bugün attığım ikinci bölüm diğer bölümü atlamayın🩵
Gözüme dolan güneş ışığı ile yüzümü buruşturduğumda yattığım yerden kalkmak ilk defa bu kadar zor geliyordu. Sırtımda hissettiğim yanma ile dün genin anıları aklıma gelirken bir anda ayağa fırladım. Gerçektende bunu yaşamış mıydım ani hareketim ile yanan sırtımın acısı nefesimi kestiğinde inlememe engel olamadım.
Kapıda gördüğüm Alp elinde tuttuğu tepsi ile bana doğru ilerlediğinde içinde durduğum odanın kendi evim olmadığını ancak fark edebiliyordum. Neredeyse hiç gelmediğim Alp’in evindeydik. Alt kattan gelen sesler yalnız olmadığımızı gösterirken hemen yan tarafıma yerleştiği tepsi ile bana uzanmasını izledim.
Yüzümdeki acı çeker ifadeyi maskelemek için gülümsediğimde gözleri kısıldı. Yaptığım şeyin onu ikna etmeyeceğinden emindim. Burnuma tüten çorbaya baktığımda gözleri baktığım yere değip yeniden beni buldu.
‘Önce çorba sonra ilaçlar ve merhemin ondan sonra ineriz. Serpil teyze gece duş aldırdı sana’ üzerimdeki ince pijamalara baktığımda bunun bile farkında olmadığımı açıkça belli etmiş oluyordum. Bana doğru uzattığı çorbayı yudumladığımda birkaç parça ekmeği çorbanın içine atmasını izliyordum. Yumuşadığından emin olduğu dilimleri yeniden bana uzattığında gözlerimin yanmasını engellemek için tavanı izledim bir süre. Gözlerim odadaki koyu tonlardaki mobilyaları tek tek turlarken yatak başlığının yanında duran komidinin üstünde duran dergilere gözüm kaymıştı. Kapakta benim olduğum sayılar bana göz kırparken yeniden çorbadan yudumladım. Biten çorba ile bana uzattığı ilaçları aldığımda dün geceye dair çoğu şeyin silik olduğunu anladım. Elinde tuttuğu merhemi önce kollarımdaki birkaç noktaya daha sonra sırtıma sürmeye başladığında hissettiğim sızlama ile dudağımı ısırdım.
‘Hmm’ önümde durmaya devam eden dergilere baktığımın gayet farkında olmasına rağmen tek kelime etmeden işine devam edişine göz devirmek üzereydim.
‘Aile ortamına pijamalarım ile mi ineceğim’
‘Dedem için sorun olacağını sanmıyorum’
‘Deden de mi burada?’ sorudan çok şaşkınlığımı gizleyemediğim ses tonuma omuz silkip bana doğru hareketlendiğinde yönlendirmesi ile ayağa kalktım kendimi yürümeyi yeni öğrenen çocuklar gibi hissediyordum. Benim evimin tam tersi döşenmiş kolidor da ilerlediğimde bacağımdaki ağrıdan dolayı adımlarım yavaştı.
Sanırım sağlam darbeler almıştım ama içten içe sen birde karşı tarafı gör diyen kıza beşlik çakıyordum. Salonda beni bekleyen kalabalığı gördüğümde sırtımı dikleştirmek yaptığım ilk hataydı.
‘Kızım’ annemin endişeli sesine göz kırptığımda beni kucaklamasına izin verdim Nedret hanımın dolu gözlerine gülümsediğimde herkesin endişeli hali gerçekten kötü gözüktüğümü kanıtlıyordu. Dedesinin öne çıkıp bana sarılması ile kendimi sakin olmak konusunda teskin ettiğimde. Herkesin sıcak kollarına teşekkür etmek üzereydim.
Benim için boş bırakılan koltuğa oturduğumda yanıma oturan Alp ile ona döndüm.
‘Çok mu kötü gözüküyorum telefonunu verir misin? Bir kendime bakmalıyım’
‘Müthiş gözüküyorsun Ayşin abla’
Ege’nin samimi olarak söylediği şeylerin inandırıcılığın sıfır olduğu bir anda diğer tarafıma oturmasını izledim. İki kardeşin arasında kaldığım anlarda bana uzatılmayan telefon canımı bir tık sıkmıştı. Kendi telefonum neredeydi ve arkadaşım nasıldı sorusu neon ışıklarla gözümde canlandığında benim hareketlerimi takip eden herkese yeniden gülümsedim.
‘İyiyim’ gayet makul sesime rağmen annemlerin hali bunun tam tersini söylüyordu.
‘İyi sabah uyanmış ve keyfi gayet yerinde’
‘Önce bir kendine gelmelisin Ayşincim zor bir gece geçirdin’ Nedret hanımın ılımlı çıkarmaya çalıştığı sesi unutmaya çalıştığım hatıralara göz kırparken hemen yanımda duran elimi tutan adama baktım.
‘Birazdan götürürüm ben seni ona’
‘Teşekkür ederim’ iyi olabilmem için ne kadar çabuk hayata dönersem o kadar iyi olacağımı biliyordum. Babamın endişeli gözlerine baktığımda durumdan hiç hoşnut olmadığı ortadaydı.
‘Baba ‘ istemsizce onu sakinleştirmek için seslendiğimde ayakta voltalar atan bedeni beni buldu ara ara denk gelen gözleri sormak isteyip soramadığı şeyler ile karışıp duruyordu.
‘Gerçekten merak ettiğim bir şey var’
‘Adrei nasıl o şekilde yaralaya bildin’ sorusu midemi çalkalarken aklıma düşen anılarla yan tarafıma döndüm. Gözlerim Alp’in üzerinde gezindiğinde benden önce onun gülümseyen yüzüne baktım bana göz kırpması ile babama döndüğümde gözleri ikimiz arasında gidip geliyordu.
‘Aslında birkaç şey daha biliyorum ama yapamadım.’
‘Şiddet bir çözüm değil ama bu sefer bunu yaptığın için mutlu olduğumu saklayamayacağım’
‘Desenize abimin kaba kuvveti ilk defa bir işe yarıyor’ Egenin neşeli sesine eşlik ettiğimde dedesinin ona kızan homurtusu ile burnunu kırıştırdı. ‘en sevdiğin torununa toz kondurmanın paşam ‘ diye devam ettiğinde onların hafiften keyiflenen hali ile bende derince bir soluk bıraktım.
‘Birkaç gün beraber kalacağız şimdiden bu gürültülere kendini hazırlasan iyi edersin dedecim’ yaşının tersi bir şımarıklık ile dedesine yönelen adamı izlerken hemen yanında koltuğun kenarına oturuşunu izledim. Ondan açılan boşluğa doğru yaslandığımda ‘iyi misin?’ diye fısıldayan Alp’e başımı olumluca salladım. Gayet iyiydim arkadaşımı görünce daha da iyi olacaktım. Alp diğer cebinde tutuğu telefonumu çıkarıp bana uzattığında benimle beraber ekranımı izliyordu. Gelen mesajların çoğunu es geçip kevin’ı aradığımda çalan telefonun her zaman anında açılmasına alışkın olan yanım ikinci çalışta gerilemeye başlamıştı.
‘İyiyim’ diyen yorgun ses kulağıma ulaştığında gözümden süzülen yaşa engel olamadım.
‘İyiyim’ onu tekrarladığımda hafif duyulan kıkırtısı kulağıma ulaştığında yanında kimin olduğu merak ettim. Benim ailem tarafından sarmalanmışken onun tek başına olmasına dayanamazdım.
‘Keşke ama kraliyet burada’ ailesinin yanında olduğunu duymanın ferahlığı ile söylediği şeye kahkaha attım. Gerçekten de onlardan kraliyet diye bahsetmesini bile özlemiştim.
‘Önce iyi ol sonra o çirkin halinle fotoğraflarını sildiremeyiz’
‘Tamam’ ikimizinde konuşmak istediği şeyler olduğunu ve şuanın en kötü zamanlama olduğunu biliyordum o yüzden birkaç kelime daha konuşup telefonu kapatmıştım. Bahsettiği kadar çirkin miyim diye anlamak için ön kamerayı açtığımda gördüğüm yüz bir an için yabancı birine bakıyormuşum gibi hissettirmişti. Gözlerimin altındaki siyahlık yüzümdeki minik kesikler ve boynumda gözüken morartılar gerçektende bir savaşın resmi gibi duruyordu.
‘Sanırım berbat gözüküyorum’ kısık sesim kulağıma dolduğunda saçlarıma değen dudaklar aksini iddia ediyordu.
Sosyal medya hesabıma girdiğimde son fotoğrafıma yağan onlarca mesajın bildirimi ile nefesimi tuttum keşfette gördüğüm açıklamalar ile olayın boyutunu anlamaya çalışıyordum. Elle’in hastane önünde verdiği röportaja tıkladığımda birkaç saat önce saçındaki boyaya laf ettiğim ve onu suçlu gördüğüm anlar aklımda dolaşıyordu.
‘Maalesef bu ilk defa gördüğümüz bir durum değil. Başarılı insanlara yapılan ilk saldırı değil ve son saldırıda olmayacak. Geri döndüğüm zaman için açıkça söyleyebilirim ki duygularımdan arınıp geri döndüm. Herkesten her şeyi bekliyorum artık ama bir hemcinsimizin bizden birinin canına kast etmiş olması fikri tüylerimi ürpertmenin çok ötesinde bir durum. Umarım süreç sonlandığında Ayşin yeniden podyumda ait olduğu o yerde parlamaya devam eder.’
Ait olduğum yerde parlamaya devam etmek ona söylediğim son kelimeydi. Kulisten onu çıkarıp arabaya yerleştirdiğimde yeniden parlayacağını söylemiştim. Bugün onun benim için bunu söylüyor oluşu genzime dağılırken bir süre her şeye ağlayacağımdan emindim.
‘Sanırım bir süre duygusal bir kız olacağız’ hemen yanımdan gelen ses aynı zamanda saçlarımı topluyordu.
‘Bence çok güzel görünüyorsun’ yüzündeki tebessüm ile beni izlemeye devam ediyordu. ‘ ayrıca bu süreyi tatil yapmak için kullanmak isteyen bir tarafımda var’
‘Orda olmalısın ve bende yanında olmalıyım ama önce Kevin’ı görelim’
‘Eve dönmek mi istiyorsun’ birkaç ay önce bu soruya göz devirip onun canını acıtmak için hayır dediğim anlar aklımda dolaşırken gözlerimi yenilgi ile kapattım sonunda eve dönüp iyileşmeyi bekliyordum.
iyi geceler 🪼
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
5.49k Okunma |
423 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |