara ulaştım aceleyle. Kendimi kaybedemezdim. En son kendimi kaybettiğimde saatlerce hatırlayamamıştım hiçbirşeyi, saatlerimi kaybedebileceğim güvenli yerim yoktu.

İçinden çıkardığım iki üç hapı ağzıma atıp yuttum ve yere oturup kendi kendime sarılmaya çalıştım. Kendine gel Tamay sakin ol . Ölmediğin sürece bedenine verdiğin her zararın farklı bedeli var unutma.İğrenç sesi kulaklarımda çınlayarak zihnimin her yanına hükmederken ellerimi vücudumdan bedenime sardım . Şeref yoksunu öyle bir eğitmişti ki beni evet eğitti diyorum çünkü insan gibi davranmamıştı bir insana öyle davranılmazdı bir insan o kadar işkenceyi göremezdi. O bana kobay fare demeyi seviyordu. Ona göre nereye kadar dayanacaktım bu heyecan vericiydi bana göreyse onu öldürmenin hayali heyecan verici geliyordu. Evet yapacaktım bunu. Bulduğum ilk fırsatta şah damarını parçalayacak o cansız gözlerini görene kadar yüzüne bakacaktım. Onun gibi insanlar yaşamayı hak etmiyordu çünkü. Onun gibi adamlar yaşadıkça kadınlar ve çocuklar tehlikedeydi çünkü.

Çünkü öyle bir sistemin içindeydik ki sıçtığımın mağazasını soyan adamlar hemen yakalanıp hapse atılırken bu orospu çocukları ellerini kollarını sallayarak çıkıyordu dışarı. Bir iki adam numarası kravat ve takım elbise kurtarıyordu onları. Olan biz kadınlara oluyordu. Biz kadınların hayatı onların taktığı kravat kadar değerli değildi maalesef.

Bölüm : 05.11.2024 15:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...