10. Bölüm

10. Bölüm

Sahra Çıtak
sahravecoluu


Reva, kulüp binasının arkasındaki küçük terasa çıkmış, elindeki kahveyi yudumluyordu. Günün yorgunluğu yüzüne sinmişti, ama zihni hâlâ takım ve oyuncularla ilgili düşüncelerle doluydu. Ayak seslerini duyduğunda başını kaldırdı; Saruca, terasın köşesinde belirip ona doğru yürüyordu.

“Yalnızsanız rahatsız etmeyeyim, hocam,” dedi Saruca, hafif bir gülümsemeyle. Reva, boş sandalyeye işaret etti. “Oturabilirsin. Rahatsız edecek kadar önemli bir şey söyleyeceksen tabii.”

Saruca, teklifi kabul edip oturdu. Sessizlik birkaç saniye sürdü, ikisi de konuşmak için acele etmiyordu. Reva, sonunda bakışlarını ona çevirdi. “Geçmişin hakkında konuşmamıştık, Saruca,” dedi doğrudan. “Eski takımından neden ayrıldığını merak ediyorum.”

Saruca, sandalyesine yaslanıp elindeki su şişesiyle oynamaya başladı. “Geçmişte kaldı,” dedi sakin bir sesle. Reva, kaşlarını hafifçe kaldırdı. “Geçmiş, bugün olduğun kişiyi şekillendirir. Takımını ve arkadaşlarını bir anda bırakıp ayrılacak biri gibi görünmüyorsun.” Saruca, gözlerini ufka dikti, yüzünde düşünceli bir ifade belirdi. “Hocam, bazı şeyler insanın kendisine saklaması gereken şeylerdir. Bunu bir sırrım olarak düşünün.”

Reva, kahvesinden bir yudum alıp sessizce onu süzdü. “Bir teknik direktör olarak, oyuncularımı tanımak zorundayım. Takımına neden sırtını döndüğünü bilmem gerek. Bu sadece bir sırrınız değil, sahadaki duruşunuzu da etkiler.”

Saruca, hafif bir tebessümle başını iki yana salladı. “Takımıma sırtımı dönmedim. Sadece... gitmek zorundaydım.”

Reva, bu cevaptan tatmin olmamıştı. “Zorunda mı kaldınız? Yoksa bir şeylerden mi kaçtınız?”

Saruca, gözlerini ona çevirdi ve alaycı bir ifadeyle sordu, “Hocam, bu bir röportaj mı? Yoksa beni terapiye mi alıyorsunuz?”

Reva, gergin bir kahkaha attı. “Sadece anlamaya çalışıyorum. Eğer burada tam anlamıyla odaklanmanı istiyorsam, neden gittiğini bilmem gerekiyor. Geçmişi yüzünden mi böyle davranıyor, yoksa başka bir şey mi var? Bunları çözmeliyim.”

Saruca, bir süre sessiz kaldı. Sonunda omuzlarını silkerek ayağa kalktı. “Bazı soruların cevabı yoktur, hocam. Ya da belki vardır ama doğru zaman değildir. Şimdi izninizle...” Reva, onun arkasından bakarken daha fazla üstelemek istemedi ama içinde giderek büyüyen bir merakla kalakaldı. Saruca’nın söyledikleri, daha doğrusu söylemedikleri, düşündüğünden çok daha fazlasını saklıyordu. Kapı kapanırken Reva, alçak bir sesle kendi kendine mırıldandı. “Ne saklıyorsun, Saruca?”

Reva, Saruca’nın geçmişiyle ilgili duyduğu merakın peşini bırakmadı. Tanju’yla görüşme fikri ilk başta tereddütlü hissettirse de Saruca’yı daha iyi anlamanın yolunun bu olduğuna karar vermişti. Telefon açtığında, Tanju’nun sesinden bu görüşmeyi beklediği anlaşılıyordu. “Reva Hanım,” dedi Tanju, sesindeki heyecanı gizlemeye çalışmadan. “Saruca hakkında konuşmak için benimle iletişime geçtiğinize memnun oldum. Ona dair bilmeniz gereken çok şey var.”

Akşamüstü küçük bir kafede buluştular. Tanju, karşısındaki Reva’ya dikkatle bakıyor, her kelimesini tartarak seçiyordu. Görüşme, onun için yalnızca bir fırsat değil, aynı zamanda içini dökmek için de bir şanstı. “Sorularınızı sormadan önce bir şey söyleyeyim,” dedi Tanju, doğrudan konuya girerek. “Saruca, o takımdan ayrılmayı hak etmiyordu. Hatta bunu yapması, onun karakterinin büyüklüğünü gösterir.”

Reva, kahvesinden bir yudum alıp başını eğdi. “Olayın tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Saruca, geçmişiyle ilgili konuşmayı tercih etmiyor.”

“Çünkü konuşamayacağı kadar ağır bir yük taşıyor,” dedi Tanju, derin bir nefes alarak. “Saruca, o takımdayken büyük bir çıkış yakalamıştı. Hem oyunuyla hem de duruşuyla herkesin sevgisini kazanmıştı. Ama sonra Havin girdi hayatına.”

“Havin?” diye sordu Reva, kaşlarını çatarak.

Tanju, gülümsedi. “Havin... Saruca’nın eski sevgilisi. Ünlü bir manken. Güzel, başarılı, göz alıcı... Ama sadakat konusunda aynı şeyleri söyleyemem.” Reva, bir şey söylemeden bekledi, Tanju devam etti. “Saruca, Havin’e delicesine aşıktı. Ama bir gün, her şey değişti. Antreman sonrası soyunma odasına döndüğünde Havin’i, takım arkadaşlarından biriyle yakaladı. Yani, sevgilisi ve en yakın dostu diyebileceği bir adam, ona en büyük ihaneti etmişti.”

Reva’nın yüzünde şok ifadesi belirdi. “Bunu... ona nasıl yaptılar?”

“Bazen insanlar, elde edemediklerini yok etmek ister,” dedi Tanju, omuz silkerek. “Saruca sinirine hâkim olamadı. Sonraki antremanda o adamla karşılaştığında yumruklar konuştu. Kulüp, disiplinsizliği nedeniyle onu takımdan uzaklaştırdı. Yönetim, olayın asıl sebebini bilmediği için Saruca suçlu gibi göründü.”

Reva, daha önce hiç bu kadar şaşırmamıştı. “Ama neden? Gerçeği anlatabilirdi. Böyle bir ihaneti herkes anlayışla karşılardı.” Tanju, acı bir şekilde güldü. “Havin’in gururunu korumak istedi. Bu olay basına yansısa, Havin’in kariyeri mahvolurdu. Saruca, o kadını hâlâ sevdiği için kendi gururunu hiçe saydı ve gerçeği sakladı. Sessizce takımdan ayrıldı.”

Reva, masada ellerini birleştirerek sessizce düşündü. Bu hikâye, Saruca’nın derinlerde taşıdığı acının sebebini açıklıyordu. Ama Tanju’nun anlatımı burada bitmemişti. “Sizden bir şey rica ediyorum,” dedi Tanju, ciddiyetle. “Saruca, o takımda çok daha büyük yerlere gelebilirdi. Ama gururu, sessizliği yüzünden o fırsatı kaybetti. Onu ikna edin, Reva Hanım. Yeniden kendisi gibi oynaması gerekiyor. Hem kendisi için hem de siz ve bu takım için.”

Reva, derin bir nefes alarak gözlerini Tanju’ya dikti. “Onu nasıl ikna edebilirim? Böyle bir acının yarattığı duvarları aşmak kolay olmayacak.”

“Size inanıyor, Reva Hanım,” dedi Tanju. “Belki farkında değil ama sizinle konuşurken yüzündeki ifade değişiyor. Onun güvenini kazandınız. Bu, onun geçmişindeki karanlıkları aşmasını sağlayabilir.” Reva, kafeden ayrılırken içinde büyük bir yük ve sorumluluk hissediyordu. Saruca’yı daha iyi anlıyor, ama aynı zamanda ona nasıl yaklaşacağını da düşünüyordu. Belki de Tanju haklıydı; belki de Saruca’yı yeniden inşa etmek, onun takımı ve kendisi için yapması gereken en önemli şeydi...

Tanju ile görüşmesi biten Reva spor salonun yolunu tuttu, biraz rahatlamaya ihtiyacı vardı. Bir yandan da aklında Saruca vardı, ona ihanet eden kadını korumak için kariyerini riske atmıştı. "Aptal" diye fısıldadı Reva kendi kendine. Çok sinirlenmişti, Saruca gerçekten bir aptaldı. Spor salonunda içeri girdiğinde kendi tayfasında birini aradı, yine ringe çıkıp kapışmak için ama kimse gözükmüyordu. Girişteki çocuğa sordu Reva;

"Bizimkilerden kimse yok mu?"

"Bu gün kimse gelmedi valla ama şey var geçen gelen çocuk, neydi adı? Heh Saruca, spor salonunda ağırlık çalışıyordu" dedi çocuk. Reva gülümseyip spor salonuna yöneldi, kapının girişinden baktığında hemen görmüştü onu. Altında siyah şortu, üstünde beyaz tişörtü ile dambılları kaldırıp indiriyordu. Reva bir süre nedensiz onu izledii ta ki Saruca onu fark edene kadar... Saruca şaşkın bakışlar ile kapıda onu izleyen hocasına baktı, "Hocam, sizde mi buradaydınız?" diye sordu.

Reva sadece o an da aklına gelen fikri uygulamaya koydu. "Hangi bana sizinle ringe çıkmak istiyorum demiştin ya, olur. Kabul ediyorum, 10 dakika ya ring de ol." dediği gibi gitmişti. Saruca arkasından ağzı bir karış açık şekilde kala kalmıştı. Reva'nın amacı neydi?


 

Bölüm : 12.01.2025 22:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...