15. Bölüm

15.Bölüm-Karahanlı Topraklarına Yolcukluk-Karanlığında Karanlığına Yolda Yolcu,Yolculuk-

SEMA
sema95

Gidişleri uzun sürmeden karanlığın ilk adımında küçük hastalıklı elflerle savaş yaparlar.Uzun yolun yolcularına rahat yoktu.Dar yollardan dar geçitlerden geçtiler.Zamanında bakılmaya doyulmayan yollarda şu an ızdırap ve acı çeken toprakların üzerinden yürüdüler.Yürüdükleri topraklar zamanında kanla kaplıydı.Yaşadıkları yerleri gölgeye esir düşmüşlerin ellerine vermek istemedikleri için kanla gömülenlerin yeriydi bu topraklar.

Yola devam ederken Maglor dayanamaz ve büyücünün yanına gider.

Maglor;-Bay Mr.Grinimal,şu parçalara ayrılan küreyi buraya getiren Yüksek Mertebedeki Elf Kralsa,nasıl oluyorda başkasından çalındığını söylüyorlar?

Mr.Grinimal;-Kim?Kim sana şu soruyu sordu?Kimden çalmışlar?

Maglor;-İklimleri dahi değiştirenlerden çalındığını söyleyen oldu.

Mr.Grinimal;-Ah!Ahmak!Bu sözüde yalnış anlamışsın!

Lebrain;-Ah!Hayır ama!(elini başına koyup geri çeker)Emir veren onlar.Komutan Eldoras'ın kan bağı olanlardan kaçırmışlar.Hatta onlardanda değil krallarımızdan kaçırmışlar.

Eldoras;-Şu anda anlaman için fazla geç olmadı mı?Karahanlı Topraklarına yolculuk yapıyoruz.

Maglor;-Tanrı aşkına!Şu olayı doğru düzgün anlatsanıza!

Mr.Grinimal;-Beni dinle!Kulağını açta beni dinle!(sorulardan yılmış olan büyücü derin nefes alır ve söze başlar)Sana son kez anlatıyorum.Eldoras'ın soyuna ait yüksek mertebedeki Elf Kralı ölümsüz topraklardan buraya gelir ve yaşamına burada devam etmek ister.Yaşamına Karahanlı Topraklarına yakın yerde devam etmek isteyen Kral,tüm uyarılara rağmen geri adım atmaz ve oraya ihtişamlı bir vadi yapar.Zamanla ihtişamlı vadiye tahmin ettiğiniz üzere karanlık çöker ve kral ölümsüz topraklardan getirdiği küre parçalarınında etkilendiğini bildiğinden onları krallarınıza verir.(derin nefes alıp verir ve sözlerine devam eder.)Aslında...Lakin kral zamanla değiştiğininde farkındadır.Suyun,toprağın,havanın...(tekrardan derin nefes alan büyücü)Ama zamanı gelip geçti.Farkına vardığında,ruhu çoktan gölgeye esir düşmüştü.İstesede gidemezdi geri.Bundan dolayı küre parçalarını krallarınıza verdi.

Komutanlarda bu sözler karşısında duraksadılar.Yollarına devam ederken birden bir hareketlilik sezdiler.Kuru ağaçların arasında,kurumuş dikenli sarmaşıkların hemen arkasında fısıltı sesleri dikkatten kaçmıyordu.Onlara eşlik eden askerlerden biri attan inip sarmaşıkların yanına yürüdü ve tam sarmaşığı açacakken birden dev intigorun yüzü sarmaşık arasında görüldü.asker iki adım geri giderken ayağı kurumuş kalın köklerden birine takılıp düştü.İntigor hemen bir hamleyle üzerine atladı.Arkadan atılan oklar işe yaramıyordu.Büyücü hemen asasıyla birşeyler söyleyerek,asayı ona doğrulttu.İntigor o anda geri düştü.Baş dönmesi yaşayan intigor ve yerde yatan asker,biranda tekrardan kendilerine geldiler.İntigor tekrardan doğrulmaya çalıştı ki askerlerden biri kılıcıyla boğaz tarafına sapladı ve tekrar aynı yeri sapladı.Ancak ölebildi.Büyücü birbirlerine bakakalan oradakilere,

Mr.Grinimal;-Devam etmeliyiz.Burada çok duramayız.Bunlara hazırlıklı olun.'sözlerini bitirmeden fısıltılar devam ediyordu ki...'

Birden şarkı söyleyen birini duydular.Anlamsız sözlerle ağaçlardan çiçeklerden söz edililyordu.Şu karanlık topraklarda kim şarkı söyleyebilirdiki.Kimse anlam verememişti.Mr.Grinimal ve oradakiler ellerini hazırladılar,intigorun çıktığı yöne yöneldiler ki...

Maglor;-Buda ne böyle?

Lebrain;-Onların burada ne işi var?

Tam konuşma tamamlanmadan aniden intigorlar etrafını sarmışlardı.Tuzağa düşmüşlerdi.Hemde ateşin üzerinde yanmayı bekleyenler yüzünden.Bu savaş bir kaos gibiydi.Mr.Grinimal ölmemeleri için uyarıp duruyor ve çoğunlukla savaşmak yerine,ölümle burun buruna olanları kurtarmakla yetiniyordu.Savaşta prens,lady,prensesler yoktu.Savaşta askerler ve komutanlar vardı.Prens,lady,prensesler ortada onları yönlendiriyorlardı ve etraflarındada büyücü...

Çok garip,Eldoras,Eldorasta onlarla ortadaydı ve elinde özel örtü ile örtülmüş asası...Gözü dönmüşün elindeki asadan şimşek çakıyor gibiydi adeta ve o an beklenmedik bir durum yaşandı.

Eldoras;-Buranın Kralı benim!Sizlerin Kralı benim!Benim sözümü dinleyeceksiniz!

Sözler ardından intigorlar ve onlarla savaşanlar,bir anlığına dururlar.Kalın sesi ve gözü siyaha bürünmüşün önünde...

...asayı tam eline alacakken,bunu fark eden büyücü elini tutar,bunu fark eden Maglor ve Lebrain bir anda intigorlara saldırır.Eldoras'ın bu hareketi sayesinde kazanırlar.Kazananlar,ona tuhaf bir korkuyla bakarlar.

Mr.Grinimal;-Neyi bekliyorsunuz?Hadi,hadi araştıralım burayı ve biran önce burdan gidelim.

Sözünü tamamlamadan bir küçük grup ve küçük intigorlarla savaşmaya başlarlar.

Maglor;-Böyle devam ederse biz hiç bir zaman Karahanlı Topraklarına varamayacağız.Bay Büyücü ne yapacağız?Aklınızda bir yol yok mu?

Mr.Grinimal;-Hayır,efendi Maglor.Aklımda başka yol yok.Buradan gitmeliyiz.Lakin bunlar ya tahminimden çok kalabalıklar yada birileri onları buraya çekti.

Lebrain;-Bay büyücü bahsettikleriniz bunlar mı?

Komutanlar ve askerler,intigorlar ile savaş esnasında yakaladıkları biri ile karşılaşırlar.Büyücü yaptığı büyü ile cüce görünümlü insanı kurtarır.Bir kaçını daha öldürdükten sonra savaş biter.

Elfler 'buda ne böyle?' der gibi bakıyorlardı hobbitte...Hobbit hiddetli bir biçimde 'Ben kalkarım.Bana dokunmayın.' gibi sözler söyler.Büyücü aralarına girer ve,

Mr.Grinimal;-Sevgili dostum obobil.Burda ne arıyorsun?Evinden çok uzaksın.

Obobil;-Israr ettin geldim.Merak ettimde geldim.'der,bu söze büyücü gülümser.

Mr.Grinimal;-Tabi,tabi gelebilirsin,ama...Senin için izin alamadım.Kendi isteğinle geliyorsan,kendi rızanla geliyorsan.Sorun yok.'der hafif gülümseyerek.

Obobil;-Evet,evet kendi isteğimle merakımdan.Anlattığın kadar var mı?Bakmaya geldim.'der arkasını dönerek.
Obobil;-Tombur,bukadar korkak olma,gel.'der ve bu sözler karşılık çalıların içinden,koca kayanın arkasından çıkar tombur.Büyücü şaşkın kaş hareketiyle ona bakar.

Mr.Grinimal;-Bay tombur sende mi burdaydın?

Tombur;-Ee,evet efendi büyücü.Sadece arkadaşımı yalnız bırakmak istemedim.

Mr.Grinimal,-Yol yakın,geri dön!

Tombur;-Hayır,dönmeyeceğim efen büyücü.Dönemem,ben arkadaşımı bu yaban yerde bırakmam.Onunla geleceğim.

Büyücü derin nefes alıp verir.Komutan Maglor Eldorasa dönüp,

Maglor;-Komutan,istediğimiz oldu.Bunlarda bizimle gelsin.Oları koruruz.Onlarda küreyi getirsinler.

Büyücü konuşmaları duymuşcasına cevap verir.

Mr.Grinimal;-Eğer siz onların sorumluluğunu üstlenecekseniz,neden olmasın?

Bu sözler üzerine meraklı olan hobbit,

Obobil;-Ben kendi isteğimle geldim.'der,büyücüye ve oradakilere bakarak.

Eldoras;-Bu tehlikeli bir yolculuk ve biz onlar için izin alamadık.Başımız belaya girebilir.Bu konuda ben sorumluluk alamam.

Lady;-Burada daha fazla zaman kaybedemeyiz.Gitmemiz gerek.Burası tehlikeli.

...başını öne eğen Mr.Grinimal,önce selam durur ve biraz düşünür.

Mr.Grinimal;-Peki,peki Ladym.Onları alıyoruz ve tüm sorumluluk bende.'tam sözünü tamamlamadan'

Lebrain;-Bende,bende sorumluluk alıyorum.Onları alalım ve yolumuza devam edelim.

Maglor;-Peki buraya nasıl geldiniz?

Tombur;-Şarkı söyleyerek ağaçların dans etmesine ve bize yol gösterip,korumalarına vesile olan tombur tontonla.

Maglor;-Tombur tontonla mı?Oda kim?

Obabil;-Ormanlık alanda yolumuzu kaybettik,haritamızıda.Şapkalı şarkı söyleyen birini gördük.O bize yol gösterdi ve sizlerin burada olduğunuzu söyledi.Bizi ihtiyacımızıda karşılayıp gitti.O gitt,siz geldiniz.

Mr.Grinimal;-Hmm hmm.Tombur Tongton.Hmm hmm.Müzik söyleyen şapkalı.Hmm hmm.Sesiyle ağaçları dans ettiriyor ve müzik söyleyerek ağaçlarla iletişime geçebiliyor.Hmm hmm.(kendi kendiyle konuşarak sakalını okşuyor)Demek o,demek o da biliyor.Güzel,güzel'derin nefes alıp verir.

Mr.Grinimal;-Hemen gitmeliyiz.Binin atlara.Burada daha fazla oyalanamayız.

...Uzun uzadıya yola çıkarlar.Dinlenmeksizin gün boyu yola devam ederler.Geçtikleri yollar kestirme gibi görülsede her yolun,dağın,toprağın,sunduğu yaşamın,yaşayanlarında verilen adların bir hikayeside vardır...

...Hikayede anlatıyorlardı bu yolun ve gölün geçmişini.Günlerden bir kara gün savaşın gelemsiyle beraber,yamacın ucunda tutunmuş,elleri ile son nefesi veriyordu,umut yoktu.Bir eli sevdiğini bırakmak istemesede,bir elinde de yamacın ucunda kendi canını kurtarması gerekmekteydi.İntigorlar kararsızlığına son buldular ve bir ok ile onu yamacın ucunda sevdiceği ile sonsuzluğa yolladılar.O günün soğuk geçen savaşın sabahı kırmızı ayın kendini güneşin kavurucu sıcaklığına bırakmasıyla son bulmuş.

Bundan dolayı buraya Kanlı Karlı Dizili Dağlar adı verilmiştir.Savaşların çoğu burada gerçekleşir.Sebebi ise karahanlı topraklarına uzun yol olsada içeri girilmesi kolay olduğundandır ve işin garip yanıda buradaki intigorların gözünün önünde olsada farketmemeleridir.

Etrafındaki kuru kafatasların ve harp bitap düşmüşlerin yanından geçip yola devam ettiler.

...Savaş esnasında yanar dağın ani patlamalarıyla oluşan,heykeller gibi duran ve kaçmaya çalışanların oluşturdukları manzara dehşet vericiydi.Kimseler kurtulamamıştı.Uzun yıllar sonra bu yolun yanı tekrar kullanılmaya başlanmış.Ancak bu yol her savaş esnasında ölenler yaşayanlardan çok ve yolu yaşayanlar takip ederlerkende ölünce,burada Karanlıkta Kavuşamayanlar Yolu adı verilir.

Yanardağı zor atlatırlar.Yola devam etmeleri onları dahada ölüme götürüyordu ve hikayeler ile yaşananlar arasında gel gitler yaşanıyordu misali.

...Karahanlı topraklarına gitmek isteyenlerde buradan geçmekten başka çareleri yoktu.Lakin önlemler alınsada ölüm onları bulur,bundan dolayıda bu yola Karanlıkta Kavuşamayanların Lanetli Ölümlü Yol adını zamanla almıştır.

Bu yolun ilginç yanıda Kanlı Karlı Dizili Dağlar arasında sadece bir dere vardır.Buradaki dere daha önceleri sakin bir şekilde ağaçların ve dağın arasından,içinden temiz bir şekilde akıp giderdi.Lakin Kanlı Karlı savaşından sonra burada kırmızı kireç taşlarından oluşan kan renkli sıvı suyla birleşince kanlı dere oluşuyordu.Bu der kanlı dere olarakta bilinir.Lakin Elfler bvura kana susamış dere olarakta adlandırırlar.Çünkü bu dere boyu elf askerler ve krallar burada hayatının sonunu yaşamış ve kanları buradan akıp gitmiştir.Elfler her nekadar burayı ölenler uğruna temiz ve saf bırakmak isteselerde intigorlar onları rahatsız ediyorlar ve kirletiyorlardır.Buraya gelebilmek içinde kanlı karlı dizili dağlardan geçmek zorunda kalıyorlardı.Geri dönüşüde gelişi gibi zorluklar olduğundan,burayı zamanı belli olmayan sürede terk ediyorlar.

Uzun uzadıya yolları ve acılı hikayeleri bitmek bilmiyordu...

Dizgin Kırs Ayazına vardıklarında günü orada geçirmeyi ve gece yola çıkmaya karar verirler.Böylelikle kale ucunda,en tepesinde gökyüzünün karanlığını izleme fırsatı buldular.Gün aydın olsada gökyüzü karaydı...

Karahanlı topraklarında günler günleri kovalamıştı farkında olmadan...

Zamanın farkında olanlar hobbitler ve insanlardı...

Son lanetli vadi kalmıştı savaş için,ölüm için...

Bölüm : 31.08.2025 16:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...