13. Bölüm

11.Bölüm

Nisa Karakaş
sen1bihtersin_246

Bu ne salak bir cümle. TDK ağlıyor şuan.

"Bu ne biçim bir cümle? Yağız madem romantik olmak istiyorsun o zaman romantik bir şekilde davran.

Ben bunu deyince yüzü düştü. "Asena ben şurada iki romantiklik yapayım diyorum, sen de diyorsun ki ben bunun içine edeyim. Olacak iş mi?"

"Kusuruma bakma bey. Ben böyle şeylere dikkat ederim. Eğer sen etmiyorsan evlenmeyelim." dedim dalga geçtiğimi belli eden bir sesle.

Dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. Belimden tutup beni kendine çekerken "Sen yeter ki iste. Gerekirse senin için TDK'da oluruz güzelim. Sen dert etme." dedi. Ben şok içinde Yağız'a bakarken yanımızda ki bir tane çocuk bizi işaret ederek annesine gösterdi. "Anne bu abi ablaya neden yolun ortasında sarılıyor?"

Sen sus bücür

Niye sussun iç ses? Konuşsun, bağırsın hatta.

Ay sen böyle iyice mallaştın he. Dünyadan Asena'ya, orada mısın?

Yağız çocuğun dediği ile benden ayrıldı.

Neden bir an da bıraktı ki?

Bakıyorum da üzülmüş gibisin Asena.

Saçmalama iç ses

Kadın kaşlarını çatıp bize bağırmaya başladı. "Siz ne ahlak terbiye bilmez insanlarsınız. Sokak ortasında böyle duruyorsunuz bir de utanmadan. Terbiyesizler ahlaksızlar. Ananız babanız sizi sokağa salmış herhalde, yoksa böyle olmanız normal değil."

Bi' dakika bi' dakika

Ne dedi o iç ses?

Anası babası bunları sokağa salmış dedi.

Yağız'ın ileri atılıp konuşacağı sırada ben bir an da kendimi kadına saldırırken buldum.

"Sen kimsin ki benim anneme babama laf atıyorsun be varoş! Sen ilk önce terbiye ahlak ne demek öğren de gel. Çocuğunu eğitmemiş gelmiş bana laf atıyor. Sen bir çocuğunu eğit, ondan sonra benim eğitimime laf et. Ama doğru. Anası ne ki çocuğu ne olsun."

Ben kadına her ne kadar saldırmaya çalışsam da Yağız beni tuttuğu için sadece olduğum yerde çırpınıyordum.

Kadın çocuğunun elinden tutup terbiyesizler gibi aynı cümleleri söyleyerek hızla yanımızdan uzaklaştı.

Yağız beni bırakınca beni kendine çekip yüzüne bakmamı sağladı. "Ne yapıyorsun Asena? Kendine gel lütfen."

"Ya Yağız ne demek kendine gel ya? Kadın gelmiş terbiyeme, aileme laf ediyor. Sonra ben bir şey deyince ahlaksız oluyorum."

"Haklısın güzelim ama kendini bu kadar yıprattığına değmez. Sen kafana takma böyle şeyleri. İnsanlar konuşur konuşur durur." ben bir şey demeyince beni kendine çekip sarıldı.

O an Yağız ile içinde bulunduğum durumu fark ettim. Ayrılıp etrafa baktım. "Aman neyse. Şimdi bir ahlak bekçisi ile daha tartışmaya giremem."

O an Yağız'ın kıkırtısını işittim. Ufak kıkırdaması büyük bir kahkahaya dönüşünce ben de istemsiz güldüm. "Ne oldu, niye gülüyorsun?"

"Cidden yoldan geçen herhangi bir kadın boş bir laf ettiği için her şeyi boşverip kadın ile laf dalaşına girdin ya gerçekten inanamıyorum."

Yağız böyle deyince cidden ne kadar saçma bir olay yaşadığımı fark ettim. Ve bir an da ben de gülmeye başladım.

Birlikte gülerek oyuncakçıya girip oyuncaklara bakmaya başladık. Barbie bebek reyonunu gezerken Yağız damat ve gelin olan o seti gösterdi. "Bak, 1 ay sonra biz de böyle olacağız. Ama aramızda bir fark var. Bunlarla çocuklar oynuyor. Bizimle oynayamayacaklar çünkü biz onlarla oynayacağız."

Bu dediğine göz devirdim ve kolundan çekerek onu reyondan çıkardım. "Hadi Yağız, boş yapma."

Biz reyonlarda gezerken bir an da kucağım oyuncaklarla birikti.

"Yağız sanki biraz abarttık." Yağız bir oyuncak daha alırken yüzüme konuştu. "Yok yok, abartmadık merak etme."

Oyuncakları neden ben taşıyorum ya?

"Al biraz da sen taşı. Kolum ağrıdı zaten."

Oyuncakları Yağız'a bıraktıktan sonra hemen yanından ayrıldım çünkü biliyorum, Yağız o oyuncakları geri verir.

Ben peluş oyuncaklara bakarken Yağız yanıma geldi.

E hani nerede oyuncaklar?

"Oyuncaklar nerede?"

"Kasaya bıraktım." dedi rahat bir şekilde dururken.

İnanamaz bir şekilde ona baktım. "Madem öyle ben niye bir saattir oyuncakları kucağımda taşıyorum?"

Ellerini bilmiyorum der gibi havaya kaldırdı. "Bıraksaydın canım, o kadarını da ben mi söyleyim?"

Elimde olan oyuncağı yerine bıraktım. "Valla bütün tadım tuzum kaçtı. Gidiyorum ben. Acıktım zaten."

Ben dükkandan çıkıp arabaya doğru ilerlerken çok geçmeden yanıma Yağız geldi. Tabiki de elleri poşetlerle doluydu. "Gerçekten hepsini aldın mı?"

Gülümsedi. "Evet. Sen beğendin, ben de aldım."

"Ne olacak bu kadar oyuncak?" dedim elindekileri işaret ederek. 'Bilmiyorum' dercesine dudağını büktü. "Bilmem, oynarsın."

İkimizde sohbet etmeye devam ederken arabaya çoktan gelmiştik bile. Yağız bagajı açıp poşetleri koyarken ben de şarkı seçmekle meşguldüm.

Yağız arabaya binip çalıştırırken çalan şarkıyı fark etti.

Kibariye - Hap koydum

Nasıl ama. Bence çok güzel.

Yağız şarkıya odaklanıp dinlediğinde şarkının "Kaynanamın adını kuyruklu yılan koydum." kısmı çalıyordu. Yağız bana bakarken ben sevimli olduğunu düşündüğüm ama asla olmayan o gülümsememi sundum. Ellerimi kaldırdım. "Ben demiyorum, o diyor." dedim şarkıyı işaret ederek.

Suçu sana attığım için özür dilerim Kibariye Abla.

Yarın kapına polisler gelirse şaşırma Asena

Yağız bir şey demeyip arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı.

Ben şarkıyı kendimce eğlenerek ve yerimde oynayarak söylerken Yağız bana bakıp gülüyordu.

"Ben bir karabiberim

Yuvarlanır giderim

Çok konuşma kaynana

Seni deli ederim"

Şarkı bittikten sonra Yağız'a bakmazken konuştum. "İstek parça var mı?"

Yağız cevap vermeyince ona baktım ve gülümseyerek beni izlediğini gördüm. Ona baktığımı görünce hemen düzeldi. Başını iki yana salladı. "Hayır yok. Aç istediğini."

Ne açsam ne açsam diye düşünürken aklıma Asena geldi ve hemen açtım.

"Bozkurtça baktım sana

Yaktın beni Asena"

Önce ki gibi hareketli bir şekilde söylemesem de bu şarkıyı da söylüyordum.

Yağız'a baktığımda sırıttığını gördüm. Neden sırıttığını anlamasam da umursamayıp önüme döndüm.

Işıklarda durduğumuz da Yağız cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı.

"Bundan sonra en sevdiğin müzik ne diye sorarlarsa bunu söyleyeceğim."

İç ses ne demek istiyor bu?

Valla anlamadım.

Yeşil ışık yandığında etrafıma baktım. E biz az önce buradan geçmiştik.

"Hadi ya ne zaman varacağız? Hem biz az önce buradan geçmiştik."

"Birazdan varacağız merak etme. Sen şarkını söylemeye devam et."

O an Yağız'ın ne yaptığını fark ettim. "Ya Yağız sen benimle oyun mu oynuyorsun ya? Bir saattir karga gibi sesimle burada şarkı söylüyorum sen de gelmişsin birazdan varacağız deyip dolanıp duruyorsun taksiciler gibi."

"Ama ne yapayım çok eğlenceliydi."

"Ben oyuncak değilim Yağız seni eğlendiremem kusura bakma. Ve ben çok acıktım lütfen gidelim artık nereye gideceksek."

"Sen de aç olunca valla hiç çekilmiyorsun he."

Yağız'a nasıl bir bakış attıysam hemen sustu ve önüne döndü.

Ben nasıl insanlarla saçma sapan işlere bulaşıyorum Yarabbelalemin.

 

*** 

Çok özür dilerim bölümü paylaşamadım.

Pek içime sinmedi ancak elimden bu kadar gelebildi.

Umarım sevmişsinizdir.

Diğer bölümlerde görüşmek üzereee

Bölüm : 08.12.2024 00:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...