26. Bölüm

Yirmi Beşinci

sevim öğmen
sevim_svim

"Onu affediyorum." Dediğimde Saye gözlerime baktı.

 

"Daha önce senin aptal bir sarışın olduğunu söylemiştim."

 

"Yine de insanların fiziksel özellikleriyle dalga geçmek etik değil." Dedim şakayla karışık.

 

"Vay vay," dedi tezgaha sol eliyle sertçe sıkıp yüzüme bakarak, "Sen de şaka yapabiliyormuşsun demek ki. Bence burası o kadar da kötü değil, di'mi?" Dedi.

 

Bir anlık düşünsem de kendimi ânâ vermeyi tercih ettim.

 

"Tabii, tabii, canım...Kaçırılıyorum, sonra 3 kişiyi öldürüyorum, sonra 3. Kişinin öldüğü gecenin sabahı, beni kaçıran kişi bana yemek yapıyor... Ne kadar da mantıklı." Dedikten sonra ağzımdan her ne kadar istemesem de histerik bir kahkaha çıktı.

 

"Ve söylemeden edemeyeceğim, papatya'm, buradaki hiçbir şey senin etik kurallarının içinde değil. Fark edemedin mi hâlâ?"

 

Sana da, etiğine de...

 

"Farkındayım." Dedim gülümseyerek. Ona ayak uydurmam gerekliydi.

 

"Tavuk kesmek yerine insan kesmeyi tercih ederdim ama senden sonra maalesef olamıyor o." Deyip sırıttı.

 

Mal mı bu adam?

 

"Ne zaman başıboş bırakmaya kalksam başına bir şey geliyor."

 

"Neden ölmeme göz yummadın?"

 

"Seninle işimiz var daha güzellik."

 

"Ben sana seni sevdiğimi söyledim." Dedim neredeyse zihnimdeki boşluğa odaklanarak.

 

"Evet söyledin. Şu bıçağı versene." Deyip masanın üzerindeki bıçağı işaret etti.

 

Işık yansıması masanın üzerindeki bıçağa vururken ona uzattım.

 

''Tavuk seviyorsun değil mi?'' dedi.

 

''Pilavla.''

 

''Güzel.'' dedikten sonra önündeki tavuğu bırakıp ellerini yıkadı ve bir anda masaya, karşıma oturdu.

 

''Bana sadık mısın?''

 

Köpek miyim ben amk?!

 

Hiçbir ses çıkarmadan başımı evet anlamında salladım.

 

''Bunu kanıtlamak ister misin?''

 

''Evet.''

 

''O zaman git ve onu öldür.'' Bunu çok normal şekilde söylemişti.

 

Efnan'ı kastediyordu ama anlamamazlıktan geldim.

 

''Kimi?''

 

''Onu, Efnan'ı.'' dedi sırıtarak. Gözlerindeki soğuk bakışlar beni derinden etkiledi. Ne yapacağımı bilemez bir halde kaldım.

 

Sonunda ayağa kalkıp sessizce mutfaktan çıkıp karanlık salona geçtim. İçimdeki korku ve endişeyle boğuşarak... Etrafımdaki sessizlik, içimdeki korkuyu daha da arttırıyordu. Efnan'ı öldürmek gibi bir düşüncenin içinde olmak, beni paramparça ediyordu. Ama yapmam gereken tek şey vardı, o da oyunu kuralına göre oynamaktı. Kalbim hızla çarparken, bir an önce bu karanlık labirentten kurtulmalıydım. Gözlerim dolu doluydu, ama gözyaşlarımı dökmeye vaktim yoktu. Sadece ilerlemeli ve hayatta kalmalıydım. Ve hayatta kalmak için her şeyi yapmalıydım.

 

Hiçbir yere dokunmadan ve ışıkları açmadan anlamsız bir şekilde onun yanına geri dönerken elbisemi biraz daha yukarı çekip biçimli bir hale getirdim.

 

Mutfaktan girdiğimde dümdüz bir ifadeden sonra biraz tebessüm edip saçlarımı geriye doğru savurdum.

 

''Silah nerede?''

 

Saye, alaycı bir ifadeyle: ''Onu öldürmeyi bu kadar fazla istediğini bilmiyordum. Ama hemen değil merak etme, sana zaman tanıyacağım.'' dedi

 

''Öldürmek istemiyorum, sadece kendimi korumak istiyorum.'' dedim sakin bir şekilde.

 

Saye, kaşlarını kaldırarak: ''Ama o seni öldürmek istiyor, bunu biliyorsun değil mi?'' diye sordu.

 

''Evet, biliyorum. Bu yüzden hazırlıklı olmalıyım. Elimde böyle bir fırsat varken yapmamam için beni durduran ne? Sen demiştin, 'Burada 'etik' diye bir şey yok' diye. Ben de senin kurallarına uyuyorum, oyunu kuralına göre oynuyorum. Avlanan av değil, avlayan avcı oluyorum.''

 

''Wow,'' derken kaşlarını kaldırdı: ''Çok farklı şeyler var sende bugün."

 

"Bundan sonra böyleyim."

 

"Bana karşı gelmene alışmıştım. Öldürmeye çalışmana falan."

 

Sanki ben seni burda zorla tutuyorum?!

 

Cevap vermeyip masaya oturdum.

 

"Ters bir hareketinin sonucunu biliyor musun?"

 

"Keşke bilmesem."

 

"Senin yüzünden yanımda Görkem hariç kimse kalmadı." Dedi bana üstten üstten bakıp.

 

Senin yüzünden çevremde hiçbir kimse kalmadı.

 

"Olabilir. Gökçe kendi istedi. O adam da öyle. Miray sadece ufak bir yanlış anlaşılmaydı. Ömer'e yaptığın şey saçma. Benimle bir alakası yok. Ayrıca Efnan da beni öldürmeye çalış-mış."

 

"Her şeye böyle bahane mi bulacaksın? Seviyorsun işte kızım sen de. Egonu tatmin ediyorsun."

 

"Sen egonu mu tatmin ediyorsun?"

 

"Bilmem." Dedi gözlerini gözlerimden kaçırıp.

 

Elimi onun elinin üzerine koyduğumda yine gözlerini bana dikti.

 

"Sen bana dokunuyorsun? Elime?" Dedi sanki onunla daha önce sevişmemişim gibi.

 

Diğer elimin işaret parmağıyla sus işareti yapınca beni süzdü.

 

"Fazla dominant?"

 

"Bayağı fazla dominant." dudağının kenarına minik bir öpücük kondururken belinde duran bıçağı alıp geri çekildim.

 

Bıçağı gözlerimin hizasında tutarken aynı anda da konuşmaktan da alamadım kendimi:

 

"Efnan nerede?"

 

Bölüm : 05.01.2025 00:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...