30. Bölüm

30. Bölüm

<3
saryarayisardunya

Keyifli okumalar dilerim.

 

Asklar sürprizzzzzz beklemiyordunuz değil miiiii

 

Aslında bu bölüm dünkü bölümden bir saat sonra gelecekti ama ufak sorunlar yüzünden etelendi.

 

 

30. Bölüm

 

Sadece ben değildim bu kadere sahip olan.

Sadece ben kalmayacaktım.

 

Ama bu duruma yeniden düşmeyi ve daha güçlü olmayı isterdim.

 

Efkan ile tekrar tanışmayı

Bu sefer daha olgun yaşım gibi davranmayı

 

Efkan a güvenmek istemezdim. Sevmek isterdim tekrar ama ona güvenmezdim bu sefer.

 

Kendimde olduğuna emin olduğum ama asla nedenini bulamadığım hatamı yapmaz hareketlerine dikkat ederdim.

 

Eve geldiğimde babam beni döverken karşısında duracak cesaretimin olmasını isterdim.

 

Karşısında durmayı bana bunca yıl yaptıklarını yüzüne vurmayı

Ve, 'beni o kadar sevmediniz ki!'

demek isterdim.

'efkanın beni seviyor sandım.'

 

Küçükken öyle inandırmıştım ki kendimi ölene kadar bu acıyı yaşayacağıma

Ölene kadar dövüleceğime

 

Ve Efkan bana öyle güzel anlar yaşattı ki bütün çocukluğumu toplasan onunla yaşadığım tek bir andaki gibi mutlu olmamışımdır.

 

Küçükken nasıl bu şiddet ve öfke bana karşı duydukları bu nefret bitmeyecek gib hissettiysem efkanın bana karşı duyduğu bu sahte sevgide bitmeyecek sanmıştım.

 

Meğer sevgi bile değilmiş

Belkide insanların birbirine gösterdiği arkadaşça histi.

Sevgi bile değil sadece his...

 

Herkesle paylaşılabilen bir his

 

Büyüyünce bittiğini anladım.

Kısa bir anda olsa artık şiddet görmeyeceğini Efkan tarafından hep sevineceğimi düşündüm. Yanıldım...

 

Ama bu acının biteceğini inanıyorum.

Son yıllarda her dayak yediğim anlarda

Ne kadar dövebilir ki? Diye soruyordum kendi kendime

 

Birazdan bitecek... yarın olduğunda bu anı hatırlamayacağım bile, bir saat sonra odamda yatağımda olacağım...

 

Şuan bunlarında biteceğine inanıyordum. Kurtulamayacaktım ama bitecekti. Ama bugün ama yarın.

 

Babam sakat kalacaktı, Annem ölecekti.

Bir gün elbet benim elime kalacaklardı.

O gün soramadığım tüm soruları soracak nefretini haykıracaktım.

 

Ama şuan bunların olması için ne gücüm ne cesaretim vardı.

Elimde olan tek şey o günün geleceğine dair olan inancımdı.

 

Hakan'ın dediği belkide doğrudur.

Belkide üveydim o yüzdendi bu nefret

Bu yüzden bitmiyor geçmiyordu.

 

Kesilen kırmızı kurdeleye çevirdim bakışlarımı parmağımdaki kalın alyansta bakışlarımı gezdirdim.

 

Zihnimde nerdeyim ben sorusu yükseliyor. Tüm bu kalabalığın uğultunun içinde olayı kavramaya çalışıyordum. Derin derin nefes alıp geçeceğine biteceğine inanarak zar zor nefes alıp veriyordum.

 

"Lalin buraya bak." Diyen dilaraya döndüğümde yanımdaki yılmaz beni kendine çekti. Bedenim ona çarparak durdu. Dilara elindeki telefonu ile yılmaz ile fotoğrafımızı çekerken gözlerim hakandaydı.

 

Bir umuttu. Beni buradan çıkarması için beni anlayan tek kişi olduğunu biliyordum. Beni anlıyor ve beni kurtaramadığı için kendine kızıyordu farkındaydım.

 

Yılmaz ile birlikte gelen bir yığın insanın uğultusu beni delirtecekti.

Birinin elime tutuşturduğu gül buketi ile fotoğraflarımızı çekti Dilara sonra adını bilmediğim bir çok insan gelip fotoğraf çekildi. Tebrik etti.

 

Nedendi bu kalabalık

Güldüm. Ölsem bu kadar kişi gelmezdi.

İnsanlara gezmek olsun, dedikodu yapıcak malzeme olsun.

Oynayacak müzik olsundu.

 

Donuk bakışlarla kameraya bakmaya devam ettim.

 

Ne bu acele demişti herkes isteme ile söz aynı gün mü olur.

 

Oysa bilmiyorlardı. Üç gün sonra gelecek olan babam Efkan yüzünden beni başkası ile evlendireceğini

 

Düğün olacakmış

Gelinlik giyecekmişim. Komikti

 

Efkan yokken gelinlik giymek tuhaf hissettiriyordu.

 

Deliriyor muydum?

Yanda olanı Efkan olarak hissediyor bakınca görüyordum yılmaz olduğunu

 

Kalabalık odada gözlerim efkanı arıyor

Çenem titriyor ağlarsam kızarlar diye ağlayamıyordum.

 

Çok acı çekiyordum

Yerimde oturup için için ağlamak bağırmak istiyordum.

 

Gelinlik giyecektim çünkü

 

Elimde değildi Efkan ile atışmalarımız geliyordu aklıma bahsettiği düğün...

 

Bu zamana kadar efkansızlık ile şuan yüzleşiyordum.

Başka biriyle evleniyordum.

 

Nikah için yarın gidip yıldırım nikahı için başvuru yapacaktık

 

Çok acı geliyordu bir çok şey

Neden bu durumun içindeydim.

Ben kimim diyordum ara ara

Neydi benim bu çilem.

Nerede son bulurdu bu yaşam

 

"Lalin ile birde bizi çekin," dedi Hakan dik duruşu ile yanıma kadar geldi.

Kıstığım gözlerim ile ona bakıyordum.

 

Kimseden çekinmeden elini belime attı.

Dilara fotoğrafımızı çektikten sonra bana döndü,

 

"Tebrikler," diyerek sarılırken kulağıma fısıldadı.

 

"Konuşacağız gece,"

 

Bir cevap bir tepki vermeden ayrıldığında yüzüne boş boş bakmaya devam ettim.

 

Hakan Yılmazla da tokalaştı.

 

Hayırlısı buydu demek ki...

 

💫

 

Kendi evime geldiğinde efkanın evine çıkan patikaya daldı gözlerim. O yolu arar gibi avluya gelene kadar izlemiştim.

 

Abime el öpmeye gideceğimi söylemiştim anneanneme ve kapıda bekleyen Hakan ile birlikte eve yürümüştük

 

Ailemin olmadığını bildiğim için daha bir rahattım. Olabildiğim kadar en azından

 

Hakan yanımda dururken biraz geriye doğru yatarak pencereden içeri bakmaya çalışırken abim kapıyı açtı.

 

Önce ben ardından Hakan girdi eve

 

Girdiğim an omuzlarım çöktü

Gardım indi sanki burası en çaresiz kaldığım yerdi.

Dilimin bağıydı...

 

"Otur Lalin."

 

Hakan ı duyduğumda omzumun arkasındna ona baktım.

Koltuğa oturduğunda Hakan

 

Hareketlerini izliyordu.

Duvarın kenarındaki sandalyeyi önüme doğru çekti.

 

Baban o sandalyeyi hiç acımadan sırtına geçirmişti Lalin? Hatırlıyor musun.

 

"İyi misin Lalin?"

 

Çok iyiydik

 

"İyiyim."

 

"Hayır, ölü gibisin."

 

Yıllardır bu haldeydin lalin.

Yeni fark ettiler seni

Yeni görüyorlar sen yıllardır ölüsün,

 

"Doğrudur."

 

"Yılmaz'dan kurtarıcam seni tamam mı?"

 

Herkes her şeyin sözünü verirdi.

Efkana kalsa seni yurt dışına çıkarıyordu hani?

Hani evleniyordumuz falan.

 

"Güven bana şu nikahı kıy daha sonra Efkan ile görüştüreceğim seni tamam mı? Sadece kısa bir süre ver bana evlendin diye hiç bir şey bitmeyecek ilk gün yılmazların evinde bile kalmayacaksın güven bana,"

 

Kim güven dese güvendin ahmak!

Boşuna umatlanma

 

"Sorun değil Hakan."

 

Ölmeliydin Lalin. O gün efkana gitmek yerine ölmeydin!

 

Hatalıydım.

 

Geç değil.

 

Değil.

 

Yılmaz ile evlenmek çözüm değil bu şiddetten kurtulamayacaksın.

 

"Kurtulamayacağım."

 

"Efendim?" Karşımdaki Hakan'ın sesini duyduğumda irkilerek nerde olduğumu sorguladım kısa bir an

 

Kendime gelmem uzun sürmemişti.

 

"Sorun yok." Diye mırıldandım.

 

"Dalmıştın, dediklerimi duydun değil mi?"

 

"e-evet." Yalandı.

Hiç bir şey duymamıştım

 

"Ben efkanla görüşmek istemiyorum."

Duyduğum en son şeydi.ya da anlattıklarından sadece bu aklımda kalmıştı.

 

"Efkanla daha fazla adımın geçmesini kaldıramıyorum." Diyerek itiraf ettim.

 

"Sürekli onu anmaktan yoruldum ona kanmak benim hatamdı sürekli onun yüzünden olduğunu söyleyip durursam eksikliğini hissederim. Aşamam." O kadar hızlı kurmuştum ki tam bir cümle bile olmamış anlamsız kelimeler...

 

"Ben Efkan ile ilgili bir şey söylemedim Lalin." Dedi Hakan

"Tüm bunlardan dolayı efkanı suçlamadım."

 

Tüm bu konuşmaları abim bir kenardan izliyordu.

Yirmi yıldır abimdi ilk kez bir vefasını görmüştüm. İlk kez beni uyarmıştı.

Bana bir ömür yeterdi

 

Kendine Layık gördüğün değer bu mu Lalin?

 

"Ama..." Dediğinde tekrar hakana döndüm. "Efkanı buryaa çağırabiliriz belki o bir çözüm bulabilir." Dedikten soena bakışları halıya kaydı. "Gelir mi bilmiyorum ama..." Başını aniden kaldırdı.

 

"Gelir, söz konusu sensen gelir."

 

Ağlama... Gülme...

Kendini tut.

Tepki verme

 

"Seni alıp gidebilir mi emin değilim ama konuşursunuz."

 

Kendime verdiğim komutlar zihnimde acı bir melodi eşliğinde yankılanıyordu.

 

Dudaklarımın arasından kısık sesli mırıldanmalar ile gözlerimi kapattım.

 

"Kendini tut." Dedim dişlerimin arasından

"Ağlama," keskin bir emirdi

"Gülme," tüm bu olanlardan sonra gülmek sana deli gözüyle bakmalarına sebep olur.

 

"Tepki verme,"

 

"Lalin."

 

"Ne Lalin!" Diye bağırdım. Elimde değildi sesime hakim olamadım. Ne olduğuna ne yaşadığımı bilmiyordum.

 

"Geldi iki ayda sikti gitti hayatımı neden çağıracakmışız ya delirtecek misiniz siz beni!" Kendimi ağlamamak için sıktım.

 

Sus Lalin.

Teselli edecek kimse yok seni

Kimse çekemez

 

"Ne çağırması ya ne çağırması beni tekrar ona mı yamamaya çalışıyorsunuz." Çenem titredi dudaklarım büzüldü.

 

"Neşetin lafı ile defoldu gitti, gittiği yer mezarı olur inşallah." İç çektim.

 

"Halimi gördü Hakan. Neden gitti yalvaracak mıydım o halde," gözlerimden yaşlar süzüldü.

 

"Yılmaz ile yüzük taktık görmüyor musun?" Tüm her şey bir anda olup bitmişti haftalardır ne yaşıyordum ben.

 

"Ben Efkan yüzünden gidecek kapı bulamıyorum evim barkım yok orospu çocuğu ile evlenmek için evlenecek olduğum kişye bak!"

 

Gururuma dokunuyordu.

Yılmaz'ın beni taciz etmesi

Kuzenimin imaları

 

"Onun hatasının bedelini neden ben ödüyorum."

 

"Lalin neşetin lafı ile gitmed-"

 

"Banane!" Öyle bir bağırmıştım ki boğazıma derin bir acı yayıldı.

 

"Görmedi mi halimi! Onun yüzündendi." Kendimi kastığım için yüzüm kıpkırmızı olduğundan emindim.

 

"Sikip atmasaydı olmayacaktı tamam mı savunma onu bana!"

 

Sevginin nefrete dönüştüğünü o muazzam andaydım sanki

İçim öyle harlanmıştı ki

Kül olana kadar susmazdım.

Konuşacaktım çünkü ölsem de sorun olmazdı.

 

"Ben sandığınız kadar salak değilim Hakan." İnlemiştim resmen

 

Hıçkırdım. "ben biliyorum neyin ne olduğunu ama..." Başımı iki yana salladım.

 

"Ben ortalık malı mıyım? " Nedendi bu oradan oraya savrulmam.

 

Haftalardır ne yaşamıştım ben, yeni kendime geliyordum.

 

Sanki yeni yeni idrak ediyordum. Kurdale kesildiği an uyanmıştım. Boncukların etrafa dağılması zihnimdeki anları yerinden oynatmıştı.

 

Ben ne yaşamıştım? Ben ne yaşıyordum?

 

Ya da öleceğimi hissetmiştim.

Ölmeden önceki son yakarışlarımdı.

 

"Annem biliyor Lalin." Dedi Hakan.

Ona döndüğmde kızarmış gözleriyle karşılaştım.

 

"Neyi bildiğini bilmiyorum ama annem biliyor." Geçenki üveysin muhabbetiydi.

 

Umrumda değildi. Üveydim ya da değildim. Bir anlamı yoktu.

 

Hakan elimi tuttu... Biraz öne doğru uzanarak beni kollarının arasına aldı.

 

Yerinden kalkarak yanıma oturdu bana sıkıca sarılırken ona yaslandım.

 

Sanki soluklanacak bir dal bulmuştum.

Boğulurken sinecek bir limandaydım.

Sıkıca sarıldım hakana

 

Artık nişanlıydım, bu sarılmamız çok yanlıştı. Ama çok doğru hissediyordum.

 

Olmam gerektiği yerde gibiydim.

Evde gibi...

Bir bağ vardı beni onda tutan.

 

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordum. Gözlerim kapanırken duyduğum son şey Hakan'ın sesiydi.

 

"Efkan a haber vermenin zamanı geldi."

 

Yazarın anlatımı:

 

Hakan kollarının arasından kendinden geçen lalinden bakışlarını çekti ve sefere dikti.

 

"Yapmayacaktık." Dedi sızlanır gibi

"Allah bin belamı versin ki halletmeye çalışmayacaktım."

 

"Kardeşinin üzerine battaniye getir." Dedi

 

Lalinin bugünkü hali gözünün önünden gitmiyordu. Titreyen göz bebekleri donuk suratı.

 

Her an düşüp bayılacak gibiydi. Bu kadar kötü olacağını tahmin bile edememişti.

Daha dün mesaj atmıştı Efkan hakana

 

Lalin iyi mi?

 

Düzenli olarak her akşam belli bir saatte lalinin iyi olup olmadığını soruyordu.

Bu yaptığı ile efkanın bu acılı gününde vicdan azabı duysada lalinin iyiliği için diye düşünmüştü.

 

Ahmaklıktı bu yaptığı lalinin efkana kör kütük aşık olduğunu göz ardı etmişti.

 

Laline anlatmalıydı efkanın neden gittiğini ama yüreği elvermemişti.

Lalinin birde buna üzülmesini istememişti.

 

Kendi bildiğini okuduğu için Lalin bu haldeydi.

 

Ama asıl sorun.

Herkesin lalinin hayatında bir söz hakkı olduğunu düşünmesiydi.

 

Lalin zaten bilmez gözüyle bakıp onu yönetme peşindeydi herkes

 

Telefonuna düşen bildirim ile montunun cebindeki telefonu çıkarttı ekranda Instagram a ait bildirim görünce parmak izini okuyarak bildirime tıkladı.

 

Dilara kendisini etiketlemişti.

 

Lalinin söz fotoğrafları...

 

Normalde ailesinden tek bir üyeyi bile paylaşmayan dilaranın ailesini paylaşacağı tutmuştu.

 

Neredeyse 15 e yakın hikaye nın hepsinde yılmaz ve Lalin vardı.

 

Hakan, efkana gösterme derdine düştüğünü anlamıştı ama dilara nın takipçi ve takip edilenler kısmına baktığında efkanı görememişti

 

Bunu görünce rahat bir nefes vermişti.

 

Telefonuna tekrar bildirim düştüğünde

Efkandan olduğunu gördü.

 

Efkan mirdağ

 

Lalin nasıl oldu?

 

Gördüğü mesajla içi burkuldu bugün de mi Efkan? Diye mırıldandı kendi kendine

 

Bu gününde de mi Lalin.

 

Düne kadar, efkanın neden gittiğini öğrenene kadar efkana derin bir nefret duyarken neşetten öğrendikleri ile kendi bile sarsılmıştı.

 

Neden Lalini gelip görmek yerine mesaj attığını anlamış oldu.

 

Hoş kendisinin başına gelse Lalini bile düşünmezdi.

 

Yavaşça geriye çekilerek lalinin koltuğa yatmasını sağladı. Sadece yüzünü alacak şekilde fotoğrafını çekerek efkana gönderdi.

 

Anında görüldü olan mesaj ile telefonu kapatarak bir kenara bıraktı.

 

Mutfaktan bir bardak su almaya gittiğinde sefer getirdiği battaniyeyi kardeşinin üzerine örttü.

 

Hakan geri döndü.

 

Telefonu geri aldığında efkanın hâlâ aktif olduğunu görerek

 

Sana ihtiyacı var.

 

Yazarak gönderi.

 

Neşet söylemeliydi olanları onunla bir karar vermeli ona göre efkana söylemeliydi.

 

Efkan Mirdağ

Senin onun uyuduğu oda da ne işin var.

 

Efkan Mirdağ

Yarın akşam dönüyorum. Bir sorun mu var özledi mi sadece

 

Efkan Mirdağ

Lalinin saçları neden maşalı?

 

Efkan Mirdağ

Bir sorun varsa Neşet yanımda onunla geleceğim.

 

Efkan Mirdağ

Lalin in yattığı oda da ne işin var?

 

Üst üste düşen bildirimler ile mesajları okudu.

 

Neşete yazamadan yanında olduğu mesajını görmüştü.

 

Yarın nikah tarihi almaya gideceklerdi akşam geç olabilirdi. Alsalarda bir şey olmazdı ama en azından daha fazla baş başa yanlız kalmamış olurlardı diye düşünerek

 

Yarın geldiğinde konuşuruz.

 

Diyerek gönderdi.

 

Efkan Mirdağ

Lalin iyi mi şuan

 

Efkan Mirdağ

Uyanırsa geleceğimi söyle onu alıp gideceğim köyde çok durmayacağız.

 

Birde bu vardı...

 

Hakan Efkan döndüğünde yılmaz ve lalini görünce daha çok yıkılsın diye

Lalinin kendisini beklediğini kendisini özlediğini söylemişti.

 

Efkan heveslensin geldiğinde Lalini başkasıyla görerek yıkılsın istemişti.

 

Aslında hakanda herkesin yaptığını yapmıştı.

 

Efkanın kendisinden daha güçlü olmasını yedirememişti. Efkanın sarsılmaz güçlü duruşunu yıkmak için kullanmıştı Lalini

 

Ama bunda lalinin zor durumda kalmasının etkisi de vardı.

 

Ama yılmazı bulmasının sebeplerinden biri de efkanın arkadaşı olmasıydı Efkan daha çok yıkılacaktı.

 

Bunu görmek onun yıkılmaz egosunu tatmin edecekti.

 

Hem Lalini hem efkanı birde Hakan mahvetmişti...

 

Telefonuna tekrar düşen bildirimi umursamadan duvarı izlemeye devam ederken bu sefer çalan telefon ile bakışları telefona kaldığında efkanın aradığını görünce açmak için ekranı kaydıracakken üstten düşen bildirim ile gözlerini kıstı.

 

Neşet

Efkan biliyor

 

Neşet

Yılmaz ve lalini gördü yılmaz atmış

 

Neşet

Sakın açma

 

Neşet

Bir şey söyleme telefonunu kapat.

 

Neşet

Lalinin istediğini ve sevdiğini söyleyeceğim.

 

Mesajı okurken telefon defarlarca kapanıp tekrar çalmıştı.

 

Hakan,

 

Olan şeyleri anlat , olmayan şeyleri anlatarak laline iftira atma.

 

Yazarak telefonu kapattı.

Gözleri kısa bir an laline kaydı.

Çok şanslı ama bahtsızdı.

 

 

Efkan yumrukladığı kapının açılmasını beklerken

Yanındaki neşetin sözlerini duymuyordu bile kendini o kadar çok kasmıştı ki tek odağı kapıyı açacak olan yılmazı gebertmekti.

 

Önce evin sönük ışıkları yandı ardından

Kapının kilidi tek tek çevrildi.

 

Kapıyı açan Yılmaz'ın babasıydı.

Efkan duruşunu bozmadan dişleri arasından tıslar gibi

 

"Oğlunu çağır." Dedi bıçak kadar keskin sesi bağırmasa da o etkiyi yarıyordu.

 

"Efka-"

 

"Oğlunu çağır dedim!" Diyerek bu sefer sesini yükseltmiş eş zamanlı olarak elini kapının sağındaki duvara vurmuştu.

 

Uyanan Dilara efkanı kapılarının önünde görünce ne diyeceğini bilememiş ona doğru yürümüştü. Babasının yanında durarak efkanın koluna elinş koyduğunda efkanın gözleri kolundaki ele takıldı.

 

"Efkan ben olanları duy-"

 

"Çek elini!" Dilara irkilerek ne olduğunu anlamaya çalışırken "kırdırtma elini kolunu," dedi saf öfkeyle

 

"Yılmaz çık dışarı!" Diye bağırdı.

 

Yılmazın babası efkanı uyarmak istese de efkanın bakışları buna müsade etmiyordu.

 

kapıda durmaktan sıkılan Efkan Yılmaz'ın babasını iterek içeri girdi. Odaların kapısını teker teker açarak Yılmaz'ın odasını aradı.

 

Açtığı kapıda ayakta gördüğü yılmaz ile

Başını hafif sağa doğru kırarak düzeltti.

 

Yılmazın yakasını tutarak duvara çarptı.

 

"Orospu çocuğu!" Diye bağırdı.

Yılmaz'ın annesinin babasının duymasını umursamadı.

 

"Efkan ne yapıyor-" yılmaz yaşadığı şok ve yakasındkai ellerinin göğsüne yapan baskısından kurtulmaya çalışırken sorduğu soru ile ondan santimlerce uzun olan Efkan kolayca yere fırlattı.

 

"Ben sana geldim!" Diyerek Yılmazın karın boşluğuna tekme attı.

 

"Ben o gece sana geldim." karın boşluğunun biraz daha altına geçirdi tekmesini

 

"Ben lalinin kim olduğunu öğrenmek için sana geldim orospu evladı."

 

Tekmesini bu sefer Yılmaz'ın organın üzerine geçirdi.

 

"Taktığın yüzük ne!" Diyerek deli gibi inleyen yılmazın üzerine eğildi.

 

"Yaşatır mıyım seni yılmaz!"

Yüzük olan parmağını kavradı.

Acımasız bir şekilde çenesini kaldırdı Efkan.

 

"Canıma dokundu diye babamı öldürdüm ben, senin cananıma yan gözle bakmana izin verir miyim?" Diye tısladı.

 

Yılmaz'ın sağ elinin yüzük parmağını yana doğru bükerek geriye doğru itti.

 

Yılmaz kırılan parmağı ile gırtlaktan gelen bir haykırış ile evi inletti.

 

Kimse korkudan içeri giremezken Yılmaz'ın annesi bayılmıştı.

 

Efkan yumruğunu Yılmaz'ın çenesine geçirdi.

 

"Yaşatır mıyım sandın yılmaz?" Dedi

"Laline göz dikeni yaşatır mıyım ben,"

 

"Oyundu yemin ederim. Lalini babası başkası ile evlendirmesin diyeydi." Yılmaz acı içinde zar zor bir o kadarda hızlı kurduğu cümle ile Efkanın dudağı yukarı kıvrıldı.

 

"Bana haber verecektin!" Başını iki yana salladı.

 

"Çenen." Dedi

"Kırılıp yeniden kaynaması gerek," boynunu kütletti,

 

"Sabah olmasına daha çok var yılmaz."

 

 

 

Bölüm : 08.02.2025 11:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...