35. Bölüm

Otuz Dördüncü

sevim Öğmenoğlu
sevim_svim

Aylar sonra ilaçla ilk defa uyuduğum uyku yine kanlı bir kabusla bölünmüştü. Gecenin karanlığında gözlerimi açıp baktığım tavan sanki üzerime çökecek gibi hissediyordum. Yanımda yatan Saye'yi uyandırmadan yataktan yavaşça kalktım, oturma odasına doğru ilerlerken, Saye'nin tanıdık sesi karanlığın içinde yankılandı, rahatsız edici, korkunç rüyadan sonraki mahmurluk halinin ortasında rahatlatıcı bir varlık gibi gelmişti sadece bir anlığına. Özgür ay ışığının yumuşak parıltısı perdelerin arasından süzülüyor, odanın her yerine ürkütücü gölgeler düşürüyordu.

 

Saye'nin sesi gecedeki bir ışık feneri gibi sessizliği yarıp geçiyor gibiydi.

 

"İyi misin?"

 

Odadan çıktığımı çoktan fark eden Saye'nin sesi endişe doluydu. Nasıl cevap vereceğimden emin olamayarak bir an tereddüt ettim.

 

Kabusun kalıntıları hâlâ zihnimde geziniyor, düşüncelerime gölge düşürüyordu.

 

Yavaşça, içimi kemiren huzursuzluğu maskelemeye çalışarak omzuma dokunan ona doğru döndün. "Ben...Ben bir kabus gördüm," diye itiraf ettim, kelimeler dilime ağır geliyordu. Saye'nin ifadesi yumuşadı, gözlerinde endişe açıkça görülüyordu. doğrulup oturduğunda elini sana doğru uzattı. "Anlatmak ister misin?" diye nazikçe sordu, sesi yıpranmış sinirlerimi yatıştırıcı bir melodi gibiydi. Rüyanın dehşetini yeniden yaşamaya hazır olup olmadığımdan emin olamayarak tereddüt ettim biraz. Derin bir nefes alarak onun göğsüne yerleştim. Kabusun ağırlığı yavaş yavaş kalkıyordu.

 

Uykumdaki rahatsız eden çarpık görüntüleri anlatmadım. Saye dikkatle bana bakıyordu, hissediyordum. Bir eliyle sırtımı okşarken sanki depar atmış gibi atan kalbim yavaşlıyor gibiydi.

 

"Sana zarar vermeyi hiç istemedim." Dedi. Tekrardan dolan gözlerim anın sihrini götürmeye çalışsa da izin vermedim.

 

"Bana zarar verdin ama." Deyip yüzüne baktığımda geriye çekildi.

 

"Canın çok yandı mı? Dokunabilir miyim?" Dedi. Ben de başımı evet anlamında salladım.

 

Yüzümü avucunun içine alıp ellerinin sıcaklığını buz gibi tenime nakşetmeye çalışır gibi dokundu, sevdi. Eli kaşımın üzerindeki yaranın üzerine getirip parmak ucuyla dokundu bu sefer.

 

Ürperişlerimi ne kadar gizlemeye çalışsam da titreyen vücudum, tüm hücrelerim buna engel oluyordu.

 

"Sana dokunmayı sevmiyorum." Dedi. "Çünkü benden korkuyormuşsun gibi geliyor...Ve...Titriyorsun."

 

Sırıtarak alayla güldü.

 

"İntikam alacaktım hesapta ben senden."

 

"Beni kendine aşık ederek en büyük intikamı aldın zaten. Hem...Titrememin seninle alakası yok." Dedim bir adım geriye çekilerek. "Hiçbir zaman atlatamadım."

 

"Biliyorum."

 

"Güzel. Ne var senin bu küçüklüğünde?" Dedim kendimi hafifçe koltuğa atarak.

 

"Hiçbir şey. Kocaman boşluklarla dolu garip bir hikaye." .

 

"Yazsam kitap olacak cinsten diyorsun?"

 

Buna cevap vermeyince ben de konuyu değiştirdim.

 

"Sen beni tanıyorsun ama ben aylardır bir yabancıyla yaşıyorum. İlk cinayetini ne zaman işledin? Kimi öldürdün?" Dedim. Bir gece yarısı bu öyküyü dinlemek istiyor muydum bilmiyordum ama sormuştum işte.

 

"İlk... Sanırım ben onyedi yaşındayken seninle gözlüklerinden dolayı dalga geçen küçük kızı öldürdüm. Küçük dediğime bakma, on üç yaşındaydınız ikiniz de."

 

"Ne?" Derken beynimdeki anılar yavaş yavaş canlanmaya başladı.

 

"Onu yaktım." Dedi. "Hepsi senin daha mutlu olman içindi."

 

"Sen onu yaktın mı?" Dedim şaşkınlıkla.

 

Cevap vermedi.

 

Havada gerginlik kokusu tütmeye başlarken Saye'nin itirafının ağırlığı havada asılı kalıyordu, hem şok hem de inanamama karışımı bir duygu hissettim. Saye'nin beni korumak için bu kadar sert bir eylemde bulunduğunun ortaya çıkması beni suskun bıraktı.

 

Saye'nin bakışları yoğundu, gözleri suçluluk ve kararlılık karışımını yansıtıyordu.

 

Az önce paylaştığı bilgiyi işlemeye çalıştım, zihnim sorularla ve duygularla yarışıyordu.

 

"Neden...bunu neden yaptın?"

 

Sonunda fısıldamayı başardım, sesim gecenin sessizliğinde zorlukla duyulabiliyordu.

 

Saye'nin ifadesi yumuşadı, yüz hatlarında bir miktar üzüntü gölgelendi.

 

"Senin incindiğini görmeye dayanamadım" diye yanıtladı, sesinde pişmanlık vardı.

 

"Ne pahasına olursa olsun seni korumak istedim."

 

Saye'nin beni zarar görmekten korumak için yaptığı şeyin farkına varmak, bende hem şükran hem de huzursuzluk karışımı bir duygu bıraktı.

 

Koruma adına bu kadar sert önlemler aldığını bilmek hem rahatlatıcı hem de rahatsız ediciydi. Loş odada otururken sessizlik bizi sardı, Saye'nin açıklamasının ağırlığı aramızda yoğun bir sis gibi asılıydı.

 

Durumun ciddiyetine nasıl tepki vereceğimden emin olamayarak düşüncelerimi ve duygularımı ifade etmek için doğru kelimeleri bulmakta zorlandım. Bir süre sonra Saye uzanıp elimi tuttu; dokunuşu sıcak ve güven vericiydi. Anlaşılması gereken çok şey olduğunu biliyorum, dedi yavaşça, gözleri anlayış için benimkileri aradı.

 

"Ama seni güvende tutmak için her şeyi yaparım."

 

Sözleri içimde bir heyecan uyandırdı, birbiriyle çelişen duygularımın karışımını harekete geçirdi.

 

İtirafının yarattığı şoka rağmen, bağlılığının derinliğini ve beni korumak için ne kadar çaba harcamaya hazır olduğunu inkar edemezdim. Gecenin sessizliğinde otururken...

 

Ve o anda, gölgelerin ve ay ışığının ortasında, aramızdaki bağın, bizi bölmekle tehdit eden her türlü karanlıktan daha güçlü olduğunu bildiğimi sanıyordum.

 

"Beni böyle, tüm kızıl kanla ve kanlarla bezenmiş beyaz güllerle, seviyor musun?" Diye fısıldadı kulağıma.

 

Kendimi sorgularken kendimi neredeyse onun göğsüne yatacak kadar yakın durduğumu fark ettiğimde bu fırsatı değerlendirip onun göğsüne yattım. Beni sardı. Sıcacık elleri sırtıma dokunurken, dokunduğu her yer, yer yer yanıyordu.

 

Dişlerimi sıkıp başımı onun göğsüne biraz daha bastırıp onun yanına sokuldum. Uzandığı yer ikimize birden küçük geliyordu ama bu önemli değildi. Vücudumun çoğu, onun üzerindeydi.

 

"Beni böyle seviyor musun Güneş..?" Diye tekrarladı.

 

Başımı döndürüp onunla neredeyse burun buruna geldiğimde başımı evet anlamında sallarken bir eliyle boynumu okşadı. Nefesim hızlanmışken, bunun normal olduğunu biliyordum.

 

Hayır hayır, bu normal değildi.

 

Bu çok garipti.

 

Ondan korkmuyordum. Ben aptal şekilde onun bu hareketlerinden hoşlanıyordum.

 

"Sen, bensin Güneş." Dedi düz bir ses tonuyla.

 

Ben de, o bana ne kadar düz bir ses tonuyla konuştuysa, ben de ona o kadar alaycı bir tonda konuştum: "Ben hep sendim, Sâye. Sen sadece benim gölgemdin."

 

Elleri saçlarıma gitti. Daha yatmadan, 3-5 saat önce çektiği saçları, şu an okşuyordu.

 

"Beni korumak isterken, neden bana zarar verdin Saye? Neden canımı yaktın? Neden seni sevmeme izin vermiyorsun?"

 

"Çok sinirliydim." Deyip dişlerini sıktıktan sonra "Ben... Sonra sana bir şey olacak mı diye çok merak ettim, korktum." Diye devam etti.

 

"Keşke hiç yaşanmamış olsaydı. Keşke zihnimden silip atabilsem..."

 

"Keşke hiç yaşamamış olsaydım. Keşke kendi benliğimi zihnimden silip atabilsem..."

 

Duyduğuma göre birilerinin kişilikleri çatışıyor amk!

 

"Sus, deme öyle." Deyip yanağını okşadım: "Benim senden başka kimim kaldı ki, Sâye,?"

 

"Bilmem." Dedi.

 

Amk çocuğunun normalde beni daha çok sahiplenmesi(?) gerekiyordu.

 

"Bil."

 

Başını hayır anlamında salladı.

 

Neye hayır amk!? Öhöm öhöm.

 

"Anlamadım."

 

"Hiçbir şey. Uykun var mı?"

 

"Hayır yok. Uyumayacağım. Korkuyorum." Dedim.

 

Yalan amk.

 

"Neyden?"

 

"Karanlık, insan silüetine bürünmüş gölgeler..."

 

"Seninle sarılarak uyumamı ister misin?"

 

Ay ay olur..! Ama fazla temas etmesek?

 

"Evet. En azından ben uyuyana kadar yanımdan gitme. Çok da temas istemiyorum."

 

"Gitmem, Güneş'im, papatya'm, zakkum çiçeğim."

 

Ah o sesi yok mu? Beni öldürüy...Beni kendine aşık ediyor.

 

"Odaya geçelim mi?" Der demez ayağa kalkıp beni kucağına aldı ve yavaş adımlarla odaya götürüp artık sahiplendiğim yatağın sol tarafına yatırdı ve yanıma yattı. Kolunu açıp yorganla onun kolunun arasına girdiğimde gözlerimi kapattım.

 

Elimi karnıma koyup okşadığında dişlerimi sıktım. Konuşmamasını umuyordum. Kalbim neredeyse gerçekten yerinden çıkacak gibi atarken, kıkırdadı.

 

"Size iyi geceler."

 

Bölüm : 16.01.2025 18:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...