37. Bölüm

36. BÖLÜM

Sahra
sahrakendirci

Halay sizi A noktasından B noktasına götürebilir miydi bilmiyorum fakat halay bir anda kavganın bitmesine ve herkesin ritme ayak uydurmasına neden olmuştu.Nefes nefese üç ayak halayı çekerken yanımda elimden tutup bana ayak uyduran Aleve nefretle baktım. Yahu biz ne ara bu hale geldik hiç anlamıyorum en son ben Aslan’ı tutmaya çalışıyordum. Sevgilimin aklıma gelmesiyle hızla onu aradı gözlerim. Karşılaştığım siyah gözler çoktan beni izliyordu bile. Vücudumda muhtemel yaptığı hasar tespiti en son gözlerimde bitti.

Bakışları yüzüme çıktığında dudağının kenarında oluşan gülümseme o özene bezene yaptığım saçın çoktan dağıldığını belli ediyordu. Maalesef bütün kadınlar yolunmuş tavuğa dönmüştük. Elinde mendil halay başı çeken Ali ağabey elindeki mendili yanında duran tanımadığımız birine verirken Aslan bir anda bacaklarıma dikti bakışlarını. Gözleriyle hızla halay çıkmamı söylemeye başlamıştı bile. Oha ama Aslan.

Benden önce çoktan halaydan çıkmış ne ara masanın oraya gidip eline kabanımı almıştı bilmiyorum sanki karın ortasında çıplak kalmışım gibi beni sarıp sarmaladı kabanımla.

“Aslan tamam ya Allah aşkına bırak ya.”

“Zümra giy şunu delirtme beni” belimdeki kuşağı da bağladı. Maazallah açılır falan. Mesut Amcalar ve Akif amcalar hızla bize doğru gelip toparlanmamızı söylerken bir yandan da Songül teyzeler düğün sahibinden özür diliyorlardı. Göktuğ ağabey üzerine aldığı montla bizim hazırlanmamızı beklerken Aslının topallayarak yanımıza geldiğini gördüm. Saçları resmen yolunmuş elbisesinin yakası yırtılmış dudağındaki ruj nasıl dağıldı bilmiyorum ama onun belinden tutan Samet Ağabey de yakası dağılmış yüzünde kırmızı ruj izleriyle yanımıza geldiler. Yuh ama millet kavga ederken bunlar ne ara şey etmişlerdi.

“Oha ama toparlanın biraz” Aslan Akif amcalar duymadan mırıldandı.

“lan bende o kadar adam dövdüm neden bitmiyor diyordum meğer eksikmişiz” Göktuğ ağabey araya girdi hırsla.

“Gördün mü güzelim çağırdığımda gelseydin böyle olurduk” Ali ağabey tüm utanmazlığıyla konuyu noktaladı. Ayben dağılmış saçlarından elini geçirip omuz silkti. Nilüfere takılan gözlerim onun öylece kenarda duran vücudunda dolandı. Gözleri Göktuğ ağabeyde başı hafif aşağıda sesini çıkarmadan ona bakıyordu. Göktuğ ağabey gözleriyle bir iyiyim işareti yaptı sanırım başını salladı Nilüferde.

“Hadi gençler yürüyün eve “

“Aynen bakalım yürüyün yeterince rezil olduk” Akif amcalar erkekleri önden ilerletirken arkamızdan gelen Songül teyze bir anda kulağımızın dibine fısıldadı.

“Hadi siz de gece uzun bakalım hesap vermeniz de uzun olacak mı” hadi ya kesin bir şeyleri çakmıştı. Gözleri kısılmış halde bizi süzdü şüpheyle. Valla anlamış bu kadın her şeyi.

“Doğru söylüyorsun ahretliğim bakalım ne diyecekler yürüyün kız hadi” Sevim sultan canım benim sen ne ara bu kadar cani öldün. Sen ne ara bu kadar sinirli bir kadın oldun ben anlamadım. Ne güzel sessiz sakin kadından resmen eli sopalı manyak çıkarttık. Ey Allahım sen bana bu sefer bol bol şifa ver bu işten dayaksız kurtulmanın yolu yok çünkü.

Tik tak tik tak süüüp tik tak tik tak süüüp … Saatin çıkarttığı ses Akif amca ve Mesut amcanın içtiği çay ile birleşmiş ortamda başka ses çıkmıyordu. Hep beraber salondan sonra gelmiş Aslanların evinde çay demlemiş ve çay içiyorduk lakin kimseden çıt çıkmıyordu. Ben tabiî ki Aslanın çenesi yüzünden Nilüferden aldığım pantolon ve kazağı giymiştim. Adam asla vazgeçmiyordu inadından ama Aslan ben sana bu günün hesabını sormaz mıyım sen bugün burnumdan getirdin ya ben senin başının etini yemez miyim.Gözlerimi onun gözlerine dikmiş sessizce girdiğimiz savaşı devam ettiriyordum ki hemen yanımda oturan Nilüferin dürtüklemesiyle üzerinden çektim gözlerimi. Nilüferin baktığı yöne döndüğümde kaşları çatılmış şüphe ile bizi izleyen Songül teyze ve Sevim teyze ile nefesimi tuttum . Düşmanımın başına yani öyle bir sözsüz tehdit yoktu. Ben şahsen o bakışlardan her şeyi anlamıştım. Biz bitmiştik ve hatta ben helva kavurmaya gidebilirdim. Evet en doğrusu buydu Ayben zorla kaçıncı olduğunu bilmediğim çayları tazelemeye çalışırken ayaklanan erkeklerle Aslı isyan edercesine baktı. Daha üç demlik çay vardı nereye kalkıyordu bunlar canım.

“E bize müsaade”

“Müsaade sizin dünürüm geç oluyor dinlenelim “ Akif amca ve Mesut amca birbirlerine sarılıp vedalaşırken fırsat bu fırsat fırladım ayağa.

“Bize de müsaade artık malum yarın iş var haydi kızlar” kusura bakacan Nilüfer ben kaçarım kızım. Bence sende bize kaçmak için ağzını aç çünkü senin için feda edemem gençliğimi doğmamış yeğenlerine yapamam bu kötülüğü. Benim peşim sıra Ayben ve Aslı da ayağa kalktı.

“Oturun siz. Yarın Salı tatilsiniz. “ aynı anda ezberlemiş gibi konuşurlarken yanımdan geçen sevgilime baktım üzüntüyle. Hoşça kal canım sevgilim maalesef senden bugünün hesabını soramayacağım ama unutma yarına kalır ama yanına kalmaz.

Aslanlar da bir hışım hep beraber kalkmıştı. Muhtemel onlarda bu gecenin kritiğini yapacaklardı . Bütün erkekler gitmiş salonda sadece kızlarla ben kalmışken karşımızda ayak ayak üstüne atan kadınlara baktım.

“Üç demlik çay mı var demişti bunlar dimi Sevim” Songül teyze peştemalini şöyle omuzlarından attı.

“Öyle ya ahretliğim artık sabahlar olmasın” gazamız da mübarek mi olsun .

“Eee anlatın neler oluyor” hepimiz karşılarına dizilmiş kurbanlık koyun misali otururken Ayben ağzından kaçan kıkırtıya engel olamadı. Ciddi ortamlarda yanmanıza sebep olan o harika arkadaş.

“Ay ben bunu bir yerden hatırlıyorum” Aslı da ona eşlik edip gülerken gülmemek için dudaklarımı sıktım. O gün yediğim terliklerin acısını unutmamıştım daha .

“Anne ya niye sorguya çekiliyoruz acaba” Nilüfer suçunu batırmak için haberi yokmuş gibi davranırken onun bu çırpınışına üzüldüm. Kız Nilüş sende hiç akıl yok ha anneni azıcık tanımış olsaydın olayı çaktığını anlardın . Bu kadınlar valla Ayten abladan daha dikkatli de işte sen salaksın.

“Bak bir de haberi yokmuş gibi yapıyor Sevim gördün mü. Kız ben senin etini cimciririm” Songül sultan yanındaki yastığı hızla Nilüfere attığında kararımı verdim ben bu kızı satıcam evet ya ben sonuçta el kızıyım yengeyim ben yenge gelinim ben bir kere bana söylenmez böyle şeyler haberim yok der sıyrılırım . Evet bunu yapıcam.

“Tamam anladın madem Zümra ablam biliyordu bir büyük olarak onun haberi vardı sende söylesene” oha . Yuh şaka mı bu ben şuan görümcemden mi kazık yedim . Ah Nilüfer sen ne çıngıraklı yılansın sen resmen kendin için beni sattın ama helal olsun benden önce sen yaptın aferin . Bir tık gurur duydum.

“Zümra doğru mu”

“Aybenin Ali ağabeyle sevgili olduğunu valla yeni öğrendim “

“Oha”

“Yuh ama”

“Kızım beni niye attın ortaya onlar sana Nilüferle Göktuğ ağabeyi soruyorlar”

“Zümra arka bahçede öpüştüklerini söylemedin Allahtan” Aslının en son fısıldadığını sanarak söylediği sözler karşımdaki kadınların bir anda çayı püskürtmeleriyle son buldu.

“Ne “

“Ama bugün dayağı hak ettiniz siz “ en son yanımdan uçan terlikle gözlerimi kapattım . Bir yerden sela sesi geliyordu evet bu benim selamdı. Allahım ey güzel Allahım herkese akıl dağıtırken hepimizi es mi geçtin Yarabbim.

Arkadaş ayağına en fazla ne yaşayabilirsin ki adlı belgesel çekilse yediğim dayaklar üzerine sezon kapatırdık öyle bir dayak yemiştik bugün . Evet ciddili Songül teyze bir ara gelinim falan dinlememiş beni salonun köşesinde sıkıştırmıştı. Ona benim onun gelini olduğumu bunun yanlış olduğunu söylediğimdeyse Sevim teyze de yanına gelmiş bir ara sadece bana çalışmışlardı. Neymiş ben bu sözü nasıl söylermişim. Ben de onun bir kızı olarak tabiî ki de hakkımı almalıymışım. Dilimi eşek arıları soksaydı da gelin lafını ortaya atmasaydım bu kadar acımazdı canım.

Bir ara Nilüfer kanepenin arkasına saklanmış ayağından tutan Sevim teyze onu sürükleyerek ortaya getirmişti Ayben onların bu haline gülerken Songül teyzenin zalim terliği mabedini isabet almıştı bile. Aslı ise camdan kaçmaya çalışırken pencereye sıkıştırmışlar kızın savunmasına bile izin vermeden dövmüşlerdi. Hatta arada çay doldurtmuşlardı kendilerine bitti diye sevinmiştik lakin kaldıkları yerden devam etmişlerdi. Dinlene dinlene dayak atmışlardı bize. Ama ben hak etmiştim evet üzülerek söylüyorum bunu ama bu salaklarla yola çıkarsam olacağı buydu yani. Ağabeyinden kaçalım derken annesi okumuştu canımıza. Yazıklar olsundu böyle yüzüme baka baka satmamıştı kimse beni ve bana da yazıklar olsun bende Aybeni satmıştım. Aslı hele en beteriydi hiç duru durağı yoktu bu kızın öpüştüler ne demekti ayol. Hepimiz birlik olup kendi sonumuzu hazırlamıştık resmen.

Gecenin sonunda sanki kendileri bizi dövmemiş gibi yataklarımızı hazırlamış ağrıyan yerlerimize de krem sürmüşlerdi. Eve gitmekte ısrar ettiğimizdeyse “ne kadar hasar verdik bilmiyoruz oturun oturduğunuz yerde” diye dalga geçip çıkmışlardı odadan. Bu ailede akıllı tek insan yoktu artık tamamıyla karar verdim ben buna.

“Ayy yatamıyorum acıdan” Nilüfer yanımda kıpırdanıp dururken yüzüstü halimde tekme attım bacağına.

“Sus Nilüş valla bir posta da ben kayarım sana”

“Hayır beni niye atıyorsun Zümra ortaya yeminle acıdan kolumu kaldıramıyorum ya” Ayben yan yatakta Aslının üzerinden kafasını uzattı hırsla.

“Kız ne bileyim panik oldum ben bir an”

“Aslı abla asıl sen nasıl öpüştüler dersin ya ayıp be “ Nilüfer üzerimden uzanıp Aslıya baktı şokla.

“Kız bende gaza geldim bir anda çıktı işte” başımı kaldırıp sinirle ittim üzerimdeki Nilüferi. Zaten acıyordu her yanım bir de uzanınca daha bir acılı oluyordu.

“Abla sanırım ağabeyim arıyor “ sessizde titreyen telefonumu yatağın ucundan alıp açtım hemen. Biz bu acıları çekerken beyefendiler ne yapıyordu koca bir HİÇ.

“Yavrum geçtiniz mi eve “ Sakin sesi bana bu defa huzuru değil siniri verdi. Nasıl gideyim götüm uyuştu dememek için dudaklarımı sıktım.

“Annenlerdeyiz hepimiz” küskünce konuştum. Dövdü beni annen Aslan diyip kaynanamı şikayet etmek istemedim tabiî ki. Sonuçta ne demişler annenin vurduğu yerde gül biter öyle söylemişti Songül teyze bir ara beni döverken.

“Aaa yavrum bilsem bende kalırdım yanında . Ne yaptınız bayadır haber bekliyorum neden açmıyorsun telefonu nasıl merak ettim seni”

“O sırada dayak yiyorduk ağabey açamadı ablam kusura bakmayacan artık.” Kulağımın dibinde telefona dayanmış Nilüfer konuştuğunda kafasını itekledim sinirle valla elimde kalacak bu kız benim.

“Nilüfer abim sen bizi mi dinliyorsun hem ne dayağı”

“Aslan Nilüfer de mi yanında bir sesini duyayım oğlum telefonu açmıyor.” Göktuğ ağabey arkadan seslendiğinde kaşlarımı çattım yan yanalar mıydı.

“bir dur oğlum ya yavrum annemler mi dövdü sizi”

“Yok sevgilim nilüfer işte abartıyor biraz sohbet ettik dertleştik baya işte geç olunca da göndermediler siz ne yapıyorsunuz” çok acıklı bir dertleşmeydi sadece

“Samet yanında mı sorsana ulaşamıyorum” Aslı yattığı yerden kalkarak yanıma gelip dayadı kulağını telefona.

“Duydum yavrum Aslı’ya söyle burada Samet biraz işimiz vardı onu hallettik çocuklarla”

“Ne işi bu Aslan gecenin köründe hayırdır” merak acımı unutturmuştu bile. Ne yapıyordu bunlar hep beraber biz dayak yerken.

“Bir kaç pürüz vardı onu hallettik Ayben bahsetmedi mi size” Ali ağabey de arkadan lafa girdiğinde kaşımı kaldırıp karşımda gözlerini kaçırarak yatakta yatan arkadaşıma baktım.

“Ayben biliyor muydu işinizi.Hiç söylemedi bize”

“Neyse güzelim güzelce dinlenin siz bizim biraz daha işimiz var ben sabah gelirim yanına tatlı uykular sana seviyorum seni”

“Aslan ne işi- kapattı, kız niye söylemiyorsun bize “

“Ay ben onların düğündekileri bulup sıkıştırıp döveceklerini söyledim sandım unutmuşum ne yapayım.”

“Aptal aşık bu yeminle yediğin dayak az Ayben ben burada otururken sevgili nişanlım nelerle uğraşıyormuş resmen günahını almışım” Aslı ya niye böyle düşünceler içindesin?

“Aslı biz burada oturmadık dayak yedik bizi dinlenerek dövdüler resmen . Ama haklısın Ayben senin aklın aşktan uçmuş”

“Ay ne aşkı konuşuyoruz sadece.Daha bir şey yok” söylediklerine kendi bile inanmadı.

“Oy sevgilim ya ne kıskanç dimi yerim yani “ Nilüfer konuştuğunda gözlerimi devirip başımı yastığa çarptım evet sabah olsundu ve bu kabus hemen bitsindi.

Uzaklardan gelen zil sesi uykumun en güzel yerini bölerken yerimden kalktım sinirle. Allah aşkına kimse duymuyor muydu kapıyı canım. Saçımı karıştırıp uykudan açamadığım gözümle sese doğru ilerledim. Sabahın köründe kimdi bu alacaklı gibi zile basan acaba. Uyku sersemi oldukça uzak gelen kapıya ilerleyip açtım . Bizim kapı ne ara ahşaptan olmuştu.

Açtığım kapının ardından bakan sevgilime gülümseyerek kollarımı açtım sersemce sabah sabah beni görmeye mi gelmişti. Ama yerim seni ya. Her hali mi güzel olurdu bir adamın üzerinde siyah eşofman altı ve beyaz tişörtü onun üzerine aldığı kapşonlu ile resmen manken gibiydi.

“Günaydın yavrum” elleri belimi bulurken boynuna atladım hızla. Özler miydi bir insan sabaha kadar şaka gibiydi resmen. Daha gece yan yanaydık ama sanki kırk yıldır görmemiş gibi hasrettim. Gece ah gece eyvah ben evde değilim. Hızla geri çekildim. Songül teyzelerde kalmıştım.

“Aslan ben sizin evdeyim”

“Biliyorum yavrum gel bi öpeyim seni ne güzelmiş böyle bana kapıyı açman” dudakları boynuma gidecekken kendimden uzaklaştırdım hızla onu.

“Annenler gelir baban görür”

“Babam çoktan çıktı yavrum saat kaç biliyor musun öğlen oldu hadi gel öpeyim”.

Dudakları yanağıma ulaşacakken korkuyla geri çekildim yeniden.

“Olmaz annen görür hadi git sen”

“Yavrum burası benim evim yalnız”

“Doğru ben gideyim ayıp olur.” Yüzümü yüzüne doğru kaldırıp alnıma dokundurdu dudaklarını. Telaşlı halime gülümseyerek yeniden sarıldı . Kolları bedenimi sarmalarken dün geceki dayağın izleri sızladı azıcık. Resmen çürütmüşlerdi mabedimi. Vicdansız kadınlar.

“Tamam tamam ekmek getirdim zaten size benim işim var seni göreyim diye geldim hadi gir içeri hava soğuk üşütme”

“Ay tamam o zaman hadi git sen” aceleyle yanağından öpüp kapıyı kapadım yüzüne. Buralarda kesin yakalanırdım yani elbet basardı biri bizi. Yeniden yatağa doğru gidip yatmak en güzeliydi resmen kemiklerim girmişti birbirine. Belki Nilüferi yere atar devam ederdim uykuya koala gibi yapışıyordu uyurken abisi kılıklı.

“Günaydın kızım ekmekleri getir de kahvaltıya oturalım.” Mutfağın oradan seslenen kadınla yerimde zıplayıp hızla arkamı döndüm. Songül teyze ve Sevim teyze imalı bir halde bana bakıyordu. Başımı nereye vuracağımı düşünmeme gerek yoktu bu sefer ellerindeki oklavaya kendim vurabilirdim.

Bölüm : 11.01.2025 02:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...