9. Bölüm

8. Bölüm (O benim)

Orenda✨
sararmis_sayfalar

Selaaaaaammmmm
Nasılsınıızz?

'yazım yanlışı varsa kusura bakmayın'

Keyifli okumalaar💐

.

.

*

2,5 ay sonra (14 Mayıs)
Eve doğru yürüyorduk. Hava her saniye değiştiği için az önce çok sıcak olmasına rağmen şuan çok soğuktu. Omzuma konulan ceketle arkama döndüm. Aras'ı görmemle bir an kalbim hızlanmıştı. Ne oluyordu bana?

Gülümseyerek"Teşekkür ederim." Dediğimde göz kırparak Demir'in yanına geçmişti. Eve geldiğimizi fark ettiğimde hemen içeri geçtim. "Evde abur, cubur var. Bence film izlemek yerine başka birşey yapalım." Ozan'ın konuşmasıyla hepimiz ona dönmüştük. "Ne yapabiliriz?" Diye soran Ceren abla ile lafa atladım. "Uno kartları var bende oynayabiliriz, ondan sonra doğruluk cesaretlik oynarız olur mu?" Evet Demir hariç herkes onaylamıştı. En son oda kabul ettiği için uno kağıtları almaya gitmiştim.

Geri salona döndüğümde abur cuburlar hazırlanmıştı. Hemen oturdum ve oynamaya başladık.

İlk turu Aras, ikinci turu Demir, üçüncü turu ise Ceren abla kazanmıştı. Şimdi ise Ozan'ın getirdiği şişe ile doğruluk /cesaretlik oynayacaktık. Ozan'ın çevirmesiyle oyun başlamıştı.

Demir soruyor ben cevaplıyordum, oh ne güzel. "Doğruluk mu cesaretlik mi?" diye sorunca "doğruluk." Dedim. "Peki söyle bakalım ailemizi nasıl dağıtmayı planlıyorsun?" Ne diyordu bu ya? Neyden bahsediyordu? "Komik bir şakaydı. Hadi sor demir kız bekliyor." Ceren ablanın konuşmasıyla Demir ona döndü ve "şaka mı? Ah hayır şaka değil küçük hanım anlamıştır. Hadi bakalım anlat dinliyoruz. Bitti oyun falan dök hepsini!" Gözlerim dolmaya, ellerim titremeye başlamıştı. "Sen.....sen saka mısın ya? Ne dediğinin farkında mısın? Saçmalamayı kes!" dediğimde susmuş hâlâ cevap bekliyordu.

"Yok artık ya cidden yok artık! Çok mu kafanda senaryo kuruyorsun sen. Bir daha benimle uğraşmayı aklından bile geçirme. Birde söylemeyi unutuyordum asla ama asla seni affetmeyeceğim bir daha bana gelip pişmanlık numarası yapma!" Çantamı aldım son kez onlara döndüm. "Oyun asıl şimdi bitti"

Evden çıkar çıkmaz sahile doğru yürümeye başladım. Yağmur başlamıştı ama ben onu bile sonradan fark etmiştim. Göz yaşlarım yağmurla karışırken rasgele bir banka oturdum. Etrafta kimse yoktu. Tam o anda arkadan ses geldi. Biri buraya doğru geliyordu. Yürüdü, yürüdü sonra tam yanıma oturdu. Dönüp bakmadım kimmiş, neden gelmiş sormadım. Ama anladım Aras... Gelen Aras'dı benim için gelmişti. Tek kalmamı istememişti.

Ne o konuşuyordu ne ben.. sezsizce denize bakıyorduk. Ceketini yine bana vermişti. Üşümemem için üşümemen için...
"Çok yoruldum Aras. Ayakta duramayacak kadar bir adım daha atamayacak kadar çok yoruldum. Banada yazık değil mi ya bende insanım benimde bir canım var banada yazık değil mi?" Az önce sessizliğe kendimizi bırakmıştık. Şimdi ise bağırarak yorulduğumu söylüyordum.

"Ağlama. Dik dur, dik dur ki anlasınlar senin kim olduğunu, anlasınlar istediklerinde kalbini kırıp istediklerine kalbini onaramayacağını." Elini kalbime koydu. "Anlıyorum buran çok acıyor ama geçecek beraber geçireceğiz." İyiki, iyiki gelmişti. Bir anda kendimi ona sarılmış buldum. Sıkıca sarılıyordum, sanki kaçacak ve ben kaçmasını istemiyormuşum gibi..

Aras'ın anlatımıyla;
Duru, Duru bana sarılmıştı. Hem de öyle sıkı sarılmıştı ki sanki kaçacakmışım da kaçmamı istemiyor gibi, hemen bende ona sarıldım. Sanki gidicekmiş de gitmesini istemiyormuşum gibi..

*
Sarılmayı bıraktıktan sonra Aras konuşmaya başladı. "Şimdi hiç sırası değil biliyorum, ama söylemem gereken bişey var." dediğinde merakla ona bakmıştım. "Sorun değil, söyleyebilirsin." dememle konuşmaya başlaması bir oldu.

"Parkta buluştuğumuz zaman salıncakta otururken bana anlattığın o çocuk, o çocuk benim Duru. O zamanlar orada oturuyorduk ama biz karşılaştığımız gün buraya taşındık. Seni çok, çok aradım. Ama bulamadım işte. Sonra yıllar geçti ve sen beni buldun." O konuşuyor ben dinliyordum, konuşamıyordum ne kadar istesem de ağzımdan bir 'ne?' kelimesi bile çıkmıyordu.

Gözlerimden akan yaşlar daha az önce ona sarılırken durmuşken şimdi bana sarılan o çocuk yüzüne yine akmaya başlamıştı. Bu sefer üzüntüden değildi. Onu bulmanın mutluluğu ile ağlıyordum.

Bir gün sonra, saat sabah 9.00;
*
Dün yaşananlardan sonra Ceren ablanın evine gitmiştim. Annemle konuşan Ceren abla yanıma geldi. "Günaydın güzellik nasılsın bakalım?" demesiyle gülümsedim. "Günaydınnn, iyiyim yani herhalde iyiyim." dememle yüzü düşse de hemen kendini toparladı. "Evet hazırlan bakalım dışarda yapacağız kahvaltıyı ben aşağıdayım hızlı ol." Dediğinde hemen hazırlanmaya başladım.

Makyajımı da yaptıktan sonra hazırdım. Telefonuma gelen bildirimle hemen telefonu elime aldım. Aras yazmıştı.

Aras: Günaydın Nova, düne göre daha iyi misin?

: Günaydın Aras, evet sağol iyiyim, bugün buluşalım mı?

Aras: Olur, nerde?

: ilk tanıştığımız yerde, görüşürüz :))

Aras: görüşelim Nova ;)

' Aras ******* ifadesine ❤️ bıraktınız'

-BİTTİİİ-

neden burda bitirdim sonraki bölümde belli olur zaten 🤭🫶🏻

Nasıldıı???

En beğendiğiniz bölüm hangisiydi şuana kadar???

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınnnn!!!

 

Instagram hesabım: _sararmissayfalarr_

TAKİPPSSS

 

 



 

   

 

 

 

 

Bölüm : 26.04.2025 12:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...