
Balo salonuna girdiğimizde, bütün gözler üzerimizdeydi. Siyah elbise ve Kara'nın kolundaki duruşum, bizi gecenin en çok konuşulan çifti yapmıştı. Bana bakan bütün erkekleri, Kara öldürecek gibi bakışlarıyla süzüyordu. Şu anda burnundan soluduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yoktu. Kara'nın aşırı kıskanç olduğunu öğrenmiştim.
"Demek kıskanç bir adamsın, Kara Kandemir?" diye fısıldadım, yüzünde oluşan gerginlikle dalga geçerek.
"Hiç de bile! Sana öyle gelmiş. Ben sadece... kimin yanıma yaklaştığını kontrol ediyorum."
"Öyle mi? Yani buradan bir adam yanıma gelse, beni dansa kaldırsa, ben de kabul etsem, sonra adamla öpü..."
Sözümü bitirmeme izin vermedi. Eli, kolumu sıktı. Gözleri tehlikeli bir şekilde parlıyordu.
"Kes sesini! Yeter! Bilerek mi yapıyorsun, kızım? Buradaki bütün adamları sikerim!"
Gözlerim kocaman açıldı, ama gülmekten kendimi alamadım.
"Gay olduğunu bilmiyordum? Hangi adamları 'sikecekmişsin' diye merak ettim."
"Değilim, kızım! Ne alaka? O anlamda söylemedim!"
"Ne bileyim, bütün adamları 'sikecekmişsin' ya!" diye dudak büktüm.
Kara, sinirle alnını ovuşturdu.
"Bu elbiseyle çok seksisin! Kendimi zor tutuyorum, Aşkın! Beni çıldırtıyorsun."
Tam konuşacağımız sırada, yanımıza genç, uzun boylu, yakışıklı bir adam geldi. Kara ile dostça el sıkıştılar.
"Kara! Sen böyle partilere gelir miydin? Yıllardır yüzünü gören cennetlikti."
"Ortağım çok ısrar etti, kıramadım. İş meselesi."
"Bilmem mi? Selen öyledir! Bakıyorum onun sözünden çıkmıyorsun, ha?"
Selen mi? Kimdi bu Selen? Kara'nın ortağı mı? Bir anlığına kafam karıştı. Aman, banane! Kara, adama çok öfkeli baktı ama hemen sonra gözlerini bana dikti. Yüzümden, Selen isminin içimde ne hissettirdiğini anlamaya çalışıyordu. Hiçbir şey belli etmedim.
Adam, Kara'nın gerginliğini fark etti ama aldırmadı.
"Kara dostum, bu güzel hanım kim? Bize de tanıştır bari."
"Sanane." diye tısladı Kara.
"Sordum sadece! Sakin ol. Sen böyle yerlere hiçbir kadınla gelmezdin. Özel biri olmalı."
"Bu sefer böyle olsun istedim."
Adam, gözlerini benden ayırmadan bana döndü.
"Bu güzel hanımefendi, benimle bir dans etmek ister mi?"
"Ev—" diyecekken, Kara elimi hızla kaptı.
"Hayır! Onun bana sözü var. Benimle dans edecek."
"Tüh, kaçırdım desene! Bir sonraki sefere artık." Adam gürültüyle güldü ve uzaklaştı.
Kara'ya sinirle baktım. Benim yerime karar veriyordu. Belki de kabul edecektim!
"Dans edelim! Şimdi o adamla dans etmek istiyorum!"
"Hayır! Seninle dans etmek istemiyorum!" diye inat ettim.
Kara, elimi daha sıkı tuttu, beni kendine çekti.
"Dans edeceğiz, dediysem edeceğiz, Aşkın!"
"Zorla mı?"
"Zorla!"
Kara elimden tuttu ve beni pistin ortasına, müziğin en yoğun olduğu yere çekti. Herkes bize bakıyordu. Köşede, yüzü kıskançlık ve sinirle kasılmış, çok güzel, zarif bir kadın duruyordu. Tahminimce bu Selen'di.
Kara beni belimden sertçe çekti ve kendine yapıştırdı. Aramızda santim bile kalmadı. Pantolonunun üstünden şişkin duran penisi, kasığıma değdi. Bütün vücudumu bir ateş sardı. Dudak dudağa, burun buruna geldik. Kara, gözlerime kilitlenmişti; bende onun gözlerinden ayrılmıyordum.
Kokusu, güçlü ve erkeksiydi. Yüzüm kızardı. Bu adamın yanında bu kadar utanmak, sinirlerimi bozuyordu. Kara'nın dudakları havaya kalktı, gülümsüyordu. Ellerimi, refleksle, boynuna doladım.
"Sana dans etmek istemediğimi söylemiştim!" diye fısıldadım, nefesim dudaklarına değiyordu.
"Yani o adamla edecektin, değil mi?" Sesi boğuktu, öfkeyle yoğrulmuştu.
"Evet!"
"Sana benden başka kimse dokunamaz, yaklaşamaz!"
"Bu hakkı kendinde nasıl görüyorsun?"
Gözleri, kendinden emin bir şekilde parladı.
"Çünkü... ben senin sevgilinim."
"**Sevgilim? Öyle mi? **Benim niye haberim yok?****"
Kara, beni daha da sıkı kavradı.
"Şimdi oldu. Partiden sonra öğrenirsin."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 121.3k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |