
“Sevgilim gerçekten uzun etek giymişsin” arabanın yanına yaklaşırken Aslan’ın imalı sözleriyle gülümseyerek ona doğru kollarımı açtım. Özgürce ve kimse ne der demeden sarıldım sımsıkıca . Ne kadar güzel bir duyguymuş kaçmadan tedirgin olmadan sevdiğin adama dokunmak. Bu adam benimdi artık yaklaşık iki aydır kendime bunu hatırlatıyordum resmen. Hayal gibi geliyordu bazen çünkü, sabahları uyanıp acaba rüyada mıyım diye düşünmeden edemiyordum. İçim içime sığmıyordu içim gidiyordu böyle güzel seven adama.
“Ama uzun değil mi sevgilim” odunsu koku gelen göğsüne sıkıca bastırdığı başımı yukarı kaldırıp yüzüne masum bir bakış attım. Koyulaşan gözlerinin ilk adresi dudaklarım oldu.
“Ben göstericem sana dalga geçmeyi” derince içine bir nefes çekti ve dudaklarını alnıma bastırdı ve ben öldüm. Daha da bir ayrı bakar olmuştu son iki aydır. Elleri hep üzerimde gözleri de elleri gibi asla peşimi bırakmıyordu pişman mıydım asla ama bazen beni gerçekten yiyecek gibi bakıyordu ve buna emin olmuştum artık.
Hafifçe geri çekilerek üzerimde bulunan krem rengi bileklerime gelen eteği gösterdim. Gayet uzundu yalan söylememiştim tek fark diz kapağımdan on parmak yırtmacı vardı. Üzerimde bulunan kazak ve yine krem rengi kabanla da gayet güzel kombin yapmıştım. Hem çizmem de dizlerime kadar geliyordu öyle bir abartı yoktu yani.
O beni hafif bir tebessümle izlerken boğazlı siyah kazağına baktım. Hafif vücuduna bol gelen kazağını elimde olmadan çıkarttırmak istedim. Hayır ne gerek vardı böyle şeyler giymesine normal bir kazak giyebilirdi diye düşünürken içimdeki Zümra daha ne kadar düz bir şey giyebilir diyerek dalga geçti benimle. Evet yeni bir duyguya daha yelken açmıştım iki aydır; Kıskançlık.
Daha önce de kıskanıyordum fakat şu son iki aydır sanki herkes ona bakıyor gibi geliyordu. Adam taştı yani elimde nasıl tutacağım korkusu sarmıştı . Evet saçma bir düşünceydi önceki ben olsam dalga geçerdim kendimle ama öyle olmuyormuş işte. İnsan istemeden kıskanıyordu.
“Hazırız bizde “ Nilüfer ve Ayben yanımıza geldiğinde derince birbirimizi süzmemiz bitti. Sanki onu ilk defa görüyor gibi heyecanlanmam ve etrafa bunu belli etmem normal miydi?
“Abim düğüne gitmiyoruz diye biliyordum” Aslan belime sardığı kolu ile beni kendisine çekerken bu sefer de Nilüfere dikti bakışlarını. Sözleriyle Nilüfere baktım istemeyerek Vücudunu saran kahverengi kazağının altına giydiği yine aynı tonlarda eteği ve üzerindeki kabanla gayette normal duruyordu. Tabi bir tık daha özenliydi diğer zamanlara göre ama çok doğaldı.
“Ama abi her zamanki halim bu” Heyecandan titreyen ellerini küçük bir kız çocuğu misali eteğinin ucuna sardı. Ah Aslan ile ilk zamanlardaki halim geldi ister istemez gözümün önüne. Ne kadar da panikliyordum bir ortamda onunla yan yana geldiğimde.
“Geç hadi arabaya bir şey demiyorum sabır diliyorum kendime “
“Enişte biraz fazla mı gerginsin acaba sen” Ayben ortamı yumuşatmak amacıyla dalga geçerek arabaya ilerledi.
“Evet sevgilim biraz fazla mı gerginsin “ belimdeki elleri sıkılaştı . Vücudundan yayılan sıcaklık bir meltem gibi tenimi titretti.
“Rahatlatacak bir ortam yok ki yavrum” bak işte yine yapıyordu aynısı . Bana öyle bir söz söylüyordu öyle bir dokunuyordu ki daha önce hissetmediğim duygulara sürüklüyordu beni. Ne diyeceğimi bilemeden ondan ayrılıp arabaya yürüdüm hızla. “Kaç sen kaç” mırıldanarak arabaya bindi o da. Ne kaçmasıydı ayol kim kaçmış hava soğuktu yani.
Kafenin önüne geldiğimizde Aslan’ın arabayı valeye verip yanıma gelmesini bekledim. Ayben üzerindeki vücudunu saran siyah triko elbisesini aceleyle düzeltti ve kafenin kenarında bizimkilerin oturduğu masaya kaçamak bir bakış attı. Hareketi karşısında tek kaşım kalkarak ona baktım .
“Ay ne bakıyorsun Zümra öyle noldukine “ bozulan Türkçesi daha da dikkatle ona bakmamı sağladığında boğazını temizledi elleri saçlarına gitti utançla.
“Kuzum çok güzel olmuşsun ona bakıyorum” tabi aynen Aybencim seni heyecanlandıran şeyi merak etmedim ben.
“Ha normal halim ya” hadi oradan sen rahat giyinirsin demek istesem de belime sarılan kol ile susmak zorunda kaldım.
“Yavrum girelim “ sevgilim böyle pat diye gelirsen benim dikkatim dağılır ama dikkatim de baya dağılmış yani son iki aydır benden habersiz bir şeyler dönüyor gibi hissediyorum.
Oldukça sakin olan mekana adım attığımızda bizi ilk fark eden Göktuğ abi hızla ayağa kalkarak Nilüfere sarıldı. Yanımdan yalandan öksüren Aslanın böğrünü dürttüm refleksle. Bunu nasıl yaptım bilmiyorum ama şu anı bölmesindi yani.
“Ayıp yani” mırıldanarak Aslıya sarıldım bende .
Hepimiz masada oturmuş sohbet ediyorduk. Aslan gergince kolunu benim oturduğum sandalyenin başına atmış sohbete arada katılsa da Göktuğ abiyi ve Nilüferi izliyordu. Bu adam katıksız odun oluyordu bazen. Aslı düğünün ertelenmesi ile ilgili konuşuyor Samet abi de Ali ağabeye ve Aslan’ a başka bir şey anlatıyordu.
Yanımda sessizce duran hiç konuşmayan Ayben’e baktım merakla . Ellerini dizlerinin üzerinde birleştirmiş Aslıya odaklamıştı bakışlarını. Gözleri başka hiçbir şeye kaymıyordu.
“Eee Aslan nasılmış kardeşini dostuna kaptırmak” Samet abi ama yani böyle dan diye girilir mi konuya hani biz yeni yeni kabul ettirmişken ayıp değimliydi.
“Samet kardeşim düşman mı oldun bana” Göktuğ ağabey Nilüferin üzerinden gözlerini Aslana çevirdi. Yüzlerinde tatlı tebessümle konuşuyorlardı. Merakla Aslana baktım ve hızla geri Göktuğ ağabeye döndüm. Allah aşkına o öldürücü buz gibi bakışlar altında nasıl bu kadar rahat tebessüm edebiliyordu. Aslan bana şöyle iki saniye baksa herhalde far görmüş tavşan gibi kalırdım.
“Ne alaka oğlum az mı uğraştırdı bu adam beni dalga geçmem lazım tabi” Samet abi de rahatla arkasına yaslanarak Aslıyı kendine doğru çekti.
“Ben mi uğraştırdım seni Samet duy da inanma” Aslan sesindeki tatlı tebessümle cevap verdi. Ah sesi gülüyordu bu adamın .
“Aynen kardeşim kaç gece aldım seni Zümranın kapısından ben saymadım “ duyduklarımla şok olarak Aslana baktım. Kapıma kaç defa gelmişti. Gözleri gözlerime bağlandı. Bilmediğim neler vardı daha başka. Merakla bakan gözlerime dudaklarını bastırdı ve sahiplenici bir tavırla belime doladı kollarını. Sandalyemi daha da çekti kendine. Öyle olmaz sevgilim kucağına oturayım .
“İki yıl sabrettim ben kardeşim birileri gibi iki ayda ulaşamadım sevdiğim kadına” sevdiğim kadın mı dedin. Ah ben öleceğim valla geliyorum Allahım.
“Nerden biliyorsun kardeşim sen iki ay olduğunu benim sırf altı ayım Nilüferi ikna etmekle geçti. Malum kardeşin de senin gibi biraz inat ya” Göktuğ abi Nilüferin saçlarını karıştırdı hafifçe.
“Aşk olsun ne inadımı gördün “
“Hiç görür müyüm sen gayette laf dinleyen birisin güzelim ben yanlış söyledim”
“Abisinin kardeşi aferin ağabeyim keşke bana da söyleseydin altı ayı altı yıla çevirmesini bilirdim ben” Aslan önümdeki kahveden bir yudum alarak cevap verdiğinde kahvemi elinden aldım. Aynı kahveydi onunki de ama benim kahvemden içiyordu sürekli gözümden kaçmamıştı.
“Samet Aslan’a yaptıkların aklıma geldi de iki koca adam çocuk gibiydiniz ya” Ali ağabeyde sohbete dahil oldu gülerek.
“Neyse darısı Ayben’e gelen damat adayının başına bu defa daha farklı yöntemlerim var benim” Samet abi Ayben’e baktı şüpheyle “Ne de olsa onu tanımıyoruz dimi Ayben kardeş kıyağı falan dinlemem bu sefer”
“Öyle mi seninkine söyleyelim de ayağını denk alsın Ayben” Ali ağabey göz kırparak arkadaşıma baktığında az çok ne olduğunu anlamaya başladım. Ay bunlar flört mü ediyordu.
“Y-yok ya ne alaka ben Samet abi sende yani kimi tanıyorsun yokki kim yani” saçmalamaya başlaması hepimizin dikkatlerini üzerine çekti. Oha yani ne ara ne zaman ay ben neden bilmiyorum. “Ben bi lavaboya gideyim” aniden masadan kalktığında bende ayağa kalkmaya çalıştım. Çalıştım çünkü Aslan belimdeki eliyle beni öyle bir tutuyordu ki yerimden kımıldayamadım bile. Gözleri hareketlenmem ile gözlerime baktı.
“Ben de lavaboya şey edecektim” yakınlığından dolayı boğazım kurudu. Bu kadar dibimde olma be adam hayır kalp var bende hıh diye gideceğim göreceksin gününü.
“Git bakalım” fısıltısı ile nefesi dudaklarımdan içeri sızdı. Hızla yerimden kalktım utanması da yok bu adamın. Neyse Ayben evet arkadaşında kal Zümra bak neler oluyor yani sen hiç bilmiyorsun.
Lavaboya girdim peşinden. Titreyen ellerini suya tutarak boynuna götürdü. Ay bende mi yapsaydım yandım biraz.
“Harareti alır daha çok yap” sesimi duyunca irkilerek aynadan bana baktı. Kızarmış yanaklarında dolandım. Baya baya bir şeyler oluyordu .
“O ne demek kuzum içeri sıcak oldu da ondan şey yaptım” hadi hadi dercesine elimi salladım. Ben yer miydim bu halleri yemem.
“Dökül çabuk Ali ağabey ile ne zamandır konuşuyorsunuz”
“Ne yok artık kızım yokki öyle bir şey nerden çıkardın aa ayıp yani kim söyledi belli mi oluyor”
“Canım arkadaşım sence birinin söylemesine gerek var mı yüzün” elimi yüzüne doğru salladım ”gayette belli ediyor seni.”
“Hahaha yanlış anlamışsın bir şey yok ki”
“Ayben salak değilim ben”
“Aman be bir şey yok sadece birkaç aydır mesajlaşıyorduk işte geçen gün buluştuğumuzda “
“Ne oha buluştunuz mu”
“Kim buluştu”
“Ali ağabeyle Ayben buluştuğunda tabi Aslı abla ya kim olabilir” Nilüfer ve Aslı da anında içeri konuya dahil olarak girdiğinde onlara baktık. Nilüfer sen nerden biliyordun ya.
“Sen nerden biliyorsun” Ayben şokla yutkunarak havlu kağıt aldı yan taraftan.
“Ohooo abla Ali ağabey Göktuğ’a anlatmış Göktuğ da işte aynı durumda ya şuan ama çok naz yapıyon kız sende ha adamı diken üstünde tutma” Nilüfer konudan konuya atlayarak konuşurken şoktan öylece kalakalan Aslıyı dürtükledim. Ay kal gelmişti kıza resmen.
“Oha sen Ali ağabey yok artık” papağan misali mırıldanarak konuştu ve bir anda Aybeni tebrik etmeye başladı. “Ay tebrik ederim Ali ağabeyi yola getirecek bir kadın olmaz diyordum demek benim arkadaşım mış” Aybene sarılarak gülmeye başladı.
Ayben yakalanmanın verdiği rahatsızlıkla gözlerini aşağı dikti.
“O zaman bu gece dedikodu yapalım ay çok heyecanlı “
“Nilüfer bu gece olmaz ben ağabeyine söz verdim”
“Tamam sen gelme biz yaparız “
“Ya sen ne kötü bir görümce oldun”
“Of be tamam yarın gece yaparız “
Hepimiz birden gitmeyelim diye tek tek lavabodan çıkmaya başladık. En son ben kaldım çünkü hala üzerimdeki şoku atlatamamıştım. Ayben gerçekten hoşlanıyordu fakat Ali ağabey de onunla aynı duyguları hissediyor muydu bilemiyordum. İstemsizce koruma duygusu oluşuyordu ona karşı içimde. Kırılmasını ve incinmesini istemiyordum ve bu konuyu Aslan ile konuşsam nasıl bir tepki verirdi merak ediyordum. Resmen grupta tek yalnız insan bırakmazcasına herkes herkesle eşleşmişti. Şaka gibiydi.
Aynadan saçlarımı düzelterek bende yanlarına geçmek için lavabodan çıktım.
“Zümra “ arkamdan seslenen tanıdık sesle olduğum yerde durup geriye baktım “Gerçekten de sensin” siması yabancı olmayan adam bana doğru yaklaşarak aniden sarıldığında şokla havada kalan kollarıma baktım. Adamı itmek için kollarımı kaldırdım. “İnanmıyorum yerde ararken gökte buldum seni” adam daha da sıkı sarılırken onu istemeye gücüm yetmedi.
Bu adamın nerden tanıdık geldiğini bir yandan da hatırlamaya çalıyordum.
“Pardon siz kimsiniz “ hafifçe geriye çekilerek yanaklarıma koyduğu elleriyle gözlerime daha dikkatli baktığında geçmişin silik sayfalarından hatırladım karşımdaki adamı. “Ssen nasıl “
“ZÜMRA” arkamdan kükreyen ses anında adamdan ayrılmamı sağlarken yanımdan fişek gibi geçti Aslan. Ben daha ne olduğunu anlayamadan yumruk attı.
“Aslan” Aslan ne yapıyorsun sevgilim?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 64.01k Okunma |
4.11k Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |