46. Bölüm
Satürn`ün Halkası / Zamanın İzleri / Gri bulutlar

Gri bulutlar

Satürn`ün Halkası
saturnsring

 

hellooooo 🪼

 

yorum yapmayı unutmayın🐤🐤

 

birde şarkı önerisinde bulunur musunuz?

 

 

Burnumun hemen dibinde bir kamera olmasına uzun zaman önce alışmış olmam lazımdı ancak son iki günde fark ettiğim şey alışamadığımdı. Kendimce bir sınır çizdiğimi ve bu sınırın beni koruduğunu ancak fark edebiliyordum. Yayınlanan kısacık bir videodan bile bir sürü fikir üretebilen insanlar şuanda neredeyse tüm her şeyimi izliyordu. Sadece kendi mahremimde değildi üstelik Kevin ve diğerleri de kameranın önünde kalıyordu. Birkaç adımda çekim yapmaya devam eden kamera kulisin her yerindeki kaosu da çektiği için biraz daha rahattım. İlk defa makyaj yapılırken uyumuyordum. Gerginliğim herkes tarafından fark ediliyordu Burcu kameraya komik bir şeyler anlatıyordu ve Elle yanımdaki diğer koltukta gülerek beni izliyordu.

Gerçekten delirmiş gibi bir hali vardı ama sakin kalmaya odaklanmıştım. Birde işlerinin arasında burada olan sevgilim vardı. Yangından sonra planlamalarını yapmış ve kutsal görevine geri dönmüştü. Biten makyajım ile ayağa kalktığımda makyöz kıza göz kırptım önceden konuşurdum ama şimdi çekinir olmuştum.

Kulisteki atıştırmalıkların yanına gittiğimde Kevin ve Alp’in fısıldayarak konuşmasını izliyordum. En yakın arkadaşım sevgilimle daha yakın olmaya başlamıştır adlı kıskançlık senaryosu aklımda dolaşırken gözlerim etrafta koşturan kişilerdeydi. Minik minik dilimlenmiş meyve kaselerinden birini aldığımda yanımda beliren kadına gülümsedim.

‘Çekimden önce yemek sıkıntı olmaz mı?’

‘Kendim için almadım’

İkimizin de gözleri Alp’i bulduğunda yüzündeki tuhaf gülümseme gittikçe büyümüştü.Ne istiyorsun diye fısıldayan iç sesime rağmen ona gülümseyip yanından ayrıldım. Kasedeki meyvelerde Alp’e uzatırken yüzündeki gülümseme ile bana göz kırpıyordu.

‘Ayşin’

‘Kevin’

‘Burnumun dibine kadar girmesi normal mi?’ gözleri kameramı işaret ettiğinde omuzlarımı bilmediğimi göstermek için hareket ettirmiştim. Tek emin olduğum şey görüntülerden şeffaf gerçeklikte videolar yapacağıydı. O yüzden onun varlığını unutmaya odaklanmıştım.

Alp ona uzattığım meyvelerden yemeye devam ederken bir yandan da ikimizin bu gergin hallerine gülmekle meşguldü.Gerçek anlamda bu durumdan en çok keyif alan kişi oydu. Yürüyüş provası için çağrıldığımızda ön kısıma ilerlediğimizde Burcu yüzünde ki limon yemiş ifade ile yanıma geldi. Nate’i gördüğünde yüzüne yayılan bu ifadeye güldüğümde oda bana eşlik etmişti.

‘Gerçektende nefretini hiç saklayamıyorsun?’

‘Ben bunu nasıl sevmişim diyorum bazen’

‘Sevgi öyle anlamsız bir şey işte’

‘Gerçekten anlamsız olduğunu mu düşünüyorsun?’ soruyu soran meraklı gözlere döndüğümde sessizce yanımıza geldiğini fark etmediğimiz kızı süzdüm.

‘Birini severken bir mana aramadan bir sebep olmadan seversin genelde anlamsızdan kastım bu’

‘Peki sen ve sevgilin ‘

‘Sen ne görüyorsun ikimiz arasında Elle’

‘Çıkar ilişkisi sanki adam seni kullanıyor’ benden önce kahkaha atan arkadaşım ile kısılan gözlerimi hızla düzelttim istediğini ona vermeyecektim.

‘Doğru birbirimizi çok sevmek üzere çıkar anlaşmamız var’

‘Kızlar sizde ‘ anonsu ile bir birimize baktığımızda derin bir soluk aldım. Bir yerlerde olan o göze selam vermek ister gibi cesaret konuşmaları hatırlamaya çalışıyordum. Elle sağ tarafa ve ben sol tarafa geçtiğimde birbirimize bakıp aynı anda ilerlemeye başladık. Alanın karşılaştığımız kısmına kadar kopuk iki ip gibi hareket ettiğimizde verilen komutlarla birbirimize döndük gözlerinde ki o alaylı gülümsemeye ifadesizliğim ile baktığımda yüzüne bulaşan gülümseme için uyarı aldı. Yan yana geçtiğimiz o kısa anda minik fısıltısı kulağıma doldu. ^Sobe^

Açık açık kendini ifşalayacak kadar delirmediğini düşünerek adımlarıma devam ettiğimde kapanış için Burcu ortadan ilerlemeye başlamıştı bile. Midemde ki kasılma boğazımı yakarken ifadesiz durmak ilk defa bu kadar zordu. Bende ki değişimi tek fark eden kişinin gözleri çoktan sorgulamaya başladığında Elle ile baş başa kalmak istiyordum. Ama bu artık imkansızdı. Çıkış noktasında yeniden yan yana geldiğimizde bu sefer fısıldama sırası bendeydi.’Neden’

Çok basit gibi duran cümle ikimizin arasında asılı kaldığında yükselen müzik sesi ile yürüyüşünü tamamlamak üzere olan arkadaşımı izliyordum. İlk prova sorunsuz bir şekilde sonlandığında kulisteki karmaşaya yeniden dahil olduk. Cevaplanmamış sorum ile öylece ilerlerken yeni başlayan birkaç kızın sorusunu yanıtlıyordum. Üzerimi değiştirdiğimde yorgunluk ile makyaj masasının önüne çökmüştüm. Elime aldığım temizleme suyunu pamuğa dökerken hemen yanıma oturan Alp’e baktım. Elimdeki pamuğu aldığında bana göz kırptı. Makyajımı çıkarmama yardım ettiği ilk an değildi. Yüzüme dağılan gülümseme ile ona baktığımda sakince işini yapan birisi gibi titizlik ile hareket ediyordu.

‘Canını ne sıktı’ anlamıştı anladığını onu görmeden biliyordum. Bende ki her değişikliği benden önce fark ediyordu.

‘Bunu şuan konuşamayız’

‘Her gün böyle mi olacak’

‘Rahatsız olmayacağını söylemiştin istersen yeniden programlata bilirim’

‘Ben rahatım Ayşin ama seni sürekli öpemiyorum ve sen rahat değilsin’

‘Kameraya alışkın olduğumu sanırdım ama sanırım sınırlı andayken alışkınmışım ayrıca seni bir şeylerin kısıtladığını ilk kez görüyorum’ yüzüne dağılan çapkın bakışları etrafını süzdüğünde gamzesinin olduğu yanağına avucumu bastırdım. Yüzümdeki elleri sakince işlerine devam ederken bir anlığına durup bana baktı. Hızlı bir öpücük dudaklarımı ve boynumu bulduğunda onun bu hallerine yalancı bir göz devirdim.

‘Alp’

‘Ayşin’

‘sanırım Elle ‘

‘O olduğunu sanmıyorum’ sesindeki eminlik onun kim olduğunu bildiğini gösteriyordu. Ya da ben son olaylardan dolayı her şeyi farklı yorumlamaya başlamıştım. Sakin olmam ve mantıksız şeyler yapmamalıydım en azından sakin olmak zorundaydım. Yan tarafımızdan yükselen kahkaha sesleri ile dikkatimiz oraya döndüğünde Andrei’yi gördüm. Yüzümü sabit tutmakta zorlandığım bir andı. Birkaç kız yanında kahkaha atarken kıstığın gözleri üzerimde geziniyordu. Üzerimdeki kıyafetlere rağmen bir an için çıplak gibi hissetmiştim. Gözleri benden yanımda duran Alp’e döndüğünde o alaycı ifadeyi yakalamamak için aptal olmak lazımdı.

Kısık bir küfür kulağıma ulaştığında Alp kıstığı gözleri ile ona bakmayı sürdürdü. İkisinin birbiri üzerinde olan gözler midemi alt üst ederken hemen kenardaki duvara yaslanmış gülen kadını fark ettim.

Gerçekten ne dönüyordu burada çığlık atmak istediğim en net andı ve hemen yakınlarımda bu anı deli gibi çekmek isteyen bir kamera vardı tek açığımda onlarca yazılacak şey aklımda dolaşıyordu. Cinnet ilk defa bu kadar yakındı ve ilk defa bu kadar kesif bir öfke kanımda dolaşıyordu. İyilik yaptığın yerden kazık yemek demek böyle bir histi.

‘Gidelim mi’ sorudan çok bir sızlanma gibi çıkan sesim ile yeniden bana dönen Alp başı ile beni onayladı.Gözlerim menajerime değdiğinde onun telefonu ile çözmeye çalıştığı meselenin üzeride olduğunu gördüm. Tek ilgilendiği kişi ben değildim ve birkaç gündür bitmek bilmeyen sıkıntılar onunda etrafında dolanıyordu.

‘Gidelim güzelim’ gidelim diye kendi kendime tekrar ederken oturduğum yerden hareketlenip herkese iyi çalışmalar dilemeye başladım birkaç kişiye cevap verirken otoparka ulaşmıştım. Arabanın yolcu koltuğuna ilerlediğimde benim için kapıyı açan adama minnet ile gülümsedim.

Yorgun hissediyordum daha çok çöküyormuşum gibi bir histi belirsizlik dört yanımdan yükselen dumanlar gibi beni sarmaya devam ediyordu.

 

 

 

iyi geceler🪽

 

Bölüm : 04.04.2025 18:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...