39. Bölüm

38. BÖLÜM

Sahra
sahrakendirci

ARKADAŞLAR MERHABA YENİDEN BURADAYIM. ÖNCELİKLE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM BEN YOKKEN YAZDIKLARINIZ VE BENİ VE DE KİTABIMI MERAK ETTİĞİNİZ İÇİN KUSURA BAKMAYIN KÜÇÜK BİR RAHATSIZLIK GEÇİRDİM YENİ YENİ ATLATIYORUM BU YÜZDEN YAZAMADIM AMA BURADAYIM VE DEVAM EDİYORUM. SİZE GÜZEL VE BOL SEVGİ DOLU BİR BÖLÜM BIRAKIP KAÇIYORUM. YORUMLARDA BULUŞALIM BAKALIM:))

İnsan sevdiğine böyle yapar mı? Kapanan kapıya ne kadar zaman bakmıştım ya da ne kadar süre o soğukta durmuştum bilmiyordum. Evet haklıydı bende öyle bir manzara görsem aynı şekilde davranırdım ama yine de insan sevdiğine kıyar mıydı? Kalbime yoğun bir hüzün çökmüştü . İçim o kadar ağırdı ki ayaklarımı zorlukla çevirdim diğer tarafa. Boş sokak lambalarının aydınlattığı kaldırım taşları ve soğuk duvarlar… Bir anda mahalle buz gibi gelmişti. Bir anda her yere yabancı hissetmiştim kendimi. Ait olduğum kapı yüzüme kapandığında boşlukta sallanmıştı resmen bedenim.

Görmemi engelleyen yaşlar hızla akmaya devam ederken bir adım attım sokağa doğru.Kimsesiz kaldın. Titreyen ellerim soğuğu kesmek için bedenime çaresizce sarıldı. Kimsesizsin. Savsakça ikinci adımı atan ayaklarım aslında tek titreyenin ellerim olmadığını belli etti. O da seni bıraktı. Zihnimde sürekli susmak bilmeyen acımasız bir kurt vardı sanki. Ruhum binlerce parçaya bölünürken olduğum yere çöktüm. Lanet olsun bana. Nasıl ona söylemeden nasıl ona yalan söyleyerek gitmiştim. Sonuna kadar hak ettin sen bu yaşadıklarını.

Arkamdan hızla açılan kapının sesi düşüncelerimin arasına bir darbe misali daldı. Gözlerim yavaşça kapıyı açıp bana hızla gelen adamın üzerinde gezindi. Kan kırmızısı gözleri gözlerimi es geçerek vücudumda dolandı . Adımları o kadar hızlıydı ki saniyeler içerisinde tam arkamda bitti bedeni. Zaten bende çok uzağa gidememiştim ya o ayrı. Elleri omuzlarımdan tutarak bedenimi kaldırdı.

“Gel “ soğuk ses tonu içimi titrettiğinde daha çok yaşlar akmaya başladı gözümden. Bedenimi eve doğru götürürken konuşamadım bile. Hıçkırıklarım dudaklarımdan döküldüğünde kapıyı kapatan elleri duraksar gibi olsa da hızla kapatıp kilitledi ve salona doğru yürümeye başladı.

Arkasından küçük bir kız çocuğu gibi ağlayarak ayakkabılarımı çıkarıp ilerledim. O ise çoktan kanepeye oturmuş başını da yaslamıştı bile. Ayaklarını orta sehpaya uzatıp derin bir nefes çekti içine. Çok sinirliydi hala.

“Ben özür dilerim” kekeleyerek hıçkırıklarımın arasından fısıldayan sesim ona ulaştı mı bilmiyordum lakin tam karşısında dikilip ellerimle oynamaya başladım. Bir yandan hala akan göz yaşlarıma kızmak istiyordum.

“Ağlama” bende istemezdim küçük bir kız gibi ağlamayı ama dinmiyordu işte ne yapayım ki.

“Özür dilerim “ yeni gelen yaşları durdurmak için gözlerimi silmeye çalıştım. Başını yasladığı yerden kaldırıp yüzüme baktı. Gözleri yumuşar gibi oldu evet o anlık yumuşamayı gördüm ama anında geri eski haline döndü.

“Ne için özür diliyorsun Zümra” adımla seslendi yine ama böyle yaparsa ben nasıl cevap verebilirdim ki. Daha da çok şiddetlendi ağlamam. Artık böylemi yapacaktı yani.

“B-ben sana yaşattıklarım için Aslan çok özür dilerim söz veriyorum bir daha yalan söylemeyeceğim ne olur bırakma beni” elleri yüzünü sinirle ovarken sözlerimle durup bana sanki ben uzaylıyım demişim gibi baktı. Evet öyle bir ifadeyle baktı çünkü yüzünde şaşkınlık ve tuhaf bir ifade vardı.

“Gel yanıma” koltuğun hemen yanına elini vurup gözlerime baktı. İçimi çeke çeke yanına oturdum. Aramızda biraz mesafe bıraktım. Sonuçta bana zorla bakıyordu şuan belki dokunmak istemezdi. Sevmiyordu belki de bir anda soğumuşta olabilirdi.

“Yüzüme bak Zümra “ çeneme dokunan parmakları nazikçe yüzümü yüzüne çevirdiğinde gözlerindeki karanlığa daldım. Çok fazla siyahlaşmıştı göz bebekleri. “Sen “ aklında bir şeyler tartıyor gibiydi yüzümü taradı siyah hareleri “Senin aklından ne geçiyor “ hala sertti işte sesi .

“Beni bırakmadan önce dinlersen eğer anlarsın bak gerçekte-“ aniden dudaklarıma yapışan dudakları sözlerimin kesilmesine sebep olduğunda sertçe öperek geri çekildi. Yüzüm ellerinin arasında tamamen bana döndürdü bedenini. Şokla ona bakıyordum şuan.

“Ben sana çok aşırı öfkeliyken bile seni bırakamamışken sen neyden bahsediyorsun Zümra .” sertçe verdiği nefes dudaklarımdan süzüldü.Ve ben derin bir oh çektim içimden.

“Ben sen beni terk edeceksin sandım” hıçkırıklarım azalmıştı ondan gelen o odunsu koku biraz olsun rahatlamamı sağladı.

“Aklın alabiliyor mu seni terk edebileceğimi. “ yüzümde dolandı ve sanırım sorduğu sorunun cevabını aldı elleri yüzümden omuzlarıma düştü ve bedenimi tamamen kendisine çevirdi. “Bak ben sana çok sinirliyim. Evet seni o it herifle gördüğümde çok öfkelendim. “ o an aklına geldiğinde gözlerini kapattı sertçe. Kendini dizginlemeye çalışıyordu çok belliydi.” Ama asla senden ayrılmayı düşünmedim. Düşünmem. Zümra ben hayatımda sadece seni istedim başkasını değil ve seni de ölüm gelene kadar bırakmam. Ne yaparsan yap”

“Ne yaparsam mı”

“Aklından geçenleri okumak isterdim şuan gerçekten ,sence ben bir şerefsiz kafenin önünde seni çevirdi diye bırakacak adam mıyım” başımı salladım hızla . Evet ya yapmazdın dimi sevgilim. Sen benim gibi acele ecel gibi gidenlerden değilsin yani. “Sadece çok sinirliydim ve seni üzmek istemedim.”

“Sinirin geçti mi peki”

“Hayır geçmedi ama sana kıyamadım. “ellerim omuzlarımdaki ellerine uzandı rahatlıkla evet dokunabilirdim. Çok özlemiştim.

“Bak ben yalan söylemek istemedim ama Furkan yalnız konuşmak isteyince işte aklıma gelmedi asla seni üzmek istemedim Aslan yemin ederim hatta oraya giderken bile acaba arasam mı dedim ama işte aramadım salak kafam “

“Beni asıl sinirlendiren de bu Zümra yani sen bana yalan söyleyebiliyorsun”

“Hayır bana bak sevgilim asla “

“Söyledin Zümra” elleri üzerimden çekildi ve ben yine keskin soğuğun tadını aldım. Ah benim yüreği pamuktan gözleri demirden sevgilim. Salak mısın kızım ne saçma şeyler düşünüyorsun. Allahım korkudan ve aynı anda sevgiden ha bir de şoktan saçmalıyorum. Bu adam beni nasıl sevdi düşünmeden de edemiyorum.

“Bak lütfen uzaklaşma benden . Sana yalan söylemek istemedim zaten geldiğimde de bunları anlatacaktım sadece Furkan kötü bir durumdaydı ve ben onu o halde bırakmak istemedim. Eğer arkadaş olduklarını bilseydim gitmezdim o kafeye “ son sözlerimle hızla bana doğru dönen sevgilim ile acaba yine ne söyledim diye düşündüm.

“O pezevenk arkadaşı mıymış”

“Hangi pezevenk”

“Zümra sence hangisi tövbe tövbe kuzenin hakkında kötü kötü konuşturacaksın bana eski sevgilin olan lavuk . Hay Yarabbim ya neler diyorum valla kafayı yedirteceksin bana “ hızla yerinden kalkıp salonda volta atmaya başladı. Evet anlamıştım kimden bahsettiğini.

“İşte bende bilmiyordum ya gelince şok oldum ama bir daha karşıma çıkmaması gerektiğini ve nişanlandığımı da söyledim Aslan yani senin anladığın bir durum yok ortada” Elleri ile yüzünü sertçe sıvazlayarak mutfağa doğru yürüdü bir yandan da pantolonun cebinden sigarayı çıkarmaya çalışıyordu. Bende peşine takılıp minik adımlarla takip ettim. Sanki suçlu minik bir kız çocuğu gibiydim.

Yaktığı sigarası dudaklarının arasında ezildi. Gözlerini kısarak elini oturduğu masanın kenarına koydu. Her hareketi ağır ve inanılmaz çekici geliyordu. Allahım sinirliyken bu kadar hoş olması mantıklı mıydı. Tövbe de kızım aklına neler geliyor ya yapma bak yanarız.

“Sen çok mu üşüdün” arsız düşüncelerimin arasına kara kedi misali dalan adam ile kızla gözlerimi kırpıştırdım durduk yere günaha davetiye çıkarıyorsun Zümra.

“Yok niye ki” kalp atışıma şuan baksalar yüz seksen çıkardı eminim şuan.

“Yanakların falan kızarmış çok kalmadın ama dışarıda gel ateşine bakalım” yanaklarım mı kızarmış al işte ne diyeceksin adama sen sinirlenince ben sana biraz yükseldim mi. Ay neler düşünür hakkım da.

“Yok ya ağladım ya ondandır” elindeki sigarayı küllüğe koyup kıstığı gözleriyle şöyle bir taradı yüzümü.

“Gel yanıma “ gelirim valla gelirdim sen böyle konuşunca koşarım bile ama Allahım ne olur sen aklıma mukayet ol yoksa ben bedenimi tutamıcam.

“Yok iyi böyle” kız sesin içine mi kaçtı senin.

“Zümraa” söyle zümranın kalbi .salaklaşma kızım adamın yanına giidnce ne diyeceksin kalbin neden böyle atıyor derse.

“Aaa bak aklıma ne geldi ben gideyim” evet evet gideyim en doğrusu buydu zira Songül sultan vardı evet ya Songül sultan ah canımmm.

“Nereye daha bitmedi konuşmamız” gideyim sevgilim hem senin namusun için hemde kendi akıl sağlığım için gitmem lazım.

“Annen kızar malum yasak var ya şimdiden başlamıştır beni sormaya” geri geri adımlameye başladım. Aslan da kalkmış üzerime üzerime geliyordu.

“O da var tabi ne saçma bir yasak bu dursana sen niye kaçıyorsun” sorma be adam sorma.

“Gelme lütfen bak giderim ben”

“Zümra gel buraya “

“Gelmez misin lütfen”

“Yavrum bak sinirden gülüyorum niye kaçıyorsun”

“Gülmez misin ve gelmez misin lütfen” hızla kapının oradaki kabanı ve çantamı alıp koluna uzandım fakat ve lakin tabiî ki benden daha hızlı bir sevgilim vardı.

“Ne oluyoruz böyle hem suçlusun hem kaçıyorsun”

“Kim ben mi niye kaçayım” kapı ile bakışıyordum resmen . Tam sırtımda göğsünün sıcaklığına yaslanmamak için zor tutuyordum kendimi.

“Bende onu soruyorum ya niye kaçıyorsun”

“İftira atma iftira atıyorsun şuan”

“Sen dön bakalım bana –“ yüzüme bakan gözleri hızla göğsümün inip kalkışına döndü. Sakinleş kızım .” Yavrum sen iyi misin” korkuyla açılan gözlerine bir de elleri nabzımın üzerine eşlik ederken ben içimden çoktan kendime saydırmaya başlamıştım bile. “Kalp atışın çok hızlı hastaneye gidiyoruz. “ Elleri üzerimden ayrılmış kendi kabanına uzanmaya çalışırken durdurdum.

“Aslan bir şey yok” yok işte adam dur ya sal beni

“Yavrum saçmalama şu nefes alışına bakar mısın doktora görünmen lazım”

“Aslan sevgilim eve gideyim geçer lütfen”

“Olmaz hadi hadi doktora –“

“Aslan durur musun lütfen “ aniden bağırmamla yüzüme baktı şokla “Etkilendiğim için yani sen sinirlenince of aman işte hoş oldun yani oldu mu bırak artık gideyim eve “ sözlerimle montunu giymeye çalışan adam dondu kaldı. Rezalet yani hayatının en utan. Verici anlarından biri hangisi deseler şuan derim herhalde. Yok yok kesin derim.

“Sen “ sözlerine devam etmeden aniden kahkaha atmasıyla yerin tam dibine girdim. Evet ya gömün beni buraya tam şuraya santim bile kımıldatmayın.” Sevgilim sen ahahaha gerçekten mi tartışmamızdan mı hahahah”

“Aman ne güzel ha ha ha dalga geç aferin gidiyorum ben” kapıya yeltenmemle yeniden bana uzanan elleri bu sefer beni kafes altına aldı. Başım göğsüne sıkıca yaslandı ve elleri kaburgalarının arasına sokmak istercesine sarıldı bedenime. Biraz daha sıksa ölebilirdim ama çok güzeldi.

“Yavrum ,Benim güzel kadınım” kadınım mı daha yeni sakinleşiyordum ya Allah aşkına Aslan” utanılacak ne var bunda “ saçlarıma uzandı parmakları. “Senin de fantezin tartışma ile çıkıyormuş ortaya”

“Ya bırak Aslan ya küstüm valla bırak “ ellerini bedenimden uzaklaştırmaya çalışmam tabikide bir işşe yaramadı zaten bende pek uğraşmadım. Açıkçası çok özlemiştim. Ah Songül sultan ah ne hallere soktun bizi.

“Ben senin sinirli halinde bana nasıl güzel göründüğünü söylemedim mi hiç güzelim.Çok normal şeyler bunlar utanılacak bir durum yok yani”.

“Ama işte “

“Aması falan yok hem Furkanla ne konuştuğunuzu da anlatmadın hemde konuşmamız gereken başka konular da var”

“A nedir bir şey mi oldu”

“Yalan söylemen yavrum ben henüz affetmedim seni “başımı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım şaşkınca.

“Sarılıyorsun ya Aslan “

“Sarılırım hep sarılacağım küs olsak da sarılırım ama bu seni affettiğim anlamına gelmez.”

“Of Aslan “

“Oflama bana hala o pezevengin sana bakışı gözlerimin önüne gelirken hiç oflama bence” elimden tutup salona doğru çekmeye başladı beni.

“Aslan bu arada sen nereden anladın onun eski sevgilim olduğunu.” Sözlerim ile duraksayan adımları henüz aklımı başıma getirirken bende durdum onunla beraber . “Sen Ömerle tanışmış mıydın"

Bölüm : 02.03.2025 02:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...