
(Alaz' ın Ağzından)
Sabah mesaj sesiyle uyandım. Telefonu elime alip mesaj' ın kimden geldiğine baktım. Mesajı atan kişi en yakın arkadaşım Akın dı onunla mesajlaşıp saate baktım. Saat 09.00'du. Okula geç kaldığım için gitmek olmazdı. Bir de bugün çok işim vardı. Açelya'nın arabasını tamire götürmüştük. O bilmeden arabasına bakacaktım ve Arabanın işi biterse önüne onun arabasıyla gelip kafeye girecektim. O veletle tek kalmalarına göz yumamazdım. Hemen yataktan kalkıp hazırlandım. Ailemden uzak yaşadığım için kendi kahvaltımı kendim hazırlıyordum. Kahvaltımı hazırlayıp yaptım. Sonra da sofrayı toplayıp Açelya'nın arabasının anahtarı bendeydi. Benim arabamın anahtarıyla Açelya'nın arabasının anahtarını aldım. ve evden çıkıp arabama bindim. Arabayla oto tamire gidip Açelya'nın arabasına baktım. Arabanın herşeyi bitmiş olduğu için Arabami burada bırakıp, Açelya nın arabasıyla avm'nin oraya Sürdüm. Oraya varmam 1 saat sürmüştü. Avm'ye arabayı parkedip Kuki cafe'ye çıktım tam kafeye girecekken o çocukla Açelya'nın çok iyi konuştuklarını görünce biraz sinir- lendim. kafe de sorun çıkmasın diye aşağı inip arabada bekledim. Açelya'da Avm'den çıkınca durağın oraya geçtim ve onu alıp, oto tamire götürdüm. Arabayı Açelya'ya verip kendi arabama geçip, eve gittim. Evde bugün onları o halde gördüğüm gözümde canlandıkça sinirleniyordum. Her an birşeyi dağıtıp yıkasım vardı. Ama ona açilsam hiç sıkıntı olacağını düşünmüyordum. Ben bunları düşünürken aklim ona ilk aşık olduğum zamana gitti yani lise ortalarına çok merak ediyorsunuzdur diye düşünüyorum ve size anlatıyorum. 15 yaşında bir gençtim. Okula yeni gelmiştim. Hoca da beni onun yanına oturtmuştu. Hiç konuşmadan güzelce dersi dinleyip not alıyorduk. Açelya 'da kaldığım yerlerde bana söylüyordu. Tabii bu sıralar aşık olmadım. O zaman herkes benden nefret ediyordu nedenini bende bilmiyorum. Ama Açelya farklıydı. Onun nadiren düşmanları olsa da Herkes onu seviyordu. Açelya'nın bana yaklaşımı da farklıydı. Açelya'nın bana bakışı, gülüşü konuşurken söyleyeceği kelimeleri seçmesi falan sanki iyilik perisi gibiydi. Onu dışarıdan biri görse çok itici falan der ama benin gözümle baksalar bu dediklerine cok pisman olurlar Yani o derece benim gözümde ve gönlümde ayrı. Onu hiç kaybetmek istemem. Onu dakika bile görmesem çıldırırım. Ama Seneye farkli okulda olma ihtimalimiz beni çok üzüyor. Acaba benim sevdiğim gibi Seviyor mudur beni? Ya da anlamış mıdır benim o kutuyu gönderdiğimi ? Bilmiyorum.
Ertesi gün...
Yataktan kalkıp, hemen üstümü değiştirip saçımı taradım Arabanın anahtarını alıp evden çıktım Arabaya binip okulun yoluna sürdüm. Okula geldikten sonra Açelya'nın yanina çantamı koyup basketbol oynamaya gittim. Ardından bana Akın eşlik etti Beraber zil çalana kadar oynadık zil çalınca da sınıfa geçtik. Açelya, sanki bende birşey Sezmiş gibi bakıp düşünüyordu Ona dönüp:
- Birşey mi oldu?
Açelya:
- Yoo olmadı
Alaz:
- Emin misin?
Açelya:
Eminim de neden sordun?
Alaz - Hiç öyle sordum.
Hoca gelince hemen ayağa kalktım. Dersimiz, biyolojiydi. Bana baktı ve:
-Ooo Alazcığım dün gelmedin gözümüz yollarda kaldı, dedi.
Alaz:
-Evet, maalesef gelemedim hocam.
Biyoloji Hocası:
- Teneffüste yanıma uğra
Alaz:
- Tamam hocam.
Dersimiz bitti ve ben hemen hocanın yanına gittim. Bana bir poşet verdi. Poşeti alıp, Akın' larin yanına gittim. Poşetin içinden hediye paketini alıp içini açtım. Pakette, Miraç Çağrı Aktaş'ın hayat kaybettiğin yerden başlar kitabı ve Postitler vardı.


Birde işaretleme kalemleri vardı,

kitabı alıp biraz inceledim ve kibabın içindeki alıntılar beni çok etkiledi
Mesela:
"Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama unutma ki, rengarenk gökkuşağı
yağmurdan Sonra çıkar."
ve bunun gibi bir çok söz vardı ve hepsi güzellerdi. Kitabı bırakıp Akın 'la dışarı çıktık. Şu kutu olayını konuştuk Açelya ya aldığım ve gönderdiğim. Tabii adımı yazmamıştım.
Akin:
- Olum keşke direkt gidip sevdiğini söylesen belki o da Seni Seviyordur..
Alaz:
- Abi bilmiyorum ki yaa utanıyorum biraz. Belki onun doğum gününde açılırım ona zaten şurada 1 ay kaldı.
- Ohaa a çok güzel olur. Ben de Sana yardım ederim.
Akın (içinden):
- Açelya tam doğumgününde teklif alınca ve tam sevdiği kişiden alınca çok mutlu olacak
Alaz:
-olur valla çok iyi olur. Bir parti düzenleyelim ve ben o partide teklif edeyim.
Akın:
-off off çok iyi oranın organizasyonuna yardım edeyim beraber yapalım ama Açelya' ya gizliden bir elbise gönderelim senle beraber seçip o gün sabah isimsiz olarak yollayalım.
Alaz:
- Aaa çok iyi düşündün hemen seçmeye başlayalım. Organizasyonla uyumlu olmalı ve orada benim yıldızım olduğu gibi herkesin yıldızı gibi parlamalı. Yani yıldız değilde sanki Cennet' ten gelmiş çok güzel bir çiçek gibi kendini göstermesi ve güzel kokması zaten okuyorda yani anladın. Senin Leyla'yı gördüğün misal.
Akın:
-Anladım merak etme sen ama Leyla'ya da bir elbise almalıyım Onu da seçelim senle
Alaz:
Tamam, hallederiz..
Akın:
- Olumm şimdiden 1 ayın planını kurduk he
Alaz:
-Harbi yaa Allah'tan zenginiz yoksa hepsini nasıl alırdık.
Akın:
-Evet yaa
Bu kadar konuşmadan Sonra zil çaldı ve sınıfa geçtik. Dersimiz felsefeydi ve en retret ettiğim derslerdendi çünkü hoca dersi anlatamıyordu.En sevdiğin ders ne diye sorarsanız size edebiyat derim çünkü hem hoca çok güzel. Anlatıyor hem aklımda kalıcı oluyor hem de çok eğlenceli bir hoca. Felsefe hocası bâyâ değişik konular anlatırken ben de not alarak dinlemeye çalışıyordum. Ve derste böyle geçiyordu. Açelya'da yetişemediği yerde benden, bende ondan not alıyordum. Yani gönül dışında her konuda eksiğimizi tamamlıyorduk ama birgün o gönül eksikliğinide tamamlayacağımıza inanıyorum Diğer yarımı Açelya' nın tamamlayacağına inanıyorum. Ferhat ve Şirin , Leyla ve Mecnun, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre ve birçok kavuşamayan aşıklar gibi olmayacağız. Biz , onlar için kavuşup tamamlanacağız.
(...)
Ders bitmişti sonunda yine teneffüst'e çıkıyorduk. Notları alıp hocayı dinlemeye çalışırken çok yorulmuştum. Akın,Açelya, Leyla ve Ben (Alaz) Kantine gidip birer kahve alıp içtik ve sohbet etmeye başladık Ama Leyla biraz garip davranıyordu. Akın'a soğuk yapıyordu sanki biz ne olduğunu anlamamıştık Açelya'ya sordum. O da bilmiyordu neyse yakında çıkar kokusu diyerek sohbete
devam ettik. Akın, hemen şu köpek olayını açtı.
Akın:
- Açelya Alaz geldi mi sen köpeği verirken?
Açelya:
- Gelmedi. Sadece çıkışta süpriz yapıp arabamı getirmiş.
Alaz:
- Geldim Ama geri döndüm.
Açelya: Niyeee?
Alaz:
-Güzel güzel konuşuyordunuz bölmek istemedim.
Alaz (içinden):
- Gelseydim de ortalık karışsaydı dimi güzelim.
Açelya:
- Hmm, tamam.
Akın:
- Bakın, size ne diyeceğim sizinle biryere gidip piknik yapalım mı?
Açelya:
- Olurr
Alaz:
Bana da uyar.
Leyla:
- Ben, bilmiyorum belki gelirim belki de hiç gelmem.
Alaz:
- Peki mekan neresi?
- kızlara soralım ne diyorsunuz?
Açelya ve Leyla aynı anda:
- Emirgan korusu ya da Naklaştepe olsunn.
Alaz:
-O zaman kura çekelim. Sınıfa çıkınca yazar çekeriz.
Akın:
- Tamam o zaman
Leyla ve Açelya:
- Ne zaman gideceğiz?
Alaz:
- Bu haftasonu nasıl?
Açelya :
- iyi bu haftasonu gidelim. Alaz gitarını da getir bir,iki şey çalarsin bize.
Alaz:
-Tamam.
Hepimiz eve dağıldık.
Ezan okunmaya başlamıştı. Hemen abdest alıp namazımı kıldım.
Biraz kur'an okuyup haftasonu için çalmaya besteleri seçip çalıştım. Ne de olsa Yıldızım da orada olacaktı.Aklima onu getiren bütün şarkıları orada çalmak ve söylemek istiyordum. Onun ceylan gibi güzel, ormandaki toprak gibi koyu gözlerine bakarak. Bir tek gözleri de değil. Allık sürmüş gibi duran ama doğal olan yüzünün kızarıklığı, çilleri, gamzesi, gülüşü hele beni benden alırken o şarkıları söylemeyi belki de söylerken ona dalıp şarkıların sözlerini unutmayı ve benim bu halime gülmesi, Benimde onun gülüşüne eşlik edip gülmem. Bunlar hayal yada senaryoydu tabiki. Böyle olur mu?". olur belki de.
Onun yüzüne kutup yıldızım demeyi çok bekliyorum. Bu sözü neden söylüyorum yani neden böyle diye sorarsanız size şunu derim bir gece ormanda kayboluyorsun ve gökyüzündeki o en parlak yön
gösteren kutup yıldızı size yardım ediyor, Açelya da benim kalbimin
rehberi beri yani yön bulucum diyebilirim.
Onu sayfalara yazsam yer kalmaz. Şarkıları tekrardan gözden geçirip listeme ekledim birde kağıt, kalem ile Açelya' ya şiir yazmaya çalıştım.
ilk deneme örneğim şöyleydi:
Bir kutup yıldızı gibi parlak
Ceylan gibi güzel kız
Bir umutsun bana
Öyle normal umut mu bilmem
Kelebek hissini bilir misin
Bana yaşattığın bu hissi
Başkasına da yaşatır mısın
Yoksa sadece bana mı ait bu his ?
ikinci denemem:
Ceylan gözlü yıldızım
Aşka inanmazken ben
Senin,beni bu inanca sokman doğru mu?
Gecenin ışığı benim ise kalbim
Bu ışıktan mahrumken
Beni ışığınla aydınlatman doğru mu?
Bir ömür beklemeye hazır
Bir o kadar da sabırsız
Bu kişiyi bekletmen doğru mu?
ve daha fazla şiirler yazdım. Bütün duygumu buraya yansıttım. Birgün ona okuma dileğiyle saklayacağım bu şiirleri Belki de daha iyilerini yazacaktım.
Yemek yemediğimi hatırlayıp oturduğum yerden kalktım ve hemen Amerikan mutfağı gibi modeli olan rengi kreme çalan dolaplar, grimsi tezgah, gri buzdolabı ve daha çok malzemeler olan mutfağıma gittim.

Dolaptan birkaç malzeme alıp yemeğimi yaptım. Yemeği de yiyip,bulaşıkları da hallettim. Telefonumu elime alıp saate baktım saat 21.00 olmuştu ve yatsı namazı hariç bütün namazlarımı da kılmıştım. Elime telefonumu alıp instagrama girdim ve bir bildirim vardı. Tahmin edin bakalım
kimdendi bu bildirim?
Bazılarınız doğru bazılarınız yanlış tahmin yürüttü. Bildirimi atan kişi Açelyaydı. Hemen mesajı açıp okudum. Benden yardım istiyordu. Sokak hayvanlarına mama alıp destek sağlamak istiyormuş.
Akın ve Leyla yani bizim çifte kumrular hep plan içerisinde olduğu için onlara sormadan direkt bana sormak istemiş. Ben de:
- Açelya, Senin yardıma ihtiyacın olacak ve ben sana hiç bir zaman sırt çevirmeyeceğim bunu asla unutma.
Açelya:
- Yani bana yardım edeceksin dimi?
Ben(Alaz):
- Tabiki edeceğim. Peki ne zaman yapalım.
Açelya:
- Yarın mamaları alırız ve yavaş yavaş dağıtırız devletin dışarıya koyduğu mama kaplarına.
Ben:
- Yarın okul çıkışı o zaman beraber gideriz.
Açelya:
- Tamam, o zaman arabayı okula bırakıp Senin arabanla gideriz sonra da işimiz bitince okula b
rakırsın beni,arabamı alırım bende.
Alaz (Bu mesaj silind):
- Tamam, kutup yıldızım.
Alaz:
-Taman öyle yaparız.
-önceki mesajı niye sildin ne yazmıştın ki?
Alaz:
-Hiiiç
Açelya:
-Tanam, öyle olsun
Açelya ile yazıştıktan sonra odama gidip uyudum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
