Böyle şeyleri hiç sevmiyorum ama okunma ve vote- yorum orantılarından dolayı yapmam lazım sanırım.
Bölüme 150 vote - 250 yorum gelir gelmez yeni bölümü atacağım. Yeni Bölüm hazırda sizleri bekliyor ♥️1
İki adam da depoya girdiklerinde her şey hazırdı. Deponun çevresi adamlarla örülmüş ver biri dikkat çekmeyecek şekilde kamufle olmuştu.
Kartaldan gelecek tek bir adımı bekliyorlardı.
"Bu gece bu herifi gebertmezsek benim gözüme uyku girmez"
Yasir yalnızca başını olumlu manada salladı. Emir çalan telefonuyla iki adım geriledi.
Karşıdan aldığı emirle telefonu kapatıp Yasirin yanına geldi.
"Abim adres atacak birazdan, Kartal geldiğinde ikisini de oraya götürmemizi istedi"
Merdanoğlunun aklından geçenleri bilmiyorlardı.
Ama bildikleri bir şey vardı ki; dökülen kan yerde kalmayacaktı, bu hesaplaşma kanlı bir hesaplaşma olacaktı.
Tufan arabadan indirilmiş elleri kolları çözülmüştü. Kartalı karşılamak üzere depoya girmiş adamı bekliyordu.
Emir yaklaşıp Tufanın kulağına fısıldadı.
"Tek bir hata Tufan, gün bitene kadar tek bir hatanı bekliyor olacağım. Tek hatanda beynini dağıtmak için köşede bekliyorum"
Herkes yerine eksiksiz geçtiğinde arazinin engebeli yolunu araba sesi doldurdu.
İki arabadan inen on beş adam Kartalla beraber depoya girdi.
Kartal, karşısında yüzü dağılmış Tufanı görünce kaşları çatıldı.
"Hayırdır Tufan? Görmeyeli yüzün pek değişmiş"
"Merdanoğlunun adamlarıyla çatıştık biraz"
Kartal gözlerini depoda gezdirdi.
"Böyle bir yerin olduğunu bilmiyordum"
Tufan da depoya göz gezdirdiği sırada köşede tahta paletlerin arkasında kendisine bir şahin gibi bakan Emirin gözlerini gördü.
Kartal arkasında ki adamları işaret etti
"Silahlar ne tarafta çocuklar alsın"
"Sağa dönün hepsi duvarın arkasında ki alanda"
Adamlar ilerlerken Tufan da Kartala yaklaştı.
"Eski dostuz biz, bu iyiliğini unutmayacağım"
Emir artık dayanamamış Yasirin de onaylı bakışlarıyla bulunduğu yerden çıkmıştı.
Gelen sese bakışlarını çevirdi Kartal. Karşısında en son görmek istediği adamlar duruyordu.
Silahına meyletmişti ki kafasının arkasında hissettiği metalle durdu.
Yasir adamdan önce davranıp silahı aldı
"Şşş hiç davranayım deme, daha eğlence yeni başlıyor"2
Deponun arka tarafından gelen silah sesleri de bu gecenin yeni başladığının kanıtıydı.
Emir Tufanı almışken, Yasir de Kartalı almıştı. Silah sesleri on dakikanın ardından susmuş, adamlar arabalara yerleşmişti.
İki araba önde, iki araba arkada onlara eşlik ediyordu.
Merdanoğlunun tarif ettiği fabrikaya gelince bir bir hepsi indi.
Fabrikada sandalyesine her zamanki rahat tavrıyla kurulmuştu Merdanoğlu.
Adamlar Tufan ve Kartalı getirip karşısına bıraktı.
Yol boyu sessizliğini koruyan adam konuştu.
"Taziyen bitti mi Merdanoğlu?"2
Kartal kararlıydı, madem ölecekti tüm sınırları zorlar öyle ölürdü.
"Taziye yapmadık, ama sen istersen senin ardından şanlı bir taziye düzenlerim"
"Hüma nasıl? Onunla da böyle tanışmak istemezdim, pek muhabbet edemedik. Hep ağladı"
O anlara şahit olan Merdanoğlu ayaklanıp sessiz adımlarla adamın karşısına geçti. Elbette çevirmeye çalıştığı oyunu görüyordu.
"Size fabrikayı gezdireyim beyler"
Kendisi önde diğer iki adam arkasında ilerliyorlardı.
"Burası cam fabrikası, aşağı katta fırınlar, sıcak hava makinaları var. Pek sevmem sıcağı aşağı kat bana göre değil"
Ardından merdivenlere yöneldi.
"Ama bugün sizinle inelim bakalım"
Merdivenler bir bir bittiğinde Merdanoğlu arkasını döndü.
İki adam da kendisine bakıyordu, ikisi de olacakları az buçuk tahmin ediyordu.
"Seni öldürüp gömme fikri çok klişe geldi. Gübrenin bile toprağa faydası var, ama senin o toprağa pek fayda vereceğine ihtimal vermedim. Toprağa saygım çoktur. Senin yüzünden bereketinin kaçmasını istemem"
Emire işreti verip Kartalı makinanın yanına getirtti.
"Bu makinenin sıcaklığı günde 1000- 2000 santigratı buluyormuş. Benim işim inşaat, pek anlamam bu makine işlerinden. Ama duyduğuma göre içine düşenin imdat demeye bile vakti kalmaz diyorlar. Bende bir denemek istedim. Hem senin için de öbür tarafa hazırlık olur"
Her an an be an kameralarla çekilip masada oturan diğer yedi adama canlı izletiliyordu.
"En son amcan illa göreceğim Merdanoğlunu diye sızlanmıştı Kartal. Ama ona dedim beni gören yaşamaz, ben konuşmaya gelmem dedim. Dinlemedi. Kan çekiyor demek ki sen de beni görmek için pek çaba sarf ettin"
Mutlak sona adım adım yaklaşılırken Kartal konuştu
"Ben senden alacağımı aldım Merdanoğlu. Karının bir ömür sana nefretle bakması bana yeter"
Merdanoğlu daha fazla dinlemek istememiş verdiği komutla Kartalı makinanın içine atmalarını emretmişti.
Sıcak makinaya atılan adamdan kısa çığlık duyulsa da hemen kesilmiş, esamesi dahi kalmamıştı.
İntikamı ekrandan an be an izleyen yedi adama verilen mesaj açıktı.
Yanlışa yer yoktu, Merdanoğluna yanlışa hiç yer yoktu.
Bakışları tufana döndüğünde başını olumsuzca iki yana salladı.
"Senin salaklığın sana dünyada verilmiş en büyük ceza, ben ufak işlerle uğraşmayı sevmem Tufan. Ama duydum ki Emirle pek iyi anlaşmışsınız"
Emir mesajı almış, Tufanı aldığı gibi çıkmıştı fabrikadan.
Merdanoğlu toplanan adamlarını geride bırakıp Yasirle beraber arabaya bindi.
Merdanoğlu bakışlarını aynadan kendisine bakan adama çevirdi
Toparlanacaktı. En azından Merdanoğlu öyle umuyordu.
Yasirin aklı da evdeydi. Bade olaydan sonra kendisinden fazlasıyla korkuyor, hatta aynı ortamda dahi bulunmamaya çalışıyordu.
Abisini eve bırakıp kendi evine yöneldi. Işıklar her zaman ki gibi kapalıydı.
Bade onu beklemeden uyuyor, sabah beklemeden kahvaltısını yapıp işlerine yoğunlaşıyordu. Olan o olaydan sonra işe gitmemiş evde o anları unutmaya çalışıyordu.
Üzerini değiştiren adam yatakta sere serpe yatan karısına baktı. kirpikleri titriyordu, belli ki yatağa yeni girmiş henüz uyumamıştı.
Yatağın boş kısmına geçip karısını kendisine çekti.
Elinin altında ki beden titredi.
Bade gözlerini açıp karşısında ki adama baktı. gözlerinde hala korku vardı.
Yasir elini kaldırıp kızın yanağını okşadı.
"Benden korkmanı istemiyorum. Ben hala aynı adamım, hala aşık olduğun Yasirim"
Bade başını adamın göğsüne yasladı. İlk başlarda kaçıp babasının yanına gitmeyi düşünmüştü. Ama ne bu evden kaçabilirdi ne babasının yanına gidebilirdi.
Bu kale gibi evden çıkmak imkansızdı, hem annesini öldüren adama nasıl güvenle sığınacaktı ki? Düğünden sonra daha da kinlenmiş adam ona neler yapmazdı.
Kulağının altına atan kalp ona ihanet edip, onu yarı yolda bırakmazdı en azından.
Yasir bugünü unutmak isterce gözünü yumdu
"Bugünden sonra daha iyi olacak güzelim"
İntikamın büyük kısmı alınmış, Kartalın dünya üzerinde kemiği dahi bırakılmamıştı.
İntikamın küçük adımını ise ormanın derinliklerinde Emir hallediyordu.
"Olay basit Tufancığım, sen mezarını kazıyorsun, ben seni kafandan vuruyorum. Okey?"1
Tufan elinde ki kazma- kürekle işe koyulmuş mezarı kazmaya başlamıştı.
"Güzel kaz, sonra Emir öldürdüğü adamı yamuk mezara koydu demesinler"
Adam kazarken Emir de bir yandan Ömer ve Fıratla çay içiyordu.
Kazılan mezar bittiğinde Tufan tepeden mezara bakmış, ardından Emire dönmüştü.
"Sana iyilik yaptım. Kartalı size ben getirdim"
Emir kazılan mezara hoşnut gözlerle bakıp adamın dediklerine cevap verdi
"İyi ya oğlum işte, madem bu kadar iyisin öldüreyim kısa zamanda cennete git"
Tufan anlamıştı. Ne yaparsa yapsın boştu.
Ayaklanan adamın arkasına geçip kafasını hedef aldı, çıkan kurşun Tufanı mezarına yığmıştı.
Ömer ve Fırat emiri alıp işe koyuldu. İşi biten adam arabasına yönelirken artık bu günün bitmesini istiyordu.
Merdanoğlu evinde ise işler farksız değildi. Merdanoğlu üzerini değiştirip yatakta yatan kadına baktı.
Özlem içinde dolup taşarken ayakları yatağa yaklaştı.
Ellerini karısının saçlarında yavaşça gezdirip okşadı, eğilip kadının saçlarını öpüp kokusunu soludu.
Uyuyan kadını kıpırdasa da uyanmamıştı. Merdanoğlu son olarak karısının üzerini örtüp çıktı odadan. Çalışma odasına geçip günün son ışığını kapattı.
Sabahın erken saatlerinde eve gelen Sevda hanım kahvaltıyı hazırlamış, evden çıkmıştı.
Merdanoğlu üzerini değiştirmek için girdiği odada karısının hala uyuyor olduğunu gördü.
Banyoya ilerleyip sessizce kapattı kapıyı.
Güne yeni uyanan Hüma gözlerinin ışığa alışmasının ardından toparlanıp kalktı yataktan.
Yatağını toparlayıp dağılan saçlarını bağladı.
Banyoya ilerleyip kapıyı açtı.
Onun banyoya girmesiyle, adamın küvette ayaklanması bir olmuştu. Bakışlarını sağında ki musluğa çevirdi hızla.
"Burada olduğunu bilmiyordum, su sesi falan da duymadım"
Bakışlarını karısında gezdirdi adam.
"Sorun değil benim için, hazırlanıp çıkarım şimdi. Sende hazırlan doktora gideceğiz"
Adam üzerine havlu geçirip, karısının yanından geçerken, kadının kolundan tutmasıyla durdu.
"İyi olduğunda gider dediğimi hatırlıyorum Hüma"
Sinirlenen kadın üstelemeye devam etti.
"İlaç saatlerimi biliyorum geldiği zaman gider içerim, bugün de dikişler alınacak. O kıza ihtiyacım yok"
Bakıma muhtaçmış gibi görünmekten nefret ediyordu.
"Tamam yavrum, konuşurum bugün"1
Adam arkasında giyinirken kendisi de yüzünü yıkayıp dişlerini fırçalamış gözünü bir an olsun adama çevirmemişti.
Hazır olan adam banyodan çıkmadan tekrar konuştu.
Hüma da el çabukluğuyla hazırlanmaya koyuldu.
Merdanoğlu aşağıya inerken mutfaktan çıkan kadına baktı.
Genç kız salona ilerleyip en yakın koltuğa oturdu. Karşısında ki adamın ne diyeceğini merak ediyordu.
"Hümayla konuştuk artık size ihtiyacı olmadığını görüyorum. Bugün evinize dönebilirsiniz"
Genç kız sevinmişti. Bu evde neler dönüyor bilmiyordu ama pek hayırlı şeyler dönmediği beliydi.
Hızla Salondan çıkmış, kaldığı odaya yönelmişti.
Merdanoğlu masaya geçerken Hüma da inmiş masa da ki yerini almıştı.
Hızlı ve sessiz kahvaltının sonlarına gelmişken salona giren genç kızla bakışlarını o tarafa çevirdi.
"Hüma hanım, ben gidiyorum tekrardan çok geçmiş olsun"
"Teşekkür ederim Bahar hanım. Kendinize dikkat edin"
Çıkıp giden kadının ardından Merdanoğlu ayaklandı.
Hüma ayaklanıp üzerine deri ceketini geçirip kapıdan çıkan adamın arkasından arabaya bindi.
Sessiz geçen yolculuk arabanın hastanenin önünde durmasıyla bitmişti.
Adının seslenilmesiyle odaya girdi. Adam da peşinden.
Doktor muayenesini tamamlayıp dikişleri almaya başladı. Merdanoğlu kadının vereceği hiçbir tepkiyi düşünmeden elini tuttu.
Canının acımasıyla adamın elini sıkan Hüma herhangi bir tepki vermemişti.
Dikişleri alma işlemi bitmiş doktor genç çifte dönmüştü.
"Tekrardan geçmiş olsun, sağlığınız gayet yerinde hiçbir problem yok"
"Teşekkür ederim doktor hanım"
İşlem biterken sakin adımlarla çıktılar hastaneden. Merdanoğlu hala elini tutuyordu kadının.
Arabada sessizlik devam ederken Hüma dönüp adama baktı.
Gözaltlarında ki morluk, gözlerinde ki kızarıklık adamın yorgunluğunun belirtisiydi
Adamın günlerdir uykusuz olduğunu biliyordu, kendisi de ilaçlarla uyuyordu zaten.
Araba eve yaklaşırken Hüma yerinde doğruldu.
Merdanoğlu arabayı durdurup karısına döndü.
Kadının bir şey söylemek istediği belliydi
"Konuşmamız gereken bir şey var"
Merdanoğlu başıyla onaylayıp indi arabadan
Eve giren ikili salona geçip karşılıklı koltuklara oturdu.
"Laf ebeliği sevmediğini biliyorum. O yüzden lafı evirip çevirmeyeceğim"
Merdanoğlu konuşmanın gideceği yeri bekliyordu.
"Boşanmak istiyorum"24
Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere. Kendinizi sevin ♥️🧚🏻♀️
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
34.74k Okunma |
2.68k Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |