8. Bölüm

7. Bölüm

Sessiz Çığlık
sessizciglik

Hayırlı Akşamlar, Ben Geldimmmm🙋🏼‍♀️

Yeni bölüm Sizlerleeee📝

İyi Okumalar 📖

 

 

"Umut etmek bize yakışır, Umulanı vermek ise O'na..."

 

Odada camdan dışarı bakıyordum. Aşağıda çardakta ise gülüşme sesleri gelen bir 'Aile' vardı. Belkide hep böyle uzaktan bakıcak olan biriydim ben.

İçimde hep ukte olan bir şeydi 'Aile' kavramı. Bazen öyle insanlarla karşılaşırdım ki bi aile böyle mi olur diye sorardım kendime. Bi annenin evladına olan titreyişini görürdüm bazı annelerin gözlerinde. Yada bir babanın elinden tutup götürdüğü kızları görürdüm sokaklarda. Ona verdiği değeri, söylemese bile 'her daim ben yanındayım' diye hissettirmesini izlerdim ıslak gözlerle.

Sonra döner kendime bakardım birde. Benimse Çoğu zaman morarmış kollarım, yolunmaktan ağrıyan saç diplerim, yorgunluktan uyuyamamış mor göz altlarım olurdu hep.

'Benim niye böyle bir ailem yok' derdim sonra kendi kendime. Yaşım büyük evet ama ruhum hala büyüyemeyen bir kız çocuğuydu. Şimdi ise bambaşka bir evde başka bir ailedeydim. Ne hissedeceğimi bilmiyordum üstelik. Onlara bakınca aslında tam özendiğim bir 'Aile' ortamı vardı. Babalarıyla şakalaşan kızları, annelerine nazlanarak herşeyi yaptıran oğulları.

Bende öyle olurmuydum, benide kabul ederler miydi. Beni kardeşleri olarak görüp, aralarına alırlarmıydı. Artık o kadar çok yoruldum ki, bazen çabalayacak gücüm kalmıyor çoğu şey için. Evet yaşıyorum ama ruhum ölü birine ait gibiydi sanki. Bende onun emanetçisiydim. Aşağıda herkes gülüp eğlenirken ben burda onları seyrediyordum. İçime oturan ve asla sahip olamayacağım bir 'Aile' tablosuna bakıyordum evet. Varlığım yokmuş gibi davranan sözde kardeşlere göz gezdirdim tek tek.

Ama biriyle göz göze geleceğimi tahmin edemedim. Derinden bakıyordu sanki. İçimi görüyor gibiydi bakışları. Beni kimse anlamamıştı ki bu yaşıma kadar, sadece biri hariç...

Zaten onuda sözde babam sayesinde izini kaybetmiştim tamamen. Oda benimkini. Ama hala arıyorum inşaAllah bulacağım. Tekrardan baktım ona hala buradaydı bakışları. Fırattı bakışlarımın kesiştiği kişi. Acaba niye bu kadar dikkatli bakıyordu ki. Daha fazla burda durup bakışlarına maruz kalmak istemedim ve camdan ayrıldım. Bakışlarımı odada gezdirdim.

Yapacak bişeyler bulup kafamı dağıtmak istiyordum bi an önce. Yoksa düşünmekten kafam patlayacaktı artık. Karşımda ki çalışma masasına yaklaştım çekmeceleri açtım birşeyler bulmak için. İlk çekmecelerde pek birşey yoktu. En son çekmeceyi açtığımda resim çizmek için gerekli malzemelerin çoğu vardı. Bunu görünce çok mutlu oldum. Hemen bana lazım olan bi kaç parça şeyleri çıkarttım. Büyükçe bir resim defteri, kurşun kalem, silgi vs. Çekmeceyi kapatıp masanın üzerine koyduğum eşyaları alıp yatağa oturdum. Telefonumu çıkarıp YouTube'dan Fon müziği açıp sesinide son sese verip kulaklığımı taktım.

Birşeyler çizerken fon müziği dinlemesini seviyordum. Zihnimi şarkıların kelimeleri meşgul etmiyordu. Böylelikle çizeceğim resme odaklanabiliyordum. Defterin her hangi bir sayfasını açıp içimden gelen resmi çizmeye başladım. İlk önce kurşun kalemle şablonunu oluşturdum resmin. Sonra istersem renkli kalemlerle boyamasını yapardım nasıl olsa.

O kadar çok kaptırmışım ki kendimi belimin ağrısıyla kendime geldim anca. Saate baktığımda neredeyse akşam 19.00 olmuştu. Ne çabuk geçmişti saatler. Hiç kimse gelmemişti yanıma. Yada kendi halime bırakmışlardı beni bilemiyorum. Gözlerimi çizdiğim resme odaklandığımda üzeri sarıp sarmalanmış kalp çizmiştim. Sanki umudun habercisi gibi açan çiçekler eklemiştim üzerine.

'Her yara iyileşir zamanla, yara aldığın yerden iyileşeceksin, umut her daim var ' der gibiydi çizdiğim resim.

İyileşirmiydim ki artık bende. Mutlu olurmuydum sahi. Bazen çizdiğim resimlere öyle anlamlar yüklüyordum ki, sanki gerçek olacakmış gibi. Buda onlardan biriydi işte. Defterin sol üst köşesine dinlediğim fon müziğin adını 'Toygar Işıklı- Ne olur Kurtar Beni' yazıp Kulaklıklarımı çıkartıp defteri baş ucumdaki komidine koydum. Her çizdiğim resme, onu çizerken dinlediğim fon müziklerinin adını yazardım muhakkak. Bana hissettirdiği duyguların çizdirdiği resme bakmak mutlu ederdi beni.

Belkide geriye dönüp tekrar baktığımda acaba aynı duyguları hisseder miyim diye yazıyordum müziklerin isimlerini. Kim bilir belkide hep aynı kalırdı hislerim...

Ellerimin haline baktım kapkara olmuştu.

Kendimi kaybediyordum bişeylerle uğraştığımda. Sonuçta hep böyle oluyordu. Üst baş batmış, eller kalemden kapkara olmuş bir ben çıkıyordu ortaya. Daha fazla yatakta durmayıp etraf batmaması adına ellerimi hiçbir yere değdirmeden lavaboya doğru adımladım. Ellerimi güzelce sabunlayıp yıkadım. Ellerimi kurularken sanki odanın kapısının açılıp kapanma sesini duyar gibi oldum.

Odaya girdiğimde kimse yoktu. Hayali ses duydum diye düşündüm. Ellerim komidinin üzerindeki çizime gittiğinde tam defteri kapatacaktım ki bir şey farkettim.

Çizdiğim resmin üzerinde bir şey yazıyordu.

Biri çizdiğim resme bir söz yazmıştı. Aynen şöyle yazıyordu.

"Umut etmek bize yakışır, Umulanı vermek ise O'na..."

 

 

 

'Asude'nin çizdiği resim'

 

 

 

Evetttt yeni bölüm nasıldı.?

 

Peki yazıyı kim yazdı sizce tahminleri alayım👉🏻

 

Bu bölümde de aileye yer vermek istemedim. Hiç kimse hemen hemen alışamaz yabancı bir eve ve insanlara. O yüzden biraz daha içe kapanık biri olarak yazıyorum karakteri. Ama ilerleyen bölümlerde bu içe kapanıklık hali açılacak.

 

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen, çünkü benim için düşünceleriniz önemli😍🤍

 

Hayırlı Akşamlarınız olsun🌷🌸

 

 

Bölüm : 24.12.2024 19:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...