9. Bölüm

8. Bölüm

Sessiz Çığlık
sessizciglik

 

Merhabalar, ben geldimmm 🙋🏼‍♀️🤗

 

Bu sefer sizi fazla bekletmek istemedim. O yüzden dün yeni bir bölüm yazıp geldim. Müsaitlik durumuna göre daha erken yazıp düzenleyip atacağım inşaAllah.

 

Sizlerinde güzel yorumları ve destekleriyle daha bi ayrı mutlu oluyorum bunun için de Teşekkür ederim 🌷 🥰🤍

 

O zaman Yeni bölüm Sizlerleeee 📝

 

Güzel okumalar...📖

 

"Gözlerin hiç boşluğa dalıp dalıp gitti mi?"

 

Gözlerimi alarmın sesiyle açtım. Saate baktığımda 7'yi gösteriyordu. Doğru ya ben her zaman erken kalkar, kahvaltıyı hazırlar öyle çıkardım evden. Yoksa evde kavga kıyamet kopardı öyle yapmadığım günlerde. Buraya geldim geleli uyku düzenimde şaşmıştı iyice. Asla uyumam dediğim zaman uyuyor, uyumam gereken zamanda da gözüme bir gram uyku girmiyordu. Sanırım ilerleyen zamanlarda eski düzenine girerdi. Fazla dert etmeye gerek yoktu bana göre.

Daha fazla oyalanmayıp elimi yüzümü yıkadım. Valizimin önüne geldiğimde hala yerleştirmediğim geldi aklıma. Herkes uyanana kadar kıyafetlerimi yerleştireyim diyerek harekete geçtim. Yerleştirdikten sonra üzerimi değiştirirdim nasıl olsa.

Pek bi kıyafetim yoktu zaten. 4-5 parça pantolon, yine aynı şekilde 4-5 parça sweatshirtüm vardı. 1-2 de eşofman takımım. Değiştirip değiştirip giyiyordum. Öyle pek kıyafet alayım derdim yoktu. Dış görünüş olarak beni iyi göstersin yeterdi benim için. Zaten pekte para harcamazdım. Kazandığım parayı okul ihtiyaçlarım için kullanırdım çoğu zaman. Oda gizli saklı biriktirdiklerimdi. Kalanını anneme yani eski anneme verirdim, Oda sözde babama(eski). Yine düşüncelere dalmışken valiz işini bitirmiştim. Dolabın çoğu kısmı boş kalmıştı. Bana göre çoktu bile bu dolap 3-4 raflı bişey olsa bile yeterdi. Sanırım önce kız baya seviyordu gösterişli şeyleri.

Bana da böyle bi oda yaptıklarına göre. Daha fazla beklemeyip üzerimi değiştirdim. Saçlarımıda tarayıp düz bi örgü yaptım. Odaya geri döndüğümde saate baktım. Saat tam 8'di. Telefonumu alıp aşağıya indim. Merdivenlerin yarısına geldiğimde herkesin konuşma sesleri geliyordu. Yine en sona ben kalmıştım sanırım. Daha fazla oyalanmadan hemen yemek odasına gidip başımla 'Hayırlı Sabahlar' dedim.

 

-"Hayırlı Sabahlar Asude, gel bakalım otur yerine kahvaltına başla hemen daha fazla aç kalma" dedi Ceyda Hanım. Başımla onaylayıp yerime oturdum.

 

Hala bi tedirginlik hakimdi üstümde. Sanki her an biri üzerime saldıracakmış, 'senin bu sofraya oturma hakkın mı var kız kalk git ekmek al gel bu bize yetmez diyeceklermiş' gibi hissediyordum. Önüme portakal suyu konulduğunda düşüncelerimden sıyrıldım.

 

-"Ne seversin bilemedim, şansımı portakaldan yana kullanmak istedim.Bak bakalım tadına nasıl senin için yeni sıktırdım. Beğenmezsen çayda doldurabiliriz, yada sevdiğin bir şeyi." Dedi Ceyda Hanım.

 

Başımı sallayıp bi yudum aldım. Bu kadar ince düşünmeleri beni daha da çok geriyordu. Ne tepki vermem, nasıl davranmam gerektiğini kestiremiyordum bi türlü. Eski Ev(im)de bir bardak suyu gizli saklı zorla içerken burda benim için birşeyler yapmaları beni değişik hislere yönlendiriyordu.

Telefonumu çıkarıp,

 

-"Teşekkür ederim, tadı gayet güzel. Ben öyle yiyecek içecek ayırt etmem pek. Ne olursa farketmez benim için. İnce düşünceniz için tekrardan teşekkür ederim" yazıp gösterdim.

 

Yazdıklarımı okuyunca gülümsedi. Ardından kahvaltısına kaldığı yerden devam etti. Bende yiyebildiğim kadarıyla bi kaç parça şeyi zorla yedim. Lokmalarım sayılıyormuş, her an 'yeter bu kadar çok yediğin bu kadar vücuda bu yediklerin fazla bile, ne yapıyorsun da bunları yemeye kendinde hak görüyorsun' diyecekler gibi geliyordu. Eskiden öyleydi çünkü. Her lokmam sayılır bi dilim ekmek bile çok görülürdü bana. Başımı kaldırdığımda Barışla göz göze geldim. Sevmediğini, istemediğini zaten sözleriyle belli ediyordu ama bakışları sanki daha ayrı bi dehşet verici korkunçtu. Herkes yavaş yavaş kahvaltısını bitiririp masadan kalkarken bende onlarla birlikte ayaklandım. Bugün çalıştığım yere gitmem gerekiyordu muhakkak. Onlara söyleyip çıkmam lazımdı.

 

Telefonumun ekran kilidini açıp,

 

-"Egemen bey ben izniniz olursa bugün dışarıya çıkabilir miyim, bir yere uğramam gerekiyor."

Yazıp Egemen Beye doğru adımladım. Adım seslerimden bişey demek istediğimi anladığından sanırım bana doğru dönüp baktı. Telefonumu uzatıp yazdığımı okumasını istedim. Telefonun ekranına bakıp okudu. Ardından

 

-" Tabi ki istediğin yere gidebilirsin izin almana gerek yok sadece haber vermen yeterli." Dedi tebessüm ederek.

 

Başımı sallayıp aynı tebessümle teşekkür ettim.

 

-"Gideceğin yer uzaksa şoförlerden biri götürsün seni taksiyle uğraşma hiç."

 

-"Hiç gerek yok efendim ben giderim. Düşünceniz için teşekkür ederim. Bana buranın adresini verseniz yeterli olur. Adresini bilmiyorum geri döneceğim zaman sıkıntı olmasın." Diye yazıp gösterdim.

 

Egemen Bey yazdıklarımı okurken, Barışın 'gidişin olurda dönüşün olmaz inşaAllah' dediğini duydum. Yada benim duyacağım kadar sessiz söyledi. Zira diğerleri hiç fark etmedi bile.

 

-"Tamam kızım, sen nasıl istersen öyle olsun. Ben sana mesaj atarım adresi. Hem numaranıda kaydetmiş olurum. Sen numaranı al yaz bana."

 

Diyerek cebinden kendi telefonunu çıkarıp uzattı. Numaramı yazıp geri verdim. Ardından adresi hemen attı bana. İzin isteyerek tekrardan ayrıldım yanlarından.

Odaya girip dolaptan üzerime kapşonlu hırkamı giyip biraz para ve kulaklığımı alıp çıktım. Şarj aleti almama gerek yoktu. Oradaki şarj aleti uyuyordu zaten bana. Son kez kendime bakıp odadan çıktım.

 

Haber verip çıkayım diye oturma odasına doğru yürüdüğümde duyduklarımla adımlarımı istemsizce durdum.

 

-"Baba bu kızı tek başına göndermek uygun mu daha doğru düzgün tanımıyoruz, nereye gideceği belli bile değil. Zaten konuşamıyorda. Yada konuşuyor bizi kandırıyor da olabilir. Başımıza bi bela açmasın, birde bununla uğraşmayalım." Dedi Barış.

 

-" Barış haklı baba, ne idüğü belli değil, hırlı mı hırsız mı, masum ayaklarına yatıp bizi kandırıyor olmasın. Bence biz bu kızı iyice bi araştıralım. En azından kendimizce önlem almış oluruz." dedi ardından da Yaren.

 

-"Çocuklar bu dediklerinizi siz söylemediniz bende duymadım varsayıyorum. Bu kadar önyargı fazla değil mi? Evet yaşadıklarınız ağır olabilir, ama bi insan hakkında bu kadar ileri gidilmez. Hele ki bu kişi sizin kardeşinizse. Evet, bi konuda haklısınız tanımıyor olabilirsiniz. Ama tanımak için ne kadar çaba harcıyorsunuz. Geldiğinden beri kuru bir 'Hoşgeldin'den başka bi konuşmanız olmadı. Haksız mıyım ?"

 

-"Babanız haklı çocuklar. Siz farkında olmayabilirsiniz ama onunda hayatının da bi anda değiştiğini unutuyorsunuz. Aile bildiklerinin ailesi olmadığını öğrendi. Onunda sizden çekindiğini farketmiyor musunuz? Sizinle aynı masaya oturduğunda elini çatala veya kaşığına uzatırken titrediğini, doğru düzgün birşey yiyemediğini görmüyor musunuz? Öfkenizin sizi bu kadar körleştirdiğini, içinizdeki iyiliğini öldürdüğünü bilmiyordum. Zira benim çocuklarım böyle kişiler değilllerdi" Dedi Ceyda Hanımda.

 

Daha fazla durup dinlemek, hakkımda bulundukları kötü varsayımları duymak istemedim. Yüzüme gülümsememi ekleyip Kısa bir öksürükle geldiğimi belli ederek odaya girdim. Beni görünce Egemen Bey,

 

-"Çıkıyor musun kızım, dikkatli git. Bişey olursa muhakkak beni ara olur mu?" Dedi.

 

Başımı sallayıp 'evet' dedim. Ardından baş selamı verip oradan uzaklaştım. Bişey olursa kimseyi aramazdım. Kendi başımın çaresine kendim bakardım. Baktımda. Her zaman kendimle başbaşa olan biriydim ben. Ne birinin yardımını kabul eder nede yardım isterdim.

Çünkü her hareketimi izleyen ve yorumda bulunup sorun çıkaran bi ailem vardı. Kimseyle arkadaşlık bile kuramazdım. Konuşamadığım için daha doğrusu onlar bilerek konuşmuyorum sanıp yanıma yaklaşmazlardı bile.

 

Odadayken aradığım taksi gelmişti, hemen binip çiçekçinin adresini gösterdim telefondan. Duyduklarımı düşündüm tekrardan. Onları kandırdığımı ve konuştuğumu iddia ediyorlardı. Keşke konuşabilseydim. Derdimi, düşüncelerimi yazarak değilde konuşarak anlatabilseydim. Herşeyi içime atmak o kadar zordu ki. Birçok şeyi görmezden gelmek, kulaklarımı tıkamak o kadar ağırdı ki. Yüreğim yorgundu, Ruhumda öyle...

Taksicinin seslenmesiyle geldiğimizi anladım. Ücreti uzatıp araçtan indim.

Derin bir nefes alıp dükkana doğru adımladım. İnşaAllah kızmazdı Selma Abla. Çünkü neredeyse 1 haftadır uğrayamamıştım olanlardan dolayı. Özünde iyi birisiydi. Sözde annemin yapmadığı anneliği yapıyordu bana ama konu iş disiplini olduğunda sert birine dönüşüyordu. Kendince prensibi vardı.

Dükkanın kapısına uzanıp kapıyı açtım. Kapının açıldığına dair zil sesi yankılandı içeride. Masadaydı, Oturuyordu. Gelenin kim olduğuna bakmak için başını kaldırdığında göz göze geldim Selma ablayla. Beni görünce ayaklanıp hemen yanıma geldi. Kollarını boynuma sardı.

 

-"Ah Asude Ah, nerelerdesin kızım sen. Yine o Baban mı birşey yaptı. Hiç bu kadar gelmemezlik yapmazdın sen. Neler geldi aklıma bir bilsen. İyi misin, nasılsın bakayım dur sana bir."

 

Bir yandan sarılıyor bi yandan cümlelerini sıralıyordu. Sarılmayı bırakıp hasar testi yapar gibi baştan aşağı inceledi beni. Babamın arada yaptıklarını biliyordu o yüzden endişelenmişti. Çünkü 1-2 gün gelemediğim olurdu en fazla bu sefer çok olmuştu.

Birinin benim için endişelenmesi, önemsemesi iyi hissetirmişti. Yabancıydım çünkü böyle duygulara. Daha fazla merakta bırakmamak için ellerimle ellerini tuttum ve koltuğa oturttum. Karşısınada ben oturdum. Selma abla işaret dili biliyordu. Ona telefonla yazmak zorunda kalmıyordum. O yüzden olan biten herşeyi anlattım. Ailem bildiğim insanların ailem olmadığını, Hastanede karıştırıldığım için şimdiki ailenin yanında olduğumu, o yüzden gelemediğimi anlattım bir bir. Duydukları karşında şaşıran Selma abla bi vakit ne diyeceğini bilemedi. Ardından ellerimi tutup,

 

-"Senin adına sevinsem mi üzülsem mi bilemedim ki kızım. Bi yandan o sözde aile müsveddelerinden kurtulduğun için mutluyum. Ama bu kişileride bilmediğim için tedirginim. Rabbim hakkında herşeyin en hayırlısını en güzelini versin. Çünkü herşeyin en iyisini hakediyorsun."

 

-"Teşekkür ederim Selma abla, İyi ki varsın. Sen olmasan ben ne yapardım bilmiyorum. En zor durumda olduğum bi vakit Hızır gibi çıktın karşıma. Rabbim senden razı olsun. Sözde annemin yapmadığı anneliği sen yaptın bana. Seni merakta bıraktığım için çok özür dilerim. Ama anca vakit bulup çıkabildim oradan. Şimdilik İyi gibiler bana karşı. Bakalım ilerleyen zamanlarda ne olur zaman gösterecek. Biliyorsun zaten son senemdeyim. 2 dönemden sonra sınav sonucuna göre üniversite tercihini başka bir şehir yazmayı düşünüyorum. O yüzden şu anlık iyiyim aklın bende kalmasın." Dedim işaret diliyle.

 

-" Asıl sen iyi ki varsın Kızım, Her zaman yanındayım biliyorsun." Dedi. Ardından,

 

-"Hadi kalk bakalım bu kadar duygusallık yeter, elinden bi kahve içeyim özledim." Dedi.

 

Gülümseyip 'tamam' dedim. Çok bile dayanmıştı. Duygusunu belli etmeyi sevmezdi pek. Farkettirmeden yapardı ne yaparsa. Arka kısımdaki mutfağa gidip kahve malzemelerini çıkarıp ikimizede birer orta şekerli kahve yaptım. Fincanların kenarına lokum koyup sularıda yerleştirdikten sonra tepsiyle içeri geçtim.

Kahveleri içtiktikten sonra biraz çiçeklerle hasret giderdim. Çiçeklerin kuruyan yapraklarını temizledim, suladım sevdim. Gelen bir kaç müşteriyle ilgilendim. Saate baktığımda öğleyi geçiyordu. Daha fazla dikkat çekmemek için Selma ablaya,

 

-"Selma abla ben erken çıksam olur mu şimdi geç kalmayayım sıkıntı olmasın. Bilmiyolar benim burda çalıştığımı. Olur mu?" Dedim.

 

-"Tamam kızım çık sen, ama beni merakta bırakma olur mu, gelemeyeceğin zaman mesaj at bari aklım sende kalmasın."

 

Başımla onaylayıp hırkamı giyip taksi durağına doğru yürüdüm. Boş olan taksiye binip telefonu açıp adresi şoföre gösterdim. Araba hareket ederken bende kulaklığımı takıp kendimi müziğin ritmine bıraktım....

​​​​​​

 

 

Tam tamına 1500 kelimeyi geçen bir bölümdü...

Evvveettt yeni bölüm nasıldı?🤔

Bölüme yeni bir karakter daha katıldı, ne düşünüyorsunuz?

Diğer bölümü aile bireylerinden birinin ağzıyla yazıcam, acaba kimmmm?🤭🤗🤗

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen 💬 🌟

Hayırlı Akşamlarınız olsun🌸🙋🏼‍♀️

Bölümü yazarken dinlediğim şarkıyı ekledim medyaya, uymadı gibi oldu ama sıkıntı yok değil mi🤭🙈

 

 

 

Bölüm : 26.12.2024 19:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...