
Nihayet o vakit gelmişti. Ailelerimizin tanışacağı vakit.
Bugün hayatımda geçirdiğim en uzun gün olabilir. Gelinlik olayları, sokaktaki yaşanan o olaylar, annemin gerginliği...
Annem her ne kadar kriz geçirse de sonunda temizliği ve yiyecekleri hazırlayabilmiştik. Ama annemin en sevdiğim tişörtümü temizlik bezi yapmasını unutamadım. Yarın bunun mutlaka hesabını soracağım.
Hepimiz şu an hazırlanmış, gergin bir şekilde Yağız'ın ailesini bekliyorduk. Şu an salon aşırı sessizdi. Loş ışık yavaş yavaş uykumu getirmeye başlarken sonunda kapı çaldı. Gidip giriş kapısını açıp üst kata çıkmalarını beklemeye başladım.
Hiç gelmeseydiniz. Zahmet oldu kusura bakmayın
Bu akşam sana kızmayacağım. Ne demek istersen de. Serbestsin.
Allah razı olsun. Sen demeseysin hiç konuşmayacaktım
Neyse dur geldiler.
Kapıyı açtığımda gördüğüm ilk yüz meymenetsiz Emine karısının yüzü oldu.
Bu kadın da anca somurtsun. Bir kere gülümsediğini görmedim
Ay hakikaten ya
Her ne kadar umrunda olmasam da gülümseyip "Hoşgeldiniz" dedim. Ve bilin bakalım ne yaptı?
Duyuldu atıp direkt salona geçti!
Sen yolar mısın yoksa ben söveyim mi?
Sövsen daha iyi olur.
Hemen ardından Arif babacığım gelince gülümsememi bozmayıp ona da "Hoşgeldiniz" dedim ve çok şükür bu sefer karşılığını aldım.
"Hoşbulduk kızım. Bu taraftan değil mi?" diyerek az önce Emine cadısının gittiği yönü gösterdi. Hemen başımı sallayıp onu salona yönelttim.
Hemen ardından gelmeden önce adlarını öğrendiğimiz Yağız'ın ablası, eniştesi ve yeğeni geldi. Ve evet. Ablası yaşadıkları kaza nedeniyle tekerlekli sandalye ile gelmişti.
"Hoşgeldiniz. Berfin'di öyle değil mi?" Başını salladı. "Sen de Asena olmalısın." Eğilip ona sarılırken kulağıma sessizce "Ailemize şimdiden hoşgeldin." diye fısıldadı. Benim anında yanaklarım kızarırken eşi Gökhan'a "Hoşgeldiniz Gökhan Bey" dedim utandığımı çok belli etmemek amaçlı. Aksi halde utançtan her an yere yığılabilirdim.
Sanki ablası yetmiyormuş gibi eniştesi de "Hoşbulduk ve lütfen bana Gökhan Bey değil de abi de" diyerek beni istemeden ailelerine aldıklarını ilan ettiler.
Oha Asena. Hadi ablasını anlarım da eniştesi ne alaka?
Uf ben heyecandan ne dediğimi biliyor muyum sence iç ses?
Burafan pek öyle gözükmüyor
Ben onları içeriye buyur ederken ne ara eve girdiğini anlamadığım Yağız'ın yeğeni Derin ise bacağıma sarılmıştı. "Ailemize hoşgeldin yenge" diye şımarıkça bağırınca ne kadar gıcık bir çocuk olabileceğini düşündüm.
Neyse boşver veled işte
Eğilip ellerinden tuttum. "Sen de hoşgeldin ufaklık."
Eğilip şeytani bir ses tonuyla "Bana bak şıllık. Sana dayımı asla vermeyeceğim tamam mı? Çek o cadı ellerini dayımın üzerinden" deyip içeriye kahkaha atarak masum kız rolü ile giderken ben şok içinde arkasından bakıyordum
Bu kız anneannesine çekmiş. Çocuk kılıklı şeytan. Dayısını vermezmiş. Velede bak. Bacak kadar boyuyla bize kafa tutuyor
Bu çocuğa aşırı pis kinlendim şu an iç ses.
Ben de Asena. Şuna bak. Nefret ederim zaten şu küçük canlılardan.
Her neyse. Bu akşam sinirlenmeyeceğim. Hiçbir şey bu akşamı bozamaz. Anneannesi kılıklı Derin bile.
Yüzüme gülümsememi takınıp içeriye gittim. "Hepiniz tekrardan hoşgeldiniz." deyip masada ki sandalyeyi çekip sandalyeye oturdum. Bücür ise masanı altına girmiş ayağımla uğraşıyordu.
Tövbe Yarabbi bir şey diyeceğim şimdi olmayacak.
Emine karısına baktığım da memnuniyetsizce etrafı süzmekle meşguldü.
"Hepiniz buraya nasıl sığıyorsunuz?"
Sanane kadın sanane. Sen yaşayacaksın sanki sana ne oluyor?
"Ben burada arkadaşlarım ile yaşıyorum. Annemgil memlekette kalıyorlar. O yüzden sığabiliyoruz Bu arada arkadaşlarım demişken," Sandalyelerini alıp bir kenarda oturan Birce ve Oğuz'u gösterdim. "Birce ve Oğuz. Biz üçümüz ortaokuldan beri arkadaşız. Tanıştığımız günden beri çok şükür hiç ayrılmadık. Liseyi de birlikte okuduk. Üniversitede ise aynı eve taşındık. Hâlâ da birlikte yaşıyoruz."
Emine yavaşça Berfin'e eğilip "Bu kız bir erkekle yaşamış bunca yıl bu kızdan olmaz." diye tabiri caizse bağırdı. Salon zaten minnacık bir şey fısıldasan duyuluyor, bu kadın ise fısıldamayı bilmeden kızına laf yetiştirmeye çalışıyor. Şaka gibi ya
Oğuz telefonunu alıp bir şeyler yaptıktan bir süre sonra telefonum titredi. Onun yazdığı çok anlaşılmasın diye biraz bekleyip mesajına öyle baktım.
Slk Oğuz: Bu karı bizi sağır zannediyor herhalde
Slk Oğuz:Geldiğinde selam bile vermemesinden belli zaten suratsız bir şey olduğu
Slk Oğuz: Valla Asena Allah yardımcın olsun. Böyle bir kaynana ile sana başarılar diliyorum
Ben tam cevap yazacağım sırada annem "Hadi kızlar, gelin de ikramlıkları hazırlayalım." dediği için telefonu cebime geri koydum.
Emine karısı durur mu hiç? Ben salondan tam çıkarken kızına "Anca telefonuna baksın zaten. Başka ne yapar ki?" demekle meşguldü.
Allah'tan sabır dilenerek mutfağa gittim. Birce hemen dibimde bitti. "Kız bu şeytan ne öyle? Meymenetsiz karı. Hiçbir şeyi de beğenmiyor."
Annem de araya girdi. "Ay harbiden kız. Anca eleştirsin. Suratsız. Aman neyse, kızı öyle olmasın da o cadı kadın halledilir."
"Anne asıl o halledilmez. Kaynanam olucak o kadın" dedim bardakları hazırlarken.
Annem tabaklara börekleri koyarken "Bunlar aynı evde yaşamıyor mu? Eğer ablası iyiyse cadının sivri dili ile sana bir şey demesine izin vermez." Dedi
"Kızı iyi de torunu tam bir şeytan. Anneannesine benzemiş. Neymiş efendim dayısını vermezmiş, cadı ellerimi dayısının üstünden çekecekmişim."
"Ay bücüre bak sen." dedi Birce diğer taraftan. Ardından devam etti. "Valla Asena kusura bakma ama bunlar seni çiğ çiğ yer."
Demliği bırakıp onlara eğildim. "Benim adım Asena Tekin ise onları hadlerini bildirmeden rahat bırakmam. Kabusları olacağım. Artık Yağız'a mı şikayet ederler büyü mü yaparlar bilmem. Orası onlara kalmış. Ama büyü yapma ihtimalleri daha yüksek."
Bu dediğime gülerken telefonum tekrar titredi. Tabii ki Oğuz yazmıştı.
Slk Oğuz: Asena bu kadın her şeyde bir kusur bulmak zorunda mı?
Slk Oğuz: Neymiş efendim perde de ki desenler halıya uymuyormuş
Slk Oğuz: Ben ona uydurmasını bildiririm de yaşlı elimde kalır diye bir şey yapamıyorum
Bu dediğine büyük kahkaha attım. Ardından tekrar yazdı
Slk Oğuz: Zaten şu bücür de bir şeyleri yıkıp dökmeye meraklı
Slk Oğuz: Ona ayrı kuruldum
Slk Oğuz: Çocuğa bak, büyümüşte küçülmüş.
Slk Oğuz:Az önce Emine karısı görüştüğün biri var mı diye sordu
Slk Oğuz: Sanane karı diyecektim zor tuttum kendimi
Slk Oğuz: Evet var deyince ise bizim zamanımızda böyle şeyler yoktu diyo
Slk Oğuz: O an halime şükrettim.
Slk Oğuz: Düşünsene şunun zamanında doğuyorsun ve bununla evleniyorsun
Slk Oğuz: Aman Allah korusun
Slk Oğuz: Ben Aslı'm ile mutluyum
Emine karısına daha fazla laf olmamak için Oğuz'un mesajlarına görüldü atıp hazırladığımız ikramlıkları salona götürmeye başladım.
Tabakları ilk Emine'nin önüne koydum. Tabağı görünce bir suratını buruşturdu görmeniz lazım. Sanarsın
anasının karnından suşi ile doğdu. Çok merak ediyorum bunları yaparken oğlunun terlik yediğini bilseydi böyle somurtarak bakar mıydı?
Muhtemelen seni burada yolardı
Ne yolacak be, 1.50 boyuyla ne yapabilir en fazla?
Biz tabakları götürdük sohbetler edildi, çaylar içildi, alttan alttan laf sokuldu, isteme günü belirlendi ve sonunda gitme saatleri geldi.
Tabii bunlar yaşanırken bücür 2 tane vazo, 3 tane bardak kırdı ve duvarlarımı rengarenk yaptı.
Ben de onu boyayacağım ama neyse.
Ben karşılamak için aşağı onlarla birlikte indim ve Yağız ailesini arabaya gönderip baş başa kalmamızı sağladı.
"Bu akşam Derin'in yaptıkları yüzüden onun adına çok özür dilerim. Ne kadarsa veririm parasını merak etme."
"Saçmalama, parasını falan istemiyorum senden. Olur mu öyle şey hiç? Çocuk o yapar arada böyle yaramazlıklar."
Gülümsedi. "Bu akşamki sabrın gerçekten takdire şâyandı. İyi katlandın o kadar şeye. Valla bir ara çıkıp senin yerine ben bağıracaktım da zor tuttum kendimi."
"Ne yalan söyleyim ben de şaşırdım bu kadar sakin kalmama. Her neyse. Kapatalım bu konuyu. Bu gün olan her şey için sana çok teşekkür ederim. Annemden terlik falan yediği için çok üzgünüm ama haketmiştin." İkimizde gülerken ne kadar huzurlu ve sakin bir an yaşadığımızı fark ettim. Bu düşünce yüzümde bir tebessüm oluşmasını sağladı.
"Herneyse. Aileni daha fazla bekletme. İkimiz içinde yorucu bir gün oldu zaten. Dinlenmeyi hakediyoruz bence. Yarın ofiste görüşürüz."
"Görüşürüz." Arabaya bindikten sonra çok geçmeden gözden kayboldular.
Bugün ne gündü ya
**
Selammm
Nasılsınızz
Umarım iyisinizdir
Bölümü beğendiniz mi?
Biliyorum birazcık sıkıcı oldu ama ancak bu kadar yazabildim. 4 bölümdür 1 günü anlattığımı fark edince ve çok fazla uykum gelince bölümü bitireyim dedim.
Derin'e ayrı gıcık oldum
Artık ofis bölümlerini özledim ya
Bu arada diğer bölümde yeni ortağımızla tanışacağız
Hehehehe
Aklımda çok güzel şeyler var
Her neyse
Umarım beğenmişsinizdir
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere
Sağlıcakla kalınnn
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |