27. Bölüm

Yirmi Altıncı

sevim öğmen
sevim_svim

Kayıp Ege Üniversitesi Psikoloji bölümü Öğrencisi ve AyYıldız Gazetesi Psikoloji Temalı Köşe Yazarı'nın Detaylı Tezi: Sayfa 7, başlık 6.

 

Başlık: Katil DNA Ve Ebeveyn Genleriyle Bağıntısı

 

Yapılan araştırmalara göre bahsettiğimiz katilliğin DNA'sı çoğu ruhsal bunalımdaki gibi aileden -Genellikle anne'den- geçiyor.

 

Katil DNA, şiddet içeren veya suç teşkil eden davranışlarla ilişkili genetik materyali tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bazı araştırmacılar, belirli genetik faktörlerin bireyleri saldırgan veya şiddet içeren eylemlerde bulunmaya yatkın hale getirebileceğine inanmaktadır. Ancak genetiğin davranışı etkileyebilecek faktörlerden yalnızca biri olduğunu ve diğer birçok çevresel ve sosyal faktörün de bireyin eylemlerini şekillendirmede rol oynadığını unutmamak önemlidir. "Katil DNA" fikri tartışmalıdır ve bilim camiasında oldukça tartışılmaktadır.

 

Bireyleri seri katil olmaya yatkın hale getiren spesifik bir genetik belirteç olarak "seri katil genleri"nin varlığını öne süren somut bir kanıt yoktur. Ancak bazı çalışmalar, seri cinayetler de dahil olmak üzere şiddet içeren davranışlarda genetiğin potansiyel rolünü araştırdı.

 

Seri cinayetler de dahil olmak üzere şiddet içeren davranışların genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin birleşiminden etkilenen karmaşık bir olgu olduğunu belirtmek önemlidir. Belirli genetik yatkınlıklar veya özellikler saldırgan veya şiddet içeren davranışlara katkıda bulunsa da, bunlar birinin seri katil olmasının tek belirleyicisi değildir.

 

Bireylerde şiddet içeren davranışların ortaya çıkmasına katkıda bulunabilecek faktörler arasında istismar veya travma öyküsü, şiddete maruz kalma, zihinsel sağlık sorunları, madde bağımlılığı ve sosyal veya çevresel stres etkenleri yer alır. Bu faktörler genetik yatkınlıklarla karmaşık şekillerde etkileşime girebilir ve potansiyel olarak birinin şiddet içeren veya suç teşkil eden davranışlarda bulunma riskini artırabilir.

 

Şiddet içeren davranışlar ve bunun potansiyel nedenleri hakkındaki tartışmalara dikkatli ve duyarlı bir şekilde yaklaşmak önemlidir; çünkü bu tür karmaşık davranışları yalnızca genetiğe atfetmek, konuyu aşırı basitleştirir ve zararlı stereotipleri veya damgalamayı sürdürür. Bu alandaki araştırmalar devam etmektedir ve şiddeti etkili bir şekilde ele almak ve önlemek için genetik, çevre ve diğer faktörler arasındaki etkileşimin daha iyi anlaşılması gerekmektedir.

 

Sinirbilim alanında çalışmalarıyla bilinen Jim Fallon, beyin aktiviteleri ve genler aracılığıyla psikopatların beyinlerinde olup bitenleri araştırıyorken, psikopat katillere ait fMRI (functional magnetic resonance imaging) görüntülerini incelediği sırada, bu kişilerin orbital kortekslerinde eksiklik fark ediyor. Orbital korteks ahlaki ve sosyal davranışlarımızın ilişkili olduğu düşünülen beyin bölgesidir ve görünen oydu ki psikopat katillerde normal bireylerinkinden daha farklıydı. Acaba psikopatlar kötü beyinlere sahip oldukları için şiddete eğilimli bireyler olabilir miydi?

 

Psikopat katillerle yaptığı çalışmayla eş zamanlı olarak Alzheimer hastaları üzerinde de başka bir çalışma yürüten Fallon, Alzheimer hastalarının beyin ve gen yapıları ile sağlıklı bireylerin bulgularını karşılaştırmak için kendi ailesinden kişileri ikna etti. Alınan beyin taramalarını karşılaştırmak için masasına oturan Fallon aile bireylerinin hepsinin beyin taramalarının beklendiği gibi olduğunu fakat sadece bir tanesinde beklenmedik bir sonucun göründüğünü fark etti. Jim’in kendi beyin taraması garip bir şekilde diğer çalışmasında psikopatlarda tespit ettiği orbital korteks eksikliğini barındırıyordu. Jim bu durumla karşılaştığında kendisine şu soruyu yöneltti: peki ben neden psikopat bir katil değilim?

 

Jim garipsediği bu durumu bir aile toplantısında şaşkınlığını belli ederek ve alaylı bir şekilde anlatırken, annesi Jenny oğluna ailesinin mazisiyle alakalı ufak bir araştırma yapmasının iyi olabileceği önerinde bulundu. Jim annesinin yönlendirmesi üzere yaptığı incelemede Thomas Cornell ismindeki atasının 1667 yılında Amerika tarihinin kayda geçmiş ilk anne katili olayının faili olduğunu gördü. Bunun yanı sıra Jim’e doğrudan mirası kalan ataları arasında yedi katil vardı. Bu incelemeler sonucu dehşete kapılan Jim kendisinin de psikopat katillerle benzer biyolojik altyapıları taşıyıp taşımadığına dair incelemelerini genişletti ve kan analizine göz attı. Jim’in kan örneği de tıpkı beyin taramasında karşılaştığı sonuca benzer bulgular ortaya koydu: kan değerleri savaşçı geni için pozitif sonuçlar gösteriyordu.

 

Jim biyolojik bulgular ışığında psikopat ya da katil olmaya uygun bir yapıdaydı fakat psikopatlıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir bilim adamıydı. Yaşanan bu garip durum Jim’i genetik belirlenimci (insanın nasıl olacağının büyük oranda genler tarafından belirlendiği fikri) çizgisine dair görüşlerini değerlendirmeye almaya mecbur bıraktı ve Jim kendisini psikopat bir katil olmaktan alıkoyan faktörün yetiştirilme biçimi ve çevre koşulları olduğunu kabul etti.

 

Bölüm : 05.01.2025 00:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...