11. Bölüm

10. Bölüm (Gerçekler)

Orenda✨
sararmis_sayfalar

Selaaammmmm💐
Nasılsınızzzz?

Keyifli okumalar

.

*
Dün Aras'la konuşmamızın üstünden yarım saat sonra eve geçmiştik. Eve gelince kızlar bir sürü sorular sorsalar da hemen odama geçmiştim. Şimdi ise saat 16.30du. Yunus ve Melis'le konuşuyordum.

"ŞAKA YAPIYORSUNNNN,OHAA!!" Melis'in tepkisine gülerken bir yandan Yunus konuşuyordu. "Abi bağlantı gitti,son yerde ne dediğini anlamadım." Dediğinde

"Aras... Aras beni öptü."
Aras seni öptü..

Dememle oda şoka girmişti. Yarım saat falan şakalaştıktan sonra telefonu kapatmıştım. Şimdi ise hazırlanacaktım çünkü Aras ile pikniğe gidecektik. Dışarısı hafif esiyordu o yüzden beyaz tişört altıma mor şort giymiştim. Üstüme de üşürsem diye mor ince ceket almıştım.

Telefonuma bildirim gelmesiyle elime almam bir oldu. Aras yazmıştı.

🤍; Dışarıda bekliyorum, hazır olunca çıkarsın hava biraz esiyor üstüne ceket almayı unutma.

; Tamamm, tamamm alırım bende çıkıyorum zaten şimdi.

"🤍" Mesajınıza '❤️' bıraktı.

Hemen odamdan çıktım. Aslı ve Doğa'ya haber verdikten sonra dışarı çıktım. Aras arabanın orada beni bekliyordu. Geldiğimi gördüğünde "Ben geldimm" dememle "hoşgeldin Nova" dedi daha sonra ise, "Biliyorum bize belli etmemeye çalışıyorsun, ama hâlâ aileni kafana taktığını biliyorum. O iş çözüldü. Senden özür dilerler büyük ihtimal. Ama cevap sana kalmış." Dediğinde şok içinde ona bakıyordum. "Nasıl çözülmüş? Sen mi konuştun?" Diye sorular sordum. "Boşver şimdi bunları, keyfimizi bozmayalım, gidelim."

Yazar anlatımıyla;

Güneş tepeden değil, hafif yanlarından vuruyordu artık. Piknik örtüsünün ucunu tatlı bir rüzgâr kıpırdatırken, Duru çimenlere uzanmış gökyüzüne bakıyordu. Aras bir şey demeden ayağa kalktı.

Duru başını kaldırdı, ama bir şey sormadı. Aras’ın nereye gittiğini bilmiyordu. Belki su almaya, belki bir telefon konuşmasına... Kısa bir süre sonra, Aras geri döndü. Elinde küçücük ama özenle seçilmiş bir çiçek demeti vardı..

Duru onu görünce doğruldu. Aras tam karşısında durdu, hafif rüzgar saçlarını dağıtırken göz göze geldiler.

Aras çiçeği uzattı, sesi yavaş ama kararlıydı:

“Bilmiyorum bu doğru zaman mı... ama bu ilk çiçeğim. Ve sen, bu anı hak eden ilk kişisin.”

Duru gözlerini onunkilerden ayıramadı. Bir şey demedi, sadece gülümsedi. Sonra çiçeği aldı, avuçlarının arasında tuttu, sanki kırılacakmış gibi.

Yazar anlatımıyla devam;(Taşkıran ailesi, o günden 1 gün sonra)

Taşkıran ailesi kahvaltı masasına oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Dün olanları düşündükçe sinirleniyor, Duru'ya bu kadar çabuk alıştıkları için kendilerine kızıyorlardı. Her zaman neşeli olan o sofra sessizlikten buz kesmişti. Lakin zil çalana kadar. Özlem kapıyı açmaya gitmişti. Gelen Aras’tı. Sinirli görünüyordu, nefesi düzensizdi, gözleri öfkeyle yanıyordu. Özlem, onu bu halde görünce irkildi.

"Aras, noldu oğlum?" dedi endişeyle. İlk defa onu böyle görüyordu. Yüzü solgundu, sesi bile titrekti.

Aras içeriye, salona doğru yürüdü. Elindeki telefonu sımsıkı tutuyordu. Herkes oradaydı: Demir, Defne, Ozan ve Yavuz. Her biri, Aras’ın bu hali karşısında şaşkındı.

Aras, gözlerini Demir’e dikti. "Bana kulak verin," dedi boğuk bir sesle. "Ve lütfen, sözümü kesmeden dinleyin."

Derin bir nefes aldı, sonra sesi çatallanarak devam etti:

"Duru... size ihanet etmedi. O parayı sizi zehirlemek için değil, yetimhanedeki çocuklara yardım etmek için aldı. Bunu kendi ağzından da duyacaksınız."

Aras titreyen elleriyle telefonundaki kaydı açtı. Salonda ölüm sessizliği vardı. Gözleri birer birer herkesin üzerinde gezindi. Sonra başını öne eğip kaydı başlattı.

Adamın Sesi: "Bak Duru, bu parayı gerçekten çocuklar için kullanıyorsan… benim de biraz içim rahat etsin. Onlara yardım eli uzatmak istiyorum. Bu benim için de bir iyilik olsun."

Duru'nun Sesi: "Söz veriyorum. Her kuruşu yetimhaneye gidecek. Kimsesiz çocuklara. Kimseye zarar vermeyeceğim."

Adam: "İnsanlar yanlış anlayabilir. Beni de seni de. Özellikle o fotoğraf… kötü bir zamana denk geldi."

Duru: "Biliyorum. Ama doğru olanı yapacağım. Gerçeği bir gün anlarlar."

Kayıt bittiğinde, odadaki hava değişmişti. Şaşkınlık, suçluluk ve pişmanlık arasında salınan yüzler birbirine bakıyordu. Özlem’in gözleri dolmuştu. Demir başını öne eğmişti.

Aras telefonu cebine koydu, derin bir nefes aldı.

"Birini yargılamadan önce onu gerçekten dinlemeyi öğrenin," dedi sessizce ve ardından ekledi: "Çünkü bazen en çok güvendiğiniz insanlar, en çok haksızlık ettiğiniz kişilerdir."

 

-bittiiii-


Duru'nun Instagramda son gönderisi;


"Sadece bir çiçek değildi.Bir niyet, bir başlangıç, bir kalp sesiydi.." 🤍💐

 

 
 

 

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

  

 

Bölüm : 23.05.2025 20:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...