25. Bölüm

25. Bölüm

Güler
sevimlikiz

Kara Kandemir. Türkiye'nin yeraltı dünyasının en gizemli, en ürkütücü ismi. O sadece bir mafya lideri değil, aynı zamanda polisin beş yıldır yakalayamadığı, merhametsiz bir seri katildi. Kimseye acıması yoktu; kurbanları genellikle adalet sisteminin atladığı, kirli işlere bulaşmış kişilerdi.

Kara, beş yıllık sürgünden sonra Amerika'dan nihayet dönmüştü. Dönüşünün tek bir sebebi vardı: Aşkın Ezel.

Elindeki pürüzsüz fotoğraf kâğıdına, Aşkın'ın o kararlı ama hüzünlü yüzüne bakıp gülümsüyordu. Bu, onun ilk kez yüzünde beliren gerçek bir tebessümdü. Aşkın'a olan aşkı, yıllar içinde nefrete değil, derin bir takıntıya dönüşmüştü.

"Sonunda Amerika'dan döndüm, Aşkın... Senin için geldim. Ve bu sefer seni kimse benden alamayacak."

Alaz ve Kara, eskiden arkadaştı. Ama Alaz, Kara'nın elinden hayatındaki tek huzur kaynağını—Aşkın'ı—çalmıştı. Kara, kadınlarla ve geçici ilişkilerle ilgilenmezdi; o duygusal olarak temizdi, ta ki Aşkın'ı görene kadar. Alaz ise uçkuruna düşkün ve kadınları üzen bir adamdı. Bu, Kara'nın gözünde Alaz'ı daha da iğrençleştiriyordu.

Ve en büyük sır: Aşkın'ın babasını vuran, Alaz değildi. Alaz o gün silahını doğrultmuştu; Aşkın'ın inandığı gibi kurşun onun silahından çıkmadı. Kurşun, o kaosta kimsenin fark etmediği bir açıdan, Kara'nın silahından çıkmıştı. Kara'yı kimse görmemişti. Aşkın, babasının katilinin Alaz olduğunu sanıyordu.

Kara'nın bu cinayeti işleme sebebi, adalet değildi: İntikamdı. Aşkın'ın babası, Komiser Murat Ezel, şerefsiz bir polisti ve Kara'nın kız kardeşini öldürmüştü.

Beş yıl önceki o akşam, Kara ve Alaz önemli bir toplantıdaydı. İşler yolunda gitmişti. Kardeşini aramıştı ama toplantıda olduğu için açamamıştı. 'Sonra ararım,' diye düşünmüştü, bu hayatının en büyük pişmanlığı olacaktı.

"Kara dostum, toplantı çok iyi geçti. Kutlayalım bunu!" dedi Alaz keyifle.

"Aynen dostum."

"Hadi, ne içelim?"

"Olmaz, dostum. Kardeşim evde yalnız. Gitmem gerek."

Alaz, onu ikna etmeye çalıştı.

"Dostum, ne olacak? Kocaman kız. Hem evde korumalar yok mu?"

Kara, tereddüt etti ama Alaz'ın ısrarına dayanamadı. "Tamam, kabul. Bir kadeh içer dönerim."

Lokantaya gittiler. İşte orada, hayatının yönünü değiştiren o an yaşandı. Kapıdan, bütün salonun bakışlarını çeken, çok güzel, kararlı bakışlı, esmer bir kız girdi. Aşkın Ezel.

Kara, Aşkın'ı ilk görüşte sevmişti. Bu, hissettiği ilk aşktı. Ancak Alaz, Kara'nın o anki şaşkınlığını fark etti. Alaz, Kara'nın bu hissini kıskandı. Fırsatını bulup masadan kalktı ve Aşkın'la tanışmak için yanına gitti.

Kara, o an aşkın ilk acısını yaşarken, içindeki huzursuzluk büyüyordu. Tekrar kardeşini aradı. Açmadı.

"Allah Allah, bu kız neden açmıyor?" Kara'nın yüzüne endişe çöktü.

Tam o sırada, telefonuna tanımadığı bir numara aradı. Kara, telefonu açtı ve duyduğu sesle şok oldu.

Kardeşi... Öldürülmüştü.

Kara, lokantadan fırladı. Koşarak morga gitti. Kardeşinin cansız, parçalanmış bedenini gördü. Vücudunda tecavüz izleri vardı ve en korkuncu, kafası taşla ezilmişti.

O an Kara Kandemir'in içindeki son insanlık kırıntısı da öldü. Delirdi. Bu vahşeti yapanları bulacaktı.

Öfke nöbetiyle eve gitti. Bütün korumalara bağırdı, kardeşine sahip çıkamadıkları, kapılarını koruyamadıkları için hepsini lanetledi. Kontrolünü kaybederek, gözünü bile kırpmadan bütün korumaları öldürdü.

O günden sonra Kara, sadece kardeşinin intikamını alan bir mafya değil, aynı zamanda kimsenin yakalayamadığı bir seri katil oldu. Ve intikamının ilk adımı, kardeşinin katillerini yakalamakta başarısız olan, kardeşinin tecavüzüne yol açan kirli polis Murat Elzem'i (Aşkın'ın babası) öldürmekti.

O gün, üç hayatın da kaderi tamamen değişmişti: Aşkın'ın, Alaz'ın ve Kara'nın.

Bölüm : 02.12.2024 16:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...