8. Bölüm

8.Bölüm

<3
saryarayisardunya

Dilara ne alaka amına koyayım! " Dediğinde yanıtsız bıraktım.

 

"Köydeki her kıza telefon mu alırsın fotoğraf atsınlar diye? Ama sende çok uğraşıyorsun bir grup aç efkanın haremi diye herkes sırayla atsın oraya-"

 

"Ne saçmalıyorsun sen, " Diyerek kalktı. "Yalan mı? " Diyerek yatağın üzerindeki eteği hızla giydim.

 

Yerdeki iç çamaşırımı almak için eğilecekken kolumu tutarak kaldırdı. "Onu giymeyi düşünmüyorsun değil mi? "

 

"Giymeyip ne yapacağım. " Diyerek kolumu kurtarmaya çalışırken

"Tozun toprağın içinde! Hastalık mı kapmak istiyorsun amına sürüp, "

 

Ahlaksız!

 

"Sanane be benden. " Diyerek onu itecekken elleri çenemi kıskaç altına aldı. Çenemi kavrarken çenemdeki eli ile başımı kaldırıp kendisine bakmam için zorladı.

 

"Amına koyarım senin lalin. Duydun mu beni," diyerek bana üstten bakarken "varsa bir sıkıntın söyle halledelim saçma sapan triplerini çekemem. " Diyerek yatağa itti beni üzerime doğru eğilerek, "insan gibi yaklaştıkça daha fazlasını istiyorsun lalin. Benim sabrımı sınama bu hallerimi mumla ararsın. "

İstemsizce yutkundum.

Dilaranın konusu açılınca nasılda aslan kesilmişti. Gözlerimi kaçırdım. Buradan gidince onun yanına bir daha gelmeyecektim.

Hatta gider dilaraya söylerdim. Sevgilini benden uzak tut diye o konuşurdu.

 

"Etek ince, " Dedim mırıltıyla

"Nasıl giderim köye? " İçim belli olurdu. Birde gün ışığı kahretmesin...

 

"Seni böyle gönderecek, gavat mıyım ben. " Dediğinde omuz silktim. "Söylemedi dilara, "

 

Dediğimde kaşlarını çattı.

"Neyi söylemedi? " Dediğinde sütyenimin askılarını geçirerek arkadaki klipsini takmaya çalışıyordum.

 

Öldürebilir bizi!!!!

Cevap ver cevap ver

 

"Sevgilin senin gavat olup olmadığını söylemedi. "

 

"Yaani? " Dedi sabırsız bir şekilde

 

"Nerden bileyim gavat mısın değil misin? "

 

"Yataktaki benim boxerimi giy, " Dediğinde siyah renkteki boxerine baktım. "Üç beden büyük o bana, " Dedim.

 

"Eteğin çok dar giyip göğsüne kadar çek eteğin düşmesine izin vermez. "

 

Eteğim dediği gibi kalça ve bel kısmı dardı. Etek diz kapağımın bir karış kadar altına geliyordu. Ve kalçadan sonra bollaşıyordu.

 

"Bir daha kalçanı saran şeyler giydiğini görmeyeceğim lalin. " Diyerek bedenimi süzdü. "Şuna bak! " Dedi kınar gibi

 

İnsanın kınadığı şey başına gelir.

 

Efkanı dar diz altı etekle hayal etmek istemiyordum.

 

Yada istiyordum.

 

"Hoşuna gidiyor herhalde? " Dediğinde Bakışlarımı ona çevirdim, "n-" Tam en olduğunu soracakken onun benim aksime hala çıplak olduğu ve de az önce etekle hayal ederken onun bacaklarına baktığımı fark etmen ile sessiz kaldım.

 

Gözüm alıştığı için fark etmemiştim. Yataktan pantalonunu alırken, "namussuz." Dedim çenemi kaldırarak, "durmasaydın karşımda çıplak, " Dediğimde dudakları keyifle iki yana kıvrıldı.

Patalonunu giyerek önce siyah atletini sonra haki rengindeki kazağını giydi

 

Bende kazağımı üzerine geçirdiğimde "ciddiydim." Dedi

 

"Yarın sana telefon alırım. Hattını kendi üzerime açtırırım. "

 

"Gerek yok, " Dedim. Zaten babamlar duysa hangi amaçla neyin karşılığında aldı bu telefonu diye kafamda parçalarlardı.

 

"Ben sana her canım istediğinde ulaşmak istiyorum. Ve izin almıyorum haber veriyorum. "

 

"Önce Dilaraya al sen. " Dediğimde bir önceki gibi sinirlenmek yerine

 

"Ona da alırım dert etme. "

"İyi, " Diyerek mağranın girişine baktım. Saat geç olmalıydı.

 

"Efkan. O adamlar zarar vermiş midir?"

 

"Senin ailene vermemiştir. " Dediğinde hızla ona döndüm.

"Nerden biliyorsun? "

 

"Ailen kendi halinde, bunlar bir şeyin peşinde olmalı. "

 

"Efkan sana ben gelmeye devam edeceğim ya, " Diyerek yutkundum.

 

"Ya yolda karşıma çıkarlarsa, " Dediğimde bir yandan sigarasını çıkarırken kısa bir anlığına bakışları bana kaydı. Cebinden paketini çıkararak bir tane alarak dudakları arasına yerleştirdi.

 

"Korkuyor musun? " Dediğinde olumlu anlamda mırıldandım.

 

Sigaranın ucunu ateşleyerek dumanı içine çekti.

Dumanı çekerken yanaklarında oluşan çukur ile yutkundum. Gerçekten yakışıklıydı. Ve de karizmatik keşke birde huyu güzel olsaydı.

 

Dumanı bırakırken, "ben alnaya gelirim seni, " Dedi

 

"Senin için sorun olmaz mı? "

"Olmaz." Diyerek iki parmağı arasına sıkıştırdığı sigarayı tekrar dudaklarına götürdü.

 

"Dilarada mı sorun yapmaz. " Merakıma engel olamayarak sorduğum soru ile alaylı bir gülüş sundu.

 

"Dilara ile ayrılmamı ister misin? " Dediğinde "yoo, " Dedim hızla onu kıskandığımı mı düşünüyordu? Asla yoktu böyle bir şey bananeydi dilara ile ne yaparsa yapsın.

 

Sen ekmeğine bakarsın değil mi?

 

"Banane canım sizden. " Diyerek umursamaz gibi omuz silktim.

 

"Bu durum seni rahatsız ettiğinde söyle o halde, "

 

İronik bir sesle "Etmez." Dedim

Banane onların aile saadetinden!

Hem efkan beni zorla yanında tutuyordu. Birine bir. Şey söylemesin diye geliyordum ben!

 

"Ama başka bir erkekle olman beni rahatsız eder. " Dediğinde ona döndüm. "Yılmaz ile seni yan yana görmeyeceğim. Konuşmayacaksın onunla, "

 

"Kıskanıyor musun? "

 

"Gavat değilim. " Dedi bir kez daha

"Seni başkaları ile paylaşmaya niyetimde yok. "

 

Benimde yoktu...

 

Ama bizene

 

"Tamam." Dediğimde

"Güzel." Diye mırıldandı.

 

"Bir daha ne zaman buluşuruz. Ama gelmemezlik yapma! "

 

"Ben seni bana yemek verdiğin yerden alırım. Yarın ne zaman çıkabilirsin evden? "

 

"Sabahtan tarlaya giderler. Dokuzda uyanık olur musun? "

"Gelirim o saatte almaya, "

 

"Gelmezsen ne yapayım? "

 

"Gelirim." Dedi emin bir şekilde gelcek olan insan bugün gelirdi.

 

"İlk buluşmamıza gelmedin şimdi mi geleceksin? " Dedim alay eder gibi

 

"Sen gelmezsin diye düşündüm. "

"Dilarayı mı çağırdın bu yüzden? "

Bu sefer beni susturamaz kızamazdı. Ben haklıydım

 

"Yılmaz bendeydi, o sonradan geldi."

 

"Gidelim mi artık? " Dediğimde ayağa kaldı. Gaz lambalarını söndürerek flaş ışığını açtı. Karanlık mağradan çıktığımızda daha zifiri bir gece yarısı ile karşılaştım. "Saat kaç? "

Dediğimde ikimizin ortasına fener olarak tuttuğu telefonun ekranını açtı.

 

03.45 

 

O kadar olmuş muydu gerçekten biz buraya öğlen 2 bilemedin 3 gibi gelmştik.

 

Kayalıkların üzerinden dikkatli bir şekilde indiğimizde efkana dönmeden, "elini tutabilir miyim? " Dedim etraf Ürkütücü derecede sessizdi. Efkan bana cevap vermeden elimi tuttu.

 

Birlikte yürürken istemsizce ona sokuluyordum. Her an bir yerden bir şey çıkacak gibi hissediyordum.

Korkudan ne arkama ne de sağıma bakabiliyordum. Sanki döndüğüm an biri üzerime atlayacak gibi bir hisse kapılmıştım.

 

Attığım her adımda, adını anmak istemediğim hayvan bacağıma dolanacakmış gibi hissetmekten bacaklarım kasılmıştı. Ağaçlıkların arasından geçerken, efkan elimi bırakmadan tuttuğumuz ellerimizle birlikte kolunu omzuma atarak beni kendine doğru çekti.

 

İçimdeki korku geçen her dakika artarken içimden bildiğim tüm duaları okumak istesemde abdestsizdim.

 

Sahi eve girince nasıl banyo yapacaktım gece gece dışardan gelip banyo yapsam birde kesin şüphelenirlerdi.

 

Hem ne diyecektim? Yaklaşık 13 saattir ortalarda yoktum. Dilaralardaydım desem annem dilaranın annesine sorabilirdi.

 

Başımı iki yana salladım şuan tek isteğim eve sağ salim varabilmekti.

 

"Efkan aileme ne diyeceğim?"

 

"Samanlıkta saklandığını söyle, onlarda korkmuştur eşkiyalardan gözleri seni görmez. " Umarım... Umarım gözleri beni görmez akıllarına gelmezdin amin.

 

Efkanın evini uzaktan gördüğümde derin bir nefes vererek başımı efkanın omzuna yasladım. "Geldik sonunda, "

 

"Bende mi kalmak istiyorsun? " Dediğinde başım omzunda iken Bakışlarımı kaldıraraknona baktım. Onunda bana bakmakta olduğunu görünce, "ormandan çıktık, " Dedim

 

"Ondan dedim, Geldik diye..."

"Bende kalabilirsin. " Dediğinde nezaketen mi sordu yoksa ciddi mi anlamasamda "annemler kızar. " Dedim Oldukça yorgun görünüyordu. Gerçi sabaha kadar uyumamıştık normaldi.

 

Hem beni bırakmak için daha yürüyecek ve evine gelecekti.

Onun evinin önünden geçerek benim evimin yanındaki tarlaya çıkan yola girdiğimizde ona döndüm. Göz kapakları birazda olsa şişmişti.

 

Kolunun altından çıkarak karşına geçtim. "Efkan. Tek başına geri dönmeye korkar mısın? Birazda yorgun görünüyorsun ben kendim giderim istersen. "

 

"Tamam o zaman git sen. " Dediğinde gülümsedim.

 

"Arkamdan bak olur mu? " Dediğinde "bakarım." Dedi kısa bir anKeyifli okumalar dileridileri

 

"Tamam o zaman git sen. " Dediğinde gülümsedim.

 

"Arkamdan bak olur mu? " Dediğinde "bakarım." Dedi kısa bir an ona sarılsam mı diye düşünsemde ondan öyle bir hamle gelmeyince bende sadece el sallayıp arkamı döndüm. Dikkatle tepeden aşağı inerek efkanın evinin altındaki tarlaya girdim.

 

Tarlanın kenarından yürürken sadece ay ışığı ile etrafımı görebiliyordum. Ama tam net olarak seçemesemde yolu bulacak kadar görüyordum.

 

İyi ki güneş!

İyi ki ay' a ışığını veriyorsun uoksa zifiri karanlıkta ne yapardım.

 

Yürüdükçe buğday tarlasından

Gelen hışırtılar ve rüzgarın uğultusunun arttığını hissediyordum. İşin kötüsü tam da çakalların tavuk çalmak için çıktığı vakitti.

 

Etrafıma korka korka bakarak hızlıca yürüyordum hem çakal falan görürsem bir çırpıda ağaca çıkabilirdim.

 

Ama sabahki adamlar hâlâ köyde ise...

Ben bunu tamamen unutmuştum.

Köydeki o adamlar ya gitmemişse efkan köyün etrafını sardılar demişti. Ya bu tarlada o adamlardan varsa

Keşke keşke efkanın beni bırakmasına izin verseydim.

 

Ama tek başına geri dönecekti bu sefere o korkabilirdi.

Zaten yorgundu. Bencilce davranamazdım.

 

Keşke babamlar abime alırken bana da telefon almış olsalardı. Eğer bir şey olsa hemen onları arardım. Şimdi çığlık atsam kim duyardı.

 

Ya dilim tutulursa çığlıkta atamazsam...

 

Bir daha asla abdestsiz dolaşmayacaktım.

 

İçimden besmele çekiyordum devamlı, ve adımlarımı o kadar sessiz atıyordum ki eğer birileri varsa sesimi duymamaları için ve de onların konuşma ve ya ayak seslerinde kolayca duyabilmek için

 

Hem... eğer biri çıkarsa karşıma efkan bakıyordu. Bana evinin ordan evi yüksete olduğu için kolayca görebilirdi. Umarım karanlıkra beni seçerdi.

 

Evimin oraya kadar görür müydü acaba

 

Bence çoktan eve girdi.

 

Bakarım demişti eve girmezdi.

İnşallah girmezdi. Arkamdan bakmasa bile bakacak olduğunu bilmek bana güven veriyordu.

Ama içeriye girdiyse...

 

Efkan hala bana bakıyor mu diye bakmak için arkamı döndüğümde gördüğüm silüet ile çığlık atmıştım ki üzerime atılıp dudaklarımın üzerine elini koydu.

 

"Bağırma, " Diye sakin bir tonda uyarırken. Titreyen sesimle "Efkan... Çok korkuttun beni, " Diyerek beline sarıldım.

 

Kalbim hâlâ hızla çarparken yaşadığım şoku atlatmaya çalışıyordum. Efkanın eli omuzlarımı sararken sarılmama karşılık vermişti.

 

"Neden beni korkuttun? "

"Kendin korktun. " Ondan ayrılarak yüzüne bakım. "Bir anda görünce ondan korktum."

 

"Buz gibi olmuşsun. Yürü hadi evine, " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. Birlikte evime doğru giderken, "oysa çok sessiz Yürüyüp etrafımı dinliyordum. Nasıl anlamadım acaba geldiğini, "

 

"Korkudan." Dediğinde yüzümü astım. "Tek başıma buraya kadar gelebildim. "

 

"Yılanın üzerine bastın. " Dediğinde hızla ona döndüm. "Ne! " Derken nefes alış verişlerim hızlanmıştı. Yerde sıçrayarak biraz ileriye doğru gittim. "Efkan nerde bastım. " Derken vücudum kaşınıyordu.

 

"Beni görmeden önce bastın. "

"Başka var mıdır? " Diye acı çeker gibi bir ses tonuyla sorduğumda

 

"Bilemem." Dedi

 

Dudaklarım büzülürken, "ağlayacak mısın? " Dedi inanamıyormuş gibi

 

Ya ayağıma yapışsaydı. Çokta dikkatli yürümüştüm.

 

"Sen eve dönerken korkmaz mısın?" Dedim. Yılanın olduğu yeri bile bile oradan geçecekti.

 

"Neden korkayım saçmalama. " Dediğinde sesi yine sakin çıkmıştı.

 

"Efkan." Dedim bir kez daha

"Çok yorgun musun? "

 

"Neden? "

"Söyle işte yorgun olduğunu biliyorum ama az mı çok mu? " Diyerek başımı eğdim. Ayaklarım katılmıştı sanki.

 

"Yorgun değilim. " Dediğinde

"Beni kucağına alır mısın? " Dedim utana sıkıla o kadar kısık sesle söylemiştim ki beni duymak için dikkat kesilmişti.

 

"Seni Kucağıma mı almamı istiyorsun? " Dedi doğru anlayıp anlamadığını sorarak başımı yavaşça olumlu anlamda salladım.

 

"Gel, " Diyerek kollarını bana uzattığında yavaşça ona doğru yürüdüm. Kolumun altlarından tutarak beni kucağına aldığında bacaklarımı tek elimle eteğimi diz kapağımın üzerine doğru çekerek bacaklarımı beline doladım.

 

Kollarımı da boyununa doladığım da bir eliyle belimden tutarken diğer eli kalçamı buldu.

 

"Ufacık götün var. " Dediğinde

"Yaa! " Dedim ne kadar ayıp tı böyle konuşması gece gece hem o kadar küçük değildi. Tamam kum saati gibi bir vücudum yoktu çünkü

Göğüslerim küçüktü. Ama belimin ince olup kalçamın dolgun olması kalçamı ön plana çıkarıyordu bir tık. Etek giydiğimde özellikle ama bu beni rahatsız eden bir şey değildi.

 

"Aslında ufak değil. " Diye mırıldandığım da "evet, avcuma sığamayacak kadar. " Dedi ama hemen ardından.

 

"Ama deliği küçük. " Demesi ile taş kesildim. "Efkan... " Diye ona kızarak başımı boynuna gömdüm.

Ahlaksız!

 

Alt dudağımı ısırarak söylediği şeyi unutmaya çalıştım. Ahlaksız herif ne olacak! Alt dudağımı serbest bırakark boynunu iki dişimin arasına alarak ısırdım.

 

"Siktir! " Diyerek kalçamdaki eliyle alnıma götürerek itmeye çalıştı.

 

"Kızım bırak! " Acı dolu sesine üzülsemde bırakmadım. Çok utanmıştım!

 

"Lalin atarım seni yere! " Dediğinde sesi son derece ciddi çıkmıştı. Boynunu bırakarak belindeki bacaklarımı daha sıkı sardım.

 

"Edepsizsin." Dedim alıngan bir sesle

"Sen ve ben varız sadece lalin! elin yanında mı söyledim sanki?" Diyerek

Tekrar yürümeye başladı.

 

"Kırıcı bir insan olduğunu biliyorsun değil mi? "

 

"Aynı zamanda sana iyi davranmaya çalışıyorum nankör olma, "

 

"Bu iyi halin mi? "

 

"Diğer insanlara nasıl davrandığımı bilmediğin için sana öyle geliyor. "

 

"Hıh." Diye mırıldandım umursamaz bir şekilde bananeydi. Ne yaparsa yapsın. Tehtit ile burada tutuluyordum sonuçta

 

"Zaten benimde saçım acıyor. " Dedim elimi başıma götürerekgötürerek, birde ısırdın diyerek bana kızmasına izin veremezdim.

 

"Üzerinden kaç saat geçti... Saati bırak gün geçti."

Omuz silktim. "Acıyor hâlâ, "

 

"Benimde boynum acıyor lalin hanım söyleniyor muyum? "

 

"Ama ben sana bir şey yapmamıştım."

Dediğimde

 

"Aklımı aldın! Eve girdin sandım. Telefon ile konuşuyordum, Korkup odama girdin sandım. Yılmaz bile var evde sen girmemişsin..."

 

"Ne bileyim ben bana dediğini..." Haklıydım.

 

"Başka kime diyebilirim lalin? Köye indin sandım. Aramadığım insan kalmadı, dövmediğime dua et sen. "

 

"Allah razı olsun ya! Ver elini öpeyim. " Diyerek başımı omzuna yasladım. Misliyle alırdım intikamını "beynimde kaç hücre öldü acaba? kopan saç tellerim kötü hastalığa çevirmese bari, "

 

"Abartma sende saçının hepsini tuttum, Çok acıtmadım. "

 

"Kötü hastalığa düşeyim bende mezarıma gelip dersin 'çok acıtmadım ne işin var burda diye, '

 

Bir akrabamız kavga esnasında yolunan saçları yüzünden derisi kalkmış ve felç olmuştu.

 

Bizede öyle olsaydı keşke vicdan azabından ölürdü ne güzel...

 

"Sanki anan baban yolmadı hiç saçını kutu bebeği gibi yetiştin. "

 

"Onlar dövüyor diye seninde mi dövmen gerek? Tüm köy toplansın dövsün o zaman nasılsa babamlar dövüyor diye," Ayaklarımı belinden çözerek yere bıraktım kendimi.

 

"Sanırım artık korkmuyorum, yürüyebilirim. " Diyerek bir şey demesine fırsat vermeden önden yürüdüm. Sessiz bir şekilde bizim tarlaya girmiş evime yaklaşınca da arkamı dönmüştüm.

Arkamdan usulca gelmişti yol boyu aramızda hep bir iki adımlık mesafe olmuştu.

 

"Bıraktığın için teşekkür ederim. "

Başını önemli değil der gibi salladı.

 

"Beni yanlış anladığının farkındasın değil mi? "

 

"Ailem dövdüğü için hayatımda herkes tarafından şiddet görebileceğimin normal olduğunu bana insan gibi davranılmayacağı ve de sevgi görmemin mümkün olmadığını söylemeni mi yanlış anlamışım? "

 

"Boşversene efkan hatta sana geliyorum diye orospuda sayılıyorumdur bir kere oldu sonuçta şurda yolumu çevirip

Sikseler haklılar tüm köy sıraya girsin hatta karışmaya engellemeye hatta istememeye bile hakkım yok çün-"

 

"Tamam." Dedi üzerine doğru bir adım atarak, "söyleme daha fazla şöyle şeyler asabımı bozuyorsun. "

 

Geber amına koyduğumun iti...

 

Sesli değil sesli değil.

Sesli söylememeliyim.

 

"Git şimdi evine yarın sakin kafayla konuşuruz. "

 

"Tamam." Dedikten sonra arkamı dönüp bir kaç adım attım ama içim rahat etmedi.

 

"Efkan." Diyerek arkamı döndüm.

"Arkandan bakmamı ister misin? " Dediğimde yanıma usulca yaklaşarak iki elini yanağıma koyarak alnımı öptü.

Ardından burnumada bir buse kondurarak, "gir eve hadi, korkmam ben. " Dediğinde başımı tamam der gibi sallayıp patikadan indim.

 

Rezil olmadın.

Eski efkan olsa boğazını sıkar sustururdu.

Geçiştirmeseydi ben daha nasıl oynardım onun ayarlarıyla!

Bu daha iyi günleri...

 

Neymiş deli dana gibi beni aramış

Sormadığı kimse kalmamış aramadığı kimse-

 

Aramadığı...

 

'Telefon ile konuşuyordum eve girdin sandım. '

'Aramadığım insan kalmadı.'

 

Siktir.

Hatların kesik olduğunu söylemişti oysaki...

 

 

 

Bölüm : 19.12.2024 13:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...