10. Bölüm

10.BÖLÜM -VOUREN VADİSİ -"ANA SALONDA Kİ TOPLANTI"-

SEMA
sema95

 

Bir gün önce...

Üç komutan sıralı şekilde askerlerin gidişini izlediler,sonrada Eldoras'ın kralı olan,Kral Fountain'e döndüler.

"Dışardaki kasvetli havanın,içerdeki ortamdan pek bir farkı yoktu..."

Eldoras'ın Kralı Fountain söze giriş yapar;

-Neden bu kadar geciktiniz?Size haber göndermiştik.Neden gönderdiğimiz haberlerden sonra gelmediniz?

Eldoras;

-Verilen görevi yerine getirmek için kralım.

Kral Fountain;

-Ben size ikici gönderdiğim haberdede mi ne söylediğimi anlamadınız?"der,gür sesi yankı yapar koca salonda.

Eldoras;

-İkinci haber bize,yola çıkmadan saatler önce gelmişti.Haber aldığımız zaman hazırlığımızı yapıp yola çıkmıştık kralım..'der başı önde.

Bu sözlere karşılık Maglor ve Lebrain birbirlerine bakarak;

-"Ne haberi?" die söylenirler.

Kral Fountain hiç bir bilgileri olmayan komutanlara dönüp ikisine bakar,sonrada Eldoras'a bakıp kalın kaşlarını çatar ve sözlerine onları da ekleyip devam eder,Kral Fountain;

-Gönderdiğimiz iki haberde de belirttiğimiz gibi,savaşın devam ettiğine ve Krallarınızın bu savaşı kaybettiğine,Krallarınızın alıkonduğuna dair haber göndermiştik.

Maglor ve Lebrain duyduklarına anlam verememiş şok içindeydiler.Maglor;

-"Bizim bu bilgiden haberimiz yok.Bize böyle bir haber gelmedi."Şaşkın bir yüz ifadesine bürünür.

Eldoras;

-Evet geldi,haberi ben aldım.

Maglor ve Lebrain şok içinde hiddetlenirler.Daha fazla duygularını gizleyemezler.Lebrain ve Maglorun duyguları yüz ifadelerinden anlaşılacağı üzere üzgün,öfkeli,kırgın,güven eksikliği ve yine öfkeli...

Maglor şok içinde hiddetlenir,Maglor;

-Benim bundan haberim yok.Neden bana gelen haberlerden söz etmedin?Kralım,kralım yok.Vadim yıkılmış vaziyette.Tanrı aşkına komutan!Bu haberlerden neden söz etmedin???

Lebrain bu yaşanılan olaylar onu fazlaca yıpratmış vaziyetteydi,kısık sesiyle,Lebrain;

-Banada söz etmedin,benim haberim olsaydı Namuran Divanında bu kadar uzun süre kalmazdım,kralımın yanında olurdum.Gönderdiğimiz birliklerle gelebilirdik.

Eldoras duruşundan ödün vermek istemezcesine dik ve üzgün duruş sergiliyordu.Kalın ve kısık sesiyle,Eldoras;

-Lütfen komutanlar,beni dinleyin.Haber bana yola çıkmadan saatler önce gelmişti ve işin boyutunun bukadar ciddi olduğunu bilmiyordum.Sizlere gelen haberleri aktarmadığım için beni af edin,lütfen.Orada yapılması gerekeni yaptım.O an orayı öylece bırakamazdık.Kayıp eşyanın orada olduğu söylendiği için orda olmam gerektiğini düşündüm ve savaşın bukadar ciddi boyutta olacağını beklemiyordum.Ayrıca vadilerinizde yaşanılan durumu sizlere aktarmış olsaydım,belkide vadilerinize giderken karmaşa yaşanılabilirdi.Duygularınızı kontrol edemeyebilirdiniz.

Heliiman Vadisinin Kralı olan,Yüksek Elf Krallarından,

Kral Ecthelion;

-Komutan Eldoras!" Der ve elini asasının ortasına koyar. "Büyük savaşın olacağına dair bize haber geldiğinde,uzun zaman olmamıştı yola çıkışınız.Kraliçe Eurielle bizzat kendisi gelip haber vermiş sizlere,ona rağmen gelmeyi red etmişsiniz."

Eldoras verilen görevi yerine getirmemekle beraber,gelen haberlere uymadığı için mahçup ve başı önde cevap verir,Eldoras;

-Ben sadece mavi küreyi almak istemiştim.Bana verilen görevi yerine getirmek istemiştim.

Aguran Vadisinin Kralı olan,Yüksek Elf Krallarından,

Kral Harantha sert ve gür sesiyle;

-Komutan!Ne görevi?Size iki kere haber gönderildi.Durumun ciddiyetinin farkında değil misiniz?Krallarınızın çocukları ve komutanları öldürüldü.Kralları kaçırıldı.İri yapılı hastalıklı elfler sizlerin peşinde ve buraya geleceğinizide biliyorlar.Burası tehlike altında,vadilerimizde öyle.

Astai Vadisinin Kralı olan,Yüksek Elf Krallarından,

Kral Ananstai sinirli ve gür sesiyle;

-Bir dahaki sefere emirlere uyun,gelen haberlerede!Kendi kafanıza göre hareket etmeyin!

Bu sözler üzerine beyaz teni kırmızıya döndü Eldoras'ın ve iki komutanın elleri ayakları titrer oldu her bir sözlere.Baş önde selam durdular üzgün vaziyette.

Kral Fountain yaşanılan olaylardan haberi olmayan iki komutana ve az bilgi sahibi olan komutan Eldoras'a bakarak söze başlar,Kral Fountain;

-Kralınız alıkonuldu,vadileriniz yıkıldı,vadilerinizde savaştan sonra yaşıyor vaziyette olanları Astai Vadisine "Kral Ananstain'nin Vadisine" yolladık. "Der ve Lebrainle göz teması kurarak sözüne devam eder." -Kral Aredhel'in Komutanı Lebrain,kralın çocuklarından-İsildir ve 4.prens Garenth öldürüldü.Ama ikizler olan Prens Ervan ve Lady Evarent ile onlarla ilgilenen asker Helsan halen hayatta olabilirler." Devam edecekken Lebrain daha da hüzünlenir,ağlamamak için kendini zorlar.Lebrain;

-Onları gördüm,onlarda öldüler.

Kral Fountain ile oradaki herkes onları izlemekteydiler.Lebrain konuşamıyordu.Çünkü çok kayıp vermiş ve kralın soyu yok edilmişti.Maglor lebrain'in suratına yan ve üzgün gözle bakar,omuzunu Lebrain'in omuzuna hafifçe vurur.Maglor;

-Efendim,Lebrain'in vadisine gittik ve saklanma yerini incelediğimizde ikizleri ve yanlarında duran Helsanı gördük,son nefesini verdiler.Son nefesini vermeden önce Helsan ile konuşabildik.İkizler kara büyülü ok ile öldürüldüler.Helsanda,savaşta yıkılan surlarla beraber vadide hasar görmüştü.Ayağıda aldığı darbeden kangre olmuş,ondan ölmüştür."der üzüntüyle.

Bu sözlere karşılık salonda sesizlik hakim olur,bir müddet...

Kral Fountain bir müddet bekledikten sonra sözlerine devam eder.Kral Fountain;

-Kral Elgamonth'un Komutanı Maglor,seninde kralını alıkoydular.Kralının soyundan "Grindeal,lady Hellan,Anahir" hayatta kalmayı başaranlardandır.Onlar savaşın olacağını öğrendikten sonra Astai Vadisi ve bize haber vermek için vadiden ayrılmışlardır.Savaş beklenilenden daha erken başladığı için geri göndermedik vadilerine,şuan da kendileri Astai Vadisinde hazırlık içindeler.

Maglor kralı için çok üzgün vaziyettedir.Ama yaşayanlar için azda olsa mutludur.Eldoras'a karşıda öfkelidir.Aynı duygu durumu Lebrainde de mevcuttur.Lebrain ve Maglor,Eldoras'a öfkeli bir bakış attılar ve ona olan öfkelerini bir müddet içlerine attılar...

Astai Vadisinin Kralı olan,Yüksek Elf Krallarından,

Kral Ananstai;

-Sizin vadileriniz yıkıldı ve oradan gelenlere herzaman yerim vardır.Krallarınızla herzaman dost içinde yaşadık.Krallarınız zor anımda herzaman yanımdaydılar.Bende şimdi sizlerin yanındayım.Benim vadim geniş alana sahip,bazılarınızın vadileri gibi olmasada ihtiyaçlarımızı karşılayacak verimli topraklara sahibim.Lakin biliyorsunuzki karahanlı topraklara çok yakınım ve bu durum beni rahatsız ediyor.Sizinde krallarınız o topraklarda alıkonulmuş vaziyette.Ben size her konuda yardım ederim.Sizde o toprakları yok edin.Böylelikle yaşadığımız vadilerde rahat edelim,sizde rahat edin.

Bu sözler üzerine salonda fısıltılar ve sesler yükselmeye başlar.

Kral Ecthelion;

-Bay Ananstai!Ne dediğinin farkında mısın?Karahanlı Topraklar tehlikeli ve hastadır.Giren çıkmaz!Lütfen başka bir çözüm bulalım!

Elini asasına tekrardan koyan,kalın sesi ile vurgu yaparak,

Kral Ananstai;

-Bay Ecthelion!Siz önerin!Mavi küre orada,varlığını ve gücünü hissediyorum!Onu yok etmemiz lazım ve tek çözüm oraya gitmek!Şu komutanların krallarıda orada ve her geçen dakika işkencelere maruz kalıyorlar."der ve duraksar.Tam başkası söze giriş yapacakken gür sesle sözüne devam eder. "Şu komutanlar yerine getirilmesi gereken ne görevi nede yolladığımız haberlere itibar etmemişlerdir.Onların sürgün edilmesi gerekir.Onları Karahanlı Topraklara sürgün edin!

Salonda aniden sesler yükselir.Kral Fountain;

-Bay Ananstai!Lütfen sınırınızı aşmayın!Onların sürgün edilip,edilmeyeceğine ben karar veririm.Onlar,bana göre görevlerini yerine getirdiler.Bu konu üzerinden konuşulmasını istemiyorum.Karahanlı Topraklarına gelince..."Sözünü tamamlamadan,Maglor ve Lebrain söze aniden girerler,ikisi ayni anda;

-Ben kralım için gideceğim.

Ana salondakiler bir anlığına susup onları izlediler.Eldorasta onlara bakar ve Eldoras;

-Bende gideceğim.Komutanlara söz verdim.Sözümden dönemem.

Kral Ananstai vurgulu bir şekilde;

-Çok güzel,öylede olması lazım.Sizlere yardım olarak birlik ve yiyecek göndereceğim.

Kral Ecthelion;

-Bu delilik!Onların oraya ve yalnız göndermek normal değil!Sen haddini aşıyorsun,Bay Ananstai!

Kral Ananstai;

-Evet,haklısın!Onların yalnız gitmesi bir delilik.Karahanlı Topraklara sadece ben yakın değilim.Cücelerin yeraltı evleri orada,onlarında gitmesi gerekiyor."der,burnu havada...

Yeraltı Megan Ovasının Cüce Kralı Dairmen;

-"Ne diyor bu böyle!Beni sinir ediyor bu sivri kulak!" Der.Cüce Kraliçesi onu sakinleştirir ve parmak uçlarını masaya sakince koyup,söze giriş yapar,Cüce Kraliçesi Mastal;

-Beni dinleyin!Sivri kulak nekadar sinir bozucu olsada haklıdır."herkes bu sözün sahibine bakar ve susarlar."Eğerki kralları alıkoymaya ve vadileri yıkmaya başladılarsa,devamıda gelecektir ve durmayacaklarmış gibi görünüyor,son yaşanılan olaylardan anlaşılacağı üzere.Karahanlı Toprakların yok olmasını biz cücelerde isteriz.Fakat tüm ırklar bir birlik olmazsa,kazanamayız.Bizim birbirimize güven duymamız lazım.Ancak biz cüceler,siz sivri kulaklara güvenimiz yok.

Kral Ananstai;

-Birbirimiz hakkında ortak düşünceye sahibiz!Çünkü bizde sizlere güvenmiyoruz.Siz sırttan vurmayacağınıza inanmam.

Kral Harantha;

-Tartışmayı kesin!Evet oraya gidilmesi gerekiyor ama orayı bilmeyen ve giden kişinin kokusuna kadar tanımadıkları birisi....

Kral Fontain;

-Kim?Aklında kim var?

Kral Harantha;

-Bir buçuklular,hobbitler.Cüce görünümlü yaratıklar.Kokularını tanıyan kalmadı bu dünyada...

"Sesler tekrardan yükselir."

Mr. Grinimal(büyücü);

-Bu imkansız!Onları daha fazla tehlikeye atamayız.İzin vermezler.Bize izin vermezler.Aslında aklımda sizinle paylaşmak istediğim başka biri var,lakin bu çok tehlikeli ve bunun için önce izin almam gerekiyor ve bizzat kendisine sormam gerekiyor,sonrada sizinle kim olduğu ile ilgili paylaşım yapacağım...

Cüce Kralı Dairmen;

-Hobbitlerin iyi hırsız oluğunu duymuştum.Sivri kulak gibide değiller,efendilerdir.Hobbit işin içine girerse benim yeraltı Megan evim onlara herzaman açıktır.Onlara eşlik edebiliriz.

Mr.Grinimal;

-Haber almamı bekleyin.Kabul ederlerse hobbit köyünden,sizlere hobbit getirebilirim.

Kral Ananstai;

-Kimden izin alacaksın?Sen kafana göre almıyor muydun hobbitleri?

Mr. Grinimal;

-Tabiki hayır efendim.Ben Lady Marew'den,Mr. Narensun'a kadar izin almam gerekiyor.Hobbitler uzun yıllardır koruma altında.

Kral Fountain;

-Peki,izin almaya çalış ama geç kalmaman gerekiyor.Komutanlar sizlerle ayrı bir toplantı yapacağım.Yan odaya geçin ve beni bekleyin. "Der ve komutanlar selamlarını durup,sağda yanları sarı,içi beyaz olan kapıyı açıp içeri girerler.Kral Fountain onların içeri girmesini bekler.Sonrada ana salonda oturanlara bakar düşüncelere odaklanır,Kral Fountain;

-Komutanlar nekadar gönderdiğimiz haberlere itibar etmeselerde,verilen görevi yerine getirebilmek için ölümü göze almışlardır.Onlar sürgün edilmeyecek ve kralları yaşıyor vaziyette bulamazsak,ben komutanlar ve geride kalanları vadime alacağım!Ancak şuanda onların karahanlı topraklara ellerini sallayarak gitmesi mümkün değildir.Onları göz göre göre ölüme gönderemeyiz ama mavi küreninde bulunması lazım.Göndereceğimiz birliklerde yetersiz olacaktır.Mr.Grinimal senin bahsettiğin adından söz etmediğin kişi kim?

Cüce Kralı Dairmen;

-Biz asker göndeririz,dostlarımda yardımlarını esirgemeyeceğinden eminim.

Mr. Grinimal;

-Şuan da ismi burda açıklamam doğru olmaz,bay Fountain.Lakin kabul ederse epeyce bir yardımı dokunacağından hiç şüphem yok.Ayrıca yolda giderken birkaç yerede haber bırakacağım ve hobbit işinide halletmeye çalışacağım.

Kral Ananstai;

-Kartallar,onlarla bu savaşı kazanabiliriz.

Mr.Grinimal hiddetli bir biçimde;

-Verdiğiniz fikir neden aklıma gelmedi.Vadileri yıkmadan çok önce nesillerini tüketebilirdik.Sizde çok bilmişlik tavrınızla,boş laf etmemiş olurdunuz!Bay Ananstahhhi!

Kral Ananstai bu sözlere karşılık kaşlarını çatar ve başını yana çevirir.

Kral Dairmen ve Kraliçe Mastal'in oğlu,Prens Daren;

-Sivri kulakların herzamanki bilmişlikleri...

Kral Harantha;

-Lütfen!Sakin olun ve şuan komutanlar için ne yapacağımızı konuşalım ve kartallara gelince onlara ihtiyacımız olacak,yüksek ihtimalle ve siz büyücülerin iletişim kurduğunuz,iyi tarafta olan şekil değiştirenler,Namuran ağaç erleri gibileri...Bunlar olmadan yapamayız.

Kral Ecthelion;

-Biz onların dikkatlerini üzerimize çekeceğiz ki,bir buçukluk onlardan mavi küreyi alsın.

Cüce Prensi Daren;

-Ya mavi küre orda değilse?

Kral Ananstai;

-Ben gücünü ve varlığını hissediyorum.O orada.

Cüce Prensi Daren;

-Senin gibi sivri kulağın doğru söylediği ne malum."dediği anda aşırı gür sesi ve hiddetinden,göz bebekleri kırmızıya dönen Kral Ananstai;

-Beni dinle küçük,pis kokulu yaratık!Ben orada diyorsam oradadır!!!Senin gibi sararmış dişlere birşeyi kanıtlamak zorunda değilim!!.....

Bu sözlar ardına herkesin bağırışmaları ve birbirini dinlemeyenlere tahammülü kalmayan Mr.Grinimal asasını alır ve gür sesiyle kimsenin anlayamadığı sözler eder.O an etraf kararır ve herkes susup oturur.Komutanlar yan odadan içeri girerler.Onlarda içerde tartışma yaşayıp,birbirlerine ağır cümleler ediyorlardı.

Mr. Grinimal;

-Buraya gelin komutanlar!Beni sizlerin yanına Reimain,yardım etmem için gönderdi.Eğerki mavi küreyi sizler bulmazsanız,bulamazsanız hiç iyi sonuçlar olmayacak!Kavga etmeyi kesin.Heppiniz bir birlik olmak zorundasınız!Bir tek siz değil,insanlar!İnsanlar neden sizde söz etmiyorsunuz?Sizlerde bizlere yardım etmelisiniz!Herkes bu savaşta olması gerekiyor.Kartalları rahat bırakın,onlara sonradan erişimim oldu.Onlara zamanında başka büyücü bakardı.Beni pek dinlemezler.Onlar ne zaman nerede olacaklarını kendileri karar verirler.

Yüksek Mertebedeki İnsanlar büyücü susunca aralarından biri;

-Biz herzaman yanınızdayız.Bizimde yerleşim yerlerine zarar verdiler.Son insana kadar sizinleyiz.

Mr. Grinimal;

-Bu çok iyi bir haber.Öylese bir hafta içinde benden haber bekleyin.Şuanda bana müsade verin,komutanlar siz hazırlanın her an sizleri çağırabilirim.Sizlerde kavga etmeyin."der ve çekip gider.

Ana salondaki herkes büyücünün gidişini izler.Kral Fountain ayağa kalkar ve ana salondakilerde ayağa kalkarlar,bunun üzerine Kral Fountain;

-Bu toplantı burda sona erdi,duydunuz bir hafta içinde hazır olun!

Salondaki herkes ağır başlı vaziyette veda edip gittiler.

Kral Fountain komutanlara bakar ve önden diğer odaya geçer,arkasından da komutanlar geçer,Onkar odaya geçerken bir kaç kişide ana salonu temizlemeye gelirler.Odada kapı kapandı ve Kral Fontain ile komutanlardan başka kimse yoktu.Ana salonda temizlik sesleri,kaşık,çatal sesleri geliyordu.Koca odada tahtta oturan Kral Fountain söze nasıl başlayacağını ve ne söyleyeceğini tam anlzyamaz.Her birinin gözlerinin içine bakar,Kral Fountain;

-Uzun,zorlu yolculuklardan buraya geldiğinizi ve neler yaşadığınızı tahmin ediyorum.Sizleri göreviniz uğruna ölümü göze alışınızdan dolayı sürgün etmeyeceğim.Lakin Karahanlı Topraklarına gideceksiniz.Mavi küre orada.Eğerki Mr. Grinimal izin alabilirse,hobbit sizinle gelecek,onu koruyup kollayacak ve mavi küre elinize geçerse bana yada büyücuye getireceksiniz ve bundan sonra sana haber gelirse komutan Eldoras,ciddiye alacaksın ve haber kiminle ilgiliyse ona ondan söz edeceksin.Anlaşıldı mı?...

Komutanlar baş aşağı selam durup,

-Emredersiniz,Kralım."dediler.Bunun üzerine kral Fountain;

-Son konu olarak çocuklarım,çocuklarımı nerde görmüştünüz?"der,sesi kederli ve Eldoras'a olan kırgınlığını belli edercesine.

Kral belli etmesede çocukların ölümü onunda canını yakmıştı.Bununlada kalmayıp,dost olduğu krallar alıkonmuştu,çok sayıdada ölüm vardı....

Baş aşağı,üzgün vaziyetteki Eldoras;

-Lebrain'in Vadisinin surlarının önünde ki taş,kaya parçası,taşıyıp kaldıramadık.Altında,hepsi altında kalmışlar."Devrik cümle kurar ve devamını getiremez.Kral Fountain komutanlara bakar ve tahtın yanında duran daire biçmindeki küçük masadan şarap ve bardağı,ayağa kalkmadan alır.Ayağı açık rahat pozisyonu alıp,Kral Fountain;

-Gidin dinlenin,sizin çok uzun ve yorucu yolunuz var.Yarına tekrar konuşuruz.

Komutanlar selam dururlar,arkalarını dönüp iki adım attıktan sonra,Eldoras kralına doğru üzgün vaziyette döner,Eldoras;

-Kralım,özrümü kabul edin.Rahat adım atıp dinleneyim.

Kral Fountain bardağına doldurduğu şarabı yudumladı ve yaşlarla dolu olan,biri dokunsa,dışarda yağan yağmur gibi akacak gözlerle onları süzdü...

Kral Fountain;

-Rahat uyu Komutan Eldoras!Senin bu yaşanılan olaylarda bir suçun yok.Verilen görevleri yerine getirmeye çalıştın sen.Yolunuz uzun iyi dinlenin"der ve gözü koca alanda dışarıya kayar.

Eldoras Kralı için endişe içindedir.Selam verip giderler.Kralıda şarabı yudumlayarak dışarıyı izler.Gözler yaşla doludur.Geniş omuzunu silkeler ve ayağa kalkar bir kez daha yudum aldıktan sonra iki adımlık taht merdiveninden iner.Elindeki siyah düz ve koyu kahverengili yarı camlı bardağı sert bir şekilde karşıya atar.Etrafı izler,nefes nefese kalır.O an içinde sakladığı göz yaşı ve öfkesi ortaya çıkar.Elinde olsa çocuklarına dokunanı,elinden alıp öldüreni,yok eder,ateşe verirdi.Ama beklemesi ve hazır olması gerekiyor.Her ihtimalle savaş olacak...

Yenilme ve alıkonmada...

İşkence görmekten korkuyor ve bir okadarda öfke,nefret var üzerinde.Nefes alış verişlerini kontrol etmeye çalışıyor.Camdan dışarı bakıp,ellerini cama koyarak dışarıyı izlemeye başlar.Ne yapacağını bilemez haldeydi.....

Bölüm : 12.01.2025 15:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...