47. Bölüm
Satürn`ün Halkası / Zamanın İzleri / Kevin

Kevin

Satürn`ün Halkası
saturnsring

 

 

Bugün paylaştığım ikinci bölüm diğer bölümü atlamayın🐸

 

 

yorum ve yıldız bırakmayı unutmayın🦁

 

 

Kucak açtığım her duyguyu göğsümde yumuşatıp sindirebilmek sahip olduğum en güçlü yandı. Şimdi önümde duran yeni durum kulağımda ki uğultunun arasında bile boğazımı yakıyordu. Alp ile eve girdiğimiz anda Kevin’ın saldırıya uğradığını öğrenmiştik. Hastanenin önüne gelene kadar geçen sürede gözümde büyüyen her şey gerçek olup ellerimin arasına düşmüştü. En yakın arkadaşım birkaç adım ilerimde duran duvarın arkasında hayatta kalmaya çalışıyordu.

Elimden gelen tek şeyin o duvarı izlemek olması kocaman bir şaka olmalıydı.

‘Durumun kritik olduğunu söylüyorlar’ kulağımın ardından geçen tek belirgin cümle buydu birisi doğrudan ona ateş etmişti ve o kadar kalabalığın arasında kimse kim olduğunu görememişti. Yada zaten etrafımızdaki herkes aynı kişiydi. Genzimi yakan hisle oturduğum yer bana batmaya devam ederken içeriye doğru ilerleyen kızıl saçları gördüm. Böyle bir olayın yaşandığı anda saçını boyattıktan sonra buraya gelmek samimiyetsiz olduğunu göstermek için ilk hamleydi sanırım.

‘Çok üzüldüm Ayşincim’ gerçektende üzülmediğine emin olduğum kadının gözlerine bakmaya devam ettiğimde kolumu sürekli olarak okşamaya devam eden adamın sakin kalmam için telkinlerde bulunması ilk defa kulağıma ulaşmıştı.

‘Saçından belli oluyor üzgünlüğün’

‘Haberi geç aldım’

‘Kulisteymiş herkes Elle gözünüzün önünde olmuş’ sesim titrediğinde ellerimi birbirine sürttüm. Kolidor da bizden başka kimsenin olmaması iyi bir şeydi sanırım. Yeniden duvara baktığımda hıçkırığıma engel olamıyordum. Kaçak bir ergenken bana kapısını açan adam için elimden gelen hiçbir şey yoktu. Bu his sahip olduğum tüm acıların önüne geçmek ister gibi her an giderek büyüyordu. Belime dolanan kollar ayakta dik durmam için beni tutmaya devam ederken gözlerim Burcu’nun boş bakışlarında geziniyordu.

‘Güzelim oturalım’

‘Hayır’ güçsüz itirazım zorla can bulurken bir sebep arıyordum. Kolidorun sonuna kadar ilerlediğimde bir adım ileri atamayacak kadar korkuyordum ben olmadığım bir an yeniden gelirlerse korkusu her tarafımı sarmıştı. Polisin bir biri ile bağlantılı olaylardan dolayı dosyayı genişlettiğini duymuştum. Alp’in arkadaşları da olayla ilgileniyordu ama hiçbir şey bir adım ileriye gitmiyordu. Dizlerim beni taşıyamadığı için yere çöktüğümde genzimi yakan acı çığlıklara dönüştü en yakın arkadaşım ölüyordu.

‘İyi olacak’ yalanları beni sakinleştirmekten çok daha da öfkeli bir hale getirmeye devam ettiğimde arkamızda bir yerden gelen haber spikerinin sesini duyabiliyordum. Olayın görüntüleri çekim yakan kameramın elinden alınmıştı ve arkadaşımın geriye doğru savrulan bedenini defalarca kez izlemiştim.

‘Alp’

‘İyi olacak güzelim hem Kevin güçlü bir adam kolay kolay hayattan vazgeçmez’ saçlarımı okşayan eline daha çok yaslanırken gözlerim kararıp duruyordu. Onu koruyamamıştık kalabalıkta bile tehlikedeydik.

Dakikalar birbirini kucaklamaya devam ederken programımı boşaltmak için uğraşan Ecren kolidoru arşınlamaya devam ediyordu. Alp son iki saattir yoktu Burcu ile karşılıklı oturmuş haber bekliyorduk. Onunda gözleri benim kadar boşlukta savruluyordu. İlk baştaki kalabalık azalmıştı ara ara çalan telefonlar dışında derin bir sessizliği kucaklamıştık. Ailesi henüz gelmemişti onlar gelmeden en azından olumlu bir haber bekliyordum ondan. Saatler karmaşalar gibi birbirine geçerken gözlerimdeki yanmanın baskısını hissediyordum.

‘Kızım’ babamın bana ulaşan sesi ile olduğum yerden kalkmaya yeltendiğimde bacaklarımı hareket ettirememiştim benden önce bana ulaşıp sarıldığında başımı göğsüne yasladım. Annemde saçlarımı öpüp Burcuyu teseli etmeye ilerlediğinde gözlerimle babamı sorguluyordum.

‘Soruşturma dosyasına baktım tatlım çözülecek sen nasılsın arkadaşından haber aldınız mı?’

‘En son bir saat önce yeniden kan verildiğini duyduk’

‘Ailesinden henüz gelen olmadı sanırım’

‘Gelmediler baba biliyorsun uzaktalar’ evlerini terk etmiş olan oğulları için buraya gelecekler miydi emin değildim ama gelmelerini diliyordum.

 

Alp yeniden geceye kavuştuğumuzda geri geldiğinde en azından ilk tehlikenin azaldığını öğrenebilmiştik. Henüz uyutulmaya devam ediyordu ve uyandığında sağlığı nasıl olacaktı emin değildik ama hayattaydı. Şimdilik diye fısıldayan karamsar sesi geldiği yere ötelediğimde. Alp ailesi ile konuşuyordu. Kevin’in babasının gerçekten gece karası gibi duran gözleri öfkenin tonları ile her tarafı izliyordu. Onca zaman uzakta olan ilişkilerinin böyle ilerlemesi planladığı bir şey değildi ve bu durumdan rahatsız olduğu etrafımıza dizdiği adamlardan belliydi.

Bana doğru uzatılan sıcak içecek ile midem alt üst olduğunda tanımadığım adamın Burcu’ya da bir şeyler ikram edişini izledim. Etten duvarlar arasında büyüdüm Ayşin bazen dışarıda olmak tatlı bir limonata gibiydi diye iç çeken arkadaşımın yeniden o etten duvarlar tarafından korunmaya alınması ne garipti. Babası geri adım atmadan her taşın altına bakılması için talimatlar verirken geleceğin belirsizliği ortamızda duruyordu.

***

İnsanların gözünün önünde olmanın en kötü yanı acılarımıza saygı duymamalarıydı sanırım. Bunu ilk defa yaşamıyorduk ama kendimi ilk defa bu kadar öfkeli hissediyordum tutuklanana hiçbir ismin gerçek suçlu olmadığına emindim çünkü lanet olasıca çiçekler evimin önünede bırakılmıştı sıradaki sen der gibiydiler.Kendime gelecek zarar umrumda değildi ama etrafımdakilere bir şeyler olması hoşuma gitmiyordu.Kapıda ki adamalara güvenim Kevin’ın babası ile giden Alp her beş dakikada bir durum güncellemesi istemişti.

Evime geleni sadece birkaç saat oluyordu karanlık odalarda dolaşıp kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ne kadar başarılı olduğum tartışılırdı.

Su içmek için mutfağa ilerlediğimde Kevin ile seçtiğim aplikleri yaktım. İyi olduğunu kendime hatırlatıp bardak rafıma uzandığımda sırtımda hissettiğim yanma ile masanın durduğu tarafa döndüm. Başında duran şapka ile gözlerini kapatmış bir şekilde sandalyem de oturan adam ile göz göze geldiğimde aldığım nefes boğazıma takıldı. Buradaydı.

‘Sobe’ fısıltının bir tık üstü tonda kulağıma ulaşan sesi ile ona baktığımda yüzündeki çarpık gülümseme ile buraya nasıl girdiğini düşünüyordum.

‘Dışarıda ki adamalar beni fark etmedi bile’

‘Neden susuyorsun tatlım’

‘Belki de sıradakinin kendisi olduğunu anlamıştır’ kulağıma ulaşan ses önümde oturan adamdan daha yakın birine aitdi ve sırtımı dönüp onu görmek istemiyordum. Genzime yapışan hayali ellerin arasında halen önümdeki adama bakarken yanımdan geçen silüet hemen onun yanında durdu. Andrei onun elini tutarken olduğum yerden adım atamıyordum.

‘Neden’ kendimin zor duyduğu bir ses benden çıkarken ikisi de oldukça keyifliydi.

‘Çok düşünmene gerek yok Kevin’dan almak istediğim bir intikam vardı’

Andrei’in soğuk sesi anlattı memleketini anımsatırken nasıl bir intikam istediğini yakalayamıyordum. Kevin kimse ile görüşmüyordu ki sadece biz vardık etrafınsa.

‘Ah sadece Kevin değil birde küçük Aslancık var’ sesindeki aşağılama ile gözlerimin yanması şiddetlendiğinde neden sorusuna cevap almak istediğim kişi o değildi.

‘Sana sormadım’

‘Ah tabi ya kadınlar ve duygusal bağları’ duygusal bağalar diye sayıklayan beynim ile birkaç saat önce yanından ayrıldığım kişiye bakmaya devam ediyordum. Neden onun yanında durmuş bir şekilde bana bakıyordu gün gibi açık ihanete rağmen ondan duymak istediğim cümleler vardı.

‘Fazla duygusalsın’

Bölüm : 04.04.2025 20:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...