
Yavaş yavaş gözümü açtım. Başım zonkluyor, sanki çatlayacak gibiydi. Elimin bağlı olduğu ip, bileklerimi acıtıyordu. Bulanık gözlerle etrafa baktım. Burası loş, kirli bir depoya benziyordu. Yanımda, Eliz'i gördüm. O da baygın ve bağlıydı.
"Eliz! Güzelim! Aç gözlerini!" diye fısıldadım, sesim boğuktu.
Eliz beni duymuyordu, hala baygındı. O sırada kapı gıcırdayarak açıldı. İçeri Alaz girdi. Yüzünde, uzun zamandır beklediği intikamın zaferi vardı.
Ona, içimdeki bütün öfkeyle baktım.
"Ne yaptın ona, Alaz?! Eğer ona dokunduysan..."
"Bir şey yapmadım, güzelim. Sadece derin bir uykuya daldı. Merak etme, ikiniz de artık benim elimdesiniz. Ceza çekme vakti geldi."
"Seni kendi ellerimle öldüreceğim! Öldün sen, Alaz! Artık sen, benim için ölüsün!"
Alaz, yavaşça bana yaklaştı.
"Gördüğün gibi karşındayım ve yaşıyorum. Hangi elle beni öldüreceksin? Bu bağlı ellerle mi?"
"Ellerimi çöz! İşini burada bitireceğim!"
"Önce biraz eğleneceğiz, Ezel Kadın. Sonra benimle evleneceksin. Gerekirse zorla."
"Ölürüm de evlenmem! Asla!"
Alaz'ın gözleri parladı. Yavaşça Eliz'e baktı.
"Eliz’i de imam nikahlı karım olarak alacağım. İkiniz de benim karım olacaksınız. Bir gün sende, bir gün onda... O günlerin hayalini kurarak yaşadım ben içeride."
"Pislik! Şerefsiz! Çöz lan ellerimi! O pis yüzünü dağıtacağım senin! O pis kelleni bu vücudundan ayıracağım!"
"Göreceğiz, polis."
Alaz, ansızın sert bir tekme attı. Karnıma isabet eden tekmeyle yere düştüm. Acıyla inledim. Üstüme çıktı ve gömleğimi yırtarak çıplak tenimi ortaya çıkardı. Çırpınmaya başladım.
"Bırak lan beni, şerefsiz piç! İnsan değilsin sen!"
"Seninle sevişmeyi özlemişim, Kara Kız. Şimdi elimdesin. Kimse kurtaramaz seni."
"Öldüreceğim lan seni! Çöz beni!"
Alaz, boynumu koparırcasına öpmeye başladı. Kendimi geri çekmeye, kafamı çevirmeye çalıştım ama bağlıydım.
"**Eli bağlı kadınlara dokunmak kolay, değil mi? **Çöz lan elimi!****"
Cevap olarak bana sert bir tokat attı. Başım duvara çarptı. Gözlerim karardı. Ardından göğsümü öpmeye başladı.
Tam o sırada, Eliz inleyerek uyandı. Gözleri dehşetle açıldı ve bizi gördü.
"Alaz!" diye fısıldadı.
"Uyandın mı, uyuyan güzel? Tam zamanında," dedi Alaz, alaycı bir sesle.
"Lütfen bırak bizi! Yalvarırım, abim bunu yapma!"
"Eliz, buna yalvarma!" diye ona bağırdım.
Alaz, bana bakıp sırıttı.
"Yalvar, Eliz. Hoşuma gidiyor."
"Aşkın Abla'yı bırak! Ona dokunma!" diye hıçkırdı Eliz.
"Onu bu kadar mı seviyorsun? Yakında onun kuması olacaksın. Beraber hizmet edeceksiniz bana."
"Ne?! Hayır!"
"Korkma, canım. Bu kan emiciye kökünü belli etme!"
Alaz, birden göğsümün üzerinden kalktı. Sesi, hayal kırıklığıyla karışık bir öfke taşıyordu.
"Şimdi keyfim kaçtı. Seninle şimdi sevişmeyeceğim. İstediğim zaman odama geleceksiniz, altıma gireceksiniz. Hapiste kadınsız kaldım, acısını sizden çıkartacağım."
"Alçak herif!"
Alaz, son darbeyi indirmek için eğildi.
"Sana benden bir iz kalsın. Baktıkça beni hatırla, Aşkın."
Cebinden sustalı bir bıçak çıkardı ve elmacık kemiğimi yavaşça, derince çizdi. Dişimi sıktım, bir damla yaş bile akıtmamaya çalıştım. Yüzümde kalıcı bir bıçak izi olacağını biliyordum.
"Aşkın Abla!" diye çığlık attı Eliz.
"Eliz, sakin ol. Yok bir şeyim!" diye zar zor konuştum.
Alaz, son sözlerini söylerken kapıya yürüdü.
"Bu daha iyi günleriniz, kızlar. Kardeşim ve o kahpe Selim'i öldürdüm. İşim bitince sizi de öldüreceğim. Sonra Kara'yla asıl hesabım var."
Kapı kapandı. Karanlıkta, ikimiz de bağlarımızla ve dehşetle baş başa kaldık. Mücadele, yeni başlamıştı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 121.3k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |