3. Bölüm

3. Bölüm

Seda Bayhan
segfre

2023 İstanbul

Cemre

Ares amcadan aldığım adres ile arabamdan indim ve geldiğim yere baktım. Gençer Şirketler Grubu. Demek Kenan bey buranın başındaydı. Son görüşmemizden sonra bir anda çıkıp gitmesi ile internetten onun hakkında ne kadar haber varsa okumuştum. Yaşadıkları kolay şeyler değildi. Kimseyle konuşmak istemediği de belliydi ama Ares amca çok inatçı biriydi. Bir şeyi kafasına koyduysa yapardı ve Kenanı iyileştirmeyi kafasına koymuştu belli ki. Derin bir nefes aldım ve şirketten içeriye doğru girdim. Danışmaya ilerleyip baktığımda kimse yoktu. Etrafa bakmaya başladım. Garip denecek derecede hiç kimse yoktu. Yukarıya doğru çıktım. Çıktığımda herkes bir yere toplanmış bir şovu izliyor gibiydi. Baktığımda Kenan, yirmili yaşlardaki bir çocuğu dövüyordu. Dövmek az kalırdı. Çocuğun ağzı ile burnu yer değiştirmişti. Hemen koşarak havadaki yumruğunu tuttum. Bakışları direk bana çevrilmişti.

"Sakin ol. Herkes sana bakıyor."

Yerdeki çocuğa baktığımda yüzündeki kanlara rağmen sırıttığını gördüm. Bu kimdi? Kenan neden ona saldırmıştı? Tam elini benden kurtardığı sırada Ares amcanın sesini duydum.

"KENAN!YETER!"

Ares amcanın sesini duyması ile geri çekildi ve çocuğun üstüne tükürdü.

"Dışarı çıkartın şunu. Doktora da götürün bir baksın. Onunla işim daha bitmedi." deyip ofisine doğru ilerledi Kenan. Çocuk ayağa kalkıp bana baktı ve yanıma geldi.

"Onu kendine getirin Cemre hanım. Ben bir şey yapmadım. Suçlu olan kardeşiydi." diyerek Ares amcaya baktı ve baş selamı verdi. Ardından da merdivenlerden aşağı inerek kayboldu. Ben sadece arkasından bakmakla yetinmiştim. Adımı nereden biliyordu? Ares amca omzuma dokunduğunda ona baktım.

"Kenanla konuş. Onun kim olduğunu,seni nereden tanıdığını anlatır. Yargılamadan ve taraf tutmadan dinle onu. Seni kovsa da asla gitme. Sana ihtiyacı var."

Gülümsedim ve başımı salladım. Çalışanlar dağıldığında ben de Kenanın odasının yolunu tuttum. Odaya girdiğimde Kenan arkası dönük bir şekilde yerde oturuyordu ve elleri ensesindeydi. Yavaşça yanına yaklaştım.

"İyi misin?"

Bir süre ses gelmedi. Önüne geçtiğimde kıpkırmızı gözler ile bana baktığını gördüm. Her ne yaşanmışsa demin dövdüğü çocuk ile ilgiliydi.

"Kimdi o?" dediğimde bana baktı.

"Kaan. Her şeyin sebebi."

Çatallaşmış sesiyle cevap verdiğinde çantamı bir kenara bıraktım ve onun hizasına eğildim.

"O mu yaptı?"

Bana öyle bir baktı ki sanki yıllardır duymak istediği bir şeyi söylemişim gibiydi.

"Bunu herkese anlatmaya çalışıyorum. O şerefsiz arkasında onun." deyip başını ovaladı. Ardından da ayağa kalktı.

"Sana neden anlatıyorsam sanki..." diyerek kapıya gittiği sırada kapının kilitlenme sesi ile duraksadı. Gülümsedim. Gülümsedim çünkü Ares amcanın yaptığını görmüştüm. Bundan kurtulmasını istiyordu.

"Baba. Aç kapıyı."

"Ben bu Kenanı istemiyorum. Bana oğlumu geri verene kadar buradasınız."

Kenan bir süre bekledi ve kahkaha atmaya başladı. Şu anda susmanın iyi bir karar olacağını varsayarak sessizce masanın önündeki koltuklardan birine oturdum. Kenanın kahkahası kısa sürmüştü ve kabullenmiş bir şekilde gelip koltuğuna oturdu. Bakışlarımı ona çevirip bir kaç saniye onu izledim. Kollarını masaya yaslayarak başını ellerinin arasına aldı ve bana baktı.

"Çocukluğuma mı iniyoruz?" dediğinde gülümsedim.

"Hayır. Nereden isterseniz başlayabilirsiniz." dediğimde bana yargılayıcı bir bakış attı.

"Siz iyi bir psikolog değilsiniz Cemre hanım. Benim tanıdığım psikologlar not alıp ilaç yazarlar."

Dediklerinden anladığım kadarıyla daha önce de terapi almayı denemiş ama işini yanlış yapan insanlarla karşılaşmış.

"Siz işini doğru yapan meslektaşlarımla karşılaşmamışsınız anlaşılan. Bazı danışanlarım not almamdan rahatsız oldukları için ben de kafama not alıyorum. Yani sizi kafamda analiz edeceğim. Evet başlayabilirsiniz. Sizi dinliyorum."

2012,Trabzon

Kenan

Yine dayak yemiştim...yine evden kovulmuştum...yine yine yine. Bu sürekli oluyordu. Tek zoruma giden kardeşimin yanında yapmasıydı. Selin. Melek gibi bir kız. Teni de melek gibi zaten bembeyaz. Bu sefer eve dönmeyecektim kararlıydım. Selini de o on sekiz yaşına gelince yanıma alacaktım.

Durduğum baraka yerdeki zorlukla yaktığım ateşe çevrildi. Çöpten bulduğum paçavra bir battaniye ile ısınmaya çalışıyordum. Onun da pek yardımcı olduğu söylenemezdi. Göz kapaklarım yorgunluktan dolayı kapanmak üzereydi ama hava da buz gibiydi. Televizyonda bir şey izlemiştim geçen sene. Asker filmiydi diye hatırlıyorum. Orada bir söz vardı. "UYURSAN ÖLÜRSÜN." Ben de tam olarak o durum içindeydim. Uyursam ölürdüm. Ama gözlerim daha fazla dayanamıyordu. Uyurken ısınmak için battaniyeyi iyice üstüme çektim ve sarındım. Daha çok etki etmesi için kendimi cenin pozisyonuna aldım ve gözlerimi kapattım.

Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama uyandığımda sabah olmuştu. Doğrulacakken üstümde ağır bir şey fark edince o tarafa baktım ve kalın bir yorgan gördüm. Biri benim üstüme örtmüştü bunu. Kaşlarımı çatıp etrafa baktım. Aynı yerdeydim ve ateş sönmüştü. Ayağa kalkıp üstümü silkeledim ve dışarı doğru yürüdüm. Yerin çıkışından şarkı söyleyen bir adamın sesi geliyordu. İyice yaklaştığımda genç bir adamın bir tabureye oturmuş şarkı söyleyerek yeri eşelediğini gördüm.

"Bir fidandım derildim

Fırtınaydım duruldum

Yoruldum çok yoruldum

Siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz"

Bir süre dinledim onu. Ayağımı önüme attığımda gülümsedi ve şarkıyı kesti. Yeri eşelemeye devam ederken konuşmaya başladı.

"Günaydın çocuk. İyi uyudun mu?"

"Evet. Siz kimsiniz?" dediğimde elindekini bırakarak bana döndü.

"Ben Ares. Ares Gençer. Sen?"

"Kenan. Arıcı."

Soyadımı duyduktan sonra bir süre bakışları bende kaldı.

"Onun oğlu musun?" dediğinde başımı salladım ve önüne dönüp yanındaki diğer sandalyeyi gösterdi.

"Aç mısın? Nereden düştün buraya?" dediğinde sandalyeye oturdum.

"Aç değilim desem yalan olur." dediğimde poşetten bir sandviç çıkartıp bana verdi. Paketini açtığımda ona baktım.

"Anlatmak istemiyorsun anlaşıldı." diyerek cebindeki sigarasını çıkarttı ve yaktı.

"Şiddet mi görüyordun?"

Dediği şey ile başımı hafifçe salladım ve ekmeği masanın üstüne bıraktım.

"Bak delikanlı. Senin baban benden oğlumu aldı. Ben de onun yapamadığı babalığı sana yapmak isterim. Hem sana yardım ederim. Zamanı gelince babandan beraber intikam alırız. Olur mu?" dediğinde elinde topla bize doğru koşan bir çocuk gördüm. Üstü başı çamur içindeydi.

"Aras. Yine ne yaptın? Kavga mı ettin?" diyerek sigarasını küllüğüne bıraktı ve çocuğun yüzünü kontrol etmeye çalıştı.

"Topumu almaya çalıştılar. Dedim babamın hediyesi vermem. Sonra bana daldılar ben de onlara daldım tek başıma. On kişi varlardı. Sen bir de öteki taraftakileri gör." dediğinde karşımdaki adama çocuğu işaret ettim. Anlamış gibi gülümsedi ve çocuğu kucağına aldı.

"Bu büyük oğlum. Adı Aras. Biraz serseridir. Ama aldığı oğlum bu değil. Daha doğduğunda aldı onu. Sadece bir kere uzaktan yüzünü gördüm o kadar. Sonra da bulamadım işte. Belki sen bana bulmamda yardım edersin,ben de sana hem babalık yaparım hem de babandan intikam almana yardım ederim. Ne dersin?"

Hiç düşünmeden kabul etmiştim.

2015,İstanbul

Birkaç sene sonra tekrar aynı yere gelmiştik Ares babamla. Dediği gibi o bana baba olmuş, ben ona oğul olmuşum. O harabe yerde bazı çocuklara bakıyorduk. Bazı çocuklar derken sokakta kalmış, benim gibi evden kaçmış çocuklardı. O baraka yeri onlar için cennete çevirmiştik. İçeri girdiğimde saat sabahın erken saatleriydi. Poşetleri bir kenara bırakıp masaya doğru ilerledim ve sofrayı hazırladım. O sırada bir şey dikkatimi çekti. Eskiden benim yattığım yerde kimse yatmazdı ama biri yatıyordu. Ateşi alevlendirip o tarafa gittim ve çocuğa doğru eğildim. Hiç tanımadığım biriydi ve yeni geldiği belliydi. Üstünü örteceğim sırada elindeki bıçağı birden boğazıma doğru getirdi ve gözlerime baktı. Gülümsedim.

"Selam hoş geldin. Ben Kenan. Sen?"

Benden zarar gelmeyeceğini anladığında bıçağı yerine koydu ve geri çekilip yorganı üstüne geri çekti. Gülümsedim ve omuz silkip tekrar masaya doğru ilerledim ve aldıklarımı hazırladım.

"Kerem."

Boğuk bir ses geldiğinde o tarafa baktım ve demin konuştuğum çocuğun tarafından geldiğini gördüm.

"Kerem. Aramıza hoş geldin."

O anda tanıştığı çocuğun hayatından çıkmasının imkansız olduğunun farkında bile değildi Kenan. O çocuk onun gibiydi. Aynı anneden doğmuşlardı ama farkında değillerdi. Aralarında bir çekim vardı doğru. Bu da abi kardeş çekimiydi. Öyle de oldu. Birbirlerine abi kardeş oldular. Öz kardeş olduklarını bilmeden hem de...

 

Bölüm : 04.12.2024 15:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Seda Bayhan / KEREM / 3. Bölüm
Seda Bayhan
KEREM

16 Okunma

9 Oy

0 Takip
3
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...