41. Bölüm

41. Bölüm

Güler
sevimlikiz

Canım çok sıkılmıştı. Güvenli evde, pencereden dışarı bakarak Aşkın Abla'nın gelmesini bekliyordum. Onu özlemiştim. Kapı açılınca çok korktum ama baktığımda, bana gülümseyerek bakan Aşkın Abla'yı gördüm.

"Aşkın Abla!" diye bağırdım, sesim sevinçle doluydu.

"Canım!"

Koşarak Aşkın Abla'ya sarıldım. O da beni sıkıca kucakladı, kafamın üstünü öptü. Birlikte oturduk.

"Hiç gelmeyeceksin sandım. Beni unuttun sandım," diye fısıldadım.

"Seni nasıl unuturum, civcivim? Sen benim en kıymetlimsin."

Bir süre sohbet ettikten sonra aklıma Emris geldi. Bana iyi davranan, nazik polis...

"Aşkın Abla, ben kek yapmak istiyorum!"

"Yapalım, güzelim! Seninle mutfak çok eğlenceli olur."

"Hayır! Ben yalnız yapmak istiyorum. Emris bana yardım etti, onun için kek yapıp ona götürmek istiyorum."

Aşkın Abla'nın kaşları kalktı. Yüzünde muzip bir ifade vardı.

"Hayırdır, Eliz? Ne bu Emris aşkı? Benden gizlediğin bir şey mi var?"

"Yok, abla! Ne aşkı? Sadece... bana iyi davrandı diye teşekkür etmek istedim. Olay bu."

"Yani bu kadar? Başka ne olacak ki?"

"Evet, başka ne olacak ki! Emris senin kuzenin, değil mi? O ne sever, keki nasıl sever?"

"O ayı her şeyi sever! Ama en çok kakaolu keki bayılır."

"Aaa! Bende kakaoluyu çok seviyorum!"

"Malzeme var mı, alayım mı?"

"Var, abla. Sen dert etme."

Koşarak mutfağa gittim. Aşkın Abla arkamdan gülümsedi ve beni izledi. Ben kek yapmaya başlarken, o da yanıma geldi. Bir anlık yaramazlıkla, parmağını kremaya batırdı ve hızla burnuma sürdü.

"Aşkın Abla!" diye güldüm.

Aşkın Abla omuz silkti. Bende elimi kremaya batırdım ve onun dudağına sürdüm. Dudağını yaladı.

"Güzel olmuş!" dedi.

Aşkın Abla bana sarıldı, saçımı okşadı, burnumu öptü. Onu çok seviyordum. Bana kardeşi gibi davranıyordu, aramız çok iyiydi. Onu kaybetmek istemem.

"Aşkın Abla..."

"Söyle, güzelim."

"Ben seni çok seviyorum."

"Ben de seni seviyorum, civcivim. Hiç olmayan kardeşimsin sen."

Kek bitti ve fırına koyduk. Pişmesini beklerken oturup sohbet ettik. Kek piştiğinde, Aşkın Abla onu karakola götürmeyi teklif etti ama ben kendim vermek istiyordum.

"**Aşkın Abla, ben de seninle geleyim. Keki ben vermek istiyorum."

"Olmaz, canım. Alaz'ın adamları her yerde. Seni görürlerse, ölmediğini anlarlar. Çok tehlikeli."

"Lütfen! Çok dikkatli olurum."

"Bana öyle bakma, yavru kedi!"

"Lütfennnn!"

"Peki, peki! Beni ikna ettin, kedicik. Ama çok dikkatli olacağız."

"Teşekkür ederim, ablam!"

"Şimdi kurallar: Kıyafetlerini değiştir. Odada peruk var, onu tak. Bir de güneş gözlüğü takacağız. Kimse tanıyamamalı."

"Ona da tamam!"

Hemen odaya gittim. Siyah, dar bir Jean pantolon giydim, üstüne beyaz bir tişört ve onun üstüne mavi bir gömlek giydim. Makyaj çantasından dudak parlatıcısı sürdüm, biraz allık yaptım. En önemlisi: Dudağıma kalemle ben yaptım, burnuma ve gözümün altına kalemle çil yaptım, rimel sürdüm. Ve son olarak, odaya saklanan kızıl peruğu taktım. Gözlüğümü de takıp odadan çıktım.

Aşkın Abla, beni gördüğünde şok oldu.

"Sen kimsin? Eliz'e ne yaptın? Seni tanıyamadım bile!"

"Çok mu değişmişim, abla?"

"Çok! Kimse seni tanıyamayacak!"

"Olay da bu değil mi zaten? Beni kimsenin tanımaması."

"Hadi, çıkalım. Ama tek bir yanlış hareket yok."

Aşkın Abla ile evden çıkıp arabaya bindik. Karakola geldiğimizde, Aşkın Abla beni Emris'in odasına kadar götürdü.

"Hiçbir yere ayrılma, olur mu? Geri gelip seni alacağım. İşlerim var."

"Tamam."

Aşkın Abla gittikten sonra, elimdeki saklama kabıyla kapıyı çaldım. İçeriden Emris'in tok sesi geldi. Odaya girdim. Bana baktı.

"Buyurun, ne istemiştiniz?"

"Benim, Emris. Tanımadın mı?"

"Hayır. İlk defa görüyorum sizi."

"**Tabii, doğru ya. Tanınmayacak gibiyim. Ben Eliz."

Gözüyle beni baştan aşağı taradı. Eliz ismini nerede duyduğunu düşünürken, birden yüzü aydınlandı ve şaşkınlıkla ayağa kalktı.

"Eliz! Bu sen misin? İnanılmaz görünüyorsun! Bir şey mi oldu? Neden geldin buraya?"

"**Seni görmeye geldim. Teşekkür edememiştim. Sana kek yaptım."

"Bana mı?"

"Evet."

"Teşekkür ederim. Annemden başka kimse bana kek yapmamıştı." Sesi duygusaldı.

"Sen iste, ben her zaman yaparım."

"Neli?"

"Kakaolu!"

"En sevdiğim! Bu arada sen kimle geldin? Tehlikeli burası."

"Aşkın Abla getirdi beni. O nerede?"

"İşleri varmış."

Emris bana yaklaştı. Elimden saklama kabını alacağı zaman, eli elime değdi. Elime belli belirsiz okşadı. Utandım. Hemen kekten bir parça yedi. Gözleri kapandı.

"Mmm! Tadı çok güzel! Gerçekten yeteneklisin!"

"Gerçekten beğendin mi?"

"Gerçekten beğendim, Eliz. Teşekkür ederim."

"Afiyet olsun."

Geriye yaslandım. Karakolun güvenli ortamında, yeni görünümüm ve Emris'in ilgisiyle kendimi ilk kez o kadar güçlü hissetmiştim.

Bölüm : 03.12.2024 19:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...