41. Bölüm
Satürn`ün Halkası / Zamanın İzleri / Dünyalar

Dünyalar

Satürn`ün Halkası
saturnsring

 

helloo 🐸

 

yorum ve yıldız bırakmayı unutmayın👑

 

Tabi ki de takım olarak kalabalık olduklarını biliyordum ama bu hayal ettiğimden fazlasıydı. Her tarafta bir şeyler yumruklayan ve tekme atan adamların arasında kendimi biblo gibi hissetmeme engel olamıyordum.

Oturduğum bankta onların bitmeyen enerji ile yumruk savurmalarını izlerken iki dünya arasında farkı izleyen insan tepkimi gizlemeye çalışıyordum. Resmin olarak tanışmadığım kişiler uzaktan ara ara bana bakmaya devam ediyorlardı. Tanıdıklarım ise daha çok yüzlerindeki gülüşü saklamaya çalışıyorlardı.

Alparslan’nın kızlarla tanışırsın dediği kızları henüz görememiştim ama anladığım kadarıyla ile tez bir saatte burada olan bendim. Yol mesafesini dikkatte aldığımızda bu durum anlaşılır bir hal alıyordu.

Gözlerim en çok oyalandığı yerde gezinmeye devam ederken kum torbasının canını almak isteyen yumruklarını izledim. Saçlarımı ören ellerin şuan savurduğu yumrukları düşündüğümde yaşanan bu tezatlığın iç gıdıklayıcı hissi ile doldum. Kevin'ın aptal aşık söylenişi kulağımda dolaşırken gerçekten de aptal aşık gibi durduğum ortadaydı.

Yerimden hareketlendiğimde üzerimdeki bakışlarının farkındaydım. Her an beni izlemeyi nasıl başarıyordu henüz çözememiştim. Uzun koridorun sonundaki lavaboya girdiğimde kabinlerden en sonda kalana ilerledim. Ardımdan gelen gürültülü ayak sesleri lavabonun içinde hararetlenirken kızların geldiğini anlamak için çokta bir belirtiye ihtiyaç yoktu.

‘Gerçekten de onunla tanışmak zorundamıyız Daphne ? ‘

‘Alp'in sevgilisi kız tabiki de tanışmamız gerekiyor. Ayrıca kıza karşı bu surat ifadeni gösterme'

‘Alparslan zaten böyle bir hatayı nasıl yaptı bilmiyorum yıllardır Blake'i oyalıyordu bir anda sevgilisi çıktı ortaya. Hayır kız mankenlik yapmasa dönüp bakılmayacak biriside değil'

Yüzüme yayılan gülümseme ile kızların dedikodusunu dinlediğim ilk an değildi daha önceleri kulis arasında duyduklarımı düşünürsek gerçektende hafiflerdi.

Topuklu sesi ile gözlerimi devirmemek için zor duruyordum. Gerçekten kimdi bahsedilen bu hanımefedi sorusu zihnimde dolaşıyordu.

Sesler uzaklaştığında kabinden çıkıp lavobanın önüne ilerledim. Üzerimdeki spor kıyafetler gözüme çarparken savaş boyası sürmemek için kendimi teskin ettim.

Ayaklarımda hangi ayakkabı olursa olsun adımlarımı sert vurmam için önceden eğitilmiş hücrelerim adeta zemini döverken salonun parke zemininde çıkan ses kulağımı dövüyordu.

İçten içe yanan volkanın sakinleşme dini beklerken görüş açıma giren sarı saçları takip eden kalabalığa baktım. Alp halen bıraktığım yerde yumruklarını savurmaya devam ediyordu.

Kızlar kendi aralarında bir şeyler konuşurken içlerinden birinin sonunda dikkatini çektim. Tehditkar bakışları onun kim olduğunu fısıldarken gelecek olan kahkahamı sabitledim. Yüzüme dağılan gülümseme ile onları süzdüğümde bana dönen bakışların artığını biliyordum. Av zamanı diye fısıldayan iç sesimle adımlarımı onlara yönelttim.

Boynuma sarılan kollar beni kendine sabitlerken gözlerim halen asıl hedefimdeydi. Burnuma dolan koku ile bir kaç saniye içinde sakinleşirken sesini duydum.

‘Sakin ol'

‘Tam tersi olması gerektiğini düşünüyorum’

‘Ayşin'

Kulağıma fısıldayan sesini takip eden nefesi boynumda son bulurken avımın önüne gelmiştim.

‘Merhaba'

Kızıl saçları gün batımını anımsatan kızın sakin sesi sohbette ön ayak olurken gözlerim diğerlerinin üzerinde gezindi.

‘Merhaba”

‘Sonunda tanıştık ben Daphne’

Sonunda diye fısıldayan iç sesim ile ona gülümsediğimde gözlerim Blake olduğuna emin olduğum kişiye döndü. Yeşilin garip bir tonu olan gözleri ikimizin arasında gezinirken yüzümdeki gülümsemeyi büyüttüm.

Kızların kendilerini tanıtmasını izlerken isimlerini hatırlamamın yeterli olacağını biliyordum. Sonuçta beni tanımadan hüküm veren oydu.

‘ Oğuz bahsetmişti'

‘Onu sana emanet edip idmana dönüyorum'

Yılanların arasına bırakıldığım gün gibi ortadayken onun beni emanet ettiği kıza yeniden baktım. Saçlarıma değen dudaklar benden uzaklaşırken göz deviren yeşillere yeniden güldüm.

‘Sanırım ilişkisi olan insanlardan hoşlanmıyorsunuz?’

Sorum ifadesini dağıtırken geri adım atmayacağımı bilmesini istiyordum. Benim hakkımda konuşurken ki o güçlü ifadesini görmek istiyordum.

‘Bir anda oluşan ilişkilerden hoşlanmıyorum diyelim'

‘Ah doğru dışarıdan öyle gözüküyor olmalı. Sonuçta Alp'i pek tanımıyorsunuz ‘

Yüzüne dağılan minik öfke kıvılcımlarına göz kırpıp tatlı su perisi gibi duran Daphne’ye odaklandım.

‘Oğuzla uzun zamandır birliktesiniz sanırım Alp bahsetmişti ‘

‘3 yıl kadar oldu Alp muhtemelen şikayet etmiştir’

Tatlı sitemine gülümseyip gözlerimi bir anlığına ona çevirdim. Kum torbasının yerinde olacak kişiye şimdiden üzülüyordum.

‘Grubun annesi gibidir demişti aslında.’

‘Ah sanırım biraz öyleyim herkes mutlu olsun istiyorum. Durmadan şikayet ettiğimi söylüyorlar bu yüzden'

Tatlı tatlı detaylar anlatmayı yüzüne eklediği minik gülümsemelerle süslerken ona karşı nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. İçerde yalnızca iki kişi vardı ve diğer ikisinin bu konu hakkındaki fikirlerine dair hiçbir şey bilmiyordum.

Çöldeki vaha kimdi bilmiyordum. Kızlarla beraber banklara oturduğumuzda Oğuz’un kum torbası ile savaşı biten Alp'e bir şeyler anlatmasını izliyordum. Hararetli bir konu üzerinde oldukları ifadelerine yansırken konunun bir şekilde beni de bağladığını hissediyordum. Örendikleri şeyleri benden gizlemeye devam ediyorlardı bunun beni nasıl huzursuz ettiğinin henüz farkında değillerdi.

‘Gerçekten de ona aşıksın' hemen yan tarafımdan gelen fısıltı ile gözlerim Daphne’yi bulduğunda yüzündeki gülümseme ile bizi izleyen halinin diğerlerinden farklı olduğunu hissediyordum. Ama hislerle bir şeyler hakkında çıkarım yapmayı bırakalı uzun zaman olmuştu.

‘Gerçekten sevmediğim birini hayatıma dahil etmem'

‘ Bir ihtimal reklam ilişkisi olabilir mi diye düşünüyordum. Hatta Alparslan’ı uyarmıştım öyle bir şeyse bu yola girmemesi konusunda.’

Asla bu konu hakkında tek kelime anlatmayan adama yeniden odaklandığımda ikisinin bizi izliyor olduğunu gördüm. Etrafında yakınım dediği kişilerin ikimiz hakkında böyle düşünüyor olmasının ona nasıl hissettirdiğini merak ettim. Her an yanımda olduğunu biliyordum demek ki bu konuşma telefonda yapılmıştı yada henüz biz birbirimize adım atmadan önce.

‘Uzun zaman önce insanların fikirlerini önemsemeyi bıraktım nasıl düşünmek isterseniz o şekilde düşünmeye devam edebilirsiniz.’

‘Bunun bencillik olduğunu düşünmüyor musun?’

Daphne’den önce konuşan kızın küçümseyen ifadesine gülümsedim.

‘Bencillik mi? Bu bence yaşadığınız hayatta göre değerlendirilen bir durum. Tabi sıradan bir hayatım olsaydı böyle düşünebilirdim. Ancak gittiğiniz her yerde insanların sizi konuşması ve fikirlerinin olmasının önüne geçemediğiniz yerde bu fikirleri önemsememeyi normal bir davranış olarak görmenizi sağlıyor.’

Kevin görse yanağımdan makas alıp işte benim kızım derdi. Normal zamanda böyle sakın kalıp konuşabilen bir insan değildim ama sanırım yıllar içinde gerçekten de sakinleşmiştim. Yoksa halen yüzüme nefretle bakan insanların yanında normal kalamazdım.

Yanımda beliren gölgenin kime ait olduğunu bilmenin rahatlığı ile ayağa kalktığımda kızların bir yerlerde oturma planına olumsuz yanıt vermiştim bile. Sadece Daphne ile tanıştığıma memnun olduğumu gayet açık bir şekilde belli ederken diğerlerinden çoktan uzaklaşmıştım. Evet aynı ortamlarda bulunacaktık ama mesafe herkese durmadı gereken çizgiyi gösterirdi.

‘Biraz gergin misin? ‘

Biraz mı diye hayıflanan sesimle benim için açtığı kapıdan arabanın ön koltuğuna oturdum. Onunda yerine oturması ile gözlerimi üzerine diktiğim de yüzümdeki ifadeyi serbest bırakmıştım.

‘Blake kim ve hakkında bilmem gereken önemli bir detay varmı?’

 

~~

 

Kendinize iyi davranın 💐😻

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 22.02.2025 12:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş