5. Bölüm

5. Bölüm

Senawq
sena_books

Bir ay sonra

Annem ve babamı kaybetmemizden 1 ay geçmişti...

Annemi ve babamı kaybettiğimden beri ilk kez okula gidecem. Çantama bir kaç kitap ve annemle babamın fotoğrafını koydum. "Mine hazırsan çıkalım ablam" sesim artık yorgun çıkıyordu, ben Mine'nin hem ablası hem annesi hemde babası olmuştum, "hazırım abla çıkalım" diyerek yanıma gelmişti, hemen kapının yanına geldiğimizde derin bir nefes verdim ve anahtarı Mine'ye uzattım "al ablam artık bu senin" uzattığım anahtarı alıp "teşekkür ederim a-abla" dedi, kapıyı kapattığım da yaklaşık iki dakika sonra zemin kata ulaştık.

Dışarı çıktığımızda metroya ilerledik, Mine'yi metroya bindirip hemen otobüs durağına koştum. Yaklaşık 5 dakika sonra otobüsüm geldi. Akbilimi basıp oturdum. Ve yolu izlemeye başladım. Yarım saat sonra otobüs okul da durunca otobüsten indim.

Okula girdiğimde bütün gözlerin bende olduğunu hissettim. Merdivenlere yöneldim hemen, sınıfın kapısını açtığımda herkes bana bakıyordu. İrem hemen yanıma gelip "kumsal kanka hoşgeldin" dedi bizimkilerden sadece İrem gelmişti, "hoşbuldum İrem" dedim.

Çantamdan telefonumu çıkardım. Mine'den mesajlar vardı, hemen aradığım gibi açtı "abla müsait misin?" dedi hemen sınıftan çıktım, "söyle ablam" derin bi nefes aldı ve "ev sahibimiz eve gelmiş evde bizi bulamayınca ahmet amcaya yarına kadar evden çıksınlar demiş" ardından ekledi " ya abla biz nasıl çıkalım Allah Aşkına ya" duyduklarım karşısında nereye gideceğimizi düşünmeye başladım.

Telefonu kapatıp sınıfa geri döndüğümde Deniz Yiğit ve Berk gelmişti. "Ders ne kanka" diye sordum İrem'e "beden kanka" ardından ekledi "Doğruluk mu cesaretlik oynayalım mı lütfen" herkes kabul etmişti bütün gözler bana dönünce "siz oynayın havam yok benim hemde bir telefon görüşmesi yapmam lazım" dedim "kumsal lütfe-" diyecekti ki Berk Elif sınıfa girince bütün kelimeleri unuttu. Elif olduğuna göre biraz daha değişik şeyler giyip gelmişti, siyah pantolon, beyaz crop ve siyah kot ceket normal de cıvıl cıvıl kıyafetler tercih ederdi. "kumsal hoşgeldin" sesinde mutluluk vardı bu duruma o kadar çok sevindim ki, çünkü İrem dışında diğerlerini annemin cenazesinden sonra hiç görmemiştim.

Elif'te aramıza katıldığına göre onlar başlayabilirdi. Onların da keyfini kaçırmak istemiyordum, ama bu onlarla geçirdiğim son vakitlerdi, çünkü Fransa'ya teyzemizin yanına gidiyorduk bu gece. Evet düşündüğüm çözüm tam olarak buydu. "kumsal iyi misin? daldın gittin yine." Yiğit'in bu söylediğine karşı gerçekleri söylemek istedim, ama müdür yardımcımız kapıda dikiliyordu "çocuklar bi kumsalı alabilir miyim acaba" Deniz'in korku ve endişe dolu gözleri bana dönünce "merak etmeyin devamsızlıklarımı sildirmeye çağırdı herhalde müdür" dedim deniz hemen "ama biz hallederiz onu kumsal oynayalım lütfen" ah deniz bugün burda son günüm kaydımı aldırmaya gidiyorum o yüzden şimdi gitmem lazım.

Hemen müdür yardımcımızla ilerlemeye başladık. "gitmek istediğine emin misin kumsal bak aileni kaybettiğin için sana burs da veririz, senin gibi bir başarılı öğrenciyi kaybetmek istemiyoruz bu konuşmanın aynısını müdür de yapacak o yüzden önden sordum" diye söylemişti sadece kafa sallamakla yetindim.

Müdürün odasının önüne gelince Aylin hanım gir diye emir verdi ilk önce müdür yardımcımız girmişti ardından ben girdim. "Hoşgeldin kumsal gel otur" işaret ettiği yere oturdum. Hemen söze girdi, "Kumsal gitmek istediğini söylemişsin ama oraya kayıt yaptırman lazım o yüzden kaydını silemedim tekrar başın sağ olsun kızım" başın sağ olsun kelimesini çok duyduğum için en nefret ettiğim kelime olmuştu kendileri.

Odadan çıkıp sınıfa ilerlediğimde bizimkilere herşeyi anlatacaktım. Ama karşıma Ateş çıktı ve "Benim eski sevgilim burda napıyormuş acaba" diyen Ateş'i tam terslicektim ki, beni kıstırmasını beklemiyordum. "Ateş! Bırak beni biz ayrıldık, şimdi hangi cehenneme gidiyorsan git!" diye yükseldim. Bu bağırmamı duyan Deniz Yiğit ve Berk hemen yanımızda belirdi, korkudan tir tir titriyordum. Ateş beni bıraktığı gibi Deniz'in arkasına geçtim.

Kavga olmadan hallolmuşdu iş. Sınıfa girdiğimizde rahat bir nefes vermiştim çünkü güvenli bölgedeydim. Hemen söze girdim, "Çocuklar size bir şey söylüycem ama lütfen bölmeyin" dedim hepsinin meraklı gözleri bana dönünce anlatmaya başladım " Ev sahibimiz bizi evden çıkarıyor bu yüzden Fransa'daki teyzemizin yanına gidiyoruz." Artık her şeyi biliyorlardı. Şaşkın gözlerle bana bakarken hepsi bunu beklemiyorlardı bence, ilk söze giren "gitme kumsal nolur hem ayrıca biz para birleştirip ev tutarız veya yiğit'le kalırsın nolur" Deniz yalvarmış mıydı?

*****************

Okulun bitmesine yaklaşık bir on dakika kalmıştı. Bu olaydan ötürü bizimkiler fikrimi vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Ama bu bizim için en iyi yöntem değildi, mecburduk.

Zil çalınca hemen çantamı topladığım gibi sınıftan çıktım. Çıktığım gibi Asu'yla karşılaşmayı beklemiyordum, "ooo yetim kızımız da burdaymış." yutkundum çünkü benim en hassas noktamdan vurmuştu. "Dilini yuttu herhalde." normalde ağzının payını verirdim fakat şuan olmazdı. 1 ay olmuştu ailemsiz ve şuan kavga etmek istemiyorum. "Korkak konuşsana!" diye bağırınca yerimden oynadım tam tokat atıyordu ki "o elini kolunu indir yoksa çok kötü olur Asu." Deniz'in bunu demesini beklemiyordum. Asu hemen ağlayarak yanımızdan uzaklaştı, diğerleri de gelince içli bir nefes verdim ve yanlarından uzaklaştım.

**********

Otobüsten birkaç durak önce inmiştim, yürümek istiyordum çünkü elimde fransa'ya iki tane bilet vardı. Evet biletlerimizi almıştım ve saat 9'da gidiyorduk..

Dalgın bir şekilde ilerlemeye devam ediyordum, yanımdan geçen araba bir kaç defa art arda kornaya basıncı ürktüm. "Pişt güzellik bizimle takılmak ister misin" noluyor biri bana anlata bilir mi?? "Yok istemez kalsın" diye hemen terslediğim gibi adımlarımı hızlandırdım çünkü peşimde sapıklar vardı!

Bir saat sonra

İzimi kaybetmişlerdi sonunda bende eve varmıştım. Mine kendi valizini toparlamıştı. "Ablaların en güzeli hoş geldin" kollarımı ona doğru açmıştım ve hemen koştu çünkü özlemiştik birbirimizi. Hemen bende valizimi toparladım ve bizim için önemli olan annem ile babamın fotoğraflarını toparladık Mine'yle zaten saatte gelmişti.

Hazırlandık ve kapıya geldiğimizde ağlamamak için zor tuttum kendimi güçlü durmak zorundaydım. Evden çıktığımız da çağırdığım taksi gelmişti. Valizleri bagaja yerleştiriyordu taksici abi.

Yola çıktığımız da Mine ağlamaya başlamıştı "Abla onları geride bıraktık geri dönelim nolur" sürekli bunu tekrarlamıştı. Taksi hava limanında durunca indik, valizleri sürmeye başladık ama bizimkileri görmeyi beklemiyordum. Yanağıma bir damla süzüldü adeta. Bize doğru ilerlemeye başlamıştı Deniz mine hemen yanımızdan ayrıldı

"Gitme Kumsal nolur"

"G-gitmek zorundayım Deniz"

"Yapma bunu kendine yapma Kumsal, bütün yakınlarım uzakta sende gitme "

" Ben senin neyin oluyorum ki? Deniz bırak gideyim ailem gitti benim"

"Her Deniz'in bir kumsalı oluyor Kumsal benim kumsalım olur musun"

 

 

Bölüm : 09.12.2024 21:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...