56. Bölüm

56. Bölüm

Güler
sevimlikiz

Bu evde yaşadığım günler, birer kâbustu. Kocamdı dediğim adam, Salih, beni gençliğimden beri aldatır, döverdi. En büyük acım, o duvarların arasında kızımdı. Elif'i korumak isterdim, o canavardan uzak tutmak isterdim ama gücüm yetmezdi. Her denemem, daha ağır bir dayakla sonuçlanırdı. Zaten bu üzüntü, bu yalnızlık, bu lanetli hayat beni tüketmişti; doktorlar kanser olduğumu söyledi. Biliyordum ki, öldüğümde kızımı bu iki canavarla, kocam ve onun kopyası haline gelen oğlumla yalnız bırakacaktım.

Salih, kötü bir adamdı. Benim hayatımı, gençliğimi yakmıştı. Şimdi ise başka genç kızların hayatını yakıyordu. Daha kötüsü, oğlumu Alaz'ı da şiddet bağımlısı, tecavüzcü olarak yetiştiriyordu. Bu eve sürekli hayat kadınları getiriyordu.

Bir akşamüstü, salonda bu iğrenç sahneye tanık oldum. Alaz'ın babası, oğlunu yanına çağırdı.

"Gel lan buraya, aslan parçası! Baban sana hayatı öğretecek."

"Ne oldu, baba?"

"Bak, güzel karı değil mi? Ne düşünüyorsun?"

"Evet, güzel."

Salih, oğlunun gözünün içine baktı. Sesi, bir zehir gibi kulaklarına işleniyordu.

"Elle lan memesini. Unutma, bazı kadınlar hayır der ama isterler. Naz yaparlar. O yüzden bazılarına 'ders vermek', tecavüz etmek gerekir. Bundan korkma, sana bir şey yapamazlar."

Alaz'ın babası, oğlunun elini tuttu ve kadının göğsüne doğru götürdü. Alaz ilk başta duraksasa da, babasının onayı ve teşvikiyle bir an gülümsedi. Bu, onun hoşuna gitmişti.

"Hoşuna gitti değil mi, kerata? Şimdi o küçük çükünü çıkar ve kadının içine gir. Gör bakalım, baban sana ne öğretiyor!"

Alaz ilk önce babasına baktı, ciddi mi diye. Babasının teşvik edici, iğrenç gülümsemesini görünce, yavaşça soyundu. Kadını yatağa itti ve onunla birlikte oldu. Salih ise gülümseyerek izledi.

Ben bütün bunları gözyaşları içinde izledim. Gözlerimin önünde oğlumu canavara çeviriyorlardı.

Alaz işi bittiğinde, yanına gittim. Son bir umutla yalvardım.

"Oğlum... Alaz'ım."

"Ne var? Ne giriyorsun odama!" diye bağırdı, sesi babasının sesi gibiydi.

"Oğlum, yapma! Ne olur babana uyma! O seni mahvediyor."

"Sen karışma, kadın! Sana ne!"

"Oğlum, ben senin annenim! Ben senin iyiliğini istiyorum!"

"Sen benim annem değilsin! Sen sadece bu evdeki bir kadınsın!"

"Baban seni dolduruyor! Seni yanlış yola sokuyor!"

Alaz, öfkeyle ayağa kalktı. Yüzü mosmordu.

"Babama laf söyleme lan!"

Alaz, annesini itti. Yere düştüm. Tekmeler atmaya başladı. Yüzümden ve ağzımdan kan geldi. Kanserli vücudum, bu şiddete dayanamıyordu.

"Yapma, oğlum! Günahtır! Allah'tan kork!"

"Senden mi öğreneceğim lan günahı! Git buradan!"

Alaz, acımasızca annesini saçından tuttuğu gibi sürükledi ve evin en dip noktasına, Bodrum'a kapattı.

Kadın, korkuyla Bodrum'a baktı. Loş ışıkta, köşede yığılmış, korkudan titreşen, 18 yaşlarında dört tane genç kız gördü. Hepsinin gözleri, benim gibi acı ve çaresizlikle doluydu.

"Siz de kimsiniz?" diye fısıldadım.

"Y-yardım et..." diye inledi kızlardan biri.

Hatice Hanım, oğlunun ve kocasının kurduğu cehennemin sadece kendi hayatıyla sınırlı olmadığını, o evde başka masum kurbanların da olduğunu anladı. Bu, onun son gördüğü acı gerçeklikti.

Bölüm : 04.12.2024 19:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...