Öylece bir kenara bıraktığım telefonuma değen gözlerim aramalarıma dönmeyen herkese öfke beslememe sebep oluyordu. Birilerinden haber almak için aradığım herkes ölüm sessizliğine bulanmıştı adeta. Kevin odamın bir köşesinde sakinleştirici etkisi olduğuna inandığı bir tütsüyü daha yaktığında güneş çoktan evin her duvarına ulaşmıştı. Bugün işlerim vardı ve evde beklediğim onca sürede aklımdan geçen son şey işlerimdi. Yine de itici gücümün çalışmak olduğunu biliyordum. Yüzümü kapatmak için ekstra bir çaba sarf ederek arabama yöneldiğimde Kevin’ı evde bırakmıştım. Şuan istediğim son şey yanımdaki birine zarar gelmesiydi.
Tek takılmak belki de düşünce olarak en yanlış olan yoldu ama ihtimaller içinde en içime sinende buydu.
Birkaç arkadaşımın gülen yüzlerini görene kadar adımlarım benim fark ettiğimden daha gergindi. Kızların biliyorduk gülümsemeleri arasında birkaç tebriği kabul ettim. Güzel şeyler oluyor diye fısıldayan iç sesim çekimlerin yapılacağı alanın arkasında bana göz kırparken ilk defa makyaj yapılırken etrafımdaki her adımı izlemeye odaklanmıştım. Telefonum çalmıyordu ve sanki herkes gittikçe daha da şüpheli bir hal alıyordu.
Uzun zamandır duymadığım ses ile irkildiğimde son bir yıldır hiç denk gelmedim Elle ile karşılaştım. Kuliste çıkan kavgadan sonra ihraç edilmiş gibi bir duruma düşmüştü ve sektörde çok fazla yer bulamıyordu. Sarı saçları daha da açık bir sarıya dönmüştü ve gözlerine yabancısı olduğum bir hınzır ifade yerleşmişti. Önceden tanıdığım o kızdan çok uzakta gibiydi.
‘Elle’ sesim yorgunluğum arasında bile en güçlü hali ile çıkarken bir yandan da onun mavi gözlerinin esaretindeydim. Her hareketimi izlerkenki sakinliği tuhaf bir tanıdıklığa sahipti. Yada artık her şeyden şüphe duyan iç sesim onu incelerken yeni bir kaçış rotası oluşturuyordu.
‘Gerçekten merak etmediğin sorular sormazdın önceden Ayşin’
Yüzünde ki çarpık gülümseme birkaç saniye hayat bulurken yeniden o soğuk haline geri dönmüştü.
‘Aslında merak etmiştim. Birkaç kez sana ulaşmak istedim ama geri dönmedin.’
‘Belki de hepinizden uzak durmak istiyordum.’
Kavganın olduğu gün onu tutmaya çalıştığım anlar aklıma gelirken nasıl bir cinnetin eşiğinde olduğunu yeniden görür gibi oluyordum. Kadınların kulisinde çıkan gördüğüm en büyük kavgaydı ve iki tarafa da zararları olmuştu en çok zararı gören Elle’di.
‘Ama döndüm artık sık sık karşılaşacağız.’
‘Seninle çalışmak benim için her zaman keyifliydi. Dönmene sevindim’
‘Sevinmek için biraz erken belki de nefret edeceksin’ Kısılan gözlerini minik bir gülümseme ile tamamladığında onun bu halini anlamlandırmaya çalışıyordum. Açık açık düşmanlık beslediğini fısıldayan hareketleri o kadar anlamsızdı ki. Bir an için o gün onun tarafında olan tek kişi olduğumu unutacak oldum. Sadece kısa bir an süren şaşkınlığıma rağmen ona gülümsedim demekki işler farklı ilerliyordu.
‘Umarım döndüğün için pişman olmazsın’
Rekabetçi yanım ona göz kırptığında üzerimdeki tülleri savurarak ilerledim. Birilerinin beni olduğum konumla tehdit etmezi en nefret ettiğim şeydi. Özelliklede son beş yıl içinde en çok çalışan isimlerde başı çektiğimin istatistiği bu kadar net iken. Savaş mı istiyordu alacaktı tıpkı diğer herkes gibi.
Boynumdaki ağır mücevher ile çekimlere başladığımda tek yaptığım gelen yönlendirmeleri takip etmekti. Tüm çekim boyunca üzerimde dolaşan gözlerini görebiliyordum.Telefonumun halen sessizlik içinde olması midemde bir volkana yeterince sebep olmuyormuş gibi üzerimdeki gözlerin ablukasındaydım.
Sırt dekolteme dizilen elmaslar ile kendimi yapay bir tablo gibi hissediyordum. Yüzünde hep aynı ifadelere sahip bir biblo gibiydim. Aklım her saniye başka duygu ile kasılırken bir yandan haber beklemek zordu.
Elmaslar çıkarılırken çalan telefonum ile hareketlerim robot olmaktan sıyrılmıştı. Beklediğim ilk geri dönüşü almıştım. Sesindeki yorgunluk ile gözlerimi kapattığımda düşündüğünden daha kötü bir tablo olduğunu anlayabiliyordum.
‘Hmm’ kısık bir fısıltısı kulağıma dolduğunda gözlerimin kenarında bir yangı hissettim onun için önemli olan bir yeri elinden almışlardı.
‘Kimse zarar görmedi o yüzden iyiyim.Mekan geri gelir zaten’
‘Beraber’ sesindeki o kısıklık ile gözlerimdeki yanmayı önlemek için tavana baktım. Tabiki de beraber yapardık. Orası onun ait olduğu yerdi ve yeniden aynı şekilde hissedebilmesi için gerekirse tek tek tuğlaları dizmeye hazırdım.
‘Bugün dönemeyebilirim. Kevin ile kal’
‘Beni düşünme ben iyiyim çocuklar nasıl’
Gözlerimdeki yanma hissi gittikçe artarken kapan telefonun ardından hızlı adımlarla arabama ilerledim.
Hiçbir zaman evde oturup beklemek bana uygun olmadığından Kevin’ı da alıp yola koyulmuştum. Tek başıma asla onay vermediği için hemen yanımda elinde telefonu ve korkunç müzikleri ile bana eziyet ediyordu. Sessizlik içinde bir yolculuğu tercih ederdim ama onu varlığının beni tuttuğunu biliyordum.
‘Demek Elle şovlara geri dönüyor’
‘Öyle ama dediğim gibi tavrında bir düşmanlık var’
‘Bu kız gerçekten kafayı yemiş olmalı o gün onu kavganın ortasından alan sendin sakinleşsin diye dakikalarca onunla kaldın’
‘İnsanların davranışlarını sorgulamayı bıraktım Kev yakınımda olan üç beş kişi dışında pekte önemi yok. Daha öncede böyle şeyler yaşadık senin yardımına koştuğun kaç kişi ilk önce seni baltalamaya çalıştı. ‘
Kadınların bir birine her zaman destek olmasını isteyen birisi olarak bu durumdan rahatsız olsamda birinin açıkça meydan okumasına sessiz kalamazdım. Yol tanıdığım güzergaha evrilirken içimdeki panik duygusu karşılaşacağım manzaradan kaynaklı büyüyordu. Oğuz ile sabahtan beri orada olduklarını bildiğim yere doğru sürmeye devam ediyordum.
‘Aklından geçenleri merak ediyorum doğrusu’
‘Sevgilime sarılmayı düşünüyorum sadece’
‘Neyse ki yakın arkadaşlar ortak beyni paylaşıyorlar dimi Ayşin’
‘Bu seninle benim için geçerli değil’
Gözlerim onun yayıldığı koltuğa kaydığında dalgalı saçlarını kulağının ardına savurur gibi yaptığı harekete bir kahkaha attım saçların boyutunu unuttuğu ortada olan hali ile bana baktığında ona göz kırpıp onun yerine ben saçlarımı savurdum.
Arabamı durduğumda is kokusunun camdan bile genzime yapıştığını görebiliyordum küçük bir kalabalık kendi arasında konuşurken daha dün gördüğüm simaları tek tek tanıdım. Benden önce olay yeri inceleme görevini devralan arkadaşıma baktığımda gerçektende ortak beynimiz harekete geçmiş gibi oda bana baktı. Durum içler acısıydı.Binanın her yerini saran o küllü siyahlık ve ıslaklık dişlerimi sıkmama sebep olurken onu gördüm birkaç metre ilerde sırtı bize dönük telefonu ile konuşuyordu. Ona doğru yönelttiğim adımlarım ile eş zamanlı olarak bize doğru döndüğünde adımlarımın titrediğini hissedebiliyordum. Uykusuzluktansa ihtimallerin onu yorduğu bir gecenin eseri olan karanlık ifadesinin arasında dudaklarını kaplayan gülümseme ile bana doğru açtığı koluna doğru koşturup bende ait olduğum yere vardı. Etrafımı saran kollunun arasında gözlerimi kapattığımda saçlarımın arasında gezinen yüzünü hissediyordum.
‘Tamam anne haber vereceğim ‘ sesindeki yorgunluk daha da hissedilir olduğunda kapattığı telefonu ile daha sıkı sarıldığımızda boynuma değen dudakları ile ona daha sıkı tutunduğumda içini rahatlatmak için bir şeyler söylemek istiyordum.
‘Hem eskisinden de iyi olacağına eminim’
Kollarının arasından çıktığımda bir süre bir nefeslik mesafeden yüzünü izledim. İkimizinde çelişkileri olduğu açıktı ama onun karanlık ifadesi benden daha koyu gözüküyordu.
‘Elektirik kaçağı olduğunu söylüyorlar’
Arkamızda kalan kalabalığa döndüğümde içimde büyüyen sıkıntı kendine bir isim vermek isitiyordu. Kevin’ın kızları süzen hali bu durumda bile gülme isteğimi tetiklerken dün gece vakit geçirmek için anlattığım olaydan dolayı yüzündeki o kibir maskesine kafamı salladım.
Enseme yakın bir noktadan gelen fısıltı ile başımı ona doğru çevirdiğimde yanağına bir buse kondurdum. Gözlerim yeniden arkadaşıma dönmeden ona göz kırptım.
‘Kevin neden öyle bakıyor bizimkilere’
hello 🥰
son zamanlar da dinlediğiniz güzel şarkılar varsa öneri olarak bırakabilir misiniz
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
5.52k Okunma |
423 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |