8. Bölüm

8.bölüm

Şerifee
serifeuzun

Ben ne yapacağımı kara kara düşünürken bilge kaanda sıkıntıyla oturuyordu onun aklındanda birşey geçmediği belliydi

 

Bu kayıp prensesin senin mühürü kaldıracak kız olduğunu nasıl anladılar ki Lucifer diyen iç sesime "afferim lan ilk defa doğru birşeye parmak bastın" Diyerek bilge kaan'a baktım.

 

"O kızın benim mührümü kaldıracak kız olduğu nereden belli belki başkası " Dedim bilge kaan benim sorumla ayağa kalkıp kitaplığından eski olduğu belli olan kalın bir kitap alarak kalktığı koltuğa geri oturdu. Beni yanına çağırıp kitaptan açtığı bir sayfayı bana göstererek anlatmaya başladı.

 

"Yüzyıllardır evren kraliçesi ve kader kraliçesi arasında bir düşmanlık vardır evren kraliçesi dünya'nın iyiliğini düşünüp güçünü iyilik için kullanırken kader kraliçesi mutluluk olsun düşmanlık olsun önemsemeden kaderi yazarmış tabi bu evren kraliçesini sinir edermiş cünkü kader kraliçesinin birbirine mühürlediği kişiler ya kendilerini düşünüp evrene zarar veriyorlarmış yada çıkarları için kötülük yapıyorlarmış buda evren kraliçesini sinir etmekten başka birşey yapmazmış sonra ikisininde düşman olduğu biri çıkmış ortaya yaşlı cadı jasmin cadı güç için erkek kadın fark etmeksizin lanetleyince evren kralicesi'nin olduğu gibi kader kraliçesini de etkilemiş bu lanetli ırk cünkü mühürleyecek aşık edecek hiçbir canlı kalmıyormuş evren kraliçesi ve kader kraliçesi bir gün cadı jasmin için toplandıklarında evren kraliçesi ona kutsadığı bebekten bahsedince kader kraliçesi onun önceki mühürlediği çocukları söyleyip ne kadar güçlü olsalarda tek olmamalarını söylemiş evren kraliçesi peki ne yapmalı diye sorunca da kader kraliçesi büyülü sözleri söyleyerek kayıp kralice Norayla onun doğduğu gün lanetlenecek bir erkek lanetliyi birbirlerine mühürlemişler cünkü biliyorlarmış ki cadı jasmin elbet birini o günlerde lanetleyecekmiş ne kadar cadı jasmini her yerde arasalarda o güne kadar kimse bulamamış sanki cadı jasmin yerin yedi kat altına giriyor da sadece güç istediğinde yer yüzüne çıkıyor gibiymiş neyse dedikleri gün gelip çatmış onlar kayıp kraliçe noradan bir iz dahi bulamazken dedikleri gibi cadı jasmin tam prensesin doğum gününde birini daha lanetlemiş ve kader kraliçesinin mühürü gercekleşmiş kayıp kraliçe Nora hem evrende ki herkesi kurtaracak hemde lanetlenmiş mühürlüsünü kurtaracakmış" Dedi ona başımı sallayıp onaylarken sıkıntıyla nefes verdim

 

"Kızı babası bulamamış ben nasıl bulacağım " Dedim kafa karışıklığı ile bilge kaan bana baktı

 

"Ne kadar bu bilgi doğru bilmiyorum ama sen değil prenses seni bulacak " Dedi iyi bari ben onun peşinden koşmayacakmışım

 

Salakmısın Lucifer konu bu mu sevindiğin şeye bak diyen iç sesimi umursamadım bile tabi sevinecektim bir kız peşinde koşamazdım

 

İlerde bu sözünü çok pis hatırlatırım diyen bir iç sesim olduğu için daha ne kadar göz deviririm bilemiyordum aklıma gelenle bilge kaan'a baktım

 

"Sana anlatacağım şeyler var " Dedim o bana merakla bakınca fakit kaybetmeden konuşmaya başladım.

 

"Benim lanetli bebeğin olduğu eve taşınan bir kızdan bahsetmiştim " Dedim o bana başını sallayıp onaylayınca devam ettim konuşmama

 

"İşte adı sibel geçenlerde bir rüya görüyordu yatakta kıpırdanmasından anladım rüyasına girecektim ama giremedim birşey beni engelledi " Dedim benim cümlemle kaşları çatıldı

 

"Ne gördü de sen engellendin? " Dedi bilmiyorum der gibi omuzlarımı silkeleyerek yanıt verince düşüncelere daldı

 

"Daha sonra ailesi geldi eve bir kaç gün kalacaklarmış neyse ilk geldikleri gün sibelin odasındaydım ve kapı arkamdan bir anda kapandı sihirli bir güçle kapandı ama kim yaptı neden yaptı sibel veya ailesinde ne var bilmiyorum annesi de bir tuhaf evde birşey olduğunu hissediyor gibi " Dedim bilge kaan benim anlattıklarımla düşünceyle başını salladı

 

"Ben bu konuyu bir araştırayım sen kızdan gözünü ayırma " Dedi

 

"Ne kadar ayırmayayım kız sabahları işe gidiyor akşam evde ben dışarı bile cıkamıyorum " Dedim

 

"Bebeği buldu mu? " Diye sordu konuyla ne ilgisi var gibi baksam da cevap verdim.

 

"Buldu" Dedim sıkıntıyla bulmamasını isterdim ama bulmuştu.

 

"Ne yaptı peki bebeğe zarar verdi mi? " Diye sorunca başımı olumsuzca salladım

 

"Zarar vermedi bebeği bulduğunu görünce onu korkuttum bile ama o bebeğe sarılıp yattı ve hala geceleri sarılıp yatıyor " Dedim gülümsedi.

 

"Bu kızda birşeyler var bundan emin oldum ama ne olduğunu cözeceğim kız eğer bebeği alıp dışarı falan çıkarsa sende cıkabilirsin bebeğin gittiği yerlere ruhun lanetli olduğu için sende kendini bebeğin içinde bulursun " Dedi başımı salladım

 

"Ama bebeği hiçbir yere götürmüyor odasından çıkarmıyor" Dedim başını salladı.

 

"Sen kıza dikkat edebildiğin kadar et ben araştırıp sana haber ederim " Dedi onu başımla onaylayıp gürkan ve damla'nın yanına gitmek için evden çıktım o kızda ne olabilirdi sıradan bir kızdı

 

Sıradan ama senin gönlünü aldı ama diyen iç sesimle Sabır çektim

 

"Ne gönlümü alması ya benim kızda gönlüm falan yok " Dedim o kıza karşı birşey hissetmiyordum iç sesim bir şey diyecekse bile duymamazlıktan geldim aklıma kayıp prenses Nora geldi bir değişle mühürlüm nasıl bir kızdı acaba neredeydi? İnşallah korkak bir kız değildir

 

Sence evreni cadı jasminden kurtaracak bir kız korkak olabilir mi Lucifer diyen iç sesime hak verdim

 

Ama bu kızı nasıl bulacaktım kayıp bir prenses nasıl bulunurdu hemde cadı jasminin elinde olan bir kızı hayır kız jasminin elindeyse nasıl yaşayabilirdi ki o pis cadının kızı yaşatması garipti düşüncelerden gürkan ve damla'nın yaşadığı eve geldiğimde çıktım kapının üstündeki ipi çekip içeri girdiğimde damla tekli koltukta oturmuş televizyon izlerken mutfak masasında oturmuş sandviç yiyordu bu çocukta ki boğaz sevdası kimsede yoktu.

 

Senin bogazınla asla yarışamaz Lucifer diyen iç sesimle güldüm haklıydı bogazıma düşkündüm niye olmayaydım ki hem ne demişler can boğazdan gelir diye boşu boşuna dememişlerdir değil mi? Damla gözlerini televizyondan ayırdığı an beni fark edip gülümseyerek

 

"Hoşgeldin Lucifer " Dedi onu başımla onaylayıp

 

"Hoşbuldum" Diyerek koltuğa oturdum gürkan nihayet başını yemeğinden ayırıp bana bakınca güldüm her zamanki gibi sandviçten büyük bir ısırık almış olacak ki yanakların dolu doluydu

 

"Önünden alan mı var yavaş yesene " Diyen damla ile ben başımı sallarken gürkan damlayı pek umursamadan yine kocaman bir ısırık aldı benimde canımı çektirmişti şerefsiz

 

"Bana da yap bir sandvic gürkan " Dedim

 

"Kalk kendin yap lan uşağın mı var senin" Diyen gürkanla kaşlarımı çatsamda bakışlarım damlaya kaydı

 

"Sen yapsana " Dedim göz devirip ayağa kalktı.

 

"Gidin kendiniz yapın ne yapacaksanız uşağınız değilim sizin" Diyerek odasına çıkıyordu ki

 

"İyi be yapmazsanız yapmayın size mi kaldım ben evde gün var gider orda birşeyler yerim ben" Dedim damla iyi der gibi başını sallayıp odasına çıkarken gürkan elindeki sandivici masaya koyup yanıma geldi

 

"Gün mü? Oh ne güzel bende geleyim mi lan" Dedi

 

"Senin ne işin var lan hem daha yeni yedin hatta yarıda bıraktın" Dedim masayı gösterirken o ise omuz silkip

 

"Ya banane bende geleyim hem o kızın eli lezzetli lan o güzelim yemeklerden mahrum mu kalayım " Dedi

 

"Kal lan banane senden ben kendimi düşünürüm "...

 

En son ben kendimi düşünürüm demiştim değil mi? Şuan gürkanla benim odamda oturmuşuz aşağıdaki kadınların bir yere oturup konuşmaya dalmasını bekliyorduk.

 

Evin kapısının açıldığını hissettim ardından sibelin sesi geldi sesi yorgun çıksa da karşısına çıkan sekiz dokuz kişilik bir insan grubuyla mecburiyetten gülümseyen sesi geldi kulaklarıma

 

"Hoşgeldiniz " Dedi ardından odasına çıkıyor olmalıydı ki merdivenlerden adım sesleri geliyordu ayağa kalktığımda gürkan anlamsızca bana bakınca

 

"Sibel geldi bilge kaan o kızda birşeyler olduğunu düşünüyor dikkat etmemi söyledi gidip onu izleyeceğim " Dedim o beni başıyla onaylayınca

 

"Sakın aşağıya falan inme benim gelmemi bekle " Dedim ne kadar sözümü dinlemeyeceğini bilsem de sibel odaya girmeden ben bebeğin içine girip odaya giren sibeli izlemeye başladım.

 

Acaba arkanı mı dönsen Lucifer diyen iç sesimle kaşlarımı çattım

 

"Neden arkamı döneyim oğlum" Dedim

Sence kız odasına ne için gelmiş olabilir? Diyen iç sesimle aklıma gelenle

"Haaa" Deyip arkamı döndüm iç sesim bu halime kahkaha atarak gülüyordu.

 

"Haa ya " Diye bana yanıt verse de iç sesimi görmezlikten geldim sibelin bakışlarını sırtımda hissediyordum. Ardından ise yanıma gelen adım seslerini işittim sibel yanıma gelip içinde olduğum bebeği kollarının arasına alıp konuşmaya başladı.

 

"Sabah böyle mi bıraktım ben bunu? " Diyerek yüzümü kendine çevirdi

Bu kız bu kadar güzel miydi? Yada yakınım da olduğu için gözüm şaşı oluyor ve onu güzel görüyor olabilir miydim?

 

Saçmalama Lucifer kız fıstık gibi yeni mi fark ettin hem kızın güzelliğinden sana ne? Diyen iç sesimi yine haklı buldum kızın güzelliğinden bananeydi

 

O anda beklemediğim birşey oldu sibel yüzünde güzel bir gülümsemeyle bana bakıp yanağımdan öptü beni

 

Yani oyuncağı diyen iç sesime göz devirdim

"oyuncak olsada sonuçta benim yani beni öptü"dedim o anda düşüncelerini duydum oda benim gibi iç sesiyle tartışıyordu. Bebeği tatlı mı buluyordu bu korkunç bebek ona nasıl tatlı gelebilirdi ki

  

 

Garip şeyleri sevdiğin için sana tatlı geliyor olabilir mi? Diyen iç sesine göz devirdi aynı benim kendi iç sesime arada göz devirdiğim gibi bu kızın dudakları niye bu kadar dolgundu?

 

Dudaklar ne alaka Lucifer şuan diyen iç sesimle başımı sağa sola, sallayıp kendime gelsemde sibel bunu fark etmedi iç sesiyle konuşmaktan etrafını görmüyordu bile

 

"Tuhaf şeyleri seviyor olsam odam tuhaf şeylerle dolu olur " Dedi iç sesine zaten tuhaf şeylerle doluydu odası

 

Odanda bir kolu ve gözü olmayan bir ayı dolabının üstünde rengi eski zamanlara ait gibi görünen kırık bir ayna kitaplığında üstünde ruh resmi olan kalın bir kitap ve korkunç bir bebek var diyen iç sesiyle tek tek o eşyalara baktı ardından iç sesini haklı bulmuş olacak ki birşey demeden h omuz silkip odadan çıktı tabi bebeği yatağın üstüne bıraktı o odadan çıkınca bende bebeğin içinden çıkıp odada öylece kaldım aklıma gelen gürkanla

 

"Siktir " Diyerek kendi odama çıksamda gürkan odada yoktu oflayıp aşağıya indiğimde gözlerim Salona kaydı bütün kadınlar çoktan tabaklarını ellerine almış birşeyler yiyorlardı bile sibel yanlarına ilerleyip

 

"Afiyet olsun bacılar " Diyerek içeriye girdiğinde hepsi kıkırdadı hayır bunda gülecek ne vardı ki

 

Kadınların işine karışılmaz derler ya Lucifer buda onlardan biri galiba diyen iç sesime

 

"Olabilir " Diye yanıt verip kadınları incelemeye devam ettim

 

Gözümü sibel den alamıyorum demiyorda diyen iç sesimi susturdum tamam biraz haklı olabilirdi Ama biraz hep sibele bakmıyordum cünkü neyse kadınların bazılarının ellerini bazılarına sarılarak hoşgeldiniz diyen sibelle ben yoruldum bu kadar kişiye hoşgeldin demekte yorardı insanı arkamdan odaya elinde bir tabakla giren sibelin annesiyle kadından çok sibelin gülümseyerek eline aldığı tabağa bakıyordum maşallah içinde de yok yoktu sibel bir anda ayağa kalkmasıyla ona baktım elindeki tabağı ortadaki sehpaya bırakıp sakin adımlarla kimseye belli etmeden mutfağa girdi tabi bende hemen arkasında tabi mutfakta elinde kocaman bir tabağa birşeyler doldurup yiyen bir gürkan görünce şaşkınca kalakaldı tabi bende ben buna beni bekle demedimmiydi? O anda sibelin iç sesini dıydum

 

Kız bağırsana evde bir yabancı hatta hayalet var diyen iç sesine

 

"Saçmalama bağırırsam herkes buraya doluşur e buda hayalet olduğuna göre ortadan kaybolur millete ne dıyecem " Dedi yani doğru söylüyordu iç sesi de hak vermiş olacak ki sustu korktuğunu hissettim korksa da yavaş adımlarla gürkana doğru ilerleyip

 

"Selam " Dedi o sibelin sesiyle korkunca sibel de korktu ama tabi çığlık atmadı biri gürkana hayalet olduğunu söyleyebilir mi çünkü o bilmiyormuş gibi hareket ediyordu da gürkan elinde ki tabakla şaşkınlıkla sibele bakarken sibel de aynı şekilde gürkan'a bakıyordu ne kadar böyle bakıştılar bilmiyorum ama gürkan sibel den önce kendine gelmiş olacak ki

 

"Selam " Dedi bu çocukta ki rahatlık kimsede yoktu sibel onun sesiyle kendini toparladı

 

"Şey ııı şey " Dedi ne diyeceğini bilmeden gürkan da aynı sibel gibi ne diyeceğini bilemeyerek etrafa bakarken sibel derin bir nefes aldı.

 

"Hayatımda ilk defa bir hayaletle sohbet ediyorum kusura bakma ne diyeceğimi bilemedim" Dedi güldüm tabiki ilk olacaktı aslında hiç olmazdı ama neyse gürkan onun sözüyle sibele baktı.

 

"Önemli değil bende bir insanla konuşmayalı baya oldu " Dedi salaktı bu çocuk ortadan kaybol sana ne konuşutorsın ki sibel ona şaşkınca baktı bunda şaşırılacak birşey mi vardı?

 

"Sen insanlarla konuşuyormuydun önceden " Dedi gürkan onu onaylayıp

 

"Yani bir zamanlar bende insanken konuşuyordum " Dedi salaktı bı çocuk ya oturmuş birde yanıt veriyordu.

 

"Sorması ayıp ama ne zamandır yani ne zaman rahmetli oldun? " Diyen sibelle ben bile şaşırdım.

 

"Ne rahmeti benim adım rahmet değil" Diyen gürkanla güldüm o rahmetli bu anlamda değildi ki sibel de komik bulmuştu hatta buna bir saat gülerdi ama şuan bir hayaletle konuşmanın şaşkınlığı ile gülemiyordu büyük bir ihtimal

 

"Yani ne zaman öldün de hayalet oldun? " Diye sordu bu sefer sibel gürkan

 

"Ölmedim ki" Değince daha çok şaşırdı. Şaşırılacak ne vardı ki

 

"Yani şuan hayaletsin ama ölmeden hayalet oldun nasıl lan" Dedi sibel kafası karışmıştı böyle derse benimde kafam karışırdı. Gürkanda sibelin kafasının karıştığını fark etmişti

 

"Ben hayalet değilim bir ruh'um lanetli bir ruh " Dedi otur birde siciline kadar anlat gürkan istersen ya sabır

 

"Yok a... " Diyen sibelle gürkan anı bir hamle yapıp ki ağzını kapattı sibel böylelikle susarken gürkan konuşmaya devam etti.

 

"Nasıl olduğunu sorma sana bunu anlatamam aslında sana gözükmemem gerekiyordu ama yemek kokuları yüzünden yakalandım " Dedi ilk defa haklı birşey demişti sibel onu başıyla onaylayıp merak etse de sormadı galiba onu çarpmasından falan korkmuştı. Aklına gelenle dolaptan üç dört tane saklama kabı çıkartıp içine annesi ne yaptıysa hepsinden doldurdu gürkan'ın eline saklama kabını verince şaşkınca sibele baktı. Gürkan

 

"Burda beni korkutan bir hayalet yani ruh daha vardı böyle korkunç suratlı ona da götür beraber yiyin tabi bu nasıl mümkün oluyor bilmiyorum ama bunlar size yeter " Dedi bana korkunç suratlı mı demişti o gitsin kendi muşmula suratına baksaydı

 

Biraz önce kıza güzel diyordun diyen iç sesime göz devirdim

 

"O biraz önceydi şimdi muşmula surattı" Dedim cevap vermek istese de onu duymamazdan geldim gürkan ise ilk bana bakıp ardından sibele baktı ve gözden kaybolmadan hemen önce

 

"O korkunç ruh hemen arkanda ve seni izliyor ve adı Lucifer" Dedi ve ortadan kayboldu sibel korkuyla arkasını dönsede beni göremedi rahat bir nefes alıp içeriye geçtiğin de bende içeriye girdim o sehpanın üstün deki kek tabağını alıp ortada dönen sohbeti izlemeye başkadım.

 

"Ay gülfemin kızı kocaya kaçmış geçen hafta " Diyen bir kadınka başka bir kadın yanıt verdi

 

"Ay o kızdan beklenir konuşmadığı oğlan mı var onun" Dedi hepsi onu başıyla onu onaylarken

 

"Oğlan birde iki cocukluymuş karısını bir sene önce kaybetmiş" Dedi aynı kadın diğerleri o çocuklara üzülürken sibel bir şeyler yeme derdindeydi güldüm baya tatlı duruyordu

 

"Ay kız oturduk böyle dedikodu yapıyoruz anca kalkın açın bir şarkı oynayak " Diyen başka bir teyzeyle hepsi büyük bir hevesle ayağa kalktı sibelin yengesi telefonundan erik dalını açınca hep beraber başladılar oynamaya hele sibel bildiğiniz döktürüyordu. Sibelin düşünceleri zihnime dolarken ben sadece ona odaklanmıştım...

 

Yorgunum diyen sibele bak samet görse seni akşamları da çalıştırsa hakkı çocuğun diyen iç sesiyle kaşlarım çatıldı samet kimdi? O ise iç sesini umursamadı bile

 

Kızda ki umursamazlığa bak biraz önce bir hayalet mi ruh mu neyse onunla konuştu hala göbek atıyor kızım azcık kork sana diyen iç sesine inat daha çok oynayan sibelke kahkaha attım kızda ki umursamazlık kimsede yoktu ne kadar oynadılar bilmiyorum ama hepsi yorgunlukla kendini koltuklara attığında sibel sanki benim izlediğimi sezer gibi etrafına baksa da kadınlardan başka birini göremiyordu yani beni bakışları kadınlara kaysa da hepsi kendi alemindeydi

 

Biraz önceki rahatlık gidince üstüne bir tuhaflık çöktü değil mi? Diyen iç sesine hakverdi sibel gürkandan korkmamıştım ama benden korkuyordu galiba öyle bir izlenim verdi bana korkmama düşüncelerden bir kadın'ın sesiyle çıkıp ona baktı.

 

"Buyur esra teyze " Dedi kadının adı esraydı.

 

"Kız nerelere daldın seslendim duymadın " Diyen esra teyzeye gülümsedi

 

"Denize " Deyince ben berbat espirisine yüzümü buruştursamda hepsi gülünce sibelge güldü. Esra teyze gülmesini durdurup

 

"Ay kız senin sesin güzelmiş ülkü söylemişti bir ara bize bir şarkı söylesene " Dedi sibel duyduğu isimle gülüşü solarken ülkü yani ülkü teyzenin kim olduğunu aklında gecirmişti Kerem'in annesiymiş kerem kim diyeceksiniz değil mi? Kerem kim ki adı

Kerem külmüş sibelin ilk ve son aşkısıymış kalbim neden bu kadar yavaş attı kalbim neden kırıldı gibi hissediyorum son aşkıymış çünkü şuan hayatta değilmiş sevinsemiydim neden sevineceksin ki bunu bile anlamıyordum ilk ve son aşkım dediğinde neden üzülüyorum ki yada biri yaşamıyor diye sevineyim bu kız benim neyim ki ben böyleyim bu arada adam iki sene önce kanserden ölmüş sibelde ondan sonrada kimseyi hayatına almamış almayı da, düşünmüyormuş düşünme zaten seni kim ne yapacaksa sibele baktım zorda olsa yutkunup gülümsemek için zorladı kendini bu cocuğu o kadar mı çok sevmişti neydi adı neyse neydi banane değil mi?

 

"Tamam" Dedi kadına aklına gelen şarkıyı söylemeye başladı.

 

Ben seni sevdiğumi de

Dünyalara bildirdum

Endurdun kaşlaruni

Babanı mi eldurdum

 

İn dereye dereye de

Al dereden taşları

Bizden geçti sevdalık

Al cebimden saçları

 

Kız evinin önüne de

Sereceğim kilimi

Oldu hayli zamanlar

Görmedim sevdiğimi

 

Yaz geldi bahar geldi de

Açtı yeşil yapraklar

Ben sana doyamadım

Doysun kara topraklar

 

Sesi titriyordu ağlamak istemiyordu sesi çok güzeldi hemde baya güzeldi aklına şu kerem ve keremle yaşadıkları geldikçe ağlıyormuş ne varsa ağlayacak

 

Lucifer taş kalpli misin oğlum sen demek ki çok sevmiş ki ağlıyor sen birini hiç sevmedin mı? Diyen iç sesimle durdum dediği olabilirdi çok sevmişti keremi galiba biri beni hiç böyle sevmemişti ki bilemezdim

 

Kayıp prenses Nora sever belki diyen iç sesimle göz devirdim sevmeyen sevmezdi birine kendimi zorla sevdirrmezdim sibel şarkının son kısmı bir kez daha söyledi sesi titrerken gözünden bir damla yaş akarken o yaşı silmek bir daha ağlama demek istedim bu kızın bu haline alışık değildim ki ben

 

"Ben sana doyamadım

Doysun kara doysun kara topraklar"

 

Daha fazla dayanamadı ayağa kalkıp hızlı adımlarla odasına çıkarken ardında bıraktığı kadınlar üzgün gözlerle baktı arkasından bende onun odasına girdiğimde yatağına yatmış hıçkırarak ağlıyordu çok acı çekiyordu belliydi. Bir süre ağladı daha sonra yatağın üstüne ki lanetlendiğim bebeğe sımsıkı sarılıp uykuya dalmak üzereyken insan formuma girip saçlarını okşamaya başladım gözlerini açmak isterken fısıltıyla konuşsam da beni duyduğunu bilerek onunla konuştum

 

"Uyu uyu güzelim ve sabah her zamanki sibel olarak kalk " Dedim sesim belki ona yabancıydı ama inşallah iyi gelirdi ben onun saclarını okşarken bir süre sonra uykuya daldığını ne kadar sonradan pişman olacağımı bilsem de yanagına bir öpücük kondurup kollarının arasındaki bebeğin içine girip gözlerimi kapattım..

 

Çoktan gece yarısı olmuştu kadın yavaş adımlarla yataktan çıktı yine yavaş hareketlerle odadan çıktığında derin bir nefes verdi geniş salona girdiğinde tedbirli olmak için etrafına baksa da kimse yoktu rahat bir nefes verip bogazındaki tuhaf kolyeyi avuçlarına aldığında kolye dört parçaya ayrıldı onları tahta zemine doğru bir sırayla dizdiğinde ortada büyük bir ışık oluştu kadın gülümseyerek ışığın ortasına geldiğinde ellerini açarak her zaman dediği kelimeleri tekrar etti

 

"Sevgili element taşları bana güç verin bana Güç verin bana prenses Nora 'nın güçleriyle güç verin" Dedi ışıklar daha çok parladı büyüdüler sonra ince bir çizgi haline dönüşüp merdivenlerden yukarı prensesin odasına kadar çıkmışlardı ki bir anda bütün ışık kesildi kadın alamadığı güçle sinirle bağırdı senelerdir yanında kızım dediği kızdan artık bir güç alamıyordu onu koruyan kimse onu bulup yok edecek o prensesin güçlerini kendine çekip daha güçlü olacaktı daha önce yaptığı gibi daha önce kutsanan bebekleri çocukları öldürdüğü gibi bütün güç bitince prenses norayı öldürecekti ama ondan önce onu koruyanı bulup öldürecekti taşları aceleyle toplayıp merdivenlerden sinirle çıktı prensesin odasına geldiğinde kapıyı açmaya çalışsada geçen seferki gibi açamadı sinirle bağırdı nasıl olsa onu kimse duymazdı

 

"Seni kimse kurtaramaz Nora senin kaderin belli seni elimden kimse kurtaramaz sen baştan beri benimsin benim kurbanımsın ötekiler gibi öleceksin bunu değiştiremezsin Nora bunu değiştiremezsin sibel"

 

 

Bölüm : 26.12.2024 20:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...