45. Bölüm

45. Bölüm

Güler
sevimlikiz

Birkaç gün geçmişti ama Kara beni aramamıştı. Bu kadar çabuk mu vazgeçmişti benden? Beni sevdiğini sanmıştım, oysa ufacık bir yanlış anlaşılmada beni bir kenara bırakmıştı. Bu, gururuma dokunuyordu. Son kez onunla yüzleşip her şeyi açıklayacak ve sonra onu hayatımdan temelli çıkaracaktım.

Hızla arabamı alıp, evinin önünde durdurdum.

"Salih," dedim, kapıdaki korumasına. "Kara evde mi?"

Salih şaşkınlıkla kekeledi. Kara'nın beni görmesini istemediğini biliyordum.

"Valla yen— yani, Aşkın Hanım... Evde."

"Dışarı çağır. İki dakika konuşup gideceğim."

"Meşgul, Aşkın Hanım. Gelmese daha iyi olur..."

"Sana dışarı çağır dedim, Salih." dedim, sesimde itiraz kabul etmeyen bir otorite vardı.

"Peki, efendim."

Koruma içeri girdi. Birkaç saniye sonra, kapıdan göğsü çıplak, altında sadece bir şort olan, saçı başı dağınık Kara çıktı. Ev haliyle bile neden bu kadar yakışıklıydı?

Gözleri, bana baktı. İfadesi alaycıydı.

"Oooo, Aşkın Hanım? Siz buraya gelir miydiniz? Polisin, bir mafya babasının kapısında ne işi var?"

Kara'nın bu tavrı, zaten kırılmış olan gururumu paramparça etti.

"Ne bu tavır, Kara? Ne oldu? Bir anda mı vazgeçtin?"

"Ne varmış tavrımda? Gayet normal konuşuyorum."

"Neden beni hiç aramadın? Cevap ver!"

Omuz silkti, bu hareketi beni çileden çıkardı.

"Meşgulsündür diye düşündüm. Alışıksındır peşinde erkeklerin dolaşmasına. Benimkine de takılmışsın işte."

Damarlarımdaki kan çekildi. Bu, beni sıradan bir kadın gibi görüyordu.

"Düzgün konuş, Kara Kandemir!"

"Ne o? Vurur musun beni, Polis Hanım? Göğsüme bir mermi mi sıkarsın?"

O an, düşünmeden elim kalktı ve yüzüne sert bir tokat attım. Tokat sesi, sessiz sokakta yankılandı.

Kara'nın adamları adım atacak gibi oldu ama Kara, sadece el işareti yaparak onları durdurdu. Gözleri şok ve öfkeyle parlıyordu.

Bileğimden yakaladı ve hızla kendine çekti. Elim, kazara çıplak göğsüne değdi. Vücudumdaki her hücre gerildi.

"Yazıklar olsun! Seni yanlış tanımışım, Kara!"

Gözlerim dolmuştu. Yalan söylemeyecektim.

"Seni sevebileceğimi düşünmüştüm, ama yanılmışım. Sen de o pisliklerden farksızsın!"

"Ne? Ne saçmalıyorsun sen?"

"Bırak beni!" diye bağırdım.

"Ne dediğini söyle! Kimim ben?"

"Sana bırak beni dedim!"

Bileğimi kurtarmaya çalışırken, bütün gücümle karnına bir yumruk attım. Yumruk, tam karın boşluğuna isabet etti. Kara, nefesi kesilmiş gibi geriye doğru sendeledi ve iki büklüm oldu.

Adamları hemen harekete geçti ve beni zorla Kara'dan uzaklaştırdılar.

"Bırak kolumu! Dokunmayın bana!" diye direndim.

"Yen— Aşkın Hanım, sakin olun!"

Kara, hala eğilmiş, acıyla nefes almaya çalışıyordu. Son sözlerimi, onu kalbinden vurmak için söyledim.

"Bu arada, o adam benim kuzenim! Bunu hak etmiyorsun, ama yine de söylüyorum: Bir daha peşimde dolaşma! Senin yüzünü görmek istemiyorum, yoksa seni vururum!"**

"Aşkın! Bekle! Dinle beni!"

Onu dinlemedim. Arkama bile bakmadan arabama bindim ve gaza bastım. Uzaklaşırken, direksiyona yumruk attım.

"Aptal Kara! Aptal! Nasıl bu kadar kolay kıskanabilirsin!"

Aşkın, hem öfkeli hem de kırgındı. Bir ilişkiye başlamadan bitirmişti. Ama kalbi, bir yumruğun acısından daha fazla sızlıyordu.

Bölüm : 04.12.2024 02:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...