Gözlerim etrafımda gezinirken asıl sobelenin o olmasını diledim. Bana doğru gelen Alp’in yorgun bakışlarına gülümsemeye çalıştığımda arkadaşımın duyacağı bir fısıltı döküldü dilimden.
‘Ona anlatmıyorsun biz halledeceğiz’
‘Arkadaş olduğumuzu biliyorum ve sana güveniyorum’
Adımları hızla bize ulaşan adamla beraber ikimizde sessizliğe büründüğümüzde gözleri ikimizin üzerinde gezindi. İstediği dönüşü alamadığı için aklından geçebilecek ihtimaller yok oldu.
‘Bugün değil yarınki iş planımı boşalttım ayrıca mekanın eski haline gelene kadar burada kalmalısın’
‘ Ayrı ayrı hareket etmek yoktu’
‘Bir süre için Kevin’a güvenebilirsin’
Gözleri yeniden arkadaşımı bulurken onun benimle gelemsinin ikimiz içinde iyi olmayacağını biliyordum burada olup ona ait yeri düzeltmeliydi. Bende ait olduğum yeri korumalıydım. İçten içe savaş nidalarım yükselirken arkadaşımın yüzüne yansıttığı o güven verici gülümsemenin ulaşması gereken esas yer bendim.
‘Bana güvenmelisin enişte ikimizin neler atlattığına inanmazsın’
‘Kötü yollara düşmediğinizi varsayıyorum’
‘Bir ara onu da yaşayacaktık da ünlü olduk diyelim’ Muzip tavırları ile kıkırtıma engel olamadığımda gerçektende kötü yollara düşecek olduğumuz gerçeğini geri plana bıraktım. İlk anlarımızdan bir demet öylece bekliyordu.
‘Sevdiklerimize zararımız yokta sevmediklerimiz’ gözleri Blake’in olduğu tarafa döndüğünde çoktan minicik kalmıştı.
‘Bu gece burada kalırız yarın gün içinde döneriz’
‘O zaman benim inziva evine gidiyoruz’
‘Neden inziva evine ihtiyacın var enişte’
Arabamın sürücü koltuğuna yerleştiğimde ikisinin itişerek arabaya yerleşmesine hayretle baktım kaç yaşına gelirlerse gelsinler gerçekten erkekler normal değildi. Yan koltuğumda yorgun bir nefes yükselirken Kevin arka tarafta planı için detayları inceliyordu.
‘Adresi konuma girdikten sonra uyuyabilirsin’
‘Adresi biliyorsun’ gözleri kısıldığında gerçektende benim ondan haberim olduğu kadar benden haberdar olması yeniden mideme bir çoşku bıraktı. Kayaların tepesindeki ışık kümesi bana göz kırparken ailesinin merkezde kaldığını hatırlıyordum sadece yaz aylarında aktif olan bir konuttu.
Dönüşlerin çok olduğu yolda bazen okyanusu bazen ormanı görürken çocukken bu kayalara tırmanmak için verdiğim mücadeleleri hatırlıyordum. Ayşin hala kumsalın dibindeki o sert kayalardan düşmeye devam ediyordu. Yolun sonuna geldiğimizde bizi karşılayan kapıdan geçtiğimizde düşündüğümden daha büyük bir yapı ile karşılaştım. Sadece bir kısmını gördüğümüze yüzde yüz emin olduğum evin bahçesinde ilerlerken sakinliğimi korumaya çalıştım. Bir biri ile bağlantılı üç ana yapının önünde durduğumuzda Kevin ikimizin arasından uzanıp eve baktı.
‘Kalen mi vardı?’ sesindeki şaşkınlık tüm çıplaklığı ile aramızda dururken uzaktan minicik gibi duran yapıya bende kale derdim sanırım. Aristokrat bir ailede büyüdüğünü sürekli gizleyen arkadaşımın da bunun gibi kaleleri vardı muhtemelen ama kendisi iş seçimi nedeni ile tüm bağlarını koparmayı seçmişti.
‘Bildiğim kadarı ile sizde de var’
‘Ailemin olan şeyler bana ait değil ama sanırım burası sana ait.’
‘Sadece sağ tarafta kalan konut bana ait diğerleri ailemin ve kardeşimin’
‘Hayır şuan merkezdeki evdeler’
Merkezin birkaç dakika ileride olması dışında bir sorun yoktu sanırım. Anladığım bu evin bir şekilde tamamen ona ait olduğu fikrini kabullenemiyordu. Onun adımları ile bahçedeki kısa keşif bakışlarım birkaç çiçekte ve minik süs havuzunda gezindiğinde ayaklarımın altındaki beyaz taşın parıldamasını görebiliyordum. Kesinlikle bir kalesi vardı. Açılan kapıdan girdiğimizde bizi karşılayan çalışanlara baktım. Uçurum diye fısıldayan iç sesim ile arkadaşımın gerilen adımlarını fark ettim. Tüm çocukluğundan nefret ediyordu ve sanırım şuan tamda öyle bir yerdeydik.
‘Merhaba misafir odalarından birini hazırlar mısınız?’
Adımlarının tok sesi mermerden duvarlara kadar işlerken önümüze çıkan manzara ile nefesim kesildi. Benim odamın camından görünen o ışığın burası olduğu bariz belliydi. Tamamen cam olan ön tasarımın evin sınırlarının sonunu görmemizi de sağlıyordu bir adım ilerisi uçurumdu ve okyanus gerçektende çocukken hayalini kurduğum kenara sıfır ev önümde duruyordu.
‘Sanırım odama çekilsem iyi olur’
Kevin’ın bendeki değişimi gördüğüne emindim gözlerim ona değdiğinde bana iyi olmamı fısıldıyordu. Yardımcılardan birisi onunla ilerlerken geniş salonda ikimiz kaldık. Evin bir cephesi tüm yerleşim yerini görürken diğer uçsuz bucaksız maviliğe gömülmüş gibiydi.
İkimizde bu planın bana ait olduğunu biliyorduk.
‘Sen gittiğinde burada kalmıştım ve imkan varken sana ait bir şeyi kendimin kılmak istedim. Sonuçta sen benden gitmiştin’
‘Bunu gerçekleştirme şansım olmazdı sanırım çünkü buraya gelip uzaktan görene kadar unutmuştum bile o yüzden benden çok senin hayalin olduğu ortada’
‘Burası ikimizin bana ait her şeyin sana ait olduğu gibi‘
Gözlerim arkasında duran manzara ile bütünleşen Alp’ten koparken yüzümdeki gülümseme onun minicik bir hali ile buluştu. Saçlarıma kendi topladığı çiçeklerle yalancı tokalar yaparken elimdeki solan çiçeklere bakıyordum. ‘Bana ait olan her şey aynı zamanda senin Ay’ fısıltısı o zamandan akıp bu ana gelen bir gri bulut gibi ikimizi de sararken ona doğru adımladım. Aramızdaki mesafe gittikçe kısılırken ikimizin de o anı çoktan hatırladığını hissedebiliyordum. Benim adımlarımdan daha sert adımları bana ulaştığında kulağımdaki fısıltıları kesen bir öpücük dudaklarıma ulaştı. İçimden kopan volkanların karnımda yaptığı baskıyı ile ona karşılık verirken saçlarındaki çiçeklerle onun peşinden koşan kızın hayali duvarların arasında dolaşıyordu.
***
Ay kız olarak uyandığım bir sabahtı ismim ona zor geldiği için sadece Ay diye seslenmesine alıştığım için bir süre ismime tepki vermediğim anılarım çoğunluktaydı. Üzerimdeki Alp’in hoodiesi bana adeta bir elbise gibi olduğu için parmaklarım ile kollarıyla oynuyordum. Evdeki herkesin uyuduğu saatte ayakta olmamın artısı olarak bakamadığım manzaraya karşı oturduğumda çok az bir süre yalnız kalacağımı biliyordum. Yanında ki boşluğu fark ettiğinde burada olacak olan adamdan önce telefonumda bakmak istediğim şeylere odaklanmamam da fayda vardı.
Benim önerim olan vlog çekimi fikri duyurulduğu için profilim mutluluk dolu mesajlarla dolup taşıyordu. Uzun zamandır sevdikleri birinin hayatına dahil olma fikri herkesi heyecanlandırmıştı. Özelliklede ilişkimin olduğu dönemde böyle bir adım atmış olmam herkesin ilgisini çekmişti.
Mesajların arasında gezinirken birkaç saat önce yazan o hesaptan yeni mesaj olduğunu gördüm. Gerçektende her an etrafımda olan birisi gibi hissetiriyordu.
‘bulduğun çözüm her anını görüntülemek mi ?’
Mesajını görüldüde bıraktığımda bunun bir çözüm olmadığını onun kadar iyi biliyordum ama en azından şüpheli bir davranışı olan kişilere dair bir tahminim olurdu pek tabi Elle’in denediği oyununda önünü kapatırdı.
Kulağıma dolan boğuk ses ile gülümsediğimde gözlerimi daldığım manzaradan ayırıp onun okyanuslarına baktım.
‘Biraz manzarayı izlemek istedim’
‘İstediğin kadar izleyebilirsin’
Benim gibi yere oturup kollarını bana sardığında açtığı boşluğa yaslandım boynuma yaslanan yüzü ile uyku mırıldanmalarına devam ettiğinde telefonumun yanan ışığına baktım. Mesajlar gelmeye devam ediyordu.
‘Videolarda gözükmek senin için sorun olur mu?’ ona sormadan onu böyle bir şeye dahil edemezdim ayrıca her anım görüntülenecekse oda yakınımda bir yerde olacaktı. Ve onun mahremiyetini sağlamak benim sorumluluğumdu.
‘İşime gelir böylece kimse sana yaklaşamaz’
‘Gerçekten sorun olmayacak mı bazen antremanlarını bile çekebilirler?’
‘Önceliğim sen ve güvenliğin o yüzden sorun olmaz. Ayrıca şöhret olmak havalı olabilir’
‘Dalga geçiyorsun’ Yüzünü boynuma sürterken çıkardığı kıkırtılar ile gerçekten keyif aldığı ortadaydı. Onun neşeli hali bana da bulaşırken aydınlanmaya başlayan gökyüzünün maviliklere yansımasını izliyordum. Geleceğin aydınlığından önce yaşanacak zemherideydik.
hellooooo 🫸🫷
iyi geceler🪼
yorum bırakmayı unutmayın 🪽
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
5.57k Okunma |
423 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |