
Kara ve ben sevgili olmuştuk. Artık mutluluğa bir şans verebilir miydik? Hayatımdaki karmaşa bitmiş gibi hissediyordum. Alaz'ı unutmuştum, zaten hayatımızdan çıkmıştı. Bir daha karşımıza çıkamazdı, buna emindim.
Kara'nın evinde, güneşli bir sabah kahvaltısı yapıyorduk.
"Bu gün ne yapacaksın, güzelim? Tehlikeli bir işin var mı?"
"Operasyon var, önemli bir fuhuş baskını. Gitmem lazım."
Kara, elimi tuttu. Gözleri endişeliydi.
"Dikkatli ol, Aşkın. Aklım sende kalmasın."
"Farkında mısın, ben polisim? Kendi işimi yapıyorum."
"Farkındayım, güzelim. Ama bu, endişelenmeyeceğim anlamına gelmez. Dönüp dolaşıp yine sana gelirim ben."
Kara kalktı ve bana sımsıkı sarıldı. Kahvaltımızı hızla bitirdik ve ben görevime gittim.
Operasyon, beklediğimden daha iyi geçti. Fuhuş şebekesinden yaklaşık 10 kişi tutukladık. Karakola yorgun ama zaferle döndüğümde, telefonumun ekranında Kara'dan gelen mesajları gördüm.
KARA ADAM:
Seni özledim. Şimdiden.
AŞKIN:
Daha yeni ayrıldık, Kara. Ne bu acele?
KARA ADAM:
Yine de özledim. Sen benimsin, özleyemem mi?
AŞKIN:
Özlersin tabii ki. Ama bir tek sen özle.
KARA ADAM:
Tabii ki, kızım! Benden başkası seni özleyemez! Nokta.
AŞKIN:
Kıskanç sevgilim benim. 🥰
KARA ADAM:
Kıskanırım tabii ki! Kıskanılacak kadar güzelsin, kara kız!
AŞKIN:
Hey! Ben kara değilim!
KARA ADAM:
Sen benim karam çikolatamsın. Yemeye doyamadığım.
AŞKIN:
Peki sen ne yapıyorsun? İşler yoğun mu?
KARA ADAM:
Bu gün iş için yurt dışına gitmem gerek. Biraz uzun sürebilir.
AŞKIN:
Ne? Ciddi misin? Yani seni göremeyecek miyim? Ne zaman dönersin?
Kara, bu mesaja sadece görüldü attı. En sinir olduğum şeydi!
"Kara, orada mısın?"
"Hey! Cevap ver!"
Tam telefonu sinirle masaya fırlatacakken, kapım aniden açıldı. İçeri Kara girdi! Şaşkınlıkla ayağa fırladım.
"Burada ne işin var senin? Mesajlarıma neden cevap vermiyorsun?"
Bana doğru yürüdü ve beni sıkıca kucakladı.
"Seni görmek için geldim, Ezel Kadın. Beni görmek istemedin mi?"
"Ya! Benim için mi geldin gerçekten? Görüldü attığın için kızgındım."
"Seni görmeden, sesini duymadan gider miyim, sanıyorsun?"
Kara dudaklarıma yaklaştı ve beni tutkulu bir şekilde öpmeye başladı. Öpüşmemiz derinleşirken, kapı güm diye açıldı! İçeri Emris girdi.
Emris, bizi gördüğünde dondu kaldı.
"Ah! Öpüşüyor muydunuz siz? Devam edin, ben bakmıyorum," dedi, eliyle gözlerini kapatırken ama parmaklarının arasından bizi izliyordu.
"Ah, Emris, tam zamanında geldin!" diye homurdanduk.
"Gevezeliği bırak, Aşkın!"
"Sustum, kuzen! Kızma!"
Kara, benden ayrıldı ve elini Emris'e uzattı.
"Selam. Sen Emris olmalısın. Ben Kara, Aşkın'ın tek aşkı."
Emris, el sıkıştı. Yüzünde alaycı bir ifade vardı.
"Evet, biliyorum. Aşkın'ın dilinden düşmüyorsun. Bütün gün senden bahsettiğini duymaktan bıktım."
"Bir sus, lan!" diye onu dürttüm.
Kara, bu yoruma kahkahalarla güldü.
"Demek beni anlata anlata bitiremedin, Ezel Kadın?"
"Kara!"
Kara, Emris'in omzunu dostça sıvazladı.
"Seni sevdim, dostum. Aşkın'a göz kulak ol."
"Ben de seni sevdim, Kara Adam. İyi yolculuklar. Kendine dikkat et."
Emris, ikili arasındaki bu ani dostluğa bozularak araya girdi:
"Oh, ne iyi ya! Beni dışladınız! Ben de sizin kuzeninizim."
Kara, hemen yanıma geldi, kolumu omzuna attı ve Emris'e gülümsedi.
"Olur mu, aşkım, öyle? Sen teksin. O benim en değerli kuzenim, Emris. Sen hep aramızda olacaksın."
Kara'nın bu sözü, hem Emris'i rahatlattı hem de Aşkın'a olan bağlılığını pekiştirdi. Kara, son bir öpücükten sonra, yurt dışı yolculuğu için karakoldan ayrıldı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 121.3k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |