48. Bölüm

48. Bölüm

Güler
sevimlikiz

Ofisten, odaya giren son evrakı imzalayıp çıktığım an, kapının hemen karşısında, lüks arabasına yaslanmış Kara'yı gördüm. Yüzünde, reddedilmenin öfkesiyle karışık, kararlı bir ifade vardı.

"Senin burada ne işin var, Kara? Seni engelledim, mesajlarıma cevap verme dedim!"

Umursamaz bir tavırla gülümsedi.

"Seni almaya geldim."

"**Beni sinir etme, **Ezel Kadın!****" diye tısladı, gözlerindeki öfke parlıyordu.

"Bana öyle seslenme, Kara!"

"Sen de beni deli etme, Ezel Kadın! Yoksa sonu kötü olacak."

"Sen insanı çileden çıkarırsın! Bırak peşimi!"

Tam yanımdan geçip gideceğim sırada, kolumu yakaladı ve beni hızla kendi arabasının arka kapısına doğru sürükledi.

"Ne yapıyorsun sen ya! Manyak mısın?!" diye bağırdım. Bu, resmen kaçırmaydı.

Beni zorla arka koltuğa oturttu.

"**Evet, manyağım! **Seni kaçırıyorum!****"

"Bu bir suç! Seni tutuklarım! Görev başındayım ben!"

Arabaya bindi, kapıyı kilitledi ve bana döndü. Gözleri, tutkuyla yanıyordu.

"Tutukla! Tak kelepçeleri! Zaten kalbime taktın, polis hanım. Gerisi formalite."

"Bu laflara karnım tok, Kara! Seni affetmeyeceğim!"

"**Göreceğiz, **Ezel Kadın!****"

"Ya sabır! Şeytan diyor, şu adamı öldür!"

"Şeytana uyma, güzelim. Ben sana başka şeyler için uymayı teklif ederim."

"Sen adamı şeytana uyduruyorsun!"

Kara, beni lüks ve korunaklı evine getirdi. Arabayı durdurdu. Ben inatla kollarımı göğsümde bağladım.

"Güzelim, ne bekliyorsun? İnsene. Davetiye mi bekliyorsun?"

"İnmeyeceğim! Git kendin in!"

Kara, sabrının taştığını belli eden bir nefes aldı.

"İlla seni kucağıma mı alıp götüreyim? Bu kadar inatçı olma."

Hiçbir şey söylemedim, sadece ona meydan okuyan gözlerle baktım. Kara arabadan indi, hızla yanıma geldi. Kapıyı açtı, eğildi, emniyet kemerini çözdü ve beni bir hamlede kucağına aldı.

O anın şokuyla, omzuna yumruklar atmaya başladım.

"Bırak beni! Aşağı indir beni, pislik!"

"Uslu dur, Ezel Hanım! Yoksa burası kalabalık demem."

"Bırak dedim sana!"

"Sus, kadın! Bir yere gitmiyorsun!"

Sinirden ne dediğimi bilmiyordum.

"Penisini koparıp ağzına vereceğim!" diye tısladım.

Kara, bu tehdit karşısında sırıttı.

"Penisimi sadece senin ağzında istiyorum, Ezel. Onu koparmak için değil."

"Terbiyesiz! Ahlaksız!"

"Sen kaşındın, güzelim."

Eve doğru yürürken, korumalarına sert bir sesle bağırdı:

"Önünüze dönün lan! Bakmayın!"

Bütün korumalar, birden kafalarını eğdi. Utançtan kıpkırmızı olmuştum. Eve girdik. Kara beni salona götürüp lüks bir koltuğa oturtmaya çalıştı. Tam o anı fırsat bilip karnına güçlü bir tekme attım!

Tekme, dünkü yumruğa benzer bir acı verdi. Kara, inleyerek geriye gidip iki büklüm oldu.

"**Ah! Kızım! Senin elin ayağın ne kadar ağır! **Bu iki oldu!****"

Nefes nefese ona baktım.

"Pislik! Beni kaçırdın!"

Kara doğruldu, acıyla gülümsedi.

"Buna kaçırma demeyelim, misafir ediyorum. En fazla iki gün kalırsın, sonra istersen gidersin."

"Senin misafir anlayışın bu mu? Beni zorla getirdin!"

Aşkın, mahsur kalmıştı. Şimdi, bu tehlikeli evin içinde Kara'nın ne planladığını öğrenmek zorundaydı.

Bölüm : 04.12.2024 04:42 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...