23. Bölüm

23.bölüm

Şerifee
serifeuzun

Öylece kalakaldım lalisaya yetişememiştim tufan bir anda içeri girip yanıma geldiğinde soluk soluğaydı ama o bile umrumda değildi o ise soluk soluğa bana bakarak

 

"Yetiştik mi? " Dedi

 

"Lal" Dedim kısık bir sesle tufan dilimden dökülen isimle baktığım yer doğru bakıp

 

"Siktir yetişemedik mi? " Dedi ne kadar demek istemesemde

 

"Yetişemedik" Dedim sesim titredi sevdiğim kadına yetişememiş onu bu durumdan kurtaramamıştım. Nikah memuru nikah cüzdanını geline verdikten sonra gülümseyerek gelin ve damada baktı.

 

"Gelini öpebilirsiniz" Damat yüzünde büyük bir gülümsemeyle biraz daha yaklaştı lalisa'ya gözlerim ne kadar o manzarayı görmek istemese de ayrılmıyordu onlardan damat yüzündeki duvağı açtığında benle beraber herkes şok olmuştu çünkü gelin lal değil yıldızdı. Ortalık bir anda karışırken telefonuma gelen mesajı sesiyle cebimden telefonumu çıkartıp gelen mesaja baktım.

 

"Ortalık karışacak arka kapıya gel" Diye yazan karan abiyle tufan'a da mesajı gösterip arka tarafa dolandık karan abi yanının da savaş abiyle bizi bekliyordu.

 

"Abi lal değildi " Dedim sevinçle karan abi de gülümsedi

 

"Biliyorum abim " Diyerek savaş abinin arkasına baktı. Bende onun baktığı yere baktığımda lal savaş abinin arkasından gülümseyerek çıkınca ona doğru gidip kollarımın arasına aldım o benim ona bir anda sarılmamla iyice gülümseyip daha sıkı sarılırken ben onun kokusunu derin derin içime cektim. Savaş abi bu halimize gülümseyerek bakarken karan abi yine abiliğini yapıp

 

"Yeter lan bu kadar sarılma çekil kardeşimden " Diyerek bizi ayırdı lalisa onun bu haline kıkırdarken ben gülerek göz devirdim

 

"İçerisi karışmıştır siz gidin acele edin" Diyen savaş abiyle karan abi başını salladı yanımıza gelen tufan ve tugranla hemen arabaya bindik.

 

"Demirgil karakoldan cıkmış olmalılar onlar şehir cıkışında bekliyorlar hepsinin aklında lal var bir an önce gidelim " Dedi hepimiz onu başımızı sallarken tufan lalisaya bakıp

 

"Kız evlendin diye korktuk bir an " Dedi lalisa ona bakıp işaret diliyle

 

"Valla bir an bende korktum ama savaş abi sağolsun hem beni kurtardı hem sevenleri kavuşturdu. " Dedi biz tabi bunu karan abi söyleyince anladık aklıma gelenle lal'e baktım bir doktora gitsek konuşabilir miydi acaba? Konuşamasa da o konuşasıya kadar işaret dili öğrenmem gerekiyordu ne dediğini anlamak için

 

"Nasıl oldu bu " Diyen karan abiyle hepimiz lalisaya merakla bakınca

İşaret diliyle birşeyler dedi karan abi onu başıyla onaylayıp bize baktı.

 

"Herkesle bir anlatmak istiyormuş tek tek anlatmakla uğraşmak istemiyorum dedi " Deyince bizde başımızı salladık yolun gerisini lal ile sarılarak geçirdik ne kadar karan abi gözleriyle öldürecek gibi aynadan bize baksa da lal için sesini cıkarmamış bu da benim işime gelmişti...

 

Lalisa dan...

 

Yolun geri kalanında pusata sarılarak geçirdim bir an sevmediğim bir adamla evlenmek zorunda kalacağımı düşünmedim değildi ama savaş abi sağolsun beni bu dertten kurtarmıştı ortalık kesin karışmıştı ama savaş abi bir şekilde halledeceğini söylemişti.

Aileme giderken yaşananlar gözlerimin önüne geldi.

 

1saat önce

 

"Yıldız " Dedi oktay abi

 

"Oktay" Dedi yıldız

 

" Tam vaktinde " Dedi savaş abi bense şaşkınca bu ortama bakıyordum. Ne oluyordu burda oktay abi abisinin sesiyle bu sefer ona baktı.

 

"Abi " Dedi şaşkındı. Savaş abi kapıyı hemen kapatıp yanımıza geldi ilk bana ardından yıldız ve oktay abiye baktı.

 

"Abi ben bu kızla evlenmek istemiyorum" Dedi beni gösterirken Allah için biri buna benimde zorla evlenmek üzere olduğumu söyleyebilir mi? Savaş abi onun bu cümlesiyle ilk göz devirip

 

"Abim o kızında sana bayıldığı söylenemez oda zorla burda " Dedi ha adam biliyor ya

 

"Abi ben yıldızı seviyorum " Dedi oktay abi

 

"Bende oktayı seviyorum abi " Diyen yıldızla savaş abi gülümsedi.

 

"Biliyorum ve sizi evlendireceğim " Dedi biz ona nasıl der gibi bakınca kapı bir anda acılınca panikle kapıya baktık geleni görünce rahatla nefes verdik gelen durdu teyzeden başkası değildi. Savaş abi durdu teyzeyi görünce daha çok gülümseyip

 

"Herşey hazırmı ana " Dedi durdu teyze gülümseyerek onayladı onu

 

"Hazır oğlum huri ananı ikna etmek zor oldu ama lalisa senden hoşlanmıyor benim getirmem doğru olur değince onayladı " Dedi savaş abi onu başıyla onaylayınca biz tabi birşey anlamayınca bize bakıp gülümsediler. Durdu teyze ilk bana bakıp

 

"Lal kızım sen üstündeki gelinliği asıl sahibi yıldıza ver " Dedi ben onu onaylarken

 

"Ne planlıyorsunuz anne " Diyen oktay abiyle

 

"Lalisanın ailesini bulduk " Diyen savaş abiyle heycanla ona bakıp işaret diliyle

 

"Ne nerdeler nasıllar? " Diye sordum üçüde durdu teyzeye bakınca kadın oflayıp konuşmaya başladı. Oflamakta haklıydı insan bir işaret dili öğrenirdi canım

 

"Ailesi nasılmış nerdeler diye soruyor " Deyince savaş abi bana baktı.

 

"Demir abin ve diğerleri karakola gidiyorlar karan abin şuan arka tarafta seni bekliyor " Dedi gülümsedim sonra aklına birşey gelmiş olacak ki kahkaha attı biz ona merakla bakarken o konuşmaya başladı.

 

"Demir abin de telefon varmış kacırırlarken onun telefonu almayı unutmuşlar bu akıllı da telefondan polisi aramak varken karan abini aramış onları bulduğumuzda karan abin ona

 

" Salak beni arayacağına polisi Arasana " Deyince hepsi aydınlandı akılları sende olunca düşünemem işler daha sonra birde tutturdular mı bu ikisi yok lalisanın yanına sen değil ben gıdecem diye ikna edemedik en son Rana karan gitsin lalisayı bir o kacırabilir kimse tanımaz onu değince anlaştılar" Dedi onun anlattığıyla bende güldüm ikisi de çocuk gibiydi. Sonrası çok hızlı gelişti savaş ve oktay abi kapıda bizi beklerken ben gelinliği yıldıza verdim yıldızda giyindiklerini bana verdiğinde yer değiştirdik savaş abi içeri girip bana

 

"Hadi biz gidelim ana sende yıldızı aşağıya indir senden başkası da yaklaşmasın bak" Dediğinde onu başımla onaylayıp yıldıza dönerek işaret diliyle

 

"Hep mutlu ol" Dedim durdu teyze dediğimi ona söyleyince

 

"Teşekkür ederim ve özür dilerim sende hep mutlu ol lal" Dedi bana sarılırken gülümsedim odadan cıktığımızda üzerimdeki örtüyle yüzümü kapattım savaş abi beni arka tarafa götürürken bakışlarım gelin ve damada kaydı oktay abi sanki yanındakinin yıldız değilde benmişim gibi suratı bozuk oturuyordu bu adamdan iyi oyuncu olurdu ben arka taraftan cıktığımda karan abim köşede bizi bekliyordu beni görünce vakit kaybetmeden yanıma gelip sımsıkı sarıldı.

 

"Abim " Dedi içtenlikle öyle sımsıkı sarıyordu ki beni biri çekip almaya çalışsa güçü yetmezdi.

 

"La bırak kızı ölecek nefessizlikten" Diyen savaş abiyle karan abi beni kendinden ayırdı. Gözleri her yerimi incelerken ben gülümseyerek ona bakıyordum

 

"Kız sen zayıfladın mı? " Dedi

 

"Birşey yemedi doğru düzgün " Diyen savaş abiyle karan abim kaşlarını çatsa da birşey demedi o anda aklıma gelen şeyle savaş abiye baktım.

 

"Nikah işlemlerini nasıl hallettin " Dedim işaret diliyle karan abim ona bakıp

 

"Nikah işlemlerini nasıl hakkettiğini soruyor " Dediğinde savaş abi bana baktı.

 

"Yıldızın geldiğini erkandan öğrendim ona yıldızın kimliğini almasını söyledim sabahta bilerek senin kimliği aldım nikah dairesinde benim arkadaşım var ondan yardım istedim senin yerine yıldızın adı yazışdı nikah memuru da o arkadaşımın arkadaşı olunca nikahta senin adını söyleyecek " Dedi.

 

"Peki nikah defterini imzalarken kimse görmeyecek mi? " Dedim yine işaret diliyle karan abi dediğimi ona söyleyince

 

"Durdu annemden başkası yaklaşmayacak senin hırcın biri olduğunu kurtulmak için birşey yapabileceğini söyleyince ikna oldular " Dedi onu başımla onaylarken pusatın içeri girdiğini fark ettim

 

"Abi pusat içeri girdi " Diye işaret diliyle abime söyleyince savaş abiyi içeriye yollayıp telefonunu çıkartıp birşeyler yazdı savaş abi yanımıza geldiği an pusatta öbür yandan gelirken savaş abinin arkasına saklandım savaş abi süpriz yapmak istediğimi anlayınca önümde durarak gülümsedi... Gerisini biliyorsunuz zaten babamgilin arabası göz acımıza girince karan abim dikiz aynasından bize bakarak daha doğrusu pusat'a bakarak

 

"Aha sen şimdi naneyi yedin " Dedi ben onlara anlamsız bakarken pusat derin bir yutkunmuştu. Onların hemen yanında durduğumuz an ben daha pusattan ayrılmadan demir abim ve annem bir anda kapıyı acınca pusatla öylece kalakaldık annem endişeyle bana bakarken demir abim kaşlarını çatmış pusat'a bakıyordu.

 

"Lan yanında yokum diye hemen sarıldın mı kıza ayrıl hemen valla geliyorlar bana " Dedi ben göz devirirken karan abim tufan tugrul ve annem gülüyor pusat ise hemen ayrılmıştı ben ona kaşlarımı çatarak baksam da o demir abime bakıyordu.

 

Göt korkusu kanka ne yapsın çocuk diyen iç sesimle içimden ofladım

Demir abimin aklına sonunda ben gelmiş olacaktım ki pusatta ki bakışlarını bama çevirip gülümsedi

 

Bu adam bir sana birde elif'e böyle bakacak lal diyen iç sesimle gülümsedim tabi demir abim kendine gülümsüyorum sandı.

 

"Iyımısın güzelim yetiştiler değil mi? " Dedi demir abim karan abi onun bu cümlesi ile göz devirdi.

 

"Yok yetişemedik kocasının koynundan aldık geldik lal'ı " Dedi sonra dediğini anlayıp

 

"Lan" Dedi tabi onunla beraber demir abim pusat tufan ve tuğrul da dahildi demir abim karan abime bakıp

 

"Tövbe tövbe " Dese de ardından yine bana bakıp gülümsedi

 

"Sana birşey yapmadılar değil mi güzelim" Dedi ben ona hayır derken pusat ordan

 

"O benim güzelim abi ona bir acıklık getireyim " Dedi ben ona gülümserken demir abim ve karan abim kaşları çatık ona bakıyordu.

 

"Nerden güzelim lan senin" Diyen karan abim

 

"Tek benim güzelim " Diyen demir abim

 

"Hani sevgilim ya ondan benim güzelim" Diyen pusat büyük bir tartışmanın arasındayken ben yanlarından inerek dışarı çıktım annem hemen gelip beni kendine çekerken ben öylece duruyordum tamam beni korumak için herşeyi yapmıştı ama yaptıklarını unutamazdım ne onun nede diğerlerinin ondan ayrılınca yüzüme baktı gözleri yaşlıydı.

 

"İyisin değil mi? " Dedi onu başımla onaylayıp arkamı döndüğümde bana doğru gelip sarılan okanla kalakaldım

 

"Abla " Dedi hıckırarak iç çekip bende kollarımı ona doladım bu ailede bir demir abim bir okandı dayanamayacağım herhalde tabi birde enes eklenmişti bunlara ona sarıldığımı görünce daha çok kendine çekti ardından o ayrılmak istemese de ben ondan ayrılıp ona baktım gülümsedim

 

"İyiyim üzülme bak burdayım" Dedim işaret diliyle o arkama baktığında bende onunla beraber arkama baktım karan abi demir abim pusat tufan ve tuğrul bize bakıyordu anlaşılan kavga erken bitmişti.

 

"İyi olduğunu üzülmemeni " Söyledi dedi karan abim okan ona başını sallayıp tekrar bana sarıldı. Bende tekrar ona kolumu dolayacaktım ki okanı benden bir anda ayırıp sarılan Rana ile ona sarıldım

 

"Oy benim kurban gelinim " Diyen ranayla gülsem mi kızsammı bilemedim " Beni kendinden ayırıp

 

"Kız bir an ellere gelin gidiyordun ha " Demiş gülmüştü o gülünce kendimi tutamayıp bende güldüm

 

"Valla bende bir an öyle sanmıştım" Dedim işaret diliyle Rana ellerime dikkatle bakıp gülümsedi

 

"Valla düğününe davet etmedin diye bir ara darılacaktım " Dedi gülerek ben ona şaşkınca bakarken yanlız değildim diğerleri de ona şaşkınca bakıyorlardı.

 

"Kız sen ne ara öğrendin işaret dilini " Diyen tufanla Rana gülümseyip karan abime baktı ay yüzümü kızardı onun

 

"Lalgil sözde İzmir'e ama buraya geldikleri zaman karan bana birşeyler öğretti birazda video izledim " Dedi gülümsedim beni anlamak için öğrenmek istemişti.

 

"Senin içinde varmış öğrenmek ben birşey yapmadım " Diyen karan abim

 

"Karan değil abi diyeceksin " Diyen kozcuoğlu erkekleriyle Rana annem ve ben güldük babam derin bir nefes verip yanıma gelip sarıldı

 

"Korktum " Dese de hiç tepki vermedim aynı şeyi emir ve talha sarılınca da yaptım ikisi de onlara böyle davranmama üzülselerde kırgınlığım geçmedikce onlara yakın olamazdım.

 

"Hadi arabalara binin gidelim şu lanet şehirden lalisa da olanları yolda bize anlatsın" Diyen demir abimle diğerleri salakmısım cemile der gibi bakıyorlardı tabi bende o bu bakışları görünce göz devirip

 

"O işaret diliyle anlatacak Rana da bize söyleyecek " Demişti hepimiz onu başımızla onaylasakta iki kişi onaylamamıştı bunlar tabi Rana ve karan abimden başkası değildi.

 

"Valla ben karan ile gideceğim " Diyen Rana ya

 

"Rana benle gelecek diyen karan abim destek çıktı tabi kozcuoğlu erkekleri yine kaşları çatık baksa da karan ve Rana onları umursamadan arabaya bindiler arabadan inmeyen tufan ve tuğrul da onlarla gidince biz mal gibi kaldık öyle

 

" Şunlarda ki rahatlıl bende olacak valla" Diyen pusat'a güldüm

 

"Eve bir gidelim göstercem ben onlara " Diyen babamla hepimiz arabaya sıkıştık nasıl derseniz annem babamın yanına öne oturdu diyerlerimiz arkaya otursakta zavallı pusatıma yer kalmamış oda demir abimin kucağında giderken biz onlara gülüyorduk pusat göz devirirken demir abim söyleniyordu.

 

"Hayaller kucakta elif gerçekler pusat puçu " Demesiyle annem ve babam bile gülmüştü....

 

Sonunda evime gelmiştim yolda demir abimin telefonuna olanları yazıp okuması için pusata vermiş pusat okuyunca herkes şükür cekmişti tabi talha yıldıza şaşırmadı desem yalan olur bende şaşırmıştım ama çabuk geçmişti... Eve geldiğimizde hepimiz odalarımıza çekilip bir iki saat yatsakta kimse olanları bana ve diğerlerine unutturamazdı. Pusat ne kadar yanımda kalmak istese de demir abim onu ensesinden tutup evine kadar götürünce zavallım birşey yapamadı Rana ve karan'ı gören babam Karan'a baya bir kızmıştı yiğenini onun izni olmadan nasıl arabasına bindirir diye tabi Rana ya da kızmış babası ve annesine söyleyeceğini söylemişti Rana babama küsüp kendi evlerine gitmiş karan abim babamı takmamıştı bile ah abim bir bilse bu aileden kız alacağında bütün sülalenin karışacağını babama böyle umursamazlıkla bakmazdı. Saat neredeyse akşam dokuz bucuktu akşam yemeğini yemiş odama cekilmiştim demir abim yarın İzmir'e gidecekti elif ablanın babasınk ikna etmeye calışacaklardı büyük bir ihtimal ama pek ikna olmazdı o adam cünkü kaç sene kızından ayrıydı tekrar ayrılmazdı. Yani ben öyle düşünüyordum. Pencereden gelen sesle pencerenin oraya gidince pusat ve Tufan'ın aşağıda olduğunu gördüm dün kar yağmıştı ama olanlardan buna bile sevinememiştim.

Ben pencereyi acınca pusat gülümsedi.

 

"Gel hadi karın keyfini çıkartalım olayları bir nebze unuturuz belki " Dedi onu başımla onaylayıp elimle bir dakika işareti yapıp pencereyi kapatarak içeri girdim dolabımdan kalın bir kazak pantolon takımı alıp giydim üstüne beyaz montumu şapkamı ve eldivenimi giyerek odamdan çıktım etrafta kimse yoktu dışarı çıkıp arkaya dolandığımda onlar çoktan lar topu savaşına başlamıştı onlara çaktırmadan eğilip iki elime de kar alıp bir pusata bir tufan'a atınca tam yüzlerine geldi onlar öylece kalırken ben gülüyordum ikisi de başlarını yavaşca bana çevirince korkmadım değil ben yutkununca tufan eğilip eline kar alırken

 

"Sen bittin pikaçu " Diyerek bana doğru koşmasıyla korkuyla cığlık atıp pusata doğru koşmaya başladım o ise bu halime gülerek bakığ beni arkasına çekti.

 

"Çekil lâ pikacunun önünden " Diyen tufan'a pusat gülerek

 

"Uzaklaş lan sevgilimden " Demişti ben onun beni korumasına sevinirken bir anda kendimi onun önünde bulup yüzüme tufandan yediğim kar topuyla öylece kalakaldım

 

"Özür dilerim sevgilim ama intikam almalıydık" Dedi pusat kahkahalarının arasından ben ona kaşlarımı çatıp küsünce o kıkırdayıp beni kollarının arasına aldı.

 

"Küsmüş mü benim canımın içi " Dedi ben ona omuz silkerken o kıkırdamış beni daha çok kollarının arasına alırken

 

"Yerim senin tribini " Demişti ben tam kımırdayacaktım ki

 

"Bu illa bizim kızı yiyecek mi lâ" Diyen sesle pusattan ayrılmasamda sesin sahibine baktım karan abimdi yanında da her zamanki gibi demir abim allah için bunlar hem anlaşamıyor hemde ayrılmıyorlar birbirlerinden

 

"Ben ona başka birşey yedircem görecek " Diyen demir abim yumruğunu gösteriyordu pusat'a pusat hafiften tırssa da ben olunca güvendeydi. Onları hiç takmadan işaret diliyle

 

"Bana şarkı söylesene " Dedim pusat anlamadığı için karan abime baktı canı sıkılmıştı bu durumdan ama elden gelen birşey yoktu.

 

"Şarkı söylemeni istiyor hanımefendi " Diyen karan abim bana tripli bakarken pusat gülümseyerek ağzını açmıştı ki

 

"Kurtarın beni " Diye bağırarak yanıma gelen Rana ya şaşkınca bakarken Tufan'ın bir anda garip dansıyla

 

"Sabah uyandım bir an şaşırdım burası neresi

Ben burayı tanımadım

Kollarımda bir kadın şişt acaba neydi adın?

Ne zaman geldik kafa güzeldi dün gece ben bayıldım

Hemen ayıldım çevreme bakındım

Ortalık dağınık pantolonu bulamadım

Kıza sordum pantolonum nerde?

Dedi boşver benimki de yerde

Kıza bakınca canım yine onu çekti

Seksi bakışlarıyla verdi bana yetki

Pompalamasyon gece gündüz

Eridi bitti kollarımda hatun oldu dümdüz

Ben makineyim bu da benim işim

Canın acırsa senin için yavaşlayabilirim

Sağım solum belli olmaz seni sevebilirim

Belki de yanında uzun süre kalabilirim

 

Pompalamasyon bu benim misyon"

Demesiyle Rana dahil tiksinerek ona baktık acaba bu cocuk neyin kafasındaydı...

 

 

 

 

Bölüm : 02.12.2024 18:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...