
Sabah gözlerimi alarm sesiyle açtım yeni bir gündü ama bu sefer ailem'in olduğu bir gündü. İlk işim üstümü değiştirmek oldu daha sonra odadan çıkıp lavaboya gelmiştim ki kapı'nın kilitli olmasıyla göz devirdim.
"Yenge içeride ki sen sen hemen çık iki saat seni bekleyemem işe gideceğim" Dedim içeriden tabi ki yengemin sesi geldi
"Aman bekle iki dakika bekleyemem dersen git kahvaltıyı hazırla o ara çıkarım ben zaten " Dedi bir de pişkince
"Bana bak burası senin evin değil uşağın yok çık ve hazırla kahvaltıyı asabımı bozma " Dedim sinirle ve aşağıya indim. Annem her zamanki gibi erken kalkıp kahvaltı hazırlıyordu beni görünce gülümsedi
"Günaydın kızım " Dedi bende gülümsedim nedense bu kadın her gülümsemesinde içimden gülmek geliyordu.
"Günaydın annem her zaman ki gibi erkencisin " Dedim agzıma bir salatalık atarken
"Alışkanlık kızım " Dedi tavada ki patatesleri karıştırırken
"Anladım başka birşeye elini sürme gelinin kalkmış gelsin hazırlasın " Dedim annem gözlerini devirip ocağa koyduğu çaydanlığın içinde ki kaynayan suya çay koyup demlenmesi için beklerken bana baktı.
"Aman kızım bulaşma ona bu gün onun çenesini çekemem " Dedi
"Valla susamam anne sizin evde zaten oturuyor bir iş yaptığı yok burada yapacak " Dedim
"Aman bugün birşey yapmasın o " Dedi
"Hayır mı ne var bugün de " Dedim merakla annem patatesi tabağa koyarken bana da yanıt verdi.
"Bugün ay bende toplanacaktık ama bizim evi biliyorsun bende buraya çağırdım buraya gelecekler gün için" Dedi gülümsedim annem ve arkadaşları ayda bir gün yaparlardı ve benim en sevdiğim gündü yani kim sevmez ki sarma börek çörek değil mi?
"Keşke dün diyeydin beraber birşeyler yapardık bu gün nasıl yetiştireceksin akşama " Dedim annem çayları da doldururken
"Yaparım ben merak etme " Dedi
"O gelinine söyle bir zahmet yardım etsin" Dedim o sıra babam abim ve yengem mutfağa girmişti aldı ya kokuyu hazırlanmıştır diye girdi içeri babama sarılıp
"Günaydın " Derken abim ve yengeme birşey demeden oturdum masaya
"Sana da günaydın güzel kızım bu gün seni ben bırakayım kafeye " Diyen babama gülümsedim
"Olur valla " Dedim yengem oflayınca hepimizin bakışı ona döndü
"Meyve suyu var mı bu evde " Dedi arkasına yaslanmış bir şekilde kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Ayağın var kalk bak dolaba var mı? " Dedim sinirle o ise omuz silkerek pişkince
"Aman kalkamam kalk bak varsa kat yoksa akşam gelirken al gel " Dedi
"Karşında uşağın mı var senin kalk bak kendin " Dedim sinirle
"Evet var ondan diyorum ya" Demesiyle sinirle kalkıp saçını başını yolacaktım ki aklıma gelenle gülümsedim.
"Canım biricik beni korkutan hayaletcim allah rizası için burdaysan şu kıza birşey yapsana valla bir çarp sana şunu " Dedim içimden
Allah seni ne yapmaya sibel iyice delirdin kızım hayalete seslenmek ne o da salaktı zaten senin dediğini yapacaktı. Diyen iç sesime göz devirip
"Valla yapsın ona börek baklava açarım" Dedim bu sefer göz deviren benim iç sesimdi o anda yengemin sandalyesinin bir anda geriye çekilişini gördüm ben hayalet beni duydu diye şokla bakarken diğerleri ayağa kalkıp endişeyle yengeme bakıyordu.
"Kızım ıyımısın? " Diyen babamla yengem başını sallayıp sinirle bana baktı.
"Sen yaptın değil mi? " Dedi ben ona saçmalama der gibi bakıp
"He ben yaptım elim uzun ya yerimde otururken senin sandalyeni çektim tövbe tövbe salakmısın acaba " Dedim o abime bakarken abim nefes alıp
"Valla bu sefer sibelden yanayım aşkım kız oturduğu yerden nasıl seni yere düşürsün" Dedi afferim be bir kere de kardeşinden ol dedim içimden yengem ise
"O kesin birşey yapmıştır" Diyerek yerine geri oturdu. Ben he he der gibi bakarken
Kız o hayalet mi yaptı yoksa diyen iç sesime
"Valla bilmiyorum canısı dur bir deneyeyim " Diyerek önce bizimkilere baktım herkes önündeki tabağa bakarken yine içimden
"Sevgili hayaletcim eğer daha demin olan şeyi sen yaptıysan bir işaret ver mesela yengemi bir daha yere düşür" Dedim o anda yengem şap diye yine düşünce korkuyla
"Bismillahirrahmanirrahim" Diyerek ayağa kalkmamla yerde ki yengem bile bana baktı.
"Kızım iyimisiniz? " Diyerek bir bana bir yengeme bakarken ben korkuyla etrafıma bakıyordum
"Ben iyiyim baba" Diyen yengemle babam bana bakınca sadece başımı salladım hepsi rahatlayıp yerine otururken bende
"Bismillahirrahmanirrahim" Diyerek yerime oturdum tabağımda ki kahvaltılıkları hızlıca bitirip babama baktım.
"Ben doydum baba gidelim mi? " Dedim babamda beni başıyla onaylayıp
"Bende doydum gidelim" Dedi ayağa kalktığım an aklıma gelenle nasıl yapacağımı bilmesem de içimden
"Valla hayalet beyciğim bu gün size kahvaltı hatırlayamıyorum artık nasıl besleniyorsanız bir zahmet kendiniz halledin " Dedim içimden babamla evden çıktığımda aklım evde kalsa da yapacak birşeyim yoktu kafeye gelince babamın yanağından öpüp arabadan indiğim de babam bans el sallayıp giderken bende gülümseyerek kafeye girdim kafe sabah olmasına rağmen kalabalıktı samet beni görünce gülümseyip
"Hoşgeldin prenses " Dedi gülümsedim
"Hoşbuldum kafe kalabalık " Dedim etrafa bakarken o beni başıyla onaylayıp
"Aynen bugün erken kalabalık oldu olsun bereket işte hadi üstünü değiştir gel" Dedi onu başımla onaylayıp soyunma odasına girdim üstüme iş kıyafetlerimi giyip odadan cıktığımda samet elime tepsiyi vererek beni bir masaya yollayınca bismillah diyerek işe başladım.
"Ayaklarım ağrıyor " Diye kaçıncı söylenişimi yapıyordum samet ise bilmem kaçıncı göz devirişiydi kafe sabahtan akşama kadar kalabalıklığını hiç bozmadan devam etmişti tabi böyle olunca oturmaya bile fırsatımız olmamıştı ben yorgunluktan ölürken samette hiçbirşey yoktu
"Hadi eve git yarın öğlen acacağız dükkanı " Diyen samete başımı sallayarak soyunma odasına girdim eve gidip direk uyumayı düşünsem de annemin günü aklıma gelip iyice bir yorgunluk düşüyordu üstüme...
Eve girdiğimde beni sekiz dokuz kişilik bir kalabalık karşılayınca hepsine gülümseyerek
"Hoşgeldiniz " Dedim ardından odama çıkıp üstümü giyerken yatağımın üstündeki bebeği fark ettim arkası bana dönüktü
"Sabah böyle mi bıraktım ben bunu? " Dedim onun yüzünü bana doğru çevirip gülümseyerek yanağından öptüm başkasına göre korkunç bir suratı olabilirdi Ama benim için çok tatlıydı.
Garip şeyleri sevdiğin için sana tatlı geliyor olabilir mi? Diyen iç sesime göz devirmek istesemde devirmedim
"Tuhaf şeyleri seviyor olsam odam tuhaf şeylerle dolu olur " Dedim iç sesime
Odanda bir kolu ve gözü olmayan bir ayı dolabının üstünde rengi eski zamanlara ait gibi görünen kırık bir ayna kitaplığında üstünde ruh resmi olan kalın bir kitap ve korkunç bir bebek var diyen iç sesimle tek tek o eşyalara bakıp hak verdim sonra omuz silkip odadan çıktım tuhaf şeyleri sevmek suç muydu? Salona girdiğimde kadınlar çoktan tabaklarını ellerine almış birşeyler yiyorlardı
"Afiyet olsun bacılar " Diyerek içeriye girmemle hepsi kıkırdadı bazılarının ellerini bazılarına sarılarak hoşgeldiniz derken annemin elime verdiği tabakla gülümsedim içinde yok yoktu aklıma hayalet beyler gelince kimseye çaktırmadan mutfağa girdiğimde geçen ki hayaleti tabağına birşeyler doldurup yerken görünce şaşkınca kalakaldım.
Kız bağırsana evde bir yabancı hatta hayalet var diyen iç sesime
"Saçmalama bağırırsam herkes buraya doluşur e buda hayalet olduğuna göre ortadan kaybolur millete ne dıyecem " Dedim bana hak vermiş olacak ki sustu korksam da yavaş adımlarla ona doğru ilerleyip
"Selam " Dedim o benim sesimle korkunca bende korktum ama tabi çığlık atmadan o elinde ki tabakla şaşkınlıkla bana bakarken bende aynı şekilde ona bakıyordum ne kadar böyle bakıştık bilmiyorum ama o kendine gelip
"Selam " Değince bende kendime geldim allahım bir hayaletle konuşuyordum
"Şey ııı şey " Dedim ne diyeceğimi bilmeden o da aynı benim gibi ne diyeceğini bilemeyerek etrafa bakarken ben derin bir nefes alıp
"Hayatımda ilk defa bir hayaletle sohbet ediyorum kusura bakma ne diyeceğimi bilemedim" Dedim benim cümlemle bana bakıp
"Önemli değil bende bir insanla konuşmayalı baya oldu " Dedi ben ona şaşkınca bakıp
"Sen insanlarla konuşuyormuydun önceden " Dedim o beni başıyla onaylayıp
"Yani bir zamanlar bende insanken konuşuyordum " Dedi vay anasını
"Sorması ayıp ama ne zamandır yani ne zaman rahmetli oldun? " Dedim bu sefer o şaşırdı
"Ne rahmeti benim adım rahmet değil" Dedi buna bir saat gülerdim ama şuan bir hayaletle konuşmanın şaşkınlığı ile gülemiyordum
"Yani ne zaman öldün de hayalet oldun? " Diye sordum
"Ölmedim ki" Değince daha ne kadar şaşırabilirim bilmiyordum
"Yani şuan hayaletsin ama ölmeden hayalet oldun nasıl lan" Dedim kafam karışmıştı. Oda kafamın karıştığını fark etmişti
"Ben hayalet değilim bir ruh'um lanetli bir ruh " Dedi
"Yok a... " Diyordum ki ağzımı kapatmasıyla susmak zorunda kaldım
O ise konuşmaya devam etti.
"Nasıl olduğunu sorma sana bunu anlatamam aslında sana gözükmemem gerekiyordu ama yemek kokuları yüzünden yakalandım " Dedi onu başımla onaylayıp merak etsemde sormadım şimdi çarpar falan hiç o sulara giremezdim. Aklıma gelenle dolaptan üç dört tane saklama kabı çıkartıp içine annem ne yaptıysa hepsinden doldurdum eline saklama kabını verince şaşkınca bana baktı.
"Burda beni korkutan bir hayalet yani ruh daha vardı böyle korkunç suratlı ona da götür beraber yiyin tabi bu nasıl mümkün oluyor bilmiyorum ama bunlar size yeter " Dedim beni başıyla onaylayıp gözden kaybolmadan hemen önce
"O korkunç ruh hemen arkanda ve seni izliyor ve adı Lucifer" Dedi ve ortadan kayboldu korkuyla arkamı dönsem bile birşey yoktu rahat bir nefes alıp içeriye geçtiğimde elime tabağımı alıp ortada dönen sohbete katıldım
"Ay gülfemin kızı kocaya kaçmış geçen hafta " Diyen nurgül teyzeye yasemin teyze yanıt verdi
"Ay o kızdan beklenir konuşmadığı oğlan mı var onun" Dedi hepsi başıyla onu onaylarken
"Oğlan birde iki cocukluymuş karısını bir sene önce kaybetmiş" Dedi nurgül teyze diğerleri o çocuklara üzülürken ben birşeyler yemekle meşguldum
"Ay kız oturduk böyle dedikodu yapıyoruz anca kalkın açın bir şarkı oynayak " Diyen pelin teyzeyle hepimiz hevesle ayağa kalktık yengem telefonundan erik dalını açınca hep beraber başladık kurtlarımızı dökmeye
Yorgunum diyen sibele bak samet görse seni akşamları da çalıştırsa hakkı çocuğun diyen iç sesimi umursamadım bile
Kızda ki umursamazlığa bak biraz önce bir hayalet mi ruh mu neyse onunla konuştu hala göbek atıyor kızım azcık kork sana diyen iç sesime inat daha çok oynadım şuan hiçbirşeyi kafama takmak istemiyordum ne kadar oynadık bilmiyorum ama hepimiz yorgunlukla kendimizi koltuklara attığımızda oynarken ki izlenme hissi daha çok vardı sanki etrafıma baksam da kadınlardan başka birini göremiyordum kadınlara baktığımda hepsi kendi alemindeydi
Biraz önceki rahatlık gidince üstüne bir tuhaflık çöktü değil mi? Diyen iç sesime hakverdim o ruhtan korkmamıştım ama diğeri neydi adı ha Lucifer ondan biraz korkuyor olabilirdim çok birşey yapmamıştı ama yaptıkları bile yetiyordu korkmama o anda bana seslenen esra teyzeyle düşüncelerimden çıkıp ona baktım.
"Buyur esra teyze " Dedim
"Kız nerelere daldın seslendim duymadın " Diyen esra teyzeye gülümseyip
"Denize " Dedim hepsi gülünce bende güldüm ne kadar kötü espiri yapsamda gülüyorlardı. Esra teyze gülmesini durdurup
"Ay kız senin sesin güzelmiş ülkü söylemişti bir ara bize bir şarkı söylesene " Dedi duyduğum isimle gülüşüm soldu ülkü yani ülkü teyze Kerem'in annesi kerem kim diyeceksiniz değil mi? Kerem
Kerem kül benim ilk ve son aşkım benim hayatım ömrüm herşeyim olan adamdı dı diyorum çünkü şuan hayatta değildi ömrüm dediğim adam iki sene önce kanserden ölmüştü ondan sonrada kimse olmamıştı hayatımda olmayacaktı da zorda olsa yutkunup gülümsemek için zorladım kendimi
"Tamam" Dedim aklıma gelen şarkıyı söylemeye başladım.
Ben seni sevdiğumi de
Dünyalara bildirdum
Endurdun kaşlaruni
Babanı mi eldurdum
İn dereye dereye de
Al dereden taşları
Bizden geçti sevdalık
Al cebimden saçları
Kız evinin önüne de
Sereceğim kilimi
Oldu hayli zamanlar
Görmedim sevdiğimi
Yaz geldi bahar geldi de
Açtı yeşil yapraklar
Ben sana doyamadım
Doysun kara topraklar
Sesim titriyordu ağlamak istemiyordum ama aklıma ne zaman kerem ve keremle yaşadıklarımız aklıma geldikçe ağlıyordum şimdi olduğu gibi son kısmı bir kez daha söyledim sesim titrerken gözümden bir damla yaş akarken
"Ben sana doyamadım
Doysun kara doysun kara topraklar"
Daha fazla dayanamadım hızlı adımlarla odama çıkıp yatağıma yatarak hıçkırarak ağlamaya başladım bu acı geçmiyordu geçmeyecekti ne kadar ağladım bilmiyorum ama yatağımın üstüne ki bebeğe sımsıkı sarılıp uykuya dalmak üzereyken saçlarımda bir el hissettim gözlerimi açmak isterken birinin sesini duydum
"Uyu uyu güzelim ve sabah her zamanki sibel olarak kalk " Dedi ses tanıdık değildi ama çok güzel bir sesti onun sözlerinden sonra uykuya daldığımı hissettim sonrası yoktu...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |